Tren Geç Kaldığında Özür Dileyen Japonlar Dakikliğe Neden Bu Kadar Takıntılı?
toplu taşıma gecikmeleri çoğu ülkede sıradan bir durumdur. hatta pek çok şehirde trenin veya otobüsün 5–10 dakika gecikmesine kimse şaşırmaz; en fazla içimizden biraz homurdanırız. ama japonya’da durum bambaşka. orada dakiklik öyle bir noktada ki, tren bir dakika bile geç kalsa, görevliler yolculardan bizzat özür diliyor.
üstelik bu özür sözle sınırlı değil. eğer gecikme 5 dakikayı aşarsa, yolculara resmi bir belge veriliyor: "chikoku shomeisho", yani gecikme sertifikası. bu küçük kart, kişinin işe, toplantıya veya derse geç kalmasının sebebini resmi olarak belgeliyor. örneğin, tokyo’daki bir iş insanı sabah toplantısına birkaç dakika geç kaldığında bu sertifikayı masaya koyarak “trenim gecikti, işte kanıtı” diyebiliyor. japonya’da bu belge o kadar yaygın ki, işverenler ve okullar bu durumu doğal karşılıyor.
peki neden bu kadar titizler?
bunun cevabı japon kültüründe gizli. japonya’da dakiklik, sadece kişisel bir erdem değil; karşı tarafa duyulan saygının somut bir göstergesi. bir randevuya geç kalmak, karşınızdakinin zamanını çalmak anlamına geliyor ve bu sosyal olarak hoş karşılanmıyor. hatta bazı japon şirketlerinde, işe birkaç dakika geç gelmek tekrarlandığında ciddi disiplin cezaları bile gündeme gelebiliyor. dolayısıyla tren şirketleri, en ufak bir gecikmeyi bile yolcuların sosyal hayatında sorun yaratmaması için belgelemek zorunda hissediyor.
işin ilginç tarafı, japon trenleri dünyanın en dakiklerinden biri. örneğin tokyo’daki yamanote hattı’nda yıllık ortalama gecikme süresi 30 saniyenin bile altında. 2017’de bir trenin planlanandan 20 saniye erken kalkması bile ulusal haberlere konu olmuştu ve tren şirketi kamuoyundan resmi özür dilemişti. yani sadece geç kalmak değil, erken kalkmak da onlar için hatalı bir davranış.
bu uygulamayı öğrendiğinizde, “dakiklik” kavramına bakışınız değişiyor. bizim günlük hayatta “nasılsa 5 dakika” dediğimiz süreler, başka bir kültürde ciddi bir sorumluluk haline gelebiliyor. zamanı yönetme anlayışı sadece bireysel değil, toplumsal bir düzenin parçası olabiliyor. belki de bu yüzden japonya’da tren istasyonlarında dakiklik neredeyse bir mühendislik harikası gibi işliyor; çünkü herkes biliyor ki, birkaç dakikalık sapma bile tüm sisteme yayılabilecek zincirleme bir etki oluşturabilir.