TARİH 4 Eylül 2024
2,5b OKUNMA     50 PAYLAŞIM

Tolstoy'un, Zamanında Osmanlı Elçiliği de Yapan Diplomat Dedesi: Pyotr Andreyevich Tolstoy

Tolstoy ailesinin kökleri, Osmanlı elçiliği yapmaya kadar uzanıyormuş meğerse...

pyotr andreyevich tolstoy: yazar tolstoy’un diplomat dedesi (1645-1729)

zekasıyla ve kurnazlığıyla ünlü olan tolstoy, rus sarayıyla yakın ilişkiler içinde olan, soylu bir aileye mensuptu. genç yaşta parlak bir subay olarak öne çıkmış, ancak hanedan içi çekişmelere karışıp yanlış tarafta saf tutarak gözden düşmüştü. bunun sonucunda da büyük petro tarafından uzak bir yere sürgün edildi. bu sürgün hayatı, petro’nun 1695-96 yıllarında azak kalesi’ne düzenlediği saldırılara kadar sürdü. denilen o ki, tolstoy bu savaşlar esnasında kıvrak zekasıyla petro'yu etkilemeyi başardı ve onun yanında kalabildi.

petro, azak kalesi’ni ele geçirip karadeniz hakimiyeti yolunda büyük bir adım atınca, burada kalıcılığını sağlamak üzere taganrog’da büyük bir deniz üssü kurma projesi başlattı. bu proje kapsamında tolstoy da dahil olmak üzere elli kişilik bir heyeti, denizcilik eğitimi almaları için italya’ya gönderdi. tolstoy, italya’da geçirdiği iki yıl boyunca hem denizcilik eğitimi aldı hem de italyan kültürünü gözlemleyip, italyanca öğrendi. 1699’da ülkesine döndüğünde, gözlemlerini ve öğrendiklerini petro’ya sundu. diğer yandan aynı yıl petro, taganrog’dan azak denizi’ne bir filo indirmeyi başardı. petro'nun bu iddialı hamlesi, rusya’nın da dahil olduğu karlofça antlaşması müzakerelerinin sürdüğü döneme tekabül etmektedir.


büyük petro, osmanlı imparatorluğu’nun kutsal ittifak savaşları’nda ve karlofça antlaşması döneminde gösterdiği zayıflıkları fırsata çevirmeye kararlıydı. azak’a hücum edilmesi ve azak denizi’ne filo indirilmesi bu stratejinin bir parçasıydı. nitekim petro, karlofça antlaşması’ndan bir yıl sonra osmanlılarla istanbul’da bir anlaşma imzalayarak azak’taki hakimiyetini resmileştirmeyi ve istanbul’da daimi bir elçi bulundurma hakkını kazanmayı başardı. bu göreve atanan ilk kişi ise tolstoy oldu. elçi tolstoy'un en temel görevi: petro, büyük kuzey savaşı’yla meşgulken, osmanlıları bu savaştan olabildiğince uzak tutmak ve böylelikle rusya’nın karadeniz’deki kazanımlarının korunması sağlamak olacaktı.

tolstoy, 1702'de osmanlı ülkesine adım attığında osmanlı yönetimini ciddi bir istikrarsızlık ve kaos içinde buldu. sadrazamlar sık sık değişiyor, her yeni sadrazamın tolstoy’a olan tutumu da farklılık gösteriyordu. örneğin, daltaban mustafa paşa döneminde tolstoy neredeyse sürgün edilecekken, bir sonraki sadrazam rami mehmed paşa onunla yakın ilişkiler kurmuştu. tolstoy’un tanık olduğu ve yakından takip ettiği olaylardan biri de edirne vakası idi. bu olay hakkında ülkesine detaylı raporlar gönderdi. ayrıca bu süreçte osmanlı imparatorluğu’nun tarihini, toplumsal düzenini, iç ve dış meselelerini anlatan ''osmanlı ülkesindeki halkın durumu'' isimli kapsamlı bir çalışma da hazırladı.

edirne vaka'sından sonra tolstoy’un hayatı giderek zorlaştı

üçüncü ahmet'in tahta çıkışını haber vermek üzere rusya’ya gönderilen elçiye kötü muamele edilmesi, tolstoy’un durumunu fazlasıyla zora soktu. osmanlı yetkilileri, tolstoy’u sıkı bir şekilde denetlemeye başladı, bir nevi ona ev hapsi uygulandı. bu kriz bir zaman sonra aşılsa da tolstoy’un tahsisat konusunda sıkıntılar yaşadığı, zaman zaman mali sıkıntılar çektiği, bunları aşmak için de kürklerini sattığı bilinmektedir.

tolstoy, tüm bu zorluklara rağmen petro’nun isteklerini büyük ölçüde yerine getirmeyi başardı

rusya’nın osmanlı’yla olan ilişkilerini uzun bir süre dengede tutabildi. ayrıca kurduğu istihbarat ağı sayesinde osmanlı sarayından önemli bilgiler toplayıp, petro’ya iletebildi. balkanlarda da çarın propagandasını yaptırabildi. ta ki poltova savaşı'na kadar...

Büyük Petro

isveç’le rusya arasında yaşanan poltova savaşı, osmanlı-rus ilişkilerinde de önemli bir dönüm noktasıdır

bu savaşta mağlup olan isveç kralı demirbaş karl, osmanlı topraklarına sığındı. petro, tolstoy aracılığıyla karl’ın teslim veya sınır dışı edilmesini istedi, ancak osmanlı hükümeti bunları reddetti. bu durum, osmanlı-rus ilişkilerini fazlasıyla gerdi. müzakerelerin sürdüğü süreçte daha temkinli bir siyaset izleyen sadrazam çorlulu ali paşa hakkında isveç kralının teslimi için tolstoy’dan rüşvet aldığı dedikodusu ortaya atıldı ve sadrazam azledildi. bu azilden sonra osmanlı hükümeti daha agresif bir siyaset izlemeye başladı. neticede de 1710’un sonlarında rusya’ya savaş ilan edildi. prut savaşı’nın başlamasıyla birlikte, tolstoy yakalanılarak, yaşlı bir ata bindirilip, istanbul sokaklarında aşağılandı ve yedikule zindanları’na hapsedildi. 1713’te edirne antlaşması imzalanana kadar hapiste kaldı. çıktıktan sonra da derhal ülkesine döndü.

ülkesine döndükten sonra petro iktidarının önde gelen adamlarından biri olarak görev yapmaya devam etti. dönüşünden sonra kont unvanı da alan tolstoy, ilerlemiş yaşına rağmen petro tarafından avrupa’ya özel elçi olarak gönderildi. petro’nun ölümünden sonra ise nüfuzu giderek azaldı. ikinci petro devrinde beyaz deniz’deki bir adaya sürüldü ve burada 1729 yılında, 84 yaşındayken öldü.

detay için:
+ benedict humphrey sumner - büyük petro ve osmanlı imparatorluğu - doğu kitabevi.
+ robert k. massie – büyük petro – çev: hakan abacı – türkiye iş bankası kültür yayınları.
+ emine inanır – ''büyükelçi p. a. tolstoy’un avrupa’da ve osmanlı’daki görevlerine dair bir inceleme'' – güney-doğu avrupa araştırmaları dergisi, sayı: 26.
+ bilal çelik & ismail bülbül – ''peter andreeviç tolstoy’un istanbul elçiliği (1702–1714)'' – karadeniz araştırmaları dergisi, sayı: 19.