TARİH 29 Ocak 2020
33,9b OKUNMA     639 PAYLAŞIM

Tıp Tarihinin Maddeler Halinde Özetlenmiş Kısa Tarihi

Imhotep'ten Louis Pasteur'e, tıp tarihine genel bir bakış atalım.
Georges Chicotot

1) tıp alanında bilinen en eski yazılı belgelerden biri de m.ö. 2600’lerde yaşamış mısırlı hekim imhotep’e ait yazmalarmış. adam verem, diş ağrısı, kireçlenme gibi hastalıklara tedavi bulmuş. tarihin ilk kayıtlı doktoru.

2) m.ö. 1700-1500 yıllarına ait hammurabi kanunları’ndaki tıbbi yasalar ve çeşitli tedavileri anlatan ebers, brugsch, smith papirüsleridir. örneğin hammurabi’nin 174. maddesi gereğince: eğer bir doktor bir hastayı ameliyat eder de hasta ölürse, doktorun eli kesilmelidir.

3) eski çin, hint ve yunan tıbbında insan vücudunun çeşitli bileşenlerinden söz edilir ve bu bileşenler arasındaki dengenin bozulmasının hastalıklara yol açtığına inanılırdı. bu dört bileşen, ayrıca islam tıbbında ahlat-ı erbaa olarak bilinir, "kan, balgam, sevda (kara safra, melankoli), safra (sarı safra)"dır.


4) binlerce yıl önce insanlar söğüt ağacının kabuğunu aspirin niyetine kullanıyorlardı. en eski cerrahi yöntemse kafatasında delik açma denilen, beyindeki baskıyı azaltmak için hastanın kafatasında açılan bir delikti.

5) tıbbın babası hipokrat (m.ö. 460), hastalıkların sadece doğal nedenleri olduğunu savunurdu. hurafeye murafeye inanmayın kardeşim, yok eltim bana büyü yaptı, yok cin çarptı, demeyin dedi. bu anlamda bilimi dini hurafelerden ayıran ilk doktordur.

6) m.s. 5. yy’da hintli sustrata kırık tedavisi yapıyordu, tümörleri çıkartıyordu, bebekleri sezaryenle doğurtuyordu.


7) çin’de ise ta m.ö. 400’den beri akupunktur yöntemi uygulanmaya başlanmıştı.

8) türklerde ise ne yazık ki bilimsel bir tıp yok denecek kadar azdı. otacı dediğimiz hekimler adı üstünde otlar toplayıp karıştırıp ilaç yaparlardı ama günümüze tıbbi bir yazı bile kalmış değil (kalmışsa da ben bilmiyorum). ayrıca şaman kültürünün de yaşadığı orta asya toplumlarında otacılık görevini şamanlar da yapmaya başladı ve otacılar yok oldu. artık şamanlar ayin yaparak insanları iyileştiriyordu, belki işe yarıyordur sonuçta "plasebo etkisi" diye bir şey var. ha bir de kimse sanmasın bak tüm milletler bir şeyler bulmuş türkler tu kaka, neredeyse tüm milletlerde tıbbın ilk hali büyü/dua/ayin şeklindedir. ayrıca yazının devamını okuyun bakalım türkler neler yapmış.

9) m.s. 2. yy’da galen anatominin temel alınarak tıbbı çözebileceğimizi söyledi. fakat tek sorun şu: hayvanların anatomisini incelediği için pek çok şeyde yanıldı.


10) orta çağ'da batıda zaten tık yok. hatta kilise diyor ki hastalığı veren tanrı’dır yine o götürür. o yüzden doktorluk ban yiyor. sadece saray hekimliği var. halk kime gitsin? diyorsanız halkı da iyileştirenler berberler! yanlış duymadınız! ama bu berberler başka berber, hem diş çekerler hem ilaç yaparlar hem saç keserler. bir de orta çağ'da veba yayılıyor avrupa’ya ve insanlar ölürken kimse kurtaramıyor niye? doktor yok ki kurtarılsınlar. etme bulma dünyası papaz kardeşler. diğer yandan islam dünyasında ebu bekir er-razi, ibn-i sina ve ebu’l kasım zehravi gibi tıp alimleri ortaya çıkar. zaten ibn-i sina’yı biliyorsunuzdur, el kanun fi’t-tıbb’ın yazarıdır.


11) bir de geleneksel anadolu hekimliğimiz var. müziğin insan üzerinde etkisinin olduğunu keşfeden anadolulular farklı makamlarla bazı hastalıkları ilişkilendirirlerdi:

rast makamı: havale ve felce
ırak makamı: afakana ve dar mizaca
isfahan makamı: zihin açmaya, zekayı artırmaya, anıları tazelemeye
zirevkent makamı: sırt ve eklem ağrılarına
rehavi makamı: baş ağrısına
büzürk makamı: ateşli hastalıklara, zihni temizlemeye, vesvese ve korkuyu uzaklaştırmaya
neva makamı: kadın hastalıklarına
zengule makamı: kalp hastalıklarına

ve daha onlarca makam… yani gidiyorsun hastaneye, diyorsun sırtım ağrıyor orada hekim yatırıyor yere sonra da neyzenlere bağırıyor: "zirevkent makamını çalın abime..."

şimdi bir de akıl hastalarına karşı bakış açısı boyutu var. modern psikiyatrinin büyük kurucularından psikiyatr (ingilizce: psikiyatrist) dr.kraft-ebing şöyle yazıyor: "hristiyanlık, akıl hastalarına ilgi göstermiyordu. onları şeytan tarafından ele geçirilmiş yaratıklar şeklinde algılıyordu. akıl hastalarını tedaviyi avrupa, türklerden öğrendi. türkler, bizden çok önce, akıl hastalarına mahsus hastaneler kurdular (traité clinique de psychiatrie, paris 1897, s.53)."

bu bimarhaneler/tımarhaneler ücretsizdi! avrupa’da 19. asır ortalarına kadar bir akıl hastası suç işlerse, normal insan gibi ceza görürdü. osmanlı’da, suçun mahiyeti ne olursa olsun, hekim teşhisi ile akıl hastalığı belgelenen kişi, sadece hastaneye kapatılır ve iyileşmeden salıverilmezdi. 

ingiltere’de 1357’de avrupa’da akıl hastaları için ilk tedavi merkezi olan bedlam/bethlem akıl hastanesini bir araştırın derim. oradaki doktorlar (ki doktor demeye bin şahit ister) akıl hastalarını soğuk banyolara sokardı, döverdi, aç bırakırdı ve türlü işkenceleri onlara mübah görürdü. cambridge sözlüğü’nde bedlam’ın anlamı: a noisy situation with no order, yani kaos...

Bethlem

12) rönesans dönemiyle artık kadavra kesilmesini yasaklayan kanunlar yumuşar ve anatomi ders kitapları ortaya çıkar. modern cerrahinin babası fransız doktor pare de bu dönemde ortaya çıkar ve ‘yaraları dağlamayın kardeşim tampon kullanın.’ der ve artık böyle yapılmaya başlanır (not: dağlama deride acayip iz bırakır, kim ister ki zaten?).

13) 1545’te londra’da ilk eczane açıldı.

14) 1590’da mikroskop keşfedildi ve hastalık teşhisleri hızlandı.

15) 16. yy’da ingiliz doktor william harvey kan dolaşımını keşfetti ve kalbin rolünü anlatan de motu cordis kitabını yayınladı. hemen 1667’de ilk kan nakli gerçekleştirildi.

16) çiçek hastalığı diye bir illet vardı, edwar jenner abimiz bu illete ineklerle deva bulunca ‘vacce-inek -> vaccination=aşı’ terimini kazandırdı.

17) rene laennec stetoskopu icat etti.


18) 19. yy’da florence nightingale, modern hemşireliği kurmuştur. geceleri yaralı askerleri dolaştığı için ‘fenerli hanım’ adıyla anılırdı.

19) 19. yy’da louis pasteur bulaşıcı hastalıkların mikroorganizmalardan geldiğini keşfetti (bundan önce insanlar bu hastalıkların gökten zembille indiğini sanıyordu, tabi bazı alimler mikrobu keşfeder gibi olmuş ama mikroskop olmadığı için emin değillerdi). yine bu yüzyılda güvenli anestezi keşfedildi. 1895’te röntgen reis röntgeni buldu.

ondan sonrası da işte günümüz…

kaynak

Günümüzde Mayalı Şeylerin Uzun Süre Bozulmadan Kalmasını Sağlayan Pastörizasyon ve Önemli Aşıların Mucidi: Louis Pasteur