SİNEMA 23 Eylül 2019
25,3b OKUNMA     585 PAYLAŞIM

Tim Burton'ın, Kendine Özgü Tarzını Yaratırken Çokça Esinlendiği Az Bilinir Kaynaklar

Tim Burton son dönemde her ne kadar düşüş yaşıyor gibi görünse de zamanında ana akım sinema için yararlı değişiklikler sağlamıştı. Peki kendi sanatını oluştururken nelerden yararlandı?

burton'ın son yıllardaki önlenemez çöküşü "40 yaşından sonra yalnızca aptallar ve zavallılar yaşar" diyen fyodor mihayloviç dostoyevski haklı mıydı lan acaba dedirtse de, popüler sinema tarihine yaptığı benzersiz katkılardan dolayı sonsuz kredisi var bu hırtoşun. zaten dostoyevski de önce kendisine baksın, 59 yıl yaşadı amca tipi ve tüm itici laflarıyla.

kolej çocuğu kılıklı tim burton'dan önce büyük bütçeli (bkz: blockbuster) filmlerin kesin kuralları vardı: kahramanlar her zaman pırıl pırıl ve kahramanca takılırken, kötüler de iki boyutlu ve sığdı. hele süper kahraman filminlerinde bunun aksi düşünülemezdi. elbette farklı denemeler oluyordu ama tamamı b film olarak bağımsız küçük stüdyolardan çıkıyor, dev stüdyolar asla buna yanaşmıyordu. işte ispiyoncu kılıklı tim nasıl yaptıysa (beetlejuice'un büyük başarısı sayesinde yaptı) dünyanın en büyük stüdyosunu son derece karanlık bir süper kahraman filmine ikna etti. arızalı ve karanlık yönleri olan baş karakter, en az baş karakter kadar ön planda ve derinlemesine işlenmiş kötü karakter, üstüne de cila niyetine kasvetli, gri, karanlık bir ton ekleyince batman oldu, popüler sinema tarihini kalıcı olarak değiştirdi. bugün tim denen ana kuzusu kılıklının batman filmlerini aşağılayanların anlamadığı nokta bu. eğer önceki filminde (beetlejuice) kazandığı büyük ticari ve sanatsal itibarı tümüyle riske ederek, dev bütçeyle o tarzda bir batman'i çekmeye stüdyoyu ikna edemeseydi, bugün övüle övüle bitirilemeyen modern tarihli kahraman-derinlikli kötü adam çatışması filmlerinin hiçbiri var olmayacaktı. yani zengin çocuğu kılıklı falan ama, övgüyü de hak ediyor tim denen kerhaneci.

peki öss'de ilk bine girmiş kılıklı tim'in özellikle ilk dönem filmlerinde görülen müthiş yaratıcılıkta etkilendiği kaynaklar ve ilham aldığı şeyler neler? diyelim ki sizin de kolejde okuyan zengin çocuğu, annesinin direktifleriyle yaşayan pasif isyankar, ispiyoncu, mızmız bir tipiniz var, "ben de tim burton olmak istiyorum benim neyim eksik" diye tutturdunuz, ne yapacaksınız? nelerden ve kimlerden ilham almanız gerekiyor? bakalım tim'in tarzını oluştururken etkilendiği kaynaklar neler?

edward gorey

amerikalı illüstratör, şair, yazar (bkz: #95697678). sürrealizm ve gotik sanat akımlarının temsilcisi olan bu tekinsiz herifin son derece kasvetli bir çizim tarzı vardır. özellikle birkaç satırlık tam kafiyeli kısa şiirleri, çoğu kişiye itici gelebilecek uğursuz bir mizah tarzı ve ölüm temasını çok sık kullanmasıyla evlerden ırak bir tiptir edward. gerçek hayatta da aseksüel, kedileri ve kitaplarıyla yalnız yaşayan bu ibretlik vaka, tim'i o kadar yoğun şekilde etkilemiştir ki, 1991 yılında çektiği edward scisohra... edward sickhor... edward siksorsan... amaaan her neyse o makas elli lavuk işte, hah işte o filmdeki edward bu edward'a göndermedir. gorey'in karakter çizimlerindeki vücut proporsiyonları ve sürreal mahlukat tipleriyle tim'in tasarımları birebir aynıdır.


quay kardeşler

amerikalı tiyatro tasarımcısı, kuklacı, stop motion animasyon yönetmeni ikiz kardeşler. evlat olsa sevilmeyecek bu ikili, çektikleri stop motion filmlerle dar bir kitleye hitap etseler de etkileri büyüktür. özellikle fazlasıyla ezoterik bir yaklaşımları olduğu için eserlerinde bariz bir ölüm-yaşam muğlaklığı vardır. bu utanmazlar sürrealist de olduklarından genel kitleye hitap edemezler ve ne kadar çok taklit edildikleri bilinmez. halbuki quay kardeşlerin filmlerindeki çoğu sahne tim burton da dahil olmak üzere pek çok yönetmen tarafından aynen kullanılmıştır. eserlerinde tahta kukla kullanmaları sebebiyle zaten var olan donukluk bir de ölüm-yaşam, gerçek-sürreal muğlaklığıyla birleşince benzersiz bir tekinsizlik hissettirir izleyene.


southern gothic

aslen bir edebiyat akımı olup müzikte de karşılığı bulunan sanat tarzı. ismini anmaktan imtina ettiğim (yazmaya üşenmiş de olabilirim) bir kısım deyyus tarafından icat edilen ve bir takım diğer dümbüğün de hemen katılımıyla çığ gibi büyüyen bu yazım tarzının temelinde; küçük ve kapalı gruplardaki dış dünyaya ön yargılı yaklaşım, dar görüşlülük, yabancılara dönük korku, yalnızlık, çaresizlik, ölüm korkusu, delirmek gibi neşeli olgular vardır. özellikle "dışarıdan mutlu gözüken ama arkada bir yığın uğursuz olayın yaşandığı küçük kasabalar" teması çok sık gözükür. evet hala fark etmeyeniniz kaldı mı? tim'in en başarılı filmlerinde de (özellikle erken dönem) tam olarak böyle arka planlar vardır.


büyülü gerçekçilik

özellikle uzak doğu ve güney amerika'da yoğun şekilde görülen edebiyat akımı. yine birtakım iblisin dölleri tarafından ortaya çıkarılan bu gavur icadı, gündelik hayatın sıradan gerçekliğine gerçek-dışı ve masalsı öğeler katılması ile ortaya çıkar. bu tarzın fantastik edebiyatla aynı olmamasının sebebi tamamen gerçek dünyada ve gerçekçi öğelere katılan masalsı ve sürreal öğelerden ibaret olmasıdır. mesela hayao miyazaki'nin "cadı olup uçabilmesine rağmen kuryecilik yapan vizyonsuz küçük kız" adlı bir filmi vardı (kiki's delivery service). hah işte güzel bir örnek o film, tamamen gerçek bir dünyada süpürgeyle uçan kız ve bunu herkesin normal karşıladığı bir dünya. "vere vere bu örneği mi verdin başka örnek yok mu lan?" diyorsanız, küçük bir kasabada elleri makas olan shorolo, öldükleri evde yaşamaya devan eden çift vesaire... aaa bunlar tim'in filmleri lan? başka sorum yok sayın hakim.


alman dışavurumculuğu

almanya'da ortaya çıkan sanat akımı. temelinde yoğun duyguların görsel ifadesini amaçlayan bu tarzda, keskin acılar, büyük boşluklar, duyguların şiddetine bağlı olarak düz çizgilerin bozulması, devasa açık alanlar gibi yöntemler kullanır. yoğun anksiyete hisleri de oluşturabilen bu zındıklığın, yoğun ışık ve gölge kullanımı, gölgeyi kompozisyonun ana noktalarına uygulayarak sahnenin temel unsuru haline getirmesi de cabasıdır özellikle yalnızlık, delilik, çaresizlik ve ölüm duygularını tetiklediği için uğursuz hisler uyandırır. alman dışavurumculuğu diyince benim aklıma alman pornosu ve dolayısıyla şüphesiz ki gina wild'in gelmesi ise size ilgilendirmez, lütfen kapatın bu konuyu...


the hardy boys-nancy drew

ilk kez 1930'lu yıllarda amerika'da yayılanmaya başlayan çocuk kitapları serisi. rap yapan zibidi grubuyla düet yapan itici kız sanmıştınız değil mi? aslında bu kafir çocuklarının televizyon öncesi dönemde en büyük eğlencesi olan bu seriler kızlar için nancy drew, erkekler için the hardy boys, günün yemeğinde ise musakka ve cacık... aman pardon işte cinsiyetlere göre farklı maceralar içeren kitaplar bunlar. ana temaları gizem, gerilim, doğaüstü sanılan olaylar falan filan. küçük kasabada büyüklerin ciddiye almadığı ve dalga geçtiği çocukların kendi başlarına gizemli olayları çözmesi gibi naif konular. tim'in tarzı buradaki hikayelerden fazlasıyla etkilenmiştir.


edgar allan poe

amerikalı korku ve gerilim yazarı. buna niye ayrı madde yazdım? çünkü sadece genel hikayeleriyle değil, ölüm korkusu, paranoya, sevdiklerini kaybetme korkusu gibi karakter özellikleriyle de tim'in tarzını ve hikaye yapısını etkilemiştir bu mendebur bunak.


roger corman

b film tarzı korku filmleriyle tanınan amerikalı yapımcı, yönetmen. bu münafık kimsenin umursamadığı zamanlarda son derece düşük bütçelerle poe hikayelerinin filmlerini çekerek tim'e cesaret vermiştir. bu fimlerin genel kalitesinin kıytırık ötesi olmasına rağmen poe hikayelerinin ruhunu yakalamış olması sebebiyle saygıyla anılan kült bir yönetmen olmayı hak etmiş, kült kült takılmaya devam etmiştir.


peki tim denen hırbonun kariyerinde olmazsa olmaz kişiler kimlerdir? aklınıza oyuncular falan geliyorsa geçin onları bir kalem, tim'i bugün bildiğimiz saygın konuma getiren kişiler şunlar:

bo welch

amerikalı prodüksiyon tasarımcısı. beetlejuice, edward scissorhands, batman returns filmlerinin yapım tasarımcılığını yapan deha. o filmlerde tam kararında olan gotik ve karanlık görsel tarzın, ona uygun setlerin, bina/heykel/doğa/obje gibi şeylerdeki orijinalliğin sebebi işte bu arkadaştır. bunun tim burton denince aklınıza gelen koyu mavi ton ve korkutucu oyuncaksı gerçekliğin filme çekilebilmesini sağlayıp tim'in vizyonunu başarıyla görselleştirebilmiştir. kısacası bu abi olmasaydı bugün tim burton hayranı gotik hatunlar olmazdı, gerçi o hatunlar da kayboldu gitti, bir zamanların tim burton hayranı gotik hatunları şimdi çocuklarının öğretmenleriyle çocuklarının ne kadar üstün zekalı ve hiperaktif olduğunu tartışan teyzelere dönüştüler. zaman çok acayip bir şey lan.

Bo Welch

danny elfman

amerikalı besteci, müzisyen. bu adamın işitsel dehası burton'ın uğursuz pesimist tarzına o kadar uydu ki, eğer elfman olmasaydı tim burton filmleri bu kadar etkileyici olmazdı. zamanında popüler sinema tarihini değiştiren batman filmine stüdyonun onay vermesinin en önemli sebeplerinden birinin elfman'ın yaptığı batman theme olduğunu biliyor muydunuz? eğer o müzik olmasaydı proje iptal edilebilirmiş. işte bu yüzden tim'in kariyerindeki en önemli ikinci kişi bu heriftir.

İşte o Batman müziği.

neyse işte ya, tim iyi yönetmendir. gerçi son filmleri yaşlandığını ve yaratıcılığını kaybettiğini kanıtlıyor ama, ulan tim burton hayranı gotik kızlar bile yaslanıp çoluk çocuğa karıştı organik sebze derdine düştü, tim yaşlanmış çok mu?

Evde Oturarak Mezun Olabilmeyi Sağlayan Güzel Olay: Online Üniversite

Bugün Dünya Çapında İsim Yapmış Yönetmenleri Zamanında Sinemaya Yönelten Filmler