The Dark Knight Rises, Sosyalizmi Yerden Yere Vuran Bir Totaliter Güç Propagandası mı?
Uyarı: Film hakkında spoiler içerir.
1637, 1797, 1819, 1937, 1957, 1984, 1901, 1904, 1929, 1937, 1974, 1987, 1992, 1997, 2000, 2008, 2011...
dow jones borsası 2018 yılının 33.gününde 666 puan çöktü, puan bazında tarihin en büyük düşüşü.
“bir fırtına yaklaşıyor bay wayne. siz ve arkadaşlarınız en zoruna hazırlansanız iyi olur.” demek ancak çakal geçinen seline kyle'a yakışır. çünkü kapitalizm kriz sevmez değil bilakis krizsiz yaşayamaz. her kriz burjuvaya inanılmaz fırsatlar sunar, vergi afları, yapılandırmalar, hibe talepleri peşi sıra gelir. o evrensel şantaj yine devrededir, borçları yoksul halk öderken, medya istihdam masalları ile doldurulur, zengin daha çok zenginleşir, fakir daha çok fakirleşir. bu söylediğime detaylı girmeye gerek yok zira her aklı başında liberal, her kapitalist, atilla yayla bile kapitalizmin devlet olmadan ayakta kalamayacağını bildiği gibi burjuvanın kriz sever olduğunu bilir. devlet ve kapitalizm ilişkisine daha sonra detaylı girerim belki, şimdilik bu kokuşmuş filmden devam edelim.
bane, 1848 paris komünü’nün devrimcilerine benzetilmeye çalışan kostümü ile wayne hanedanlığı’nın plütokrasi ile yönettiği gotham'a gelir. doğrudan abd'ye, finans merkezlerine, amerikan yaşam tarzına örneğin futbol maçına saldırır, tüm mahkumları affeder, polisleri yer altına haps eder, dark knight'ın belini kırar, halk mahkemeleri kurar, gotham'a sosyalizm getirir. ama neticede bane bir ucubedir, devleti yıkmıştır. gotham'a komünizm çökmüştür, karlar yağar. artık gothamgrad olur.
bunlar bol bol bulunabilecek eleştiriler ama ben çok daha rafine bi husustan bahsetmek istiyorum
filmin sonunda dark knight böğründen pıçağı yediğinde, thalia al ghul ile dark knight arasında şöyle bi konuşma geçer.
thalia al ghul: babam ona bakınca bir canavar görüyordu, oysa onun tek suçu beni sevmekti.
bir flashback. sahnede orta yaşlı bir adam (bane), küçük bir kız çocuğunu saldırganlardan kurtarmaya çalışıyor. neden ve niçin oradalar bilmiyoruz, bu fedakar görüntüyü izlerken, thalia al ghul'un sesi geliyor:
"babam ona bakınca bir canavar görüyordu, oysa onun tek suçu beni sevmekti."
ne tür bir sevgi birisinin hem suçu olur hem de onu canavar yapar? sahneye dikkatli baktığınızda yanıtı alabiliyorsunuz zaten. bu yanıt, orta yaşlı bir adam ile küçük bir kız çocuğunun aşkı, ra-s al ghul'un neden bane'e bakınca bir canavar gördüğünün de yanıtıdır: bane'ın pedofili olması.
insanların pedofiliye duyduğu tiksintiyi wall street krizi ile ortaya çıkan anti-kapitalist harekete ustalıkla birleştirir nolan. kimse bane'ın tarafını tutamaz. filmsel boktan anlatı dehşetcengiz, çok bilindik bir görüntünün tekrarı ile, hiroşima'ya atılan atom bombası görüntüsü (neticede bombayı kim attı ?) ile de finalini yapar. 2008 finans krizini ele alan film, güce yaptığı vurgu ve sosyal adalet arayanları öcüleştirmesi ile mesajını on numara verir:
kapitalizm en iyi sistemdir, anti-kapitalist bir dünya tekinsizdir, kapitalizm ve onun kara şövalyesi abd tekrar yükselmelidir.
hülasa burjuva'yı kahraman, adalet arayanları ise pedofili olarak takdim eden, böylece izleyici taraf tutmaya zorlayan bir filmin orta yerine tükürüp yazıma son veriyorum. sağlıcakla kalın.
credits:
1636 hollanda lale soğanı balonu
1720 mississippi balonu
1720 south sea balonu
1927-1929 hisse senedi fiyatları balonu
1985-89 japonya emlak ve hisse senedi balonu
1985-89 finlandiya, norveç ve isveç’teki emlak ve hisse senedi balonu
1992-1997: asya ülkeleri emlak ve hisse senedi balonu
1990-1999: meksika’daki yabancı yatırımların aşırı artışı
1995-2000: abd’deki tezgâh üstü piyasalar hisse senetleri balonu
2011: yunanistan hükümeti devlet borçları krizi
2019: likitide krizi ( kendinizi hazırlasanız iyi olur. )