EDEBİYAT 7 Haziran 2017
78,1b OKUNMA     1026 PAYLAŞIM

Tespitlerin Efendisi Umut Sarıkaya'nın Sanatı Neden Toplumsal Açıdan "Varoş" Olarak Nitelendirilemez?

Yıllardır ülkecek içimizde hissedip de net söyleyemediğimiz şeyleri söyleyen, her bir karikatür veya yazısında kendimizden bir şeyler bulduğumuz karikatürist Umut Sarıkaya'nın karikatürleri için yapılan varoş mizahı yorumunu Sözlük yazarı "patavatsiz sadrazam" değerlendiriyor.


benim için umut bi mizahçıdan ziyade biraz felsefeci, en çok da bi sosyolog. hayatımdaki en büyük hayallerimden birisi nuri bilge ceylan'la birlikte film yapmaları. bana bu hayali kurduran şey her ikisinin de dostoyevski'de de vücut bulmuş iyi ve kötü kavramları üzerinde determinist yargılaycılıktan uzak durmaları ve bu ikisinin insanın içinde değişik dozlarda bulunduğunu önkabul etmişlikleri (anlatmaları demiyorum zira böyle bir dertleri de pek yok).

bu entryde üzerinde durmak istediğim konu ise daha önce de hakkında başlık açılan umut-varoş ilişkisi üzerine yapılan tartışmalar.

ben umut'u varoş olarak değil, metropolün kenar mahalle çocuğunu/insanını anlatan bir anlatıcı olarak görüyorum. kenar mahalle çocuğu, büyük bir şehirde doğmuş veya erken yaşta oraya göç etmiştir ve ailesinin bavulunda anadolu'nun karakteristiğini taşımaktadır. büyüdüğü mahalle de buram buram anadolu kokar. fakirlik, muhafazakarlık, kabalık gibi unsurlar vardır bu mahallede ve bavulda. ancak bu kenar mahalle çocuğu (tabi burada mahalledeki her çocuğu kastetmiyorum, bir şekilde ufku mahallenin ötesine taşabilenlerden bahsediyorum) mahallenin ötesine çeşitli vesilelerle çıkar.


mesela ben izmir'de kenar mahallede yaşarken ortaokulu ve liseyi alsancak'ta okudum. bu anlamda dersane müessesesi de mahallenin dışına çıkmak için bizim jenerasyon için vesile olmuştur. umut tarzı kenar mahalle çocuğu, mahalle ve kendisine uğrak noktası yaptığı şehir merkezi arasında bir arada kalmışlık yaşar. ancak sürekli surette kenardan merkeze doğru eğilimlidir. (buna center ile periphery arasında kalan semi periphery de diyebiliriz) şehre tutunmaya çalışır ve tutunur.

varoş nitelemesine karşı çıkışımın nedeni de bu. varoş, metropol kültürüne/normlarına uyum gösterememe, tutunamama ve geri kalmışlıktan sıyrılamayıp dejenere olma durumudur. umut ise metropole kızar ancak; ona eğreti ama kararlı bir şekilde tutunur. kendi karikatürüyle anlatmak gerekirse şehir onun için ilkokulda sinir olunan ama kanka olunmak istenen zengin sarışın çocuktur.

umut'u sevmenin mizah anlayışından çok benzer sosyokültürel serüveni yaşamışlıkla alakası olduğunu düşünüyorum. facebook'taki kadın anam grubuna (genelde az bilinen karikatürlerin paylaşıldığı) ilgi gösteren insanların bu anlamda önemli bi benzerlik gösterdiklerini gözlüyorum.