HAYVANLAR 15 Aralık 2017
30,8b OKUNMA     996 PAYLAŞIM

Tedbir Alınmadığı Halde Hayati Tehlike Boyutuna Gelebilecek Kedi Gribi Nedir?

Önümüz kışken kedi sahiplerinin bu konuyu dikkate almasında fayda var. Kedileri ölüme dahi götürebilecek bu hastalığın neden oluştuğundan tedavisine kadar bilmeniz gereken her şey.
iStock


kedilerde üst solunum yollarında hırıltılı solunum, öksürük, lakrimasyon, salivasyon (tükürük salgısı), kilo kaybı ve ateşle karakterize bulaşıcı bir hastalıktır.

hastalığın etkeni "feline herpes virus 1 (fhv1)"dir. fhv1 ve feline calicivirus (fcv) üst solunum yolu enfeksiyonlarının %80'inden sorumlu tutulmaktadır.

bulaşma genellikle aerosol ya da intrauterin yolla olur. bulaşmayı önemli kılan faktörlerin başında, nekahat dönemindeki kedilerin, aralıklı olarak virusu çıkarmaları gelmektedir.


genellikle 2-6 günlük bir inkübasyon devresinden sonra klinik bulgular ortaya çıkar. bu devre bazen kısa olur (1-2 gün) klinik olarak hastalık; akut ve kronik seyirli iki formda görünür.

akut form

-klinik semptomlar genel duruma, etkenin virulansına, hayvanın yaşına ve daha önce kazanılmış spesifik bağışıklığın seviyesine göre değişir.

-sütten yeni kesilmiş yavrularda daha şiddetli seyreder.

-aksırık, konjuktivitis, rhinitis gözlenen ilk klinik semptomlardır.

-seröz olan gözyaşı ve burun akıntısı daha sonra sekunder bakteriyel enfeksiyonların işe karışmasıyla mukoid ve mukopurulent bir yapı alır.

-bu akıntılar, göz kapaklarının yapışmasına ve burun deliklerinin daralmasına neden olur.


-buna bağlı olarak; hırıltılı ve ağızdan solunum gözlenir.

-hastalık trachea ve bronşlara yayılırsa; öksürük ve raller duyulabilir.

-gözün bir çok noktasında ülseratif keratitis (bkz: keratit) gözlenir.

-bu noktaların birleşmesiyle oluşan yaygın ülseratif odaklar, hastalık için karakteristiktir. 

-bazen ülseratif glossitis (bkz: glossit) gözlenir.

-intrauterin bulaşma nedeniyle enfekte olan yavrular, doğumdan birkaç gün sonra hastalık belirtilerini gösterir ve çoğunlukla 2-3 hafta içinde ölür.

kronik form

-akut formun bir komplikasyonu olarak meydana gelir.

-aksırma nöbetleri, kronik rhinitis, frontal sinusitis, turbinant mukozasında ülserasyon ve nekroz odakları görülür.

-lakrimal kanallarda kronik enfeksiyon sonucu fibrosis ve stenosise bağlı olarak bol gözyaşı (epiphora) oluşur.


-akut konjuktivitis, sık aksırma ve ülseratif keratitis hastalığın tanınmasında yardımcı olur.
virus izolasyonu için farenks, burun delikleri ve konjuktivadan alınan svaplar steril tüplere yerleştirilerek -70 derecede saklanır ve kuru buz içinde laboratuara gönderilir. 

-hastalığın kesin tanısında; direkt immunofloresans ve serolojik metodlar kullanılır.

-viral üst solunum yolu hastalıklarının sağaltımında; iyi bakım, sekunder bakteriyel enfeksiyonların önlenmesi ve hastanın sıcak bir yerde tutulması gerekir. 

-gözle burun civarındaki kabuklu eksudat özenle kaldırılmalıdır.

-akıntılar bol, seröz ya da mukoid karakterde ise topikal dekonjestan ilaçlar, günde iki defa 48 saati aşmamak kaydıyla kullanılır.

-sekunder bakteriyel enfeksiyonları önlemek amacıyla antibiyotikler uygulanır.


-konjuktivitislerin sağaltımında kortikosteroidsiz oftalmik antibiyotikler kullanılmalıdır.

-son yıllarda, keratitis oluşan kedilerin sağaltımında virusun dna sentezini baskılayıcı idoxurine preparatları ve trifludine uygulanmalıdır. ilaç uygulanmasına epitelizasyon meydana gelene kadar devam edilir.

korunma için

-modifiye edilmiş canlı karma aşılar kullanılır.

-dokuzuncu haftada ilk doz, üç hafta sonra ikinci doz yapılır ve daha sonra yılda bir kez tekrar edilir. 

-ayrıca, intranasal aşılar da kullanılmaktadır.

(medisan yayın, kedi ve köpek hastalıkları)

ayrıca bu hastalıkla ilgili kulaktan kulağa yayılmış, kaynağını bilmediğim bir de hikaye anlatılagelmektedir. 

bir zamanlar -sanıyorum şu enteresan deneylerin bol bol yapıldığı sscb dönemleri- rusya'da böyle bir merkezin orda çalışan bilim adamları -ruslar kedileri çok seviyorlarmış- birkaç kedi de yanlarında götürürler. sonra bir şekilde bu kediler, deneylerden etkilenir ve bilim adamları bu hayvanları orda bırakıp gittikten sonra, hızla çoğalırlar. yakın yerleşim yerlerindekiler bu üremenin önünü alamaz. ve iddia olunur ki, bir yerden kedi gripli bir kedi bulunup, bölgeye bırakılır. bir süre sonra tüm kediler ölür.

bu hikaye gerçek midir bilmem ama sokaktaki kedilerde aynen böyle etki gösterdiği kesin. hatta çoğu zaman toplu ölümler ve hayvanların burunlarında-ağızlarında görülen kan sebebiyle, insanlar kedilerin birileri tarafından zehirlendiğini düşünürler. lanet bir hastalıktır bu. bulaşması hızlı, kurtulanı az. şu dönemlerde (kış ayları) çok fazla vaka görülmektedir.