SİNEMA 10 Kasım 2023
9b OKUNMA     213 PAYLAŞIM

Taylor Swift: The Eras Tour Konser Filmi Neyin Nesi? Kimler Sever, Kimler Sevmez?

Taylor Swift The Eras Tour gösterimde. Peki bu konser filminin olayı ne? Neden sinemada izleyeyim? Bu film kimlere göre? Para verilir mi? Bütün cevapları derleyip toparlayan bir yazı, buyrun.

sakin sakin okumak isterseniz, bu filme gitmenin kimler için mantıklı ve kimler için mantıksız olduğunu anlatacağım ama önce şahsi şanssızlığımı anlatmak istiyorum. ha yok ben illa ergen ergen filme gidenlerle dalga geçeceğim diyecekseniz entryi okuma zahmetine bile girmeyin ne gerek var.

öncelikle film açıklandığında resmen filme özel oluşturulan https://tstheerastourfilm.com/ sitesinde hiç bir türkiye şehri yoktu. öyle ki birkaç hafta önce yaptığım bir yurt dışı seyahatimde fıkra gibi bir olay olarak bu filme gittim. yirmi yuro verdim söylemesi ayıp. şimdi ise bir influencer'ın story'sinde görünce türkiye'ye geldiğini öğrendim. türkiye fiyatının üç katına izlemiş olmak ve tatilimin 4 saatini o filme ayırmak biraz üzdü. bir de benim gittiğim salon aşırı boştu, herhalde avrupa'da zaten seneye turne ayağı olacağı için (en azından benim bulunduğum şehirde) çok ilgi görmedi? bilemiyorum.

şimdi şu "kim bir konser filmine gider ki ağbeğğğ mal mısınız" konusuna açıklık getirmek istiyorum

era's tour bir 'konser' değil, 'şov'. tabi ki şov dediğiniz şey de bir spektrum, örneğin beyonce'nin coachella konseri de bir şov. bu şovun netflix'teki kaydı ise bir şov kaydından öte yarı belgesel kıvamında. era's tour filmi ise hiç bir belgesel özelliği bulunmayan, sadece bir 'şov' kaydı.

şov ve konser arasında ne fark var ne diyon lan filan diyen agresif arkadaşlarım olacaktır. siz de haklısınız, 'performans' algısı iki göbek atmak ve yalandan bir iki koreografi ezberlemek olan ülkemin pop konser kültürünü düşününce insan algılayamıyor.

33,5 metre uzunluğunda bir ekran. ekranın önündeki sahneden seyircilere doğru uzayan yarım futbol sahası uzunluğunda bir 'podyum'. 90 kamyon ile taşınabilen sahne. podyumun oldukça akışkan geçişlerinin konseri izleyen kişiler tarafından sıkça övüldüğü yükseklik değişimleri (bir anda yükselip alçalan bloklar halinde ve bloklar yükselip alçalırken o yükselen dikdörtgen prizmanın bile etrafı ekranlarla çevrili olduğu için müthiş görsel efektler ortaya çıkıyor. 'worldbuilding' temalı sahne şovları (yalnızda dev ekrandaki aşırı iyi görseller değil, sahnede sürekli değişen ve değiştiğinin farkına bile varmadığımız dekor). görece yeni bir teknoloji ile bileklik ışıklarından oluşan görsel detayları (ne demek istediğimi şu linkten daha iyi anlayabilirsiniz https://wired.me/…-taylor-swift-concert-wristbands/) falan da filan.

çok büyük emek. çok bambaşka bir boyut. isim vermek istemiyorum ama tapındığım başka bir divanın konser kaydını da izledim, ses ve danstan bahsetmiyorum, sahne ve şovun yukarıda saydığım detayları düşünülünce bana resmen 'yavan' geldi. öyle bir iddia, öyle bir maximalizm.

en basit örneği şu. spesifik olarak bir şarkıda, tamamen ekranlardan oluşan podyumda, neredeyse sadece drone görüntüleriyle görülebilecek bazı ufak tefek görsel efektler kullanılıyor. örneğin taylor yürürken sahne sanki kırılıyormuş gibi bir efekt oluşuyor. bunu saha içi biletlerde göremezsin. ya üst balkonlardan ya da 'nosebleed' koltuklardan görebilirsin. bu tur için sıkça gündeme gelen 'taylor konserinde kötü koltuk yoktur' mottosunun sebebi de bu. benim önümüzdeki sene için era's tour konser biletim var saha içi. ve biliyorum ki filmde izlediğim binlerce tatlı detayın belki yarısını o konser anında göremeyeceğim. konser sinerjisinden filan bahsetmiyorum, konser deneyimi elbette olağanüstü bir deneyim. ancak bu kadar emek verilmiş bir 'şov'un her detayını izlemek istiyorum.

öte yandan o konsere gideceğim diğer iki arkadaşım da benimle filme gittiğim için dalga geçiyorlar. 'jokes on you baby', türkiye'ye geleceğini bilsem tabii ki döviz ödemezdim ama filme gittiğim için gram pişmanlık duymuyorum.

şimdi gidilir mi gidilmez mi konusuna gelelim

taylor'dan aktif olarak nefret ediyorsanız biraz önyargılarınıza bağlı. hem taylor'dan aktif olarak nefret ediyor hem pop ve/veya amerikan folk müzikten de nefret ediyorsanız ve sahne şovları, görsel efektler, dans gibi performans ögeleri size sıkıcı geliyorsa ya da sevmiyorsanız, gitmeyin.

taylor'dan aktif olarak nefret ettiğiniz halde pop ve/veya amerikan folk müzikten keyif alma ihtimaliniz varsa ve sahne şovları, görsel efektler, dans gibi performans ögeleri kulağınıza hoş geliyorsa şans verebilirsiniz.

pop ve/veya amerikan folk müzikten nefret ediyorsanız ama görsel sanatlar hoşunuza gidiyorsa şans verebilirsiniz.

taylor 'ın çok fazla şarkısını bilmiyorsanız ama öte yandan pop ve/veya amerikan folk müzikten nefret etmiyorsanız ve boş vaktiniz varsa üç kahve parasına bu filme gidip sonrasında 'ulan niye gittim çok pişmanım' diyeceğinizi pek sanmıyorum. hatta büyük ihtimalle keyif alacaksınız.

taylor'ın birbirinden gerçekten de çok farklı tarzları olabilen 10 albümünün herhangi biri ya da birkaçını beğeniyorsanız, bu 'era'lardan en az birine rezone edebiliyorsanız büyük ihtimalle çok keyif alacaksınız.

eğer youtube içeriklerini tüketmiş, instagramda her şarkının her ufak tefek detayını öğrenmiş, sahne şovunu neredeyse ezberlemiş biriyseniz, belki sıkılırsınız. ben o kişiydim ve ben sıkılmadım. göt kadar ve kalitesiz instagram postlarından ezberlediğim şeyleri büyük ekranda doğru düzgün çözünürlükte görmek keyifliydi.

amerika'daki konser salonlarına insanlar giyinip gidiyorlar, salonda bile 'friendship bracelets' değiş tokuşu yapıyorlar, birlikte hep bir ağızdan şarkıları söylüyorlar. bu çok güzel olurdu. ama benim gittiğim salonda yedi (7) kişi vardı o yüzden böyle şeyler olmadı ahahaha. öte yandan bacak kadar çocukların bağıra çağıra şarkı söyleyip salonda koşup durduğu şekliyle izlemek gerçekten bok gibi bir deneyim olurdu. bu nedenle umarım öyle bir şeye denk gelmezsiniz.

önyargılı gidip de çok etkilenen kişi sayısı çok fazla, bu nedenle olabildiğince hayatınızın altı üstü 3 saatini herhangi yargılardan uzak durarak sadece keyif almaya çalışarak geçirmenizi tavsiye ederim. muhtemelen gittiğinize pişman olmayacaksınız. öte yandan gidip beğenmemeniz de oldukça normal. gitmek istememeniz de çok normal.

fakat 'konser kaydının filmine gidilir mi yeaaah' demek 'normal' ya da 'anormal' değil, cehalet ne yazık ki.

öptüm.