Tarihin İlginç Simalarından Biri Olan Cezayirli Halk Kahramanı: Abdülkadir el-Cezairî
abdülkadir el-cezairî, 19. yüzyılın en ilginç simalarından birisidir. cezayir'in halk kahramanı olmasına rağmen ve osmanlı imparatorluğu'yla ilişkili bir insan olmasına rağmen ne tarih eğitimimiz içinde, ne de dünya liderleri arasında adı geçer.
sene 1860. lübnan'da bir iç savaş yaşanır, dürziler ile maruniler arasında. bu olay kısa sürede suriye'ye sıçrar, ve şam'da müslümanlar hristiyanları katletmeye başlarlar. yörenin bazı zengin ağaları, özellikle güçlü olanlar kaçan hristiyanlar'a kapılarını açarlar ve bu kıyımdan korurlar. bu hristiyan kişiler zaman içinde osmanlı sınırlar dahilinde konsolosluklar aracılığıyla ülkelerine dönerler, kalanlar da kalır, ancak kısa süre içinde tüm avrupa olaylardan haberdar olur. osmanlı devleti de bu katliam üzerine hemen geniş yetkilerle fuat paşa'yı olay yerine gönderir. amaç hem devlet otoritesini sağlamak, hem de batılı devletlerin bu olayı bahane ederek olası askeri harekatlarını önlemek.
zaman içinde canlarını bu ağalara borçlu hristiyanlar memleketlerine dönüp ülkenin yönetim makamlarını haberdar edince, bu ağalara krallardan ve kraliçelerden mektuplar, hediyeler gelir. ancak en ilginç mektup abdülkadir ağa'ya gelen mektuptur, zira mektupta "ünlü abdülkadir ağa" unvanı kullanılmaktadır. kime göre ünlü, fransa kralı'na, ingiltere kraliçe'sine göre ünlüdür. dahası victor hugo'nın kendisi adına şiir yazdığı söylenir. 1873 senesinde ise new york times'a haber olur "hastalandı" diye. bu kadar da enteresan bir kişiliktir kendisi, ancak kimdir?
sene 1830. fransa orduları cezayir'e giriyor. abdülkadir henüz 20'li yaşlarında bir aşiret ağasının oğlu. bu tarihte cezayir osmanlı devleti'ne bağlı olsa da oradaki dayılar tarafından bağımsız yönetilen bir eyalet. ancak osmanlı ordusu zayıf, donanması zayıf, nitekim bu işgale de karşı çıkamıyor. ancak babasının yerine geçen abdülkadir diğer aşiretleri de örgütleyerek fransa'ya karşı direnir. dönemin en güçlü kara ordusuna sahip fransa'yı yeniyor. ardından bağımsız cezayir'i kuruyor, üstelik bu devlet yaklaşık 6-7 sene yaşıyor. maliyesi, eğitim sistemi olan, modern diyebileceğimiz bir devlet. ancak fransa sonunda bölgeye hakim oluyor. abdülkadir savaşa devam ediyor, zaman zaman kıstırılsa da yakalanmıyor. sadece o dönemde 6-7 kere, yani yaklaşık her kıstırıldığında fransa gazetelerinde "abdülkadir yakalandı" diye haber çıkıyor, ancak yakalanamıyor. en son 1848 isyanları öncesinde bir anlaşma karşılığı fransa'ya teslim oluyor, ancak o zaman kadar hiçbir anlaşmaya uymayan ve zaten sivil halkın yaklaşık 1/3'ünü katleden fransa bu anlaşmaya da uymuyor ve abdülkadir'i anlaşma hükümleri dışında serbest bırakmıyor, fransa'ya götürüp hapse atıyor.
sene 1851. abdülkadir serbest. istanbul'a geliyor. kendisine bursa'da yaşaması için izin ve imkan veriliyor. bir süre de orada kalıyor ancak bir deprem sonrası bursa'dan da ayrılıyor ve şam'a gidiyor. burada her zaman güçlenip başa bela olabileceği korkusuyla sürekli gözlem altında bulundurulan bir adam. burada kabuğuna çekilmiş bir yaşam sürse de zaman zaman olaylar onu bırakmıyor.
sene 1878. osmanlı devleti rusya savaşından çıkmış. ruslar yeşilköy'e kadar gelmiş ve artık devletin ne denli zayıf olduğu ortaya çıkmış. ciddi anlamda ayakta kalmasının bir sebebi de avrupa'da uygulanan denge politikası. diğer yandan bu ağır yenilgi arap kabilelerini de harekete geçiriyor ufaktan. aralarından toplanıyorlar ve hem osmanlı'nın gidişatını, hem kendi durumlarını masaya yatırıyorlar. ardından durumun iyi olmadığını ve batı'lı emperyalist devletler gelmeden kendi devletlerini kurmalarının gerektiğini karar veriyorlar. kurulacak devletin başkanlığı için de "abdülkadir ağa"ya teklif götürüyorlar. kendisi teklifi sadece "osmanlı devleti'nin çökmesi ve halifenin unvanını koruması" şartıyla kabul ediyor. ancak osmanlı o sözü edilen tarihte çökmeyince bu proje de hayata geçmiyor.
sene 1883. abdülkadir ağa hayata gözlerini yumuyor. kendisi cezayir'de verdiği direnişle hem cezayir'in ulusal kahramanı, hem de fransa'yı zora sokan, fransa'daki 1848 öncesi sefaletine katkıda bulunan kahramandır. emperyalizme direnişin, sözünde durmanın ve dürüstlüğün simgesi bir isimdir. hristiyan kaçaklara karşı davranışı da, fransız esirlere karşı davranışı da, anlaşmalara karşı vefasıyla gerçekten az bilinen, hatta neredeyse hiç bilinmeyen bir kahramandır.