Tarihin, Bazıları Çağlar Boyu Devam Edecek Kadar Uzun Süren Savaşları
tarihin seyri genellikle devletler ve ülkeler arasındaki rekabetlerle şekillenmiştir. bazı rekabetler ticaretle sınırlıyken, diğerleri dünyanın en büyük güçleri arasında ölüm kalım savaşları olmuştur. geçmişteki en acımasız rakipler bugün sıkı müttefikler haline gelmiştir. aşağıda yer alan savaşlar antik dünyanın büyük mücadelelerinden birinci dünya savaşı'na kadar tarihin en önemli rekabetlerinden bazılarıdır.
1. ingiltere ve fransa arasında 700 yıl süren savaş
yapılan savaşlar: ingiltere ve fransa savaşları (1109-1337), yüzyıl savaşları (1337-1453), italyan savaşları'ndaki çeşitli ingiliz müdahaleleri (1494-1559), yedi yıl savaşları (1756-63), amerikan bağımsızlık savaşı (1776-83), napolyon savaşları (1802-15)
ingiltere ve fransa savaşları 12. yüzyılda başladı ve napolyon’un düşüşüne kadar sürdü. ilk çatışmalar, ingilizlerin kuzey fransa’daki normandiya'yı elde tutma çabalarıyla ilgiliydi ve buradan çatışmalar tırmandı. fransa, uzun süredir iskoçya’ın müttefikiydi. iskoçya’nın ingiltere’den bağımsız olarak sürdürmesine yardımcı oldu, bu da ingiltere’nin her iki düşmanına karşı tam gücünü yoğunlaştırmasını engelledi.
yüz yıl savaşları’nın zirvesinde ingilizler günümüz fransa’nın önemli bölgelerini ellerinde tutuyordu. agincourt’da ingilizler muazzam bir zafer kazanmış olsa da, nihayetinde fransızlar üstün çıktı. 1453 yılına kadar sadece calais ingilizlerin elinde kaldı. fransızlar, kıtadaki son ingiliz kalesini ele geçirmeden önce bir yüzyıl geçti.
16. yüzyılda gerçekleşen birçok italyan savaşında, ingiltere genellikle fransa’ya karşı olan tarafın yanında yer aldı ve fransız tahtının uzun vadeli hırslarını engellemeye yardımcı oldu. karşılığında, fransızlar ikinci ingiliz-hollanda savaşı'nda hollandalılara yardım etti. 18. yüzyılda, iki ulus zaferler kazandı. ingilizler fransızları kanada'dan çıkardı ve 20 yıl sonra fransızlar amerikan kolonilerinin britanya’dan ayrılmasına yardımcı oldu.
napolyon savaşları sırasında, ingilizler, fransa’ya karşı oluşturulan sürekli değişen koalisyonlarda az sayıda sabit ülkeden biriydi. waterloo’daki nihai fransız yenilgisinden sonra, ingiltere ve fransa düşman yerine müttefik oldular. afyon savaşları, kırım savaşı’nda birlikte savaştılar. yine de, eski zamanlar hatrına, ingilizler 1940 yılında cezayir’de demirlemiş bir fransız filosunu, onun mihver güçlerinin eline geçmesini önlemek için yok ettiler.
2. roma ve kartaca akdeniz hakimiyeti için sergilediği mücadeleler
yapılan savaşlar: pön savaşları (mö 264-241, mö 218-201, mö 149-146)
romalılar akdeniz'e mare nostrum (bizim denizimiz) olarak bahsederdi, ancak akdeniz kartaca'nın neredeyse eşit gücüyle yapılan üçlü bir çatışmadan sonra onların oldu. üç savaşın ilki, çoğunlukla sicilya'da ve denizde yapılan, yirmi üç yıllık zorlu bir çatışmaydı. başlangıçta romalılar deniz savaşları konusunda oldukça bilgisizdi ve usta denizciler olan kartacalılar, romalılara karşı gönderilen filoları kolayca mağlup ettiler. romalıların, kartaca gemilerine binip onları alt etmelerini sağlayan önemli bir gelişme kaydeden corvus bu durumu değiştirdi.
ikinci pön savaşı, başlıca sebepleri, her iki tarafın da akdeniz'deki ticaret yolları ve stratejik bölgeler üzerindeki kontrolü ele geçirme isteği ile roma'nın kartaca'nın büyüyen gücünü sınırlama arzusuydu. romalılar, hannibal'e karşı doğrudan çatışmaya girmek yerine, onunla uzun süreli ve yıpratıcı bir savaş yürütme stratejisi benimsedi. quintus fabius maximus, (oyalama taktikleri) adı verilen bir stratejiyi uyguladı ve doğrudan çatışmadan kaçınarak hannibal'i yavaş yavaş zayıflattı. roma'nın asıl zaferi, publius cornelius scipio'nun liderliğinde geldi. scipio, ispanya'daki kartaca güçlerini mağlup etti ve ardından zama muharebesi (mö 202), savaşın sonunu belirledi ve scipio, hannibal'i nihai olarak mağlup etti.
sert bir barış anlaşmasıyla zayıflatılmış olsa da, kartaca'nın yeniden toparlanma olasılığı romalı devlet adamı marcus porcius cato’yu derinden endişelendirdi. her kamu konuşmasını "cathrago delenda est" (kartaca yıkılmalı) sözleriyle bitirme alışkanlığı edindi. üçüncü ve son savaş, ilk iki büyük mücadeleden çok daha kısa sürdü. roma, giderek artan bir dizi mantıksız taleplerle nihai hesaplaşmayı kışkırttı. bu noktada kartaca, roma'ya karşı pek şansı olmamasına rağmen, şehir cesur ama nafile bir savunma için toplandı.
mö 146'da şehir düştü ve kartaca yerle bir edildi. yaklaşık bir asır sonra yeniden inşa edilecek olmasına rağmen, şehir bir daha asla roma'ya akdeniz'in kontrolü için meydan okuyamayacaktı.
detaylı okumak isteyenler için:
3. rusya ve osmanlı imparatorluğu arasında 500 yıl boyunca süren savaşlar
yapılan savaşlar: 1568 - 1878 yılları arasında on savaş, kırım savaşı ve birinci dünya savaşı
rusya ve osmanlılar, geniş avrasya imparatorlukları olarak, muazzam topraklarının sınırlarında birçok düşmana sahip olmaları kaçınılmazdı. 16. yüzyıldan birinci dünya savaşı'na kadar süren rekabetleri kadar yoğun düşmanlık pek yoktu.
imparatorluklar toplamda 12 savaş yaptılar ve bu savaşların sadece ikisinde rusya mağlup oldu. osmanlı devletinin iki zaferi de büyük çatışmaların sonunda gerçekleşti. bunlardan biri rusların avrupa'nın yarısıyla da savaş halinde olduğu büyük kuzey savaşı sırasında yaşandı. osmanlılar, 1711’de çatışmadan avantajlı bir anlaşma yaparak ayrıldılar. ruslara karşı ikinci osmanlı zaferi, kırım savaşı sırasında ingiltere ve fransa’nın müttefiki olarak geldi. rusya’nın genişlemesinden endişelenen ingilizler ve fransızlar, yüzyıllar süren düşmanlıklarını bir kenara bırakarak ruslara karşı osmanlılara yardım ettiler.
1878'de osmanlı imparatorluğu ile rus imparatorluğu arasında balkanlar ve kafkasya’da yaşanmıştır. savaşın temel sebepleri arasında osmanlı devleti’nde yaşanan azınlık isyanları, rusya’nın balkanlardaki genişleme siyaseti, romanya ve bulgaristan’ın bağımsızlık istekleri ve panslavizm akımı yer almaktadır savaş, osmanlı devleti’nin ağır bir yenilgisiyle sonuçlanmış ve ayastefanos antlaşması (3 mart 1878) ile berlin antlaşması (13 temmuz 1878) imzalanmıştır. bu antlaşmalar sonucunda osmanlı devleti, bazı toprak kayıpları yaşamış ve savaşın etkileri uzun yıllar hissedilmiştir
iki güç arasındaki son çatışma, birinci dünya savaşı'nın bir parçası olarak gerçekleşti. diğer daha acil öncelikler nedeniyle, eski rakipler arasındaki savaş büyük ölçüde kafkasya ile sınırlı kaldı. hem rusya hem de osmanlılar savaşı kaybeden tarafta tamamladı. rusya, mart 1918'de savaştan çekildi, osmanlılar ise 31 ekim 1918’de birinci dünya savaşı'nın bitiminden birkaç hafta önce savaşı bıraktı.
4. rusya ile polonya arasındaki anlaşmazlıklar
yapılan savaşlar: lehistan (polonya) - kiev rus çatışmaları (980-1069), livonya savaşı (1558-82), lehistan - rusya savaşı (1605-18), rusya-lehistan savaşı (1654-67), polonya'nın paylaşılması (1772-94), polonya-sovyet savaşı (1919-20), sovyetler birliği'nin polonya'yı işgali (1939), anti-komünist direniş (1945-53).
rusya ile polonya arasındaki ilk çatışmalar, 10. ve 11. yüzyıllarda polonya dukalığı ile kiev knezliği arasındaki mücadelelere kadar uzanır. 16. yüzyılın sonlarına doğru polonya-litvanya birliği'nin livonya savaşı'na katılmasıyla düşmanlıklar yeniden başlamıştır.
17. yüzyılın başlarında, rusya, iç savaş ortamına sürüklenmiş bir dönem olan karışıklık dönemini yaşadı. bu dönemde lehistan-litvanya birliği ve bu birliğe bağlı derebeylerinin komutasındaki paralı askerler, rusya çarlığı’nı istila etmeye çalıştı. ilk aşamada lehistan-litvanya birliği’nden bazı asiller, rus topraklarındaki iç savaşa dahil olarak kendi destekledikleri ı. dmitriy’nin vasili şuyski yerine tahta çıkmasına çabaladılar. bu dönemdeki leh işgali 1605 yılında başladı ve 1606 yılında dimitri’nin ölümüyle sona erdi. ikinci leh işgali dönemi 1607-1609 arasında yaşandı. bu dönemde çar vasili şuyski, isveç ile müttefik olmuştu. lehistan-litvanya birlikleri yeniden rusya üzerine yürüdü ve kluşino muharebesi başarısıyla 1610 yılında moskova’ya girdi. ancak lehler, tahtı kendilerine almaya kalkınca 1612 yılında şehirden atıldılar. 1612-1617 döneminde iki taraftaki iç karışıklıklar yüzünden muharebe yaşanmadı. savaş resmi olarak 1618 yılındaki deulino antlaşması ile sonlandı. lehistan-litvanya birliği, smolensk ve çernigiv’i aldı, ancak rusya çarlığı bağımsızlığını korudu. romanov hanedanı’nın kurulmasıyla birlikte işler tersine döndü ve ruslar saldırıya geçti. bu dönem, rus tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır.
1772-1795 yılları arasında avusturya ve prusya ile birlikte hareket eden büyüyen rus imparatorluğu, polonya-litvanya birliği'nin üç ayrı bölünme sonucunda tamamını ilhak etti. bu olaylar sonucunda polonya, bir asırdan uzun bir süre boyunca bağımsız bir devlet olarak varlığını yitirdi. ancak, birinci dünya savaşı'nın ardından imzalanan versay antlaşması ile bu ilhaklar tersine çevrildi. 1919 yılında, yeniden kurulan ikinci polonya cumhuriyeti, düşmanca komşularla çevrili bir ortamda varlığını sürdürmek için mücadele etmek zorunda kaldı. 1920'de sovyet rusya'nın başlattığı bir saldırıya maruz kaldı, ancak mareşal józef pilsudski'nin önderliğindeki polonya kuvvetleri, aşırı genişlemiş kızıl ordu'yu geri püskürtmeyi başardı. polonya'nın varlığı ve sınırları, 1921'de imzalanan riga antlaşması ile güvence altına alındı, ancak bu durum, ülkenin hala büyük tehditlerle karşı karşıya olduğu gerçeğini değiştirmedi.
polonya, tarih boyunca iki düşman güç arasında sıkışmış bir şekilde, jeopolitik olarak en kötü konumlardan birine sahip olmuştur. 1939 yılında nazi almanyası ile sovyetler birliği arasında imzalanan molotov-ribbentrop paktı, polonya’nın kaderini trajik bir şekilde belirlemiştir. bu antlaşma, almanya ve sovyetler birliği’nin polonya’yı işgal ve bölme planlarını içermekteydi. ikinci dünya savaşı'nın başlamasıyla birlikte polonya, bu iki büyük güç tarafından işgal edilmiştir. savaşın sona ermesinin ardından, polonya onlarca yıl sovyetler birliği’nin etkisi ve baskısı altında kalmıştır. 1945'te savaşın sona ermesiyle sovyetler birliği'nin nüfuz alanına giren polonya, 1989'da başlayan ve 1991'de doğu bloku’nun çöküşü ile sonuçlanan süreçte bağımsızlığını kazanmıştır.
5. habsburglar ve osmanlılar arasında yıllarca süren çatışmalar
yapılan savaşlar: 1526 - 1791 yılları arasında akdeniz, balkanlar ve macaristan'da yaşanan gelişmeler. osmanlı imparatorluğu'nun genişlemesi, habsburg monarşisi'nin yükselişi ve diğer avrupa devletleriyle olan sürekli çatışmalarıyla şekillenmiştir.
habsburglar ve osmanlılar, erken modern dönemde avrupa’nın en güçlü iki varlığıydı. habsburglar, kutsal roma imparatorluğu’nu sıkı bir şekilde kontrol ederek kıta genelinde birçok monarşiye hükmettiler. öte yandan osmanlılar, birçok küçük türk beyliğinin birleşmesiyle yükseldi, bizans imparatorluğu’nu fethederek güney avrupa’ya doğru genişledi. macaristan’ın fethiyle, osmanlılar katolik habsburgların yanı başına kadar ilerledi. bu iki güç arasındaki mücadele 2,5 yüzyıl boyunca devam etti.
habsburglar ve osmanlılar arasındaki çatışmalar, genellikle toprak ve güç mücadelesiyle ilgiliydi. osmanlılar balkanlar ve doğu avrupa’da geniş topraklar fethetmiş ve bu bölgelerde hüküm sürmüşlerdi. ancak habsburg hanedanı da aynı bölgede etkili olmak istemiş ve osmanlıların ilerlemesini durdurmak için çaba sarf etmişti. bu çatışmaların en önemli örneklerinden biri, 16. yüzyılda gerçekleşen osmanlı-habsburg savaşlarıdır. bu savaşlar, osmanlı imparatorluğu’nun avrupa’ya doğru genişlemesini durdurmak ve habsburgların topraklarını korumak amacıyla yapılmıştır.
osmanlı imparatorluğu, tarih boyunca viyana’nın kapılarına iki kez kadar yaklaştı ancak her iki girişim de başarısızlıkla sonuçlandı. ilk seferde kötü hava koşulları yüzünden geri çekilmek zorunda kalındı. 1683’te ise polonyalı hussarların geç müdahalesi, osmanlı ordusunun viyana kuşatmasının seyrini değiştirdi. 1571’de habsburg liderliğindeki çatışmalar neticesinde olan lepanto deniz muharebesi’nde osmanlı donanması yenildi. bu olay, osmanlı imparatorluğu’nun akdeniz’deki gücünü sınırladı ve deniz yoluyla yayılma stratejilerini etkiledi.
1593 - 1606 osmanlı-avusturya savaşı, osmanlı devleti ile kutsal roma imparatorluğu arasında sınır çatışmalarının tırmanması sonucunda başlayan bir dizi savaşın adıdır. bu savaş, genellikle “uzun türk savaşı” olarak anılır. iki büyük imparatorluk arasındaki çatışmalar, 1593 yılında bosna beylerbeyi telli hasan paşa’nın kulpa’da ağır bir yenilgiye uğramasıyla başladı. savaş, 1606 yılında zitvatorok antlaşması ile son buldu.
savaşın seyri oldukça karmaşık ve uzundu. iki imparatorluğun orduları, 1596 yılında haçova muharebesi’nde topyekün karşı karşıya geldi ve bu muharebe osmanlıların zaferiyle sonuçlandı. ancak savaşın geri kalan kısmı, birliklerin çatışmaları ve stratejik önemdeki kalelerin karşılıklı olarak fethedilmesi, kuşatılması ve kaybedilmesi şeklinde seyretti.
zitvatorok antlaşması, 1606 yılında yapıldı ve osmanlı devleti’ne eğri ve kanije gibi stratejik kaleleri kazandırdı. aynı antlaşma ile osmanlı padişahı, kutsal roma imparatoru’nun diplomatik denkliğini kabul etti. bu, osmanlıların ilk defa üstünlüklerini yitirdiklerine işaret ederken, kutsal roma imparatorluğu’nun orta macaristan için 1533’te imzalanan istanbul antlaşması’ndan beri ödediği 30.000 altın verginin kaldırılması da osmanlıların bu topraklar üzerinde talep ettikleri haklardan feragat ettikleri anlamına geldi. bu savaş, osmanlı devleti’ne bağlı romen prenslikleri eflak, boğdan ve erdel’in (tarihte ilk kez birleşerek) osmanlılara karşı ayaklanmaları ve kutsal roma imparatorluğu’na bağlanmaları nedeniyle osmanlıların güçlerini fiilen iki cepheye böldü. bu ayaklanmalar, savaşın seyrini etkiledi ve osmanlıların stratejik avantajlarını azalttı.
uzun türk savaşı, osmanlı-avusturya savaşları içinde önemli bir dönemi temsil eder ve tarih boyunca iki büyük gücün mücadelesini yansıtır. savaşın sonucunda osmanlı imparatorluğu ve kutsal roma imparatorluğu arasındaki denge değişti ve bu dönemdeki çatışmaların etkileri uzun süre devam etti.
6. iskoçya ve ingiltere arasındaki anlaşmazlıklar
yapılan savaşlar: iskoçya bağımsızlık savaşları (1296-1328 ve 1332-57), ingiltere -iskoçya savaşları (1372-1542 arasında çeşitli çatışmalar), üç krallık savaşları (1639-51)
iskoçya ve ingiltere arasındaki iskoç bağımsızlık savaşları, 13. yüzyılın sonlarından 14. yüzyılın başlarına kadar süren bir dizi askeri harekattır. savaşlar ingilizlerin iskoçya’yı işgalinden 1328’de edinburgh-northampton antlaşması ile iskoç bağımsızlığının de jure restorasyonuna kadar sürdü. de facto bağımsızlığı ise 1314’te bannockburn muharebesi’nde kuruldu. bu süreç boyunca, ingiliz kralları iskoçya üzerinde otoritelerini kurmaya çalışırken, iskoçlar ingiliz yönetimini ve otoritesini iskoçya dışında tutmak için savaştılar. ingilizler meydan savaşlarında genellikle üstün geldi, ancak iskoçlara karşı kesin bir zafer kazanamadılar. fransız desteği sayesinde, iskoçya’nın bağımsızlığı berwick antlaşması ile onaylandı. ikinci bağımsızlık savaşı da benzer şekilde uzun sürdü ve yine iskoçya bağımsızlığını korudu.
iki düşman arasındaki savaşlar 15. ve 16. yüzyıllara kadar, genellikle sınır çatışmaları ve el değiştiren berwick kalesi gibi konularla devam etti. iskoç kralları, ingiltere ile olan çatışmalarda kişisel olarak pek iyi durumda değillerdi. ıı. david, ikinci bağımsızlık savaşı'nda esir alındı. ıı. james, roxburgh kuşatması sırasında öldü ve ıv. james ve soyluların çoğu, iskoçya'nın savaştığı en felaket muharebelerden biri olan 1515 flodden muharebesi'nde vefat etti.
vııı. henry, oğlu edward'ın iskoçya kraliçesi mary ile evlenmesini istedi ve hayır cevabını kabul etmedi. rough wooing, iskoçları bir evlilik ittifakına zorlamak ve fransa ile ilişkilerini kesmek için yürütülen başarısız bir kampanyaydı. nihayetinde, iki krallığı bir araya getiren ingiliz değil, iskoç bir hükümdar olacaktı. 1603'te ı. elizabeth'in varis bırakmadan ölmesiyle, vı. james ingiliz tahtına geçti. bir yüzyıl sonra, iki parlamento birleşerek 1707'de büyük britanya'yı oluşturdu.
7. danimarka ve isveç’in norveç üzerinde kesin bir sonuç olmadan birçok kez savaşması
yapılan savaşlar: isveç kurtuluş savaşı (1521-23), kuzey yedi yıl savaşı (1563-70), otuz yıl savaşı (1618-48), ikinci kuzey savaşı (1655-60), büyük kuzey savaşı (1700-21), napolyon savaşları (1803-15)
1523'ten önce danimarka ve isveç arasındaki çatışmaların tam sayısını belirlemek oldukça zordur, çünkü erken dönemlerde danimarka ve isveç'in sınırları net olarak tanımlanmamıştı. bazı tahminlere göre, orta çağ'ın başlarındaki ve öncesindeki çatışmalar dahil edildiğinde iki iskandinav ülkesi arasında yaklaşık 30 çatışma yaşanmıştır. isveç'in kalmar birliği'nden kurtuluş savaşından sonra ise danimarka ve isveç arasında en az 11 çatışma meydana gelmiştir.
isveç ve danimarka arasındaki kuzey yedi yıl savaşı hiçbir somut sonuç getirmemiştir, ancak 17. yüzyıldaki devamı, danimarka, norveç ve isveç'in modern sınırlarını belirlemiştir. danimarkalılar, isveç'in herhangi bir düşmanıyla hızla ittifak kurmaya istekliydi ve o dönemde isveç'in pek çok düşmanı vardı.
son çatışmalar napolyon savaşları sırasında gerçekleşti. danimarka fransa'nın müttefikiydi, isveç ise britanya liderliğindeki koalisyonun yanındaydı. isveç, norveç'i işgal etmeye çalıştı ve başaramadı, danimarka ise isveç'ten kaybettiği toprakları geri almaya çalıştı ve başaramadı. büyük rakipler arasındaki son savaş, altıncı koalisyon savaşı'nda (1813-14), küçük iki ordu arasında oldukça sönük bir çatışmayla gerçekleşti. isveç süvarisi danimarkalıları geri çekilmeye zorladı. barış anlaşmasında, isveç, iki devlet arasındaki husumetin sık sık nedeni olan norveç'i ödül olarak aldı.
8. osmanlılar ve safevîler arasında süren savaşlar
osmanlı imparatorluğu'nun avrupa'ya doğru genişlemesi daha fazla dikkat çekse de, asıl hedefi doğudaki rakibi olan safevi persleri'ydi. osmanlılar ile safeviler arasındaki ilk büyük çatışma, 1532-1555 yılları arasında gerçekleşti. bu savaşta osmanlılar üstünlük sağladı, ancak safeviler kapsamlı bir dünya stratejisi benimsedikleri için kesin bir zafer elde edilemedi.
1603-1618 osmanlı-safevî savaşı, osmanlı devleti ile safevî devleti arasında batı iran (güney azerbaycan), kafkaslar ve ırak meselesi için çıkan savaşlardan biridir. bu savaşın nedenleri arasında şah ı. abbas’ın osmanlı devleti’nin avusturya ile savaş halinde olmasını ve anadolu’da çıkan celali isyanlarından uğraşmasıyla zayıf düşmesini fırsat bilerek ferhat paşa antlaşmasıyla kaybettiği toprakları geri almak istemesi etkili olmuştur. safevîlerin tebriz’e taarruzu ile yeni bir osmanlı-safevî savaşı başlamıştır. bu savaş 9 yıl sürmüş ve nasuh paşa antlaşması ile sona ermiştir. bu antlaşma ile osmanlılar, iran şahı’nın her yıl osmanlı padişahına 200 deve yükü ipek kumaş ve değerli eşya haraç göndermesi şartıyla ferhat paşa antlaşmasıyla aldıkları batı iran eyaletlerini safevîlere bırakmışlardır. ancak iran’ın söz konusu haracı göndermemesi üzerine 2,5 yıl sonra savaş yeniden başlamıştır. pül-i şikeste’de osmanlı ordusu tekrar bozulmuş, ancak iranlılar, ı. ismail’in türbesinin bulunduğu ve bu sebeple de önemli saydıkları erdebil şehrinin osmanlılar’ın eline geçme ihtimali üzerine barış istemişlerdir. serav antlaşması ile bu defa 3 yıldan fazla süren osmanlı-safevî savaşına son verilmiştir. bu barış da 5 yıl sürmüş, ancak daha sonra 1624 yılında safevîlerin bağdat’ı ele geçirmesiyle eskileriyle mukayese edilemeyecek bir şiddette yeniden başlamıştır. 1603-1618 osmanlı-safevî savaşı sonucunda osmanlıların 1590’da ferhat paşa antlaşması ile iran’dan aldığı toprakların büyük çoğunluğu, 1618’de safevîler tarafından geri alınmıştır. kafkasya ise iki imparatorluk arasında paylaşılmıştır.
18. yüzyılda osmanlı imparatorluğu ile safeviler arasında çeşitli çatışmalar yaşandı. safevi hanedanlığının kurulmasıyla başlayan bu ilişkiler, 1514’teki çaldıran muharebesi ile doruğa ulaştı ve yüzyıllık bir sınır çatışması izledi. 1639’da safevi ve osmanlı imparatorluğu, ırak’ın osmanlı hakimiyetini tanıyan kasr-ı şirin anlaşması’nı imzaladı ve kafkasya’yı iki imparatorluk arasında kesin olarak böldü . bu dönem boyunca, şii islam’ın safevi versiyonu ile sünni islamın osmanlı versiyonu arasındaki mücadele, iki büyük imparatorluk arasındaki ilişkilerin önemli bir boyutunu oluşturdu. 18. yüzyılın başlarında iran-osmanlı barış müzakereleri, egemen devletlerin islam dünyası topluluğunun özerk parçaları olarak bir arada var olabileceği yeni bir müslümanlar arası ilişkiler konseptini ortaya çıkardı . daha sonraki ilişkiler karşılıklı zayıflık ve güvensizlik korkusuyla yönlendirilse de, kaçar iran’ı ile osmanlı imparatorluğu’nun yüzyıllar süren rekabetten sonra 1847 yılında erzurum barış antlaşması’na varması bir asırlık bir barış çağını başlattı . islam, osmanlı-safevi ilişkilerinin tanımlanmasında önemli bir rol oynadı. hem safeviler hem de osmanlılar, kendi bireysel kurallarını meşrulaştırmaya yardımcı olması için islam’la olan bağlarına güvendiler. ancak islam hukuku, kutsal bir kanunun uygulanması ve ona karşı yapılan ihlallerin kontrol edilmesi yönünde dini bir ihtiyaç ortaya çıkmadıkça, müslümanların birbirleriyle savaşmasını yasaklar. dolayısıyla bir gücün diğerine karşı savaş açması için, eylemi dini açıdan meşrulaştırması gerekir. 1500’lü yılların başında ı. selim böyle bir gerekçe arıyordu. osmanlı imparatorluğu’ndaki dini lider ve yetkilileri, sapkın olarak gördükleri öğretiler nedeniyle şah ismail’i ve takipçilerini islam’a yönelik bir tehdit olarak etiketlediler. sonuç olarak ı. selim, hem istanbul’da hem de diğer osmanlı topraklarında şah ismail’in sempatizanlarının idam edilmesini emretti . yavuz selim’in safevi imparatorluğu’na yönelik sert tavrının sebebi osmanlı sınırları içinde ortaya çıktığını hissettiği tehditti. 1507’de ı. ismail anadolu’ya baskın düzenleyerek safevi tehdidini pekiştirdi. 1511’de şahkulu isyanında anadolu’da şii mezhebine mensup kişilerin çıkardığı ayaklanmalar, selim’in isyanların büyümesinden endişe etmesine sebep oldu.
9. rusya ve isveç’in baltık denizi üzerinde hakimiyet savaşı
yapılan savaşlar: rusya-isveç savaşları (1495-97, 1554-57, 1590-95, 1788-90), livonya savaşı (1558-82), ikinci kuzey savaşı (1655-60), büyük kuzey savaşı (1700-21), şapka savaşı (1741-43), finlandiya savaşı (1808-09)
isveç ve rusya arasındaki tarih boyunca süregelen düşmanlıklar, orta çağ’a kadar uzanır. isveç, baş düşmanı danimarka’yı gölgede bırakmaya başladığında, rusya ile başka bir rekabet ortaya çıktı. ilk başta, bölgedeki iki yükselen gücün sınırlarıyla ilgili sonuçsuz sınır çatışmaları yaşandı, ancak bu çatışmalar 17. ve 18. yüzyılda daha da yoğunlaştı.
büyük kuzey savaşı, bu çatışmaların en uzun ve en maliyetli olanıydı. isveç kralı xıı. charles, kendi ordusunun iki katı büyüklüğünde bir rus ordusunu holowczyn’de (belarus) muhteşem bir zaferle yendi. ancak charles, başlangıçtaki başarılarını takip edemedi ve daha sonra savaşta hayatını kaybetti. bu 21 yıl süren çatışmada diğer güçler de savaşa dahil oldu. büyük britanya, farklı noktalarda her iki taraf için savaşan olağandışı bir ayrıcalığa sahipti. danimarka, her zamanki gibi, isveç’e karşı istekli bir müttefikti ve savaşın içinde yer aldı. sonunda, rusya zaferle çıktı ve baltık bölgesinin yeni hakim gücü oldu.
şapka savaşı (1741-43), isveç ile rusya arasında gerçekleşen ve isveç'in baltık bölgesindeki eski gücünü ve prestijini geri kazanmayı amaçladığı bir savaştır. savaşın ismi, isveç'in iç siyasetindeki iki ana siyasi gruptan biri olan "şapkalar" (hattpartiet) adlı partiden gelmektedir. şapkalar, isveç'in rusya karşısında kaybettiği toprakları geri almayı ve isveç'i yeniden büyük bir güç haline getirmeyi hedefleyen bir fraksiyondu. diğer grup ise daha barışçıl bir politika izleyen "şapkasızlar" idi.
1741 yılında şapkalar partisi, rusya'ya karşı savaş ilan etti ve bu şapka savaşı'nın başlangıcını oluşturdu. ancak, savaş isveç açısından felaketle sonuçlandı. rus ordusu, isveç kuvvetlerine karşı üstünlük sağladı ve savaş sonunda isveç, daha fazla toprak kaybetti. 1743 yılında imzalanan åbo antlaşması (turku antlaşması) ile savaş sona erdi ve isveç, finlandiya'nın doğusundaki bazı bölgeleri rusya'ya bırakmak zorunda kaldı.
şapka savaşı, isveç'in baltık bölgesindeki nüfuzunun daha da azalmasına ve rusya'nın bölgedeki hakimiyetinin pekişmesine yol açtı. ayrıca, isveç'in iç siyasetinde de şapkalar partisi'nin itibarı ciddi şekilde sarsıldı.
finlandiya savaşı (1808-1809), rusya ve isveç arasındaki bir çatışmaydı ve bu savaş napolyon savaşları'nın daha geniş bağlamında önemli bir yer tuttu. savaş, isveç'in finlandiya'yı rus imparatorluğu'na bırakmasıyla sonuçlandı. bu çatışma aynı zamanda isveç topraklarında gerçekleşen son savaştı.
10. ceneviz ve venedik savaşları
orta çağ’da venedik ve ceneviz, italyan yarımadasının iki tarafında bulunan son derece zengin ve güçlü iki cumhuriyetti. her ikisi de akdeniz’de büyük ticaret güçleri olarak, bölge boyunca uzanan geniş ticaret imparatorluklarına sahip olup 13. ve 14. yüzyıllarda akdeniz ticaretinde üstünlük için dört çatışma yaşadılar.
iki şehir arasındaki mesafe 250 milden az olmasına rağmen, neredeyse tüm çatışmalar denizde gerçekleşti. resmi olarak savaşta olmasalar bile korsanlar diğer şehirlerin gemilerini hedef olarak gördüler. venedikliler ilk çatışmada üstünlük sağladı. ikinci ve üçüncü çatışmalar sonuçsuz kaldı. dördüncü ve son savaşta venedik, 1380’de chioggia’da zaferle neredeyse esir düşmekten kurtuldu. venedik büyük bir zafer kazanmış olsa da, avusturya ve macaristan’ın ceneviz müttefikleri tarafından nihayetinde yenildi ve bir sonraki yıl barış istedi.
torino antlaşması (1381), resmi düşmanlıklara son verdi, ancak cumhuriyetler rakip olarak kaldı. venedik barışta önemli topraklar kaybetti, ancak kısa süre sonra yeniden ayağa kalkarak yeniden akdeniz’in önde gelen güçlerinden biri haline geldi. ceneviz için dördüncü çatışma, bölgedeki bir ana güç olarak cumhuriyetin sonunu getirdi. deniz kayıpları, cenevizin doğu akdeniz’deki deniz ticaretini koruyamamasına ve venedik ile osmanlılara karşı kaybetmesine neden oldu.
11. roma imparatorluğu'nun içsel çatışmaları ve savaşlar
yapılan savaşlar: sulla'nın iç savaşı (mö 81-83), sezar'ın iç savaşı (mö 49-45), ikinci triumvirlik savaşları (mö 44-36), beş imparator yılı (ms 193), üçüncü yüzyıl krizi (ms 235-284), tetrarşi iç savaşları (ms 306-324)
roma, varlığı yüzyıllar boyunca bazı rekabetlere sahip olsa da, en büyük tehdit içeriden geldi. iç çatışmaların sayısı zor anlaşılır boyuttaydı. romulus ve remus tarafından kurulan şehir, romulus’un kendi kardeşini öldürmesinden sonra adını aldı.
belki de en çalkantılı dönem, roma cumhuriyeti’ni sona erdiren birinci yüzyılın iç savaş serisiydi. dönem, sulla’nın gaius marius ile olan iktidar mücadelesiyle başladı ve octavian’ın marcus antonius üzerindeki nihai zaferiyle sona erdi. octavian, aslında o ünvanı hiç kullanmasa da, roma’nın ilk imparatoru olan augustus caesar oldu. augustus, evlat edinilmiş babası julius caesar’ın hatalarından ders almış ve nihai gücü elinde tutma görünümünden kaçınmıştı.
cumhuriyetten imparatorluğa geçişte sürekli iç savaşları bastırmak için pek bir şey yapılmadı. üstün güç sadece başarılı bir darbeyle elde edilebilirdi. ms 193’de sadece beş imparator vardı. üçüncü yüzyıl krizi olarak oldukça hafife alınan dönemde, ms 235-284 yılları arasında inanılmaz 26 iddia sahibi iktidar için mücadele etti. kaos, imparator diocletianus'un parçalanmış imparatorluğu dengelemek için daha istikrarlı bir iktidar yapısı olan tetrarşi’yi oluşturmasıyla sona erdi.
tabii ki, romalıları uzun süre romalılara karşı savaşmaktan kimse alıkoyamazdı ve sistem diocletianus'un ölümünden kısa bir süre sonra çöktü. roma imparatorluğu batı ve doğu olarak bölündükten sonra, 4. ve 5. yüzyıllarda iç savaşlar devam etti ve batı yarısı tamamen çöktü. doğu roma imparatorluğu, bizans imparatorluğu olarak daha iyi bilinir, çok daha uzun süre dayandı, ancak kendileri arasında her birkaç yılda bir savaşmayı sürdürdüler.