Tahta Çıkmak İçin 70 Yıl Bekleyen Eski Prens, Yeni Kral 3. Charles Kimdir?
Kimdir?
tam adı "charles philip arthur george mountbatten-windsor" olan eski galler prensi, yeni kral. annesi ii. elizabeth, babası ise edinburgh dükü prens philip'tir ve kendisi 14 kasım 1948'de doğmuştur.
ilber ortaylı gibi kendisini tanıyan kişilere göre prens charles oldukça kapsamlı ve derin bir birikime sahip olan önemli bir entelektüeldir
charles'ın islâmiyet'e karşı da özel bir ilgisi ve olumlu bir bakışı vardır. uzun süre kur’an-ı kerim’i öğrenmeye yönelik çalışmalar yaptı. veya meselâ oxford islami çalışmalar merkezi'ndeki konuşmasında kur’an’a göre insan ve doğa arasında ayrım olmadığını ve çevreyi korumak için islâm’ın manevi prensiplerini takip etmemiz gerektiğini vurguladı. bu ve benzer sebeplerden ötürü kendisinin gizli müslüman olduğunu iddia edenler dahi oldu.
kraliyet ailesi'nin unvanlarından birisi de "inancın savunucusu" olmaktır ve birleşik krallık veliaht prensi olarak tahta giden yolda kendisinden anglikan kilisesinin koruyucusu olacağını söylemesi bekleniyordu. ancak charles bunu yapmadı ve tek bir inancın değil, tüm inançların koruyucusu olacağını söyledi. bu söylemi hâliyle ingiliz derin devletini fazlasıyla rahatsız etti.
her ne hikmetse bu açıklamasının ardından sevgilisi camilla ile olan ilişkisi ortaya saçılmaya ve kendisi kamuoyu karşısında her fırsatta tam bir salakmış gibi gösterilmeye başlandı. eski eşi prenses diana ile diana'nın yeni sevgilisi dodi al fayed'in ölümle sonuçlanan ve hâlâ tam anlamıyla aydınlatılamamış olan sır dolu trafik kazası vs. derken kamuoyunun gözünde charles'ın tahttan uzaklaşması sağlanmıştı.
lady diana herkes tarafından çok sevildiği için charles'ın üzerine fazla gelindiğini düşünüyorum
the crown dizisini izlerken kendisine hak verdiğim ve üzüldüğüm noktalar oldu. örneğin hiçbir zaman istediği hayatı yaşayamıyor. ailesi onu kukla gibi oynatıyor. diğer soylular gibi kolejde okumak varken babasının isteğiyle iskoçya'da çok zorlu bir lisede okuyor. cambridge'de oyunculuk dersleri alırken ailesi devreye giriyor, hoop "hadi galler prensi olacaksın, git galce öğren." tam gallilerle kaynaşıp kültürlerine saygı duymayı öğrendiğinde "vay efendim sen nasıl onların bağımsızlığını savunursun." daha sonra da bilindiği üzere sırf soylu bir aileden geldiği için, başkasını sevdiği halde, diana ile 'yine aile zoruyla' evlendiriliyor. sonra diana'yı sevmedi diye kızıyorsunuz. gerçekten bazen düşünüyorum da altından da olsa kafes kafestir. kraliyet ailesinden olacağına sıradan ama özgür bir vatandaş ol çok daha iyi.
charles'ın tahta çıkmasına seviniyorum
bu "sana ne bana ne"cileri de anlamıyorum; sosyal medyada saçma sapan ünlüler veya hatta tanımadıkları insanların özel hayatları hakkında bile yorum kasıyorlar, ama konu charles'ın ingiltere kralı olmasına gelince, "sana ne bize ne."
kendisine olumlu bakmamın nedeni şu: charles hayatı boyunca antipatik bulunup sevilmemiş, sırf klasik anlamda yakışıklı/güzel, sosyal veya imaj kaygılı biri olmadığından popüler olamamış, hep birilerinin gölgesinde kalmış bir insan. yıllarca diana melek, kendisi şeytan gibi görüldü; hatta ingilizlerin çoğu tahttan feragat edip oğlu william'a bırakmasını istiyorlardı. yani o da yine sırf william ve catherine, diana gibi prezentabl tipler olduklarından.
ama aslında charles öyle kötü bir adam değil; sadece asosyal biri. insanlar bu yüzden ezik gibi görüyorlar ama öyle değil; aksine çok güçlü bir karakteri var. camilla uygun görülmediği için, annesinin seçtiği, soyluluk ünvanı olan genç ve bakire bir kızla evlenmek, saltanata "münasip" çocuklar vermek zorunda kalmış. ama tüm baskılara rağmen camilla'yı bırakmamış, hep ona geri dönmüş.
kadını yıllarca "yaşlı, çirkin, metres" diyerek aşağıladılar; buna rağmen sonunda diana'dan boşandı ve yine onunla evlendi. ki evlendiklerinde kadın artık 60 küsür yaşındaydı, torunu vardı, charles'tan sadece daha yaşlı olmakla kalmayıp yaşını da gösteriyordu. bu kez de "camilla'yı kraliçe yapmana izin vermeyiz" diye baskı yaptılar; bu yüzden o ünvanı almayacağı açıklandı.
fakat charles zamanında camilla'ya "gerçek kraliçe sensin, seni bir gün queen consort yapacağım" demiş ve bundan asla vazgeçmedi. sabırla devrin dönmesini, insanların alışmasını bekledi. yani gayet de vefalı, iradeli, kafası çalışan, toplum baskısını umursamayan bir adam aslında. ezik falan değil.
neticede annesine, diana'ya, ingiliz halkına ve hatta tüm dünyaya rağmen camilla'yla birlikte tahta çıktı.