Star Wars Efsanesinin Müthiş Detaylarla Dolu Sıfırdan Ortaya Çıkma Hikayesi
bir evrenin doğuşunun perde arkası
- 12 haziran 1962 günü, bir california şehri olan modesto'da bir genç, yeni sahip olduğu autobianchi bianchina'sı ile okul kütüphanesinde işini bitirmiş ve evine dönmektedir. lise son sınıftadır, mezuniyetine 3 gün kalmıştır ve ailesine ait kırtasiye dükkanında çalışarak biriktirdiği harçlıklarına ilave olarak elbette sert mizaçlı babasının da katkıda bulunması sayesinde, artık bir arabası vardır. oğlunun ilk tutkusu olan motorsikletlerden onu uzak tutmak amacıyla, bir nebze de olsa, okula gidip gelirken güvenli olacağını düşünerek babası ona bu arabayı almıştır ama liseli gencimiz aracı derhal modifiye ettirmiş ve sokak yarışlarına katılmaya başlamıştır bile... modesto ona dar gelmektedir. tek amacı, çok ünlü bir araba yarışçısı olmak ve dünya çapında üne kavuşmaktır.
ebeveynleriyle arası sürekli bozuktur. özellikle babası, serseriliği bırakıp aile işinin başına geçmeye hazırlanması konusunda başının etini yemektedir. ailesiyle geçireceği bir başka sinir bozucu akşam yaklaşmaktadır. evinin bulunduğu caddeye girer ve hiç dikiz aynalarına bakmadan müstakil evin garaj yoluna doğru, sola kırar direksiyonu ve olan olur...
okuldan beri onu takip etmekte olan sınıf arkadaşı frank ferreira, son sürat kullandığı chevrolet impala'sıyla arkadan kopup gelerek yan şeritten yanına yaklaşıp onu yarışa davet etmek istemiş ama arkadaşının, evine girmek için sola kıracağını hesap edememiş ve küçük cabrio'ya tam yan direkten bodoslama çarpmıştır. ağır impala'nın darbesiyle iki silindirli küçük bianchina oyuncak araba gibi savrulur ve taklalar atmaya başlar. liseli kahramanımızın emniyet kemeri kopar ve araçtan fırlayarak kaldırıma savrulur. araba birkaç takla sonrası bir ağaca çarparak durur:
o sırada oradan geçmekte olan bir kişi (doğru zamanda doğru yerde olan bir adam), kaldırıma savrulmuş ve kemikleri kırılmış halde yerde baygın yatmakta olan genci, hurda haline dönmüş enkazdan uzaklaştırır. derhal hastaneye kaldırılan çocuk, ciğerlerinin kötü durumuna ve bir sürü kırık kemiğe rağmen hayattadır...
biliyorum hem okuyor hem de düşünüyorsunuz "acaba bu uzun girişin 'star wars' evreniyle alakası ne olabilir" diye... bu trafik kazası, 'çok çok uzaklardaki bir galaksinin' yaratılışının sebebi, aslına bakarsanız. hatta bir galaksiden çok daha fazlasının da diyebiliriz. zira kazadan yaralı kurtulan genç, star wars'un yaratıcısı george lucas'tan başkası değildir...
- dört ayını hastanede geçirir. zorlu bir iyileşme sürecidir ve tüm bu süreç içinde kafasını toparlamaya zaman bulur. onu bağlı tutması gereken emniyet kemeri kopmasa çoktan o ağaca yapışmış ve ölmüş olacağı gerçeği aklından çıkmaz. otomobil yarışlarıyla bir ömrün geçmeyeceğini, bu işin sonunun olmadığını yazar kafasına. otomobillere olan aşkı baki kalsa da yarışçı olma fikrini aklından siler. hız tutkusu, ileride çekeceği 1973 yılı yapımı ve neredeyse kendi lise yıllarının bir biyografisi olan american graffiti'de ve birçok filminde ekrana yansıyacaktır:
dümeni önce fotoğrafçılığa kırar ve eğitimde son durağı da güney kalifornia üniversitesi sinema bölümü olur. kaza sonrası kendini sorgulama evresi üniversitede de devam eder, ünlü profesör joseph campbell'ın karşılaştırmalı mitoloji/karşılaştırmalı dinler konularında eserlerine kendini kaptırır ve sonraları, her fırsatta söylediği üzere kafasında 'henüz o tarihlerde adını koyamadığı bir evrenin öyküsünün' fitilini ateşleyen joseph campbell eseri olan 'the hero with a thousand faces'i başucu kitabı yapar:
- 1967'de ucla'da (university of california, los angeles) öğrenci filmleri festivali düzenlenir. george lucas, festivale 15 dakikalık bir fütüristik bilim kurgu kısa filmiyle katılır: electronic labyrinth thx 1138 4eb. festivale, sinema bölümleriyle ünlü üç üniversiteden müthiş geniş katılım olmuştur (usc, nyu ve ucla) ama izleyiciler arasında, bu üç üniversitenin üçüne de başarısız lise ortalaması sebebiyle kabul edilmemiş ve sıradan bir yüksek okulda eğitimine devam etmek zorunda kalmış olan oldukça genç bir izleyici vardır. bu genç izleyici arkadaşımız da o güne dek kendince filmler çekmiştir ama festivalde lucas'ın bu kısa filmini görünce çarpılır ve inanılmaz kıskanır... doğru tahmin edenler olacağı üzere, bu genç izleyici steven spielberg'dür. bu arada filmi bir kişi daha izlemiştir: george lucas'ın babası. ve film sonunda oğlunun, aile işini devam ettirmiş olmasındansa, sinemacılıkta yoluna devam etmiş olmasının doğru karar olduğu yolunda ikna olduğunu söylemiştir.
electronic labyrinth thx 1138 4eb... george lucas 1971 yılında bu kısa filmin uzun metraj versiyonu olan thx 1138'i çekecektir. uzun metraj versiyon önemli bir gişe başarısı yakalayamayacak ama star wars'a giden yolda önemli bir köşe taşı olacaktır...
- steven spielberg 1975'te jaws'ı çekmiş ve müthiş bir gişe başarısı yakalamıştır. spielberg 1976'da close encounters of the third kind'ın (üçüncü türden yakınlaşmalar) çekimlerine başlar. yakın zamanlamayla george lucas da star wars'un (serinin diğer filmleriyle karışıklığı önlemek amacıyla sonraları filmin adı geriye dönük olarak star wars: episode iv – a new hope olarak kayıtlara girmiştir) çekimlerine başlamıştır. her iki film de 1977'de gösterime girecektir. aslında spielberg, star wars'u ortak çekmek ya da en azından çekimlere katkıda bulunma teklifini götürmüştür lucas'a ama lucas kesin dille reddetmiştir. star wars, george lucas'ın bebeğidir. her ne kadar muhabbetleri devam ediyor ve birbirlerine çok saygı duyuyor olsalar da iki yönetmen arasındaki tatlı rekabet zirveye ulaşmıştır:
george lucas, star wars çekimlerinin sonuna kadar en iyisini yapmaya gayret etmiş olsa da sürekli olarak, gişe konusunda, filmin asla başarılı olamayacağını düşünmekten kendini alamaz. her daim bir karamsarlık vardır üzerinde. bir seferinde spielberg ile karşılaştıklarında "kimbilir belki bir gün star wars'un hasılatı jaws'ın hasılatını geçer, ne dersin?" diye sormuştur tüm özgüven eksikliğiyle... oysa spielberg her ne kadar kendisi de aynı yıl, çok önem atfettiği bir bilim kurgu filmi çekiyor olsa da (üçüncü türden yakınlaşmalar) lucas'ın çektiği star wars'un çok başarılı olacağına lucas'tan daha fazla inanmaktadır. moralinin dip yaptığı günlerden birinde george lucas, spielberg'ün close encounters of the third kind film setine gelir. gerisini spielberg'den dinleyelim:
"george yıkılmış bir haldeydi... alabama'da close encounters'ı çektiğim sete geldi ve benimle birkaç gün geçirdi sette. sürekli olarak sanki bir çocuk filmi çekmiş gibi hissettiğinden ve star wars'un asla istediği başarıyı yakalayamayacağından bahsediyordu... sonra durdu ve bana: 'senin filmin star wars'dan katbekat başarılı olacak. dinle, sana ne teklif edeceğim: sana star wars'un gelirinden %2.5 vereceğim ve sen de bana close encounters'ın gelirinden %2.5 vereceksin, var mısın?'"
spielberg iddiayı ve teklifi kabul eder. her iki sinema adamı da günümüzde, karşılıklı olarak birbirlerinin bu filmlerinin gelirlerinden %2.5 paylarını almaya devam etmektedir ama kazanan kesinlikle spielberg olmuştur zira 1977 yılı yapımı star wars'un hasılatı inanılmazdır. bir hesaba göre spielberg bu iddiadan toplamda $40.000.000 kazanmıştır ve halen telif haklarından kaynaklı geliri devam etmektedir...
bu arada star wars, jaws'ın gerek gişe, gerekse video hasılatını kısa sürede geçmiştir.'steven spielberg, variety dergisine tam sayfa verdiği ilanla george lucas'a bu haberi müjdelemiştir, şakayla karışık, bu hasılat galibiyetiyle tahtı ve hayal gücünün yaratıcılığı sayesinde de tebrikleri hak ettiğini belirterek:
spielberg-lucas ikilisi, çok yakın dost olmuşlar ve rekabeti bir yana bırakarak ortak projelere yönelmişlerdir...
- steven spielberg, her ne kadar çok istemiş olsa da george lucas'tan hiç yeşil ışık almadığı için evet, hiçbir star wars projesinde yer almaz ama george lucas ile dostluğu dışında, star wars evrenine dolaylı katkıları olur. bu katkılardan ilki kathleen kennedy'dir. spielberg ve kennedy'nin yolları 1941 filmi sırasında kesişir. spielberg onu hemen sekreteri olarak transfer eder. zaman içerisinde kennedy'nin organizasyon yeteneği spielberg'ü etkiler ve yapım şirketinde yönetici pozisyonuna yükselttiği kennedy'ye birçok önemli projede yapımcı olarak görev verir. sonraları kennedy, kocası frank marshall ile kurduğu yapım şirketiyle hizmet vermeye devam eder... sonunda 2012'de şirketi kocasına devreder ve aldığı önemli bir teklife evet der: o artık 'çok çok uzaktaki bir galaksiye' hizmet verecektir... evet teklif george lucas'tan gelmiştir. kennedy lucas film'e geçer. ve aynı yıl lucas film disney'e satıldığında da kathleen kennedy artık şirketin başkanı olacaktır:
ama bu arada gelelim ilginç bir diğer anekdota, ki bu da kathleen kennedy'nin star wars serisine sunduğu bir katkı ile alakalıdır. birçok röportajında ve kimi konuşmalarında kennedy şöyle anlatır bu olayı:
"steven'ın sekreteriydim ve bir gün bir telefon geldi... arayan lookout mountain'dan (arizona) bir adamdı ve evinin bodrumunda tozlu bir kutu bulduğunu ve kutunun içinde bir süper 8 ile (kamera) çekilmiş film bobinleri olduğunu ve bunların büyük ihtimalle steven spielberg'a ait olduğunu söyledi. ilk aklıma gelen para sızdırmaya çalışan bir dolandırıcının bizi aradığıydı, bu nedenle universal film platosunda olduğumuzu ve eğer mümkünse filmleri bize getirmesi halinde gerçekten spielberg'e ait olup olmadıklarını kontrol edebileceğimizi söyledim ve telefonu kapattım."
gerçekten de spielberg'ün çocuk yaşta çekmiş olduğu filmler kaybolmuş ve hiç bulunamamışlardır. telefonu kapatır kapatmaz kennedy, spielberg'e lookout mountain diye bir yerde yaşayıp yaşamadığını sorar, yanıt evettir. spielberg detayları duyunca sevinçten havaya uçar...
adam gerçekten de film kutusuyla birlikte gelir, çok nazik biridir ve hemen kontrol edildiğinde görülür ki filmler gerçekten de steven spielberg'ün çocukken çekmiş olduğu kayıp filmleridir.
sıra bu tozlu filmlerin temizliği ve kayıtlar için filmlerin bobinlerden teyplere aktarılması işine gelmiştir ve kathleen kennedy'nin aklına l.a.times gazetesinde okuduğu bir haber kupürü gelir. haber, bir film ödülü almış 15 yaşlarında 2 çocukla alakalıdır. kennedy, bu iki çocuğu bulur ve onlara filmlerin temizliği görevini verir. çocuklardan biri matt reeves (yıllar sonra planet of the apes'i -maymunlar cehennemi- yönetecektir) diğeri ise o tarihten 30 küsur yıl sonra star wars evreni'ne yine kathleen kennedy'nin isteğiyle yönetmen ve yapımcı olarak dahil olacak olan j.j. abrams'tır...
- son anekdot gayet şaşırtıcı. dikkat ederseniz bu yazı dahilinde, ismi zikredilmeyen ve anonim kalan tek bir kişi mevcut. o kişi de yazının başında bahsi geçen trafik kazasında, genç george lucas'a yardımcı olmaya çalışan adam (doğru zamanda doğru yerde bulunan, şeklinde tanımladığım anonim kişi). burada kesip bir kathleen kennedy'nin geçmişine göz atalım, oradan da 2015 yılına, star wars: the force awakens'ın dünya prömiyerine gidelim:
kathleen kennedy'nin anne ve babası 70'lerin başında boşanır. babası daha sonra başka bir kadınla evlenir ve bahsi geçen hanımefendinin, ilk evliliğinden 2 oğlu vardır. kathleen kennedy 2015 yılında, star wars: the force awakens'ın prömiyerinde seyirciye duygusal bir konuşma yapar ve konuşma dahilinde bir cümlesi, herkesi şaşkınlığa uğratır:
"1962'de george (lucas) modesto'da bir sokak yarışında kaza geçirir ve aracı bir ağaca toslar. işte o kaza sonrası george'u enkazdan uzaklaştıran kişi benim üvey erkek kardeşlerimin büyükbabasıydı..."
(aslına bakarsanız bu anekdotla alakalı bilgi veren çok sayıda sayfa ve video mevcut ama hemen hemen çoğu, referans olarak ew'yu gösteriyorlar (entertainment weekly). açıkçası direkt bir video yok. ama referans gösteren linklerin kimi oldukça ciddi kanallar olduğu için daha öteye sorgulamadan anekdotu dikkatinize aktarmayı seçtim ve aşağıda da belli linkleri, kaynakçada paylaştım.)
kennedy' konuşmasını şöyle bitirir: "may the force be with you..." (güç sizinle olsun.)
- star wars (ister ilk film (a new hope) olarak bakın meseleye, isterseniz filmler serisi, isterseniz star wars evreni olarak adlandırın) çoktan bir modern mit... lucas mitolojiden yola çıktı ve eğlencelik bir mit yarattı. ve (tam yılı hatırlamamakla birlikte) 1980 veya 1981'de, 6-7 yaşlarımdayken babamın beni bir akşam seansına götürdüğü ilk film, benim için bilim kurgu ile ilk tanışıklığım...