TARİH 18 Ocak 2018
59,5b OKUNMA     770 PAYLAŞIM

Sparta'nın Aşırı Disiplinli ve Güçlü Bir Askeri Yapıya Sahip Olma Sebebinin Mitolojik Açıklaması

300 Spartalı çizgi romanı ve film uyarlamasıyla geniş kitlelere yayılan bu sorunun cevabını Sözlük yazarı "marjinalolamayaninsan" veriyor.


sparta'nın askeri kültürü herkesin malumudur. yunanlılar bu kent devletinin neden böyle bir askeri kültürünün olduğunu bir söylence ile açıklarlar.

söylencenin konusuna gelir isek: günlerden bir gün bizim çapkın zeus gene fâni bir kıza yani europa'ya tutulur. kız tyros kralı agenor'un kızıdır. agenor poseidon oğullarındandı, babası bir tanrı olduğu için-üstüne üstlük üç yüce tanrıdan biri- coğrafyasında çok saygı gören ve güçlü bir kraldı. 

zeus europa'yı görür görmez bir boğa kılığına girip yanına yaklaşır. o anda orada bulunan arkadaşları hemen etraflara kaçar, fakat europa gayet sakin bir şekilde boğaya yaklaşır. boğanın güzelliği onu gerçekten büyülemişti, mücevherden yapılma boynuzları ve bembeyaz bir kürke sahipti. o an olan oldu ve europa boğanın üstüne bindi, artık bu noktadan sonra bizim çapkın zeus durur mu kaçırır kızı girit adasına. orada neler olduğunu tahmin etmek ise pek zor değil. (swh)

agenor kızının kaçırıldığını duyunca dünyanın dört bir köşesine oğullarını kızını bulmaları için yollar. bu arayış umutsuz bir arayış idi. çünkü kızını kaçıran tanrıların kralı zeus idi. sonuç olarak oğulların hiç biri europa'yı bulamadılar. bizim burada ilgileneceğimiz kişi europa'nın kardeşlerinden biri olan kadmos. kadmos kardeşlerinin arasında en zeki ve kurnaz olanıydı. onun amacı: delphoi tapınağına ulaşıp kahin pythia'dan kehanet almaktı. delphoi tapınağındaki pythia lakaplı kahin, tanrı apollon'dan aldığı kehânetleri insanlara aktarırdı. tabii hiç bir zaman verdiği kehânetler açık değildi, bilmeceli sözler ile kehânetlerini aktarırdı. kadmos tapınağa vardığında kahin şu sözleri şöyledi: "kız kardeşini aramaktan hemen şimdi vazgeç; hem bunun hiç bir faydası yok, hem de onu bulduğun zaman başına felaketler gelecek." bu sözlerden sonra kahin kadmos'a şunları söyledi: "ayaklarının seni götürdüğü yere git. bir inek sürüsü göreceksin. bu ineklerden birinin böğründe ayı andıran bir işaret olacak. o ineği sürüden ayır ve ona bir tekme at, yorgunluktan bayılıp düşene kadar onu takip et." kadmos kahinin dediklerini yaptı ve ayakları onu nereye gotürürse oraya gitti.

yolda kahinin dediği gibi bir inek sürüsü ile karşılaştı. aradığı inek hemen gözüne çarptı ve ineğin kıçına tekmeyi yapıştırıp takip etmeye başladı. hayvanın en sonunda yürüyecek takati kalmadı ve oracıkta yere yığıldı. (kahin ineğin yığıldığı yere bir şehir kurmasını da emretmişti ama düşündüğünüz gibi değil. kurduğu şehir thebai şehriydi.) tam orada kadmos'un aklına bu bitap düşmüş ineği tanrılara kurban etme fikri düştü, fakat bunun için su gerekliydi. su almak için en yakındaki pınarın başına gitti ve bir yılan ile karşılaştı. ve bu yılan pınarı korumakla görevliydi. kadmos meseleyi hiç uzatmadan yılanı öldürdü, ihtiyacı olan suyu aldı ve tanrılara kurbanını sundu.

fakat bu yılan normal bir yılan değildi (normal olsa şaşardım). bu yılanı bizzat savaş tanrısı ares oraya bekçi olarak yerleştirmişti. bildiğiniz gibi ares'ten insanlara dair hiç bir yararlı iş beklenemez. bunu bilen athena hemen kadmos'un yanında belirdi. ve ona söyleyeceklerini derhal yapmasını söyledi:"çabuk yılanın tüm dişlerini sök ve toprağa ek! sanki birer tohummuş gibi etrafına saç onları!" bizim kadmos'un kukladan bir farkı olmadığı için hiç bir soru sormadan bu denileni de aynen yerine getirdi. işin tuhaf yanı toprağa saçtığı dişlerin yerden bitmek sureti ile bir insana dönüşmesiydi, bir diğer tuhaf durum ise bu adamların yerden biter bitmez birbiri ile savaşmasıydı. bunu gören kadmos elindeki dişleri daha bir zevkle toprağa saçmaya başladı. onları dövüşürken izlemek kendisinin pek bir hoşuna gitmişti. bu yerden biten adamların bazıları diğerlerine göre daha barışseverdi. bu durumdan hoşlanmayan kadmos eline bir taş alarak sırtlarına atıyordu. arkasına döndüğünde diğer adamı gören kişi ise " vay sen benim sırtıma nasıl taş atarsın" diye onunla kavgaya tutuşuyordu.

fakat adamların tümü ölmeden kadmos bu katliama bir son verdi. geriye yalnızca beş adam kalmıştı. yere ekilen dişlerden bittikleri için kadmos onlara "ekilmiş adamlar" manasına gelen "spartoi" ismini verdi. 

işte efenim bu söylenceye göre gelmiş geçmiş en savaşçı halk olan spartalıların ataları bu ekilmiş adamlardır.