Soyut Resmin En Keskin Örneklerini Veren Metaforik Sanat Akımı: Suprematizm
Nedir, ne değildir?
kasimir malevich tarafından birinci dünya savaşı öncesinde ortaya atılmıştır. nesnenin yokluğu ve tek, nesnesiz bir dünyanın varlığı ileri sürülerek, resmin de doğanın bir yüzeye yansıması değil, kendisi olarak kabul edilmesi gerektiği savunulur. dolayısıyla resmin betimleyici ve taklit edici niteliği yadsınarak özgürlüğüne kavuşturulmuş hiçlik tezi ortaya atılmıştır.
gerçek dünyaya ait nosyonları terk eden sanat akımı. the non-objective world adında bir kitapla bu akımın felsefesi, öncüsü olan kazimir maleviç tarafından anlatılmıştır. soyut sanattaki radikal gelişmelerdendir, konstrüktivizmin şekillenmesine katkı sağlamıştır.
bütün bu geometrik şekiller maleviç'e göre "pozitif ve negatif güçlerin nihai dengesini" ifade ediyordu. suprematizm akımının temel gayesi yaşamın özünde yer alan her şeyin renk ve formlar aracılığıyla en yalın haliyle tasvir etmektir.
malevich, rusya'da 1915'te beyaz bir arka plan üzerine siyah büyük bir kare çizer
böylece suprematizmi başlatan ilk kareyi çizmiş olur. negatif ve pozitifin akıl almaz dengesini, sınırlı sayıda renk kullanımıyla çizdiği dikdörtgenler, çizgiler ve yuvarlaklar ile tuvalin şeklini ve düz yüzeyini vurgulayacak şekilde ifade etmeye devam eder...
yer yer kübizm ve fütürizmden etkilenen suprematizm, malevich'in spiritüel inançlarından da beslenmiştir. malevich, saf soyutluğun büyük bir gücü olduğuna ve seyirciyi safi duygulanıma gark ettiğine inanmıştır.
ilk suprematist sergi, 1915'te st. petersburg'da 35 malevich resmiyle açılmıştır. malevich'in, devrim sonrası rusyasına pek yakıştırdığı suprematizm, ilk başlarda desteklense de sonraları komünist parti'nin hışmına uğramıştır.
Neleri irdeler?
modernizm'in birbiriyle tamamen mekanik bir biçimde ilişkilendirilmiş bütüncül katılığına tam bir ötelik durumudur. irdelenen mekan 4 boyutludur. içinde zaman kavramını da barındırır. tasarlanan boyutlarda ölçü ve ölçek kavramını göremezsiniz. bazı rus mimarlar konstrüktivizm'le sentezleyip yeni bir mimari üslup getirmişlerdir. hatta bu üslubun izlerini dekonstrüktivist mimarlarda günümüzde dahi gözlemleyebiliriz.
zaha hadid üzerinde oldukça etkisi olan bir akım olduğu söylenebilir.
Örneklerle detaylandıralım
evinizde feng shui etkisi yaratacak tabloların yaratıldığı, sanatı bir objeye bağlı kalmaktan kurtarmaya çalışan ve geometrik soyutlamFinal notua temeline dayanan sanat anlayışıdır.
suprematizm adı, maleviç'in suprematist sanatın gelmiş geçmiş tüm sanatlardan daha üstün olacağına ve “resim sanatında saf duygu veya algının üstünlüğüne” yol açacağına olan inancından gelmektedir. yani tüm mesele hissetmek ve önceki sanat akımlarından uzaklaşmaktır.
maleviç'in, sanatın dünyayı yeniden şekillendirmeye hizmet edebileceği ve dünyaya farklı şekillerde bakmamızı sağlayabileceği gibi çılgın fikirleri vardı. bu yüzden çalışmalarından gerçek dünyanın ikonografisini tamamen kaldırdı ve izleyiciyi eserleriyle baş başa bıraktı. izleyiciyi "neyi-nasıl-ne şekilde" göreceği konusunda özgür kılmak, suprematist düşüncenin de temelini oluşturdu. bu yaklaşım sayesinde bunun gibi başyapıtlar doğdu:
kazimir malevich, black cross, 1923
maleviç, suprematizmin ilerleyişini üç evreye ayırmıştır: hareketin başlangıcını, yani resmin sıfır derecesini işaret eden siyah evre; boşlukta hareket hissi yaratmak için renk ve şekil kullanımına odaklanan renkli evre ve tam bir nesnesizlik, yani "hiçlik" felsefesini işaret eden beyaz evre.
başta kazimir maleviç olmak üzere, hareketin önemli sanatçıları arasında yer alan el lissitzky, lazar khidekel, alexander rodchenko, ilya chashnik ve olga rozanova gibi suprematistler, bir resmin sanat eseri olmasının önüne geçmeden 'sıfır derecesine' ulaşmak istedikleri için eserlerinde kareler, daireler, haçlar ve düz yüzeyler gibi çok basit motifler kullanmışlardır.
lazar khidekel, suprematist composition with blue square, 1921
temelinde saflık, sadelik, düzen ve maneviyat bulunan suprematizm temalı resimler için:
Final yorumu
“özgürlük sakinliği gerektirir, henüz bizim dünyaya bağlılığımız böylesi sakinliği imkânsız kılar. bu yüzden dünyanın yerine başka bir şey koymak gereklidir. bu yalnız, 'zihnin beyaz durumunu' davet eder, bütün dikkatler sessizliğe sahip olmayla ilgili olduğunda ve insanın hiçbir şey arzu etmediği zaman.” karsten harries
sessizlik, zihni özgürleştirmek için, yeni ve yaratıcı oluşumların önünü açması açısından oldukça önemlidir. ama insan, o sessizliğin içindeyken bile durmadan anlamlar yükler; tanınan ve sahip olunan hazır anlamları, anlamı yokmuş gibi görünen ya da bilinemeyen bir eşyaya nesneye olguya giydirir gibi; kendinden başka hiçbir şeyi anlatmayan bir müzik bulmanın artık ne kadar zor olduğunu bilerek.
ne yazık ki insanın her şeyin sahteliğine, kendi eksik, sınırlı ve bitimli bedenine, yaşamın olağan akışı içindeki dönüşümüne ve daha üst bir gerçekliğin bir yansıması olduğu şeklindeki anlayışı, bir anlam illüzyonu paradigmasıdır.
anlam vermek, anlamı aranan bir eşyanın olgunun nesnenin karşılığını sahip olunan bilinen anlamlarla eşlemek gibi. yuvarlak şekilleri yuvarlak boşluklara, kare şekilleri kare boşluklara oturtarak çözüme ulaşmaya çalışan çocuklar gibi, anlamlar verip bazen deneme yanılma yoluyla anlamı bulmaya çalışırız. fakat bulduğumuz anlamları, anlamın ötesine götüremeyiz. eğer birer nietzsche olabilseydik, “ahlakın canı cehenneme” demek suretiyle ahlakı yeni bir bakış açısıyla okumaya davet edebilirdik insanları, paketler hâlinde hazır alınmış anlamları tersine çevirmek suretiyle zihni kavrayışa hizmet ederek varolan algıyı değiştirebilirdik.
işte tıpkı nietzsche gibi kazimir malevich de, insan varoluşunun anlamı üzerinde, resmi nesnelerden tamamen soyutlayarak, soyutlama basamağını yükselten ve geometrik bir öğe olan kareyi resme dâhil ederek, camus’nun varoluşçu felsefesine benzer bir ideali olduğuna resimleriyle gönderme de bulunur.
bunu da insani durumun saçmaladığın kaçarak gerçekleştirir. süprematizm, insanın hilelerden ( dünya yaşamından ) serbest bırakıldığını farz eder. resmi nesnenin/objenin yükünden kurtararak, sorular ve cevapların olmadığı bir yerde konumlandırır.