TARİH 24 Mart 2020
36,3b OKUNMA     640 PAYLAŞIM

Sovyetler'in, Fransa'dan Boşalan Gine'yi Sömürgeleştirme Çabasının Öyküsü

Stalin'in ölümünden sonra başa geçen Nikita Kruşçev'in "barış içinde birlikte yaşama" ülküsünün sonuçlarından olan Gine'yi sömürgeleştirme çabası, okunmaya değer bir olaylar silsilesi.

sovyetler birliği ve sosyalizm hepimizin merak ettiği konular. kimileri överken kimileri de lanetliyor. peki, sovyetler birliği, sömürgecilerin kol gezdiği afrika kıtasına nasıl ve nereden giriş yaptı? oyunları bozabildi mi? bildiğimiz gibi stalin öldükten sonra başa geçen kruşçev "barış içinde birlikte yaşama" teorisi üzerine dış politikaya önem vermişti.

sovyetler birliği afrika kıtasına batı afrika'dan gine üzerinden girecektir. başrolde ahmed sekou toure (seku ture) var. 

1. bağımsızlığa giden yol

1958 yılında paris, batı afrika’nın yükselmekte olan şahsiyetlerinden en potansiyellisi olan ture’nin fransa ile münasebetlerini tamamen keseceğine ihtimal vermiyordu. general charles de gaulle 1958 yılında conakry’de kürsüdeyken bunun böyle olmadığını gördü. ‘büyük charles’ mağrur bir edayla dururken ateşli ture –o zaman 36 yaşında idi– yerinden fırladı ve

‘hürriyet içinde fakirliği zenginliğe ve zenginlik içinde köleliğe tercih ediyoruz!’ diye haykırdı.

o akşam fena halde bozulan de gaulle, ture ile baş başa yiyeceği yemeği iptal etti. buna karşılık ture, halkından yapılacak referandum için hayır oyu verilmesini istedi. neticede ginelilerin büyük çoğunluğu fransa ile bütün bağların kesilmesi lehinde oy kullandı.

30 eylül 1958’de milliyet gazetesinin birinci sayfadan verdiği haber şu şekildeydi:

‘paris, husisi başvekil charles de gaulle ve anayasasına büyük zafer kazandıran referandumdan sonra, fransa 5. cumhuriyet devresine girmiştir. 4. cumhuriyet böylece tarihe karışmış bulunmaktadır.

kati neticelere göre fransa’da reyini kullanan 22.2 milyon kişiden 17.6 milyonu yani %79’u referanduma ‘evet’, 4.6 milyonu yani %20’si ‘hayır’ demiştir. de gaulle’un bu tahminlerin üzerindeki zaferi, komünistlerin bir hezimeti olarak vasıflandırılmaktadır. cezayir’de seçmenlerin %82’si reylerini kullanırken evet diyenler %97’i bulmuştur. batı afrika'daki fransız ginesi de gaulle’un lehindeki ezici ekseriyeti tek istisna teşkil etmektedir. paris hükümeti, fransız idaresinin gine’den yakında çekileceğini, bu memlekete yapılan iktisadi yardımın da derhal kesileceğini bildirmiştir.’
(30.09.1958 milliyet gazetesi, sayfa 1,5)

fransız afrikası toprakları için general de gaulle’un ‘ana vatanla işbirliğine devam’ teklifine ret cevabı veren ve tam bağımsızlık isteyen yegane memleket gine olmuştur. bu kararı da esas itibarı ile bir adam, fransız komünist işçi hareketi dahilinde yetişmiş kendine has bir marksist olan ‘seku ture’ vermiştir.

seku ture, bütün hayatı boyunca büyük babasının yaptığı işi sona erdirmek istiyordu. büyük babası olan efsanevi kahraman kabile reisi samory toure, fransızları nijer nehri kıyılarından çıkarmak için savaşmış büyük bir liderdi. uzun boylu ve yakışıklı ture, oy kazanmasını çok iyi bilmekteydi. hararetli konuşmasıyla kitleleri etkilemekteydi.

çok faal bir insan olan ture, 1948-1956 yılları arasında gine’de en yüksek makamlarda bulunmuştur. 1936’da conakry’deki fransız teknik okuluna girdi. bir yemek boykotu olayına karışınca okuldan atılan ture, 1941 yılında posta ve haberleşme sendikasında çalışmaya başladı. 1945 yılında posta ve haberleşme sendikası’nın genel sekreteri oldu. 1955’te conakry belediye başkanlığına seçildi. 28 eylül 1958 referandumundan çıkan neticede ezici bir zafer kazanan ture 2 ekim 1958 yılında bağımsız gine’nin ilk devlet başkanı olmuştur.


2. özgürlüğün bedeli

referandumda alınan bu netice, fransızları çok kızdırmıştır. gine bu ihanetinin bedelini en ağır şekilde ödemeliydi. de gaulle derhal bütün yardımları kesti ve resmi bürolarda çalışan bütün fransızlara iki ay içerisinde evlerine dönmelerini bildirdi. bu müdahalenin seku ture’yi korkutacağı ve sindireceği düşüncesine karşın seku ture şöyle haykırıyordu:

‘bu çok uzun bir zaman, bir hafta içinde defolup gitsinler.’

fransa’nın hamlesi gecikmedi. bu ülkede bulunan 4.000 idareci, teknisyen, öğretmen, doktor, hakim ülkelerine geri döndü. fransızlar, mutfak küvetleri de dahil olmak üzere taşınabilir her şeyi yanlarında götürdüler. bütün hükümet binaları sanki boş kaldı. paris'ten aldıkları emirlere uyarak telefonları söktüler, lambaları topladılar, hastane kayıtlarını yok ettiler ve önemli evrakları yaktılar. ülkede durum öyle bir hale gelmişti ki suçlarının ne olduğunu mahkumlara sormak gerekmişti.

gine’deki mevcut durum, tahmin edilebileceği gibi sovyetler birliği’nin ağzını sulandırıyordu. o sıralarda afrika’yı keşfe çalışan ve batı sahilinden bu kıtaya girmek isteyen sovyetler, bu ülkedeki fransa düşmanlığı karşısında büyük memnuniyet duymaktaydı. fransa’nın iktisadi ve idari yaptırımları gine’de çok büyük ekonomik ve sosyal çalkantıya sebep olmuştur. seku ture, fransa’nın bu hamlelerine karşı yüzünü sovyetler birliğine döndü. sovyetler birliği elçisi bu durumu şu sözlerle anlatmaktaydı:

"gine öyle bir iktisadi ve psikolojik şok geçiriyordu ki talebini reddedemezdik."

3. sosyalizmin afrika’ya açılan kapısı: gine

josef stalin’in ölümünden sonra sovyetler birliği komünist partisi genel sekreteri olan nikita kruşçev 20. kongrede sovyet dış politikasına dair bazı yeni açılımlar getirmişti. hazırlanan raporda ön plana çıkan yeni bir teori olan ‘barış içinde birlikte yaşama’ teorisi sovyet dış politikasına yön verecektir. bu teoriye göre sovyetler birliği ve sosyalist ülkeler, kapitalist ülkelerle bir arada barış içinde yaşayabilecekti. bu teori üzerine bir dış siyaset belirlenmişti.

bu dönemde sovyetler birliği’nin ilk hedefi yıllardır emperyalist devletlerin sömürgesi olmuş ülkelerde örgütlenmeyi sağlamak ve devrimler ortaya çıkarmaktı. bu konuda çalışmalar yapan kremlin, afrika kıtasına batı afrika üzerinden girmek istiyordu. gine’deki gelişmeler sovyetlerin tam istediği bir fırsattı ve bu fırsatı süratle değerlendireceklerdi.

fransa’nın çekilmesinden sonra kremlin ile birlikte washington da bu boşluğu doldurmak için girişimlerde bulunmuştu. washington’un standart yardım kontratı, içerisinde ‘amerikalı memurların gine’de vergiden muaf tutulmaları, hükümetin alınan diğer yardımlar ile alakalı bilgi vermesi ve yardım projelerinin detaylarının abd ile paylaşılması’ gibi maddelerden dolayı ture tarafından şiddetle reddedilmişti. ture bu hamleyi, bağımsızlığa bir müdahale olarak görüyor ve reddediyordu. böylece abd’nin hamlesi boşa çıkmıştı. artık ortam sovyetler birliği için yüzde yüz müsait bir duruma gelmişti.

Kruşçev ve Stalin

4. sovyet-gine ilişkileri yükseliyor

sovyetler birliği ülkelerinden gine’ye süratle krediler ve yardım paketleri akmaya başladı. conakry’deki sovyet büyükelçiliği sadece bu memlekete değil bütün batı afrika’ya yapılan komünist propagandanın merkezi haline geldi. 1960 yılında gine ruslar, kızıl çinliler, bulgarlar, doğu almanyalılar, polonyalılar, kuzey vietnamlılar ve çeklerle dolmuştu. bir sürü gineli genç de burs olarak sovyetler birliği’ne gitmişti.

komünist teknisyenlerle birlikte polis teşkilatında da reform yapıldı. sovyetlerin direktifi ile gine demokrasi partisi (pdg) hücre sistemine göre teşkilatlandı ve en ücra köye kadar yayıldı. askerler rus tipi miğferler ve çek yapımı otomatik tüfekler kullanıyorlardı. conakry’de komünist stili bir hoparlör tesisatı kurulmuş ve bununla hükümet halka parti propagandası yapıyordu.

sovyetler birliği temsilcileri, sovyetlerin afrika’da ilk komünist devleti kurmayı başardıklarına inanıyordu. 1960 yılı martında newsweek baş yazarlarından arnaud de borchgrave şunları yazıyordu:

"gine, siyah afrika’da komünizmin ilk basacak yeri olma yolundadır. bunun işaretleri her yerde görülüyor…" başyazar ayrıca batılı bir diplomatın şunları söylediğini bildiriyordu: ‘gine süratle afrika’nın arnavutluğu halini almaktadır. ruslar burasını afrika’nın kalkınması için batının gana, nijerya ve fransız milletler topluluğundaki çabalarını küçük düşürecek bir model yapmaya çalışmaktadır.'"

bazı temsilciler, komünistlerin gine’den başlayarak bütün afrika’ya nüfuz edeceklerinden korkmaktaydılar. fildişi sahili başkanı boigny "böyle bir nüfuz bütün dünyayı tehdit etmek demek olacaktır çünkü afrika’yı kontrol eden bütün dünyayı kontrol eder" demişti. ilk aşamada sovyetler’in ekonomik yardımları ile kalkınan gine’de conakry de marksist-leninist öğretinin afrika’daki merkezi olmuştu ve burada yetişen öğrenciler kongo, gana gibi ülkelerde sosyalist cephe için çalışıyor ve ajanlık faaliyetleri yürütüyordu.

kremlin’in gine’ye verdiği önemin ne denli yüksek olduğu, son derece kuvvetli bir diplomat olan daniel semenovich solod’un 30 aralık 1959’da gine’ye büyükelçi olarak atanması ile anlaşılmıştı. savaştan sonraki yıllarda bu diplomat suriye ve lübnan’da aldığı görevlerden sonra 1950’de sovyet dışişleri bakanlığında ‘yakın ve orta doğu bürosuna umum müdür yardımcısı’ olmuştu. 1954 yılında kahire’ye büyükelçi tayin edilinceye kadar bu görevde kaldı.

solod’un idaresinde kahire’deki büyükelçilik bütün arap dünyasında komünist faaliyetin merkezi haline gelmişti. 1956 yılında büronun başına getirildi. batılı istihbarat kaynaklarına göre, parlak bir teşkilatçı olan solod, yıkıcı faaliyetlerde çok kabiliyetliydi.

solod’un conakry’e varışı ile birlikte sovyetler batı afrika’daki manevralarına başlamış oluyordu. solod, afrika’nın atlas okyanusu kıyısındaki faaliyetlerin idare edilmesi, conakry’nin afrika’nın komünist propaganda merkezi haline getirilmesi gibi önemli konular üzerinde çalışıyordu. solod, jetler için havalimanı, radyo vericileri, buz fabrikası gibi yatırımlar getirmişti. solod ayrıca gine içişlerine çok fazla müdahil olmaktaydı.

conakry, tüm afrika devrimcilerinin marksist-leninist doktrini alacakları merkez olarak belirlenmişti. örneğin; kongo’nun başbakanı lumumba, yakın mesai arkadaşlarından ve başbakan yardımcısı gizenga conakry’de çeklerin idare ettiği marksist-leninist kurslarda eğitim almışlardı. devlet başkanı lumbala ve eğitim bakanı pierre mulele de conakry’de eğitim almışlardı. lumumba’nın istihbarat bakanı anicet kashamura, conakry’de lumumba ve mulele ile aynı sınıfta okumuştu. yani kongo devriminde yer alan üst düzey partililer conakry’de eğitim almışlardı.

5. sovyetler gözden düşüyor

bağımsızlığın ilk döneminde olumlu olarak başlayan sovyet politikaları, bir süre sonra sovyetlerin son derece yanlış hamleleri sonucu olumsuz bir hava oluşturmuştu. bunda sovyetlerin koloni kültürüne batılı devletler kadar aşina olmamasının yanında iktisadi hamlelerden çok propaganda faaliyetlerine önem vermeleri de etkili olmuştur. sovyet dış politikası, gösterişli binalar ve propaganda faaliyetleri ile devrimi sürdürebileceklerine inanıyorlardı. ancak bu esasında ekonomik olarak ciddi buhranlar geçiren afrika kıtasında karşılık bulmaktan uzaktı. sovyetler, aynı zamanda yaptığı yardımlarda ihtiyaç dışı ürünler temin ederken, kendi ihtiyacı olan ürünleri alıyordu. gine’de uygulayacakları politikaların benzerlerini daha önce farklı ülkelerde de yapmışlar ve başarısız olmuşlardı.

bunlardan biri kremlin’in 1955 yılında başlattığı ‘birmanya sovyet yardımları’ idi. bu kampanyayı bizzat kruşçev ‘bu güneydoğu asya halkına bir dizi hediye’ şeklinde ilan etmişti. bu yardım paketine göre, sovyetler, tiyatro, stadyum, sergi binası, hastahane, bir teknik okul ve lüks otel projelerini gerçekleştirecekti. birmanya (myanmar) bazı sovyet projelerini, tarım fazlası stoklarından pirinç vermek sureti ile ödeyecekti. (ruslar daha sonra, birmanya pirincine dünya pazarlarındaki fiyatlardan daha az ücret vererek birmanyalıları daha da kızdırmışlardı.)

genellikle sovyet kredileri %2.5 faiz ile verilmekteydi. sovyetler; genel olarak yardım anlaşmaları çerçevesi dahilinde teslim ettikleri maddelerin fiyatlarını bizzat tespit etmekle kalmamakta, aynı zamanda karşılık olarak istedikleri maddelerin fiyatlarını da kararlaştırmaktaydılar. birmanyalılar komünistlerin istemedikleri maddeleri kendilerine verdiklerini ve çok düşük fiyatlarla kendilerinden aldıkları mamul maddeleri kendi pazarlarına satmak gibi ‘kapitalist hilelere’ başvurduklarını söyleyerek öfkeleniyorlardı.

bu konuya en güzel örnek hindistan cevizi meselesi idi. sovyetler, hindistan’a yüzlerce milyon dolar kıymetinde makine satmışlar ve karşılığında rupi almışlardı. bu para sovyetler tarafından kendilerine yarayacak hint mamül maddelerini satın almak için kullanılacaktı. hindistan, batıya yılda 40 milyon dolar kıymetinde hindistan cevizi ihraç ediyor ve bunun yarısını amerika satın alıyordu. hindistan’ın dolar sıkıntısı çeken hazinesi için hindistan cevizi bu yüzden önemli bir gelir kaynağıydı.

bu durum, sovyetlerin hindistan cevizi satın almaya başlamasına kadar böyle devam etti. ruslar o kadar hızlı bir şekilde hindistan cevizi alıyorlardı ki hintliler cevizleri ağaçlardan toplamaya yetişemiyorlardı. (yalnız 1963 yılında, mahsülün yüzde 40’ını satın almışlardı.) ticaret anlaşmasına göre sovyetler, satın aldıkları hindistan cevizlerini kendi ülke limanlarına sevk etmek üzere gemilere yüklediler. fakat hintliler, bu cevizlerin hiçbir zaman bildirilen limanlara ulaşmadığını fark ettiler. gemiler açık denize çıktıktan sonra rotayı batı limanlarına çeviriyordu. hindistan cevizleri avrupalı komisyonculara transfer ediliyor, komisyoncular da bu cevizleri daha az bir fiyata amerikalı ithalatçılara satıyordu.

bu gayrimeşru ticaret, kahve, çay, baharat ve tekstil maddeleri gibi diğer çeşitli mamüller için de yapıldı. bu sayede sovyetler, rağbet görmeyen rupiler sayesinde dolar temin ederken, yabancı dövize ihtiyacı olan hindistan’ın ihracatı devamlı olarak azalıyordu.

amerikan büyükelçisi william attwood’a göre sovyet bloku kabil olduğu kadar az para sarfederek propaganda alanında mümkün olduğu kadar fazla fayda sağlamak istiyordu. bu konuda şöyle demişti:

"sovyet yardımı hemen her zaman siyasi gayeler güden gösterişli projeleri, milletin ana ihtiyaçlarına tercih etmiştir. gine’deki en büyük sovyet yardım projeleri arasında bir radyo verici istasyonu, bir matbaa, bir stadyum, bir otel, bir açık hava tiyatrosu ve bütün şehre sesini duyuran bir hoparlör tesisatı yer almaktadır. fakat gine gibi memleketlerin asıl ihtiyaç duydukları şeyler; üretim, mesleki eğitim, tarımsal kalkınma, iyi yollar ve küçük endüstrilerdir."

gine milli bankası umum müdürü musa diakite, sovyet blokundan memleketine gelen malların ve aletleri çoğunun ‘istekleri karşılamak bakımından uygun olmadığını ve kullanmalarının imkansız olduğunu’ iddia ediyordu. sovyet malları esas itibariyle soğuk coğrafyalarda kullanılmak üzere imal ediliyordu. traktörler, gine’de fazla hararete uğruyordu ve buna karşı muhafaza edecek tertibat yoktu. afrikalılar arasında en fazla hayal kırıklığına uğrayanlar gine’li taksi şoförleriydi. çünkü sovyet yapısı moskovitch ve çek yapısı skoda arabalarının zayıf motorları ve aksları açık arazide sık sık arıza yapmakta ve sıcak ve rutubetli iklime, arızalı yollara dayanamamaktaydı.

sovyet politikaları tamamen hatalı değildir ancak yaptıkları yanlış hamleler, zaten halihazırda sömürgecilikten çok çekmiş afrika halkları tarafından büyük tepki alıyordu. sosyalizm, kurtarıcı olarak mı gelmişti yoksa kapitalizm'in yerini mi almak istiyordu?

gine'de yapılan en büyük hatalardan biri yerli paranın basılması oldu. o dönemde frank kullanan gine, verilen tavsiyelere uyarak çekya'da kendi parasını üretti. bu paranın üzerinde ture'nin resmi bulunmaktaydı. ancak bu para biriminin ticarette değeri yoktu. fransızlar bu durumu değerlendirmek için piyasaya bol miktarda frank sürdü ve piyasada iki para birimi ayrı ayrı ve düzensiz bir şekilde kullanılmaya başlandı. bunun sonucunda gine büyük bir ekonomik buhranın içine düştü.

dönemin en büyük skandallarından birinin başrolünde 18 rus teknisyen vardı. gine’de 18 rus teknisyen millileştirilmiş madenlerden elmas çaldıkları için tevkif edilmişlerdi. teknisyenler, elmasları kahve kapları içinde doğu avrupa’daki bazı bölgelere kaçırırken yakalanmışlardı. afrikalı bir diplomat olayı ‘ruslar, bir taraftan ginelilere nasıl elmas çıkarıldığını öğretiyorlar, bir yandan da çalmasını…’ sözleriyle özetlemişti.

Seku Ture, Slovenya ziyaretinde.

6. hain solod!

sovyetler’in en büyük hatası, seku ture, nkrumah, lumumba gibi liderleri gerçek birer komünist olarak görmesiydi. burada kaçırdıkları çok önemli bir nokta vardır ki ilerleyen zamanlarda namlunun sovyetlere dönmesine neden olacaktır. bu da seku ture, nkrumah, lumumba gibi liderlerin en başta ‘afrikalı milliyetçiler’ oldukları idi. bu insanlar için marksist-leninist doktrin, afrika milliyetçiliğinden sonra geliyordu. bu nedenle ilerleyen dönemlerde sovyetlerden uzaklaşmışlar, yönlerini batıya çevirmişlerdir. bu, menfaatlerini düşünmesi gereken afrika liderleri açısından oldukça mantıklıydı.

seku ture de nkrumah ve lumumba gibi gerçek bir afrikalı milliyetçiydi. bu nedenle rusların, özellikle solod’un iç işlerine karışması ve ülkesini, insanlarını hiçe sayarak sürekli bir propaganda faaliyetine girişmesi sonrasında solod’a karşı cephe aldı. sovyetler, ülkede durum ne olursa olsun durmadan komünizm felsefesini yerleştirmek üzerine uğraşıyordu. bunların üzerine, solod’un seku ture’ye alternatif bazı liderleri yetiştirdiği bilgisinin gelmesi, seku ture için ipleri koparan gelişme olmuştu.

başlarda seku ture, solod’un istediği gibi biriydi. başlarda insan emeği programına büyük önem vermişti. gönüllü işçilerin boş saatlerinde okul ve yol inşaatlarında çalışmasını istiyordu. ture halka hitaben ‘biz, zorla çalışma müessesini kuracak ilk afrika devleti olacağız’ diyordu.

seku ture’nin solod ile alakalı aldığı istihbarat doğru çıkmıştı. solod, moskova’da yetiştirdiği daha fazla doktrine edilmiş ve daha genç olan ginelileri, seku ture’nin yerine getirme planları yapıyordu. bu genç ginelilerden bazıları moskova’daki lumumba üniversitesinden dönmüş ve arkadaşlarına memleketteki güçlüklerin yarı inanmış ture rejimi devrildiği takdirde halledilebileceğini söylemeye başlamışlardı. ture, huzursuzlukları bu dönemde sabırla takip etmekteydi.

huzursuzluklar, ture rejimini eleştiren broşürlerin bütün memleketi sarmasıyla zirveye çıktı. bunların kaynağı öğretmenler sendikası başkanı ‘keita koumendian’ idi. koumendian, sovyet eğilimli 'dünya işçi sendikaları federasyonu'nda faal olarak çalışıyor ve kendisini, 'gine işçi hareketi' içinde ture’nin en büyük rakibi olarak görüyordu. ture, koumendian’ı 23 kasım 1961 yılında hapse mahkum etti.

bunun üzerine isyan ateşi yükseldi. labe’de isyancılar polisle çarpıştılar. conakry’de moskova’dan yeni dönmüş bulunan bazı öğrencilerin önderliğinde isyancılar, ellerinde molotov kokteylleri ile başbakanlık sarayına yürüdüler. polis bu isyanları bastırmakta güçlük çekiyordu ancak nihayetinde isyancılar tutuklandılar ve idama mahkum edildiler.

bu olaylar üzerine hiddetlenen seku ture, iktidardaki gine demokrat partisi’ni toplantıya çağırdı. ture, "ülkemizde sosyalist bir memleket büyükelçiliği, gine’de iktidarın ele geçirilmesi için isyancılara telkinlerde bulunmaktadır." diyerek açıkça solod’u hedef almıştı. bu ithamlarını desteklemek için iktisadi alanda sabotajlar yapıldığını gösteren vesikaları ortaya çıkardı. belgelere göre fonlar hileli şekilde transfer ediliyor, gine’nin iktisadi standartlarını düşürmek ve bunun sonucunda rejime karşı hoşnutsuzluk doğmasını sağlamak amacıyla bazı mallar yeniden ihraç ediliyordu.

solod’un hamlesi başarısız olmuştu. ture, artık beklemeyi bıraktı ve hamlesini yaptı. başkan, büyükelçi solod’u kabul etti ve kendisine ‘istenmeyen şahıs’ ilan edildiğini bildirdi. gine’yi süratle terk etmesini istedi. 13 aralık günü solod, nijerya başbakanı balave’yi karşılamak üzere hava alanında idi. solod ve eşi aniden gine protokol şefi tarafından çağrıldı ve diplomatlar arasında yer almaması bildirildi. üç gün sonra solod ve eşi conakry’den ayrıldı.

ture, bu hamlesinden sonra sovyet bloku diplomatik misyonları şeflerini çağırdı ve onları sert bir şekilde uyardı. özellikle doğu avrupalılar ile öğrenci liderler arasında temasın kesilmesini istiyordu. bunlara ilave olarak ture, komünist hücreleri temizlemeye başladı. conakry radyosu her gün tutuklananların listesini bildiriyordu. bunların arasında hükümet memurları, öğretmenler, parti liderleri de vardı.

bu gerginliğin artması üzerine telaşlanan moskova hemen bir duyuru yayınlayarak ‘batı tarafından icat edilen iftiralara itimat edilmemesi gerektiğini ve sovyetlerin gine’nin iç işlerine karıştığı şeklinde çıkarılan sözlerin tamamının yalan olduğunu’ ilan etti. bir yıl sonra, kremlin başbakan birinci yardımcısı ‘anastas mikoyan’ı ilişkileri düzeltmek üzere gine’ye gönderdi. mikoyan bir ‘iyi niyet ziyareti’ yapacaktı.

mikoyan, moskova’nın gine’nin iç işlerine karışmayı aklından dahi geçirmediğine dair teminat verdi. ture ‘gine dünya blokları arasındaki kuvvet mücadelesinde taraflardan birini seçmek zorunda bırakılmak istememektedir’ şeklinde cevap verdi. ancak mikoyan’ın ılımlı konuşmaları sonrasında ture, yeni sovyet büyükelçisi olarak dimitry degtyer’in tayinini kabul etti.

31 ocak 1963’te seku ture başta olmak üzere gine’lileri hiddetlendiren bir skandal baş gösterdi. bu skandalı anlamak için, sovyetler’in moskova’ya eğitim için götürdüğü öğrencilerin yaşadıkları ırkçı muameleyi anlamak gereklidir. moskova, afrika’lı öğrencilere burslar vererek sovyet bloku ülkelerde eğitim almalarını sağlamıştı. bu eğitim çoğunlukla marksist-leninist doktrin üzerineydi ve daha fazla inanmış komünistler yetiştirmek isteniyordu.

ancak sovyet bloku ülkelerde batıdaki emsallerinden hiç de geri kalmayacak bir ırkçılık vardı. doğu avrupa ülkeleri ve rusya’da afrikalı öğrenciler ile arkadaşlık etmek hakaret sayılıyor, afrikalı öğrenciler sürekli olarak hakarete uğruyorlardı. ruslar ‘siz evde sabah kahvaltısında insan yiyor musunuz?’ gibi çirkin şakalar yapıyordu. gine’li bir kimya öğrencisi "bir restorana gittiğimiz zaman yere tükürüyorlardı. restoranı terk etmediğimiz takdirde yüzümüze tüküren de oluyordu. oturmakta ısrar ettiğimiz taktirde yemeğin gelmesi için belki iki saat beklememiz gerekiyordu" demişti.

bu öğrenciler memleketlerine döndüklerinde bu ırkçı davranışları çevrelerine anlatmışlardı. gine’de svetlana ushakova adında bir elçilik görevlisi bulunmaktaydı. bu güzel rus kızı, diğer rus görevlilerden farklı olarak gine’liler ile arkadaş olmaktan geri durmuyor ve onlara sıcak davranıyordu. bir gün amiri onu, gine’li arkadaşlar edinmemesi konusunda uyardı. svetlana davranışlarına devam ettiği için büyükelçi dimitry degyter tarafından çağrıldı ve memlekete dönmesi gerektiği emrini verdi. 31 ocak 1963 günü gizli servis tarafından apar topar uçağa bindirilmek istendi. bu olayın daha önce gine’lilere bildirilmesi üzerine gine polisi bu olaya engel oldu. bu olay gine’lileri çok kızdırmıştı. büyükelçilik binasında tutulan svetlana’yı bırakmamaları durumunda, temsilcilerin ülkeden çıkarılacağına dair bir nota verildi. bunun üzerine svetlana serbest bırakıldı.


7. gine sosyalizm'den uzaklaşıyor

solod’un uzaklaştırılmasından sonra conakry’deki kitapçı dükkanı millileştirilerek komünist propagandası durduruldu. seku ture artık menfaatleri doğrultusunda hareket ediyordu. bu nedenle 1963 ekiminde düzinelerce devlet tekelini dağıttı ve özel perakendecilerin stoklarını meydana getirmelerine izin verdi. ture söylemleriyle de millileştirme politikasını eleştiriyordu. ture şöyle diyordu:

"tüccarda hükümet memurundan daha fazla mes’uliyet hissi vardır. memur ay sonunda para alır ve ancak o zaman milletini ve kendi mes’uliyetini düşünür."

seku ture bundan sonra iktisadi yardım için batıya döndü. amerikalıların idare ettiği fria konsorsiyumu batı firmalarının gine’de iş yapabileceğini söylüyordu. bir amerikan firması olan ‘olin mathiesn chemical’ corporation fria’nın %48.5 hissesine sahipti. fakat 154 milyon dolarlık faaliyetin idari ve teknik fiili idaresinde asıl rolü fransız ‘pechiney’ şirketi oynamaktaydı. fransız, ingiliz, isviçre ve batı almanya sermayelerini de içine alan modern usullerle alüminyum üreten bu firma gine’ye yılda 10 milyon dolar sağlamaktaydı. aynı zamanda standart yardım paketleri ile gine’ye destek sözü verilmişti.

conakry-new york seferleri başladı. fransa ile eğitim ve teknik yardımlar konusunda anlaşmalar imzalandı.

tüm bu gelişmelere rağmen seku ture, ne doğu ne de batı taraftarı olduğunu söylüyordu. ancak sovyetler birliği’nin gine fırsatını değerlendirememesi, kruşçev’in başlattığı ‘barış içinde birlikte yaşama’ misyonu altında dış ilişkilerin başarısızlıkla sonuçlandığını göstermektedir.

seku ture, 26 mart 1984 yılında cleveland’daki, cleveland clinic adlı hastanede geçirdiği kalp ameliyatı sonrasında vefat etti.

kaynak 1, kaynak 2, kaynak 3

İngiliz Sömürgeciliğinin Sembolü Olan Çirkin Şirket: British East India Company

Klasik Sömürgecilik Onların Yok Olmasıyla Başladı: Kanarya Adaları'nın Yerli Halkı Guancheler