BİLİM 17 Nisan 2020
49,6b OKUNMA     647 PAYLAŞIM

Sosyal Anksiyete Bozukluğu Olan İnsanların Sahte Anı Üretmeye Yatkın Olması

Bilimsel araştırmalara göre sosyal ortamlarda yoğun kaygı duyan insanlar, o anki beyinsel faaliyetleri nedeniyle yaşananları farklı hatırlayabiliyorlar.
iStock

2019 yılında cognition and emotion adlı dergide yayınlanan "social anxiety is associated with impaired memory for imagined social events with positive outcomes" isimli makaleye göre, kanada'da yapılan bir araştırma sonucunda sosyal anksiyete bozukluğu yaşayan insanların olumlu şekilde neticelenen sosyal olayları hatırlamakta güçlük çekmeye ve böyle durumlarda sahte anı üretmeye yatkın oldukları (dolayısıyla da kaygı bozukluğu ve hafızadaki çelişkiler arasında güçlü bir bağ olduğu) saptanmış.

(bkz: hatırlama etkileri)
(bkz: memory bias)
(bkz: zeigarnik etkisi)
(bkz: rosy retrospection)

"önceki çalışmalar sosyal anksiyete semptomları ve özellikle negatif sosyal etkileşimlere dair otobiyografik bilgilerle ilgili hafızadaki çelişkiler arasında bir bağ olduğunu göstermekte. biz ise çalışmalarımızda bu çelişkilerin yalnızca olumsuz sonuçlanan sosyal etkileşimlerde mi açığa çıktığını yoksa pozitif etkileşimlerde, hatta yalnızca bireysel gerçekleşen vakalarda da görülüp görülemeyeceğini anlamaya çalıştık."


toplamda 197 kişi üzerinde yapılan araştırmada deneklere 10'ar adet sosyal ve sosyal olmayan senaryo içeren senaryo düşünmeleri söylenmiş ve daha sonra kendilerine bu senaryolardan kaçını hatırlayabildiklerine, sonuçların olumlu mu yoksa olumsuz mu olduğuna ve olayları ne kadar ayrıntılı anlatabileceklerine dair bazı sorular sorulmuş. bunun ardından da söz konusu senaryolar için (sosyal - buluşma - övgü/olumlu - kaba davranma/olumsuz ya da sosyal olmayan aktivite - yemek yapma - yemeğin lezzetli olması/olumlu - yemeğin güzel olmaması/olumsuz vb.) hafıza performansı karşılaştırılması yapılarak elde edilen bulgular değerlendirilmiş.

karşılaştırmalarında katılımcıların önceden rapor ettikleri sosyal anksiyete bozukluğu seviyelerini dikkate aldıklarını söyleyen, makalenin yazarlarından psikolog mia romano, deneklerin hangi seviyede olduklarından bağımsız bir biçimde sosyal olmayan senaryoları benzer oranlarda hatırladıklarını kaydetmiş. ancak olumlu sonuçlanan sosyal olaylarda yüksek kaygı bozukluğuna sahip deneklerin kendilerinden daha düşük seviyedeki deneklere oranla daha yüksek miktarda hafızasal çelişki yaşadıkları gözlemlenmiş. bu durumun kökeninde olumlu bilgilerin yüksek derecede anksiyete yaşayan insanların zihinlerinde yarattıkları negatif sosyal gerçeklik algısıyla çelişmesinin olabileceğini söyleyen uzmanlar, olumsuz bir şekilde sonuçlanan sosyal olayların hatırlanmasıyla ilgili olarak ise deneklerdeki sosyal kaygı bozukluğu seviyesinin belirgin bir fark yaratmadığını görmüşler.


romano aynı zamanda kendi çalışmalarında katılımcılara anılarına dair hiçbir soru sormadıklarını, ileride gerçek anılar üzerinde yapılacak benzer araştırmalarda pozitif otobiyografik bilgilerin yarattığı hafıza çelişkileri ve sosyal anksiyete bozukluğu arasındaki bağın daha yakından incelenebileceğini de eklemiş.

öte yandan sosyal kaygı bozukluğu ve hafıza arasındaki ilişkiye dair şimdiye kadar yapılan diğer çalışmalardan elde edilen bulgular ışığında günlük, olağan ve sıradan kaygıların genellikle hafızayı güçlendiriyor olmasına rağmen yüksek kaygı oranının kişiyi süreklilik arz edecek şekilde negatif imgeleri yüksek oranlarda hatırlamaya ittiği, bunun da temelinde kaygı bozukluğuyla savaşabilmek adına beynin aslında geçmiş olumsuz olayları hafızadan silme çabasının yattığı, sonuçta kimi zaman geri dönülemeyecek biçimde fiziksel ve çocukluk anılarının dahi kişi tarafından hatırlanmadığı mental hasarların görülebileceği gözlemlenmiş.

kaynaklar

Rahatlatıcı Etkisiyle Anksiyete Sorunu Olanlara da İyi Geldiği Düşünülen Uyuma Yöntemi