Soğuk Savaş Dönemindeki Demir Perde Deyimi Nereden Geliyor?
demir perde, ikinci dünya savaşı'ndan sonra sovyetler birliği ve batının arasında bulunan ve bir tarafında komünistler, diğer tarafında kapitalist demokrasilerin olduğu bariyerin adıdır. bu terim, hem berlin duvarı'nın da dahil olduğu, avrupa'da binlerce kilometre boyunca uzanan fiziksel engele, hem de sovyetler ile batı arasındaki ideolojik bariyere atıfta bulunuyordu.
ilk olarak soğuk savaş'tan çok önce 1914'te, belçika kraliçesi bavyeralı elisabeth tarafından belçika ve almanya arasındaki siyasi bölünmeyi tanımlamak üzere kullanılmıştır. birkaç yazar ise 20. yüzyılın başlarında bu ifadeyi eserlerinde kullanmıştır. nazi almanyasının propaganda bakanı joseph goebbels ise almanya'nın savaşı kaybetmesi durumunda bu demir perdenin düşmesinden endişe duyuyordu.
yaygın olarak kullanımı ise 5 mart 1946'da ingiltere başbakanı winston churchill tarafından kullanılması sonrasında gerçekleştir.
churchill, abd başkanı harry truman tarafından missouri'deki westminster college'da konuşmaya davet edildi. meşhur konuşması sırasında sovyetler birliğinin yayılmacı politikalarını kınadı ve şu cümleyi kurdu:
"baltık denizi'ndeki stettin'den adriyatik'teki trieste'ye kadar, kıta boyunca demir bir perde çekildi. orta ve doğu avrupa'nın tüm kadim devletlerinin başkentleri bu hattın ötesinde kalmış durumda."
konuşmanın ilgili bölümü
churchill'in bu ifadeyi nereden aldığı ise bilinmiyor ancak 1946'daki konuşmasından önce, mayıs 1945'te, abd başkanı truman'a yolladığı mektupta da kullandığı bilinmektedir.
"önlerine demir bir perde çekiliyor. arkasında ne olduğunu bilmiyoruz. lübeck, trieste, corfu bölgesinin yakında tamamen onların kontrolünde olacağına dair çok az şüphe var gibi görünüyor."
joseph stalin, churchill'in 1946'daki konuşmasını "savaş tacirliği" olarak tanımlasa da demir perde ifadesi, sonraki 45 yıl borunca, soğuk savaş siyasetinde önemli bir tanım haline gelmiştir.
kaynak: bbc history extra