SİNEMA 10 Haziran 2024
10,2b OKUNMA     221 PAYLAŞIM

Sinema Sanatı ve Film Sektörü Son Zamanlarını mı Yaşıyor?

Film sektörünün ekonomik anlamda zora girmesi "sinema ölüyor mu?" sorusunu da beraberinde getirdi. İzleme alışkanlığı yok mu oluyor peki gerçekten? 7. sanat sona mı yaklaşıyor?


sinema ölüyor mu? 7. sanatın modası geçti mi? film sektörü can mı çekişiyor?

bundan yaklaşık 10 sene önce bu soruları tartışmaya açsaydınız, o sıralarda bunların saçmalık olduğunu, ben dahil hemen herkes size söylerdi. ancak yıllar geçtikçe durum fazlasıyla ciddiye bindi ve şu an net olarak anlayabiliyoruz ki, sinema ölüyor. hem de öyle yavaş yavaş da değil. böyle arjantin'deki iguazu şelalesi gibi, paldır küldür aşağıya dökülüyor. elbette burada sinema kelimesinden kasıt, "seyircinin filmleri sinemada izleme alışkanlığı" dır. yani bu asırlık alışkanlık ölüyor. burada cümleleri havaya söylemeyi değil, kanıtlarla konuşmayı tercih etmemiz gerektiği için, şimdi önümüzdeki bu tartışmaya kapalı gerçeklerle yüzleşelim;

bundan yaklaşık 11 ay önce flu tv'de yayınlanan ilker canikligil ve ekip arkadaşlarının bu konuyu tartıştıkları videonun ilk onbeş dakikasını izleyelim.

flu tv - sinema ölüyor mu?


bu videoda göreceğimiz üzere, pandeminin etkilerinin başladığı yıl olan 2020'yle birlikte, abd + kanada'da satılan toplam bilet sayısının, bir önceki yıl olan 2019'a göre, bir anda 1 milyar adet azaldığını görüyoruz. ayrıca 2022'de sadece abd'de 4.000 sinema salonunun kapandığını da öğreniyoruz:

grafiklerin yer aldığı internet sitesi

2019 yılındaki 1.2 milyar satılan bilet adedinden sonra, 2020'de bu rakam 220 milyona düşerek bizlere korkunç bir çöküşü betimliyordu. elbette bunun sebebi o sırada yaşanan mecburi kapanmaydı. ancak rakamlarda yine de sıkıntı mevcut. şöyle ki; sektörün zirve yaptığı 2002 yılından sonra her geçen yıl satılan bilet adedi düşmüş, birkaç ufak istisna dışında, genel eğilim hep azalış yönünde. buna mukabil nüfusun ve gelirin sürekli arttığı da bir gerçek. bu gerçeğe rağmen, seyirci yıldan yıla sinemayı daha az tercih eder olmuş.

tartışmanın esas can sıkıcı noktası işte tam da burası

pandemi, aslında olan bir gerçeği sadece hızlandırdı, yani katalizör görevi gördü. uzun yıllara yayılacak bir düşüşü, daha kısa bir zaman dilimine sıkıştırdı. peki bunun da kanıtı var mı, tabii ki var:

2020'nin kötü şartlarından uzaklaşmada, sinema seyircisinin reaksiyonu çok önemliydi. yani kapamaların bittiği 2022 yılı ve sonrasında, yukarı doğru ivmelenme nasıl ve ne hızda olacaktı? elbette bunu zaman gösterecekti ve zaman, ne yazık ki hiç de olumlu sinyaller vermedi. tersine, durum daha da fenalaştı.

yukarıdaki grafikte göreceğiniz üzere, 2020'deki 220 milyonluk bilet satışını, 2021 yılında
443 milyon, 2022'de 705 milyon adet olarak, yükselen form grafiği takip etti. ancak, pandemi öncesi normale dönebilmek için, hala 1 milyar bilet sınırı geçilememişti. peki geçtiğimiz sene ne oldu? geçtiğimiz sene ise gerçekleşme 830 milyon adette kaldı. yani uzun süredir pandemi şartlarından uzak olmamıza rağmen, 2019'un ve öncesinin hala çok gerisindeyiz.

flu tv'nin videosunda gördüğünüz üzere, 2023 için projeksiyon, aslında 740 milyon adet bilet satışını öngörüyordu. ancak bu projeksiyon olumlu anlamda yanıldı ve gerçekleşme yaklaşık yüzde 12'lik bir sapmayla 830 milyon adet olarak tescillendi. ancak bu sapma bildiğiniz üzere, ortalığı pazarlama ateşine veren, barbenheimer etkisiyle oldu. yani geçtiğimiz yıl barbenheimer'ın özel yılı olmasa, yine bu rakamlara ulaşmak imkansız olurdu. ayrıca sürpriz yumurtadan süper mario kardeşler de çıktı. bu her sene söz konusu olabilecek bir şey değil. dolayısı ile 2023, istisnai bir sene olarak kalacak.

2024'te ise şimdiden korkunç bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz görülüyor

bu seneki projeksiyon şimdilik sadece 590 milyon adet bilet satışı. hadi diyelim ki, bir mucize oldu ve bu sene de pozitif anlamda yüzde 12'lik değil, yüzde 20'lik bir sapma oldu. senenin maksimum ulaşacağı bilet satışı bu durumda 700 milyon adet olacaktır. o da büyük prodüksiyonların neredeyse tamamının, beklenenin çok üstünde bir performans vermesi durumunda. yani hepsi, dune part two gibi inanılmaz sevilecek ve seyirci koştura koştura salonları hınca hınç dolduracak. tüm bunlar gerçekleşse bile, yine de 2023'ün altında kalınacak olması, sinemanın geriye dönülmesi mümkün olmayan bir yolda olduğunu bizlere gösteriyor.


yukarıdaki grafikte gördüğünüz üzere, 2023'te abd+kanada gişesinde, ilk yirmide yer alan filmler mevcut. 250 milyon usd barajını geçebilen sadece 7 film var ve bunlardan yedincisi de 2022'den kalan avatar the way of water'ın yurtiçi gişe rakamları. yani aslında sadece 6 film, 2023'te 250 milyon usd'yi geçebilmiş. geçemeyen büyük prodüksiyonların ise tamamı batmış durumda. batık filmlerin sayısı o kadar çok ki, burada tek tek yazıp faciayı irdelemek istemedim.

bu rakamlar bize şunu söylüyor; sinemada film izleme alışkanlığı ölüyor

2019 ve öncesine ulaşmamız artık imkansız. çünkü abd/hollywood bu işin kalbi. kalp atışı teklediği zaman, bundan bütün dünya etkileniyor ve hasta yoğun bakıma giriyor. bunun elbette bir çok sebebi var. bazı sebepler evrensel olsa da, bazı sebepler ülkeden ülkeye değişebiliyor. ülkemiz için geçerli olan sebeplerden biri, elbette yüksek enflasyon sonucu, hane halkının çok da gerekli görmediği bu harcama kalemini kısıtlaması.

genel geçer sebepler ise tartışmaya açık. pandemi sonrası mecburi gelişen evde film izleme alışkanlığı ve seyircinin evine kurduğu 4k görüntü ve dijital ses sistemleriyle, filmleri evinin konforunda izlemeyi tercih etmesi de, şüphesiz kalıcı hale gelmiş görünüyor.

işte bu da bizi arz/talep dengesinin, üretimi istediği yönde şekillendireceği bir ortama sürüklüyor. yani seyirci filmleri evde izlemek istiyorsa, bundan böyle ona göre filmler üretilecek. dijital platformların yapımında gerçekleşen ve sinemanın büyüsüne tam olarak haiz olamayan, hızlı tüketim, basit ve izle-geç türü filmler. görüldüğü üzere talep, arzı daha sığ işlere yönlendiriyor ve buna mecbur bırakıyor. şunu unutmayın; futbol maçlarına seyirci gitmezse, ortada izlenecek ne futbol, ne de yıldız oyuncu kalır. zamanla hepsi, geçmişin güzel hatıraları olur. dolayısıyla salonlar boşsa, sinema da ölüyor demektir. zira platformların prodüksiyonlarıyla, yani taşıma suyla değirmen dönmez.

yazının sonunda tüm okurlara söylemek isterim ki, bundan belli bir süre sonra, şimdi izleyebildiğimiz filmleri de bulamayacak hale gelmemiz kuvvetli olasılık. dolayısıyla bu senenin büyük prodüksiyonlarına, hakkında ne kadar olumsuz eleştiri okursanız okuyun, bence gitmenizde fayda var. bu sene için; dune part two, inside out 2, furiosa a mad max saga, beetlejuice beetlejuice, joker folie a deux, gladiator 2... vb. büyük filmleri kaçırmayın. çünkü bir süre sonra, böyle filmleri isteseniz de bulamayabilirsiniz. maalesef, olay tamamen bundan ibaret.

kaynaklar: flu tv youtube kanalı, boxofficemojo.com, imdb.com, the-numbers.com