TELEVİZYON 6 Şubat 2025
6,6b OKUNMA     230 PAYLAŞIM

Severance Dizisindeki Gibi İnsanın Zihni Gerçekten İkiye Ayrılabilir mi?

Apple TV'nin Severance dizisi, bir kişinin iş ve özel yaşamlarını cerrahi bir müdahaleyle birbirinden ayırdığı bir dünya kurguluyor. Bu çarpıcı bilim kurgu hikayesi, her ne kadar gerçek dışı görünse de bazı ilginç nörobilim sorularını gündeme getiriyor: bir insanın zihni gerçekten ikiye ayrılabilir mi?

aslında, 1940'lı yıllardan itibaren "bölünmüş beyin" hastaları biliniyor. epilepsi tedavisinde, sol ve sağ beyin yarımkürelerini ayırmayı amaçlayan ameliyatlar uygulanıyordu ve bu tür ameliyatlar günümüzde de bazı vakalarda yapılmaya devam ediyor.

daha sonraki araştırmalar, split-brain (ayrık veya bölünmüş beyin) ameliyatı geçiren hastaların ayrılan beyin yarım kürelerinin bilgiyi bağımsız olarak işleyebildiğini gösterdi. bu durum, tek bir beyinde iki ayrı bilincin var olma olasılığını gündeme getirerek rahatsız edici bir ihtimali ortaya çıkarıyor.

severance dizisinin birinci sezonunda, helly r’nın iş ve kişisel hayatı arasındaki keskin ayrım nedeniyle bir çatışma yaşadığı gösterildi. benzer şekilde, gerçek split-brain hastalarında da iki beyin yarım küresi arasında bir uyumsuzluk olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır.


bölünmüş beyin hastalarıyla konuşurken genellikle konuşmayı kontrol eden beynin sol yarım küresiyle iletişim kurarsınız. ancak bazı hastalar, sağ yarım küreleriyle de iletişim kurabilir; örneğin, yazarak veya scrabble harflerini düzenleyerek.

bir gün genç bir hastaya gelecekte hangi mesleği yapmak istediği soruldu. sol beyin yarım küresi, teknik çizimler yapan bir ofis işi seçerken, sağ yarım küresi harfleri düzenleyerek otomobil yarışçısı kelimelerini oluşturdu.

bölünmüş beyin hastaları ayrıca ellerinden birinin kendi iradesi dışında hareket ettiğini hissettikleri “yabancı el sendromu”nu bildirmişlerdir. bu gözlemler, tek bir beyinde birbirinden bağımsız iki bilinçli kişinin var olabileceğini ve çelişen hedeflere sahip olabileceklerini göstermektedir.

ancak severance dizisinde hem “iç benlik” hem de “dış benlik” konuşma yetisine sahiptir. bu, kurgusal severance prosedürünün beynin ağlarını daha karmaşık bir şekilde ayırdığını gösteren bir işarettir.

fonksiyonların karmaşık bir şekilde ayrılmasına dair bir örnek, 1994 yılında neil’in vaka raporunda tanımlanmıştır. neil, beynindeki bir tümör nedeniyle çeşitli zorluklar yaşayan bir gençti. bu zorluklardan biri nadir görülen bir amnezi türüydü. bu durum, neil’in gün içinde yaşadığı olayları hatırlayamaması ve okulda öğrendiklerini aktaramaması anlamına geliyordu. ayrıca okuyamaz hale gelmişti, yazabiliyordu, nesnelerin adlarını söyleyemiyordu, ancak onları çizebiliyordu.

şaşırtıcı bir şekilde, neil eğitimine devam edebiliyordu. araştırmacılar, hiçbir şey hatırlayamamasına rağmen okul çalışmalarını nasıl tamamlayabildiğini merak etti. neil’in okulda okuduğu cider with rosie adlı roman hakkında ona sorular sordular. konuşma sırasında neil, ne kitap hakkında ne de adına dair hiçbir şey hatırlayamıyordu. ancak araştırmacı, kitaba dair hatırladığı her şeyi yazmasını istediğinde, neil şu kelimeleri yazdı: “kan çanağına dönmüş sardunya pencereleri, cider with rosie, sardunya, nemli biber kokusu” hepsi romanla bağlantılı kelimelerdi. neil, okuyamadığı için araştırmacıya, “ne yazdığımı söyleyebilir misiniz?” diye sormak zorunda kaldı. 

neil, hastanede tanıştığı adam ve kaybolduğu düşünülen diğer anılar hakkında yazabiliyordu. ancak, yazdığı şeyler kendisine okunana kadar bu anıların farkında olmuyordu. neil’in vakası son derece çarpıcıdır. bu durum, bilincimize erişilemeyen ve zengin içerikli anıların var olduğunu göstermektedir.

severance dizisinde ırving’in dış benliği, iç benliğinin çalışma ortamına dair anılara resim yoluyla erişebiliyor. bilinçli olarak hatırlayamamasına rağmen, iç benliğinin çalıştığı ayrılmış katın uzun koridorlarını resmediyor. belki de dizideki bölünme prosedürü, bilince erişimi engelleyerek hafızayı bloke ediyor, tıpkı neil’in durumunda olduğu gibi.

bu kurgusal prosedürde hangi beyin bölgeleri önemli olabilir? bir iş günündeki olayları hatırlamayla en çok ilişkilendirilen bölge hipokampustur. ilginç bir şekilde, hipokampus aynı zamanda mekânsal temsilleri de destekler.

aynı sinirsel yapının hem yeni bir meslektaşın ekibe katıldığını hatırlamak hem de ofisin düzenini temsil etmekle görevli olması, hipokampusun bu kurgusal prosedür için iyi bir hedef olabileceğini düşündürüyor.

severance dizisinde iç benlik ile dış benlik arasındaki geçiş, ofisin sınır noktası olan asansör kapılarında gerçekleşiyor. bu durum, bir kapıdan geçmenin unutkanlığa yol açtığı “kapı eşiği etkisini” akla getiriyor.


hipokampus, deneyimlerimizi bölümlere ayırarak daha sonra hatırlamamıza yardımcı olur. yeni bir mekâna girmek, yeni bir bölümün başladığını işaret eder ve bu da bölümler arasındaki bilgilerin unutulmasını kolaylaştırır. ancak, bu etki genellikle hafiftir. örneğin, mutfağa girip neden geldiğinizi unutabilirsiniz, ancak çocuklarınızın varlığını unutmazsınız, bu dizideki bölünme prosedürünün yarattığı dramatik etkiden çok daha farklıdır. belki de dizide, hipokampusun mekânsal sınırları algılama yetisi, iç benlik ile dış benlik arasındaki geçişi tetikliyordur.

ne yazık ki, dizideki bölünme prosedürünün yalnızca hipokampusa yapılan basit bir müdahale ile gerçekleşebileceği fikrinin iki önemli kusuru vardır.

öncelikle hafıza sadece yaşantısal ve mekânsal bellekten ibaret değildir. severance dizisinde bölünme, yalnızca yaşantısal ve mekânsal belleğin ayrılmasını sağlamaz. çalışanlar, şirketleri lumon ve kurucusu hakkında birçok bilgiye (anlamsal bellek) sahiptir, ancak bu bilgiler dış benlikleri için erişilemez durumdadır. ayrıca, iyi çalışmanın getirdiği ödüller veya ceza odasında maruz kaldıkları disiplin uygulamaları gibi duygusal anılar da oluştururlar. bu tür hafızalar yalnızca hipokampusla sınırlı değildir; hipokampus, yaşantısal hafızanın geri çağrılması sırasında etkinleşen daha geniş bir beyin ağının bir parçasıdır.

ikinci kusur ise hafıza izole bir süreç değildir. algı, dikkat, dil ve diğer birçok bilişsel süreçle iç içedir. insan hafıza sistemi, tamamen ikiye ayrılacak kadar basit değildir. yine de severance, bu olasılıklar üzerine düşünmeyi oldukça ilgi çekici hale getiriyor.