TARİH 14 Aralık 2022
45,2b OKUNMA     343 PAYLAŞIM

Selçuklu Devleti'nin Kuruluşuna Dair Ders Kitaplarında Yazmayan İlginç Gerçekler

Selçuk Bey'in oğullarının ismi neden Yahudi isimleriydi? Selçuklular neden İslamiyet'i seçti? Bu ve benzeri soruların cevabına dair isabetli bilgiler var burada.

selçuklu devleti'nin kuruluşu: uzun yıllar geniş bir coğrafyada egemen olmalarına karşın en az anlaşılmış göçebe hanedanı ve en az tanınan islam imparatorluğu olan selçuklu devleti'nin erken dönemleri hakkında yazılmış bu andrew charles spencer peacock kitabı, 2016'da zeynep rona çevirisiyle iş bankası yayınları'ndan çıkmış.

neredeyse bütün kariyerini selçuklu tarihi üzerine inşa eden yazarın, orijinal adı "early seljuq history-a new interpretation" olan ve temel tezi, erken selçuklu tarihinin göçebe bir toplumun ihtiyaçları, otlak ve ganimet gereksinimi bağlamında ele alınıp değerlendirilmesi olan bu kitabı, şaşırtıcı dolulukta bir birinci el kaynak referanslarıyla bezeli. yazarın "boş konuşmuyorum, al sana kaynak" dercesine okuyucunun üzerine üzerine attığı yoğun referanslar, kitabın okunmasını bir miktar güçleştirse de günün sonunda "ee ama bize niye hoca selçukluların tarihini işlerken bunlardan bahsetmedi ki" şeklindeki sorularla baş başa kalıyorsunuz.

kitaptan damıttığım bir iki trivia bırakayım şuraya

hatta en temelden gireyim; devlete adını veren selçuk bey'in oğullarının adları şöyle: israil, mikail, musa, yusuf. bu isimlerin adeta eski ahit'ten alınmış gibi durduğuna (izrael, mikael, moşe, yosef) sakın ola şaşırmayın. şaşırmayın, çünkü bu çocuklar doğduğu sıralarda babaları selçuk bey, yahudiliği benimseyen bir türk imparatorluğu olan hazar imparatorluğu'nda ordu komutanı. fakat zaman geçip de baba ve oğulları rotayı, orta asya steplerinden islâm coğrafyasına doğru çevirince yeni nesillerin isimleri bir anda değişiyor: israil ismi arslan yabgu'ya dönüşüyor, ve torunların isimlerinde ise tuğrul, çağrı, kutalmış, alp arslan, ertaş, muhammed, osman gibi türk/müslüman tınıları tercih edilmeye başlanıyor.

bakınız şu şekil:


gerçi şu da var

117 yaşına kadar yaşadığı rivayet edilen selçuk bey, islâmı seçen ilk selçuklulardan biri. bu seçimin stratejik tercihlerden kaynaklandığını söyleyen ebü'l ferec'in, nam-ı diğer gregorius bar hebraeus'un "tarih"inde, türk diyarından iran'a doğru hareket eden şamanist selçuklular'ın, iranlıların müslüman olduklarını görünce toplanıp şöyle dedikleri anlatılır: "eğer, [yaşamak] istediğimiz bu ülkelerin halklarının inancını benimsemezsek ve onlarla bir anlaşmaya varamazsak [ya da onların âdetlerine uymazsak], hiç kimse bize bağlı kalmaz ve küçük ve yalnız bir halk olarak kalırız." kaynak

selçukluların islâmiyete yönelik bu pragmatist teveccühünün altını çizen bir diğer açık sözlü isim ise sefâtımî-ismâilî başdâîsi, filozof, şair ve siyasetçi müeyyed-fiddîn: "türkmenler bu topraklara halifeye yardım etmek için değil, mülk arayışıyla gelmişlerdi." (s.148).

fakat işin ilginci, pragmatik nedenlerle islâmiyete geçen selçukluların başlangıçta bu dinle aralarının pek de hoş olmadığına ilişkin hayli ilginç mevzular söz konusu.

Selçuklular'ın en geniş sınırları.

kitapta yer alan örneklerden bazıları bırakayım buraya

- 1037'de azerbaycan meraga'da bir caminin ateşe verilmesi,

- şengal (sincar) mescid-i cuma camisinin bizzat tuğrul bey'in emriyle ateşe verilmesi,

- alp arslan'ın halep kuşatması sırasında kendini kaybedecek kadar içmesi,


- kutalmış'ın gaibden haber alması ve müneccimliği,


- türk-moğol adetlerinde soylu kanı dökülemeyeceği için tuğrul'un, kuzeni ibrahim yınal'ı yay kirişi ile boğdurması,

- 11.yy'da türkçeye pek az arapça kelime girmesi ve hatta arapça allah yerine, hâlâ tengri sözcüğünün kullanılması,

- sultan gibi islâmi unvanlar benimsemelerine rağmen, yabgu gibi eski unvanlarını da kullanmaları,

- türkleri islâm tarihine entegre etmek için yafes'in soyundan geldikleri ileri sürülmesine rağmen türklerin ısrarla bir kurdun soyundan geldiklerini iddia etmeleri,

- geleneksel müslüman haritalarının kâbe'yi merkeze alırken, örneğin kaşgarlı mahmud için dünyanın merkezinin karahanlı başkenti balasagun olması ve hatta hicaz'ın kutsal kentlerini kâale alıp haritada işaretlememesi,

- putperest oğuzlar ve peçenekler'in malazgirt muharebesi'nde bizans saflarında olması ve muharebe sırasında müslüman türkmenlerin safına geçmesi ve türkmenlerin müslüman olmayan akrabalarıyla ittifak yapabilmeleri...