SİYASET 11 Eylül 2025
5b OKUNMA     68 PAYLAŞIM

Seçmen Kararını Etkilemek İçin Oy Verme Zamanları Yapılan Gizli Manipülasyon Taktikleri

Özellikle ABD'de, siyahların oy verme hakkı kazanmasından sonra hız kazanan bu seçim çakallıklarına bir bakalım.

temel manada seçmen baskısı (voter suppression); ırk, siyasi görüş veya din temelinde hedef gruplar arasında oy kullanma veya seçmen kaydını azaltmayı amaçlayan yasal veya yasa dışı tedbirleri veya stratejileri ifade eder. yani kısaca seçmen baskısı oluşturma bazı taktiklerle, seçmen yorgunluğunu artıran değişikliklerden tutunda, umutsuzluğa düşürme ve potansiyel seçmenleri korkutma veya biraz daha abartırsak onlara zarar vermeye kadar uzanabilmektedir.

şimdi bu kavramın temellerine inersek... inşaata ilk harç abd’de, iç savaş sonrasına denk gelmektedir. biliyoruz ki o dönem abd'nin güneyinde köleliğe dayanan tarım ekonomisi sona erdi ve bütün kölelere özgürlük hakları verildi, bundan kısa süre sonra da oy kullanma hakkı kazandılar.

konu oy olunca halk karşısında başa seçilen azınlık gruplar tabii ki seçmenleri etkilemeye ve oylarını almaya çalıştılar. fakat şöyle bir şey daha oldu: mevcut hükümetlerin de bir ayağı tabii ki çukura inmiş oldu. bundan kaynaklı bu gruplar ya da anlaşılır bir dilde anlatalım... partiler. amerika'da siyahiler ya da onlardan farklı düşünen fakir ve azınlık topluluklar için; poll tax (oy kullanmak için vergi ödeme şartı), literacy test (okuma yazma testi), grandfather clause (büyükbaban oy kullanıyorsa sen de kullanabilirsin; köle kökenli aileleri dışlıyordu), korkutma ve şiddet (ku klux klan saldırıları, linçler vb. şeyler gibi diyebiliriz) gibi şeyler ortaya çıktı.

işte bütün bu olayların gölgesinde disenfranchisement (oy hakkının elinden alınması) terimi kullanılmaya başladı ve ayrıca abd’de gazetelerde ve hukuk yazılarında voter suppression (seçmen baskısı) kavramları, bu pratikleri anlatmak için 19. yüzyıl sonlarında göze çarpmaya başladı.


1900'lerin ortalarına geldiğimizde artık bu sözcüğü literatürlerde görmeye başlamaktayız

çünkü süre gelen birçok seçimde seçilen azınlıklar yerlerini sağlamlaştırmak adına farklı götten uydurma şeyler sunarak seçmenleri yıldırmaya ve bizans oyunlarına devam etmekteydiler. bunun sonucunda özellikle sivil hakları savunan topluluklar ve aydın akademik zümreler bu konuyu makalelerine ve gazetelerine taşıyarak bu terimi daha çok ön plana koyarak somut bir şekilde görünür kılmaya başladılar.

özellikle 1965 voting rights act (1965 oy hakkı yasası) ile birlikte amerikan devleti oy kullanmada ırk ayrımcılığını ve diğer absürt tutumları yasaklayarak çığır açıcı bir federal yasa çıkarttı ve seçmenlerin haklarını güvence altına alarak voter suppression (seçmen baskısı) kavramı hukuki, siyasal bilim ve sosyolojik tabana taşıyarak netleştirdi ve kurumsallaştırdı diyebiliriz.

1990 yıllarında dünyadaki küreselleşmeyle birlikte bu kavramda tabii ki küreselleşti ve dünyadaki diğer ülkelerdeki seçimleri gözetleyen osce, freedom house, human rights watch gibi uluslararası kurumlar patlak verdi. bu kurumlar kabaca diğer ülkelerdeki seçimlerde voter suppression (seçmen baskısı) gibi kavramaları inceleyerek ülkelere demokrasi, siyasi ve hukuksal alanda puanlar verir hatta yayınladıkları raporlarla yeri gelir onları uyarır falan diyebiliriz.


gelin, şimdi ne gibi oyunlar ya da manipülatif taktiklerle seçmenleri baskıladıklarına bir bakalım

1. oy pusulası tasarımı: oy pusulasındaki politikacıların sırası bile bir adaya avantaj sağlayabilirken, oy pusulasının uzunluğu seçmenleri bunaltabilir ve hepsine göz gerdirmelerini engelleyebilir veya bu süreyi uzatabilir yine katla mühür basma yerlerinin tasarımı oy kullananlar için temelde kuyruklarda bekleme sürelerini artırabilir.

2. sık yapılan seçimler: sık yapılan seçimler, seçmenlerin harcaması gereken zaman ve özveri miktarını artıracağından bu da genellikle belirli seçmen tipleri arasında daha düşük katılıma yol açar. örneğin iki turlu seçimler ( ön seçimler dahil ) veya ara seçimler , seçmen yorgunluğuna katkıda bulunan seçimlere örnektir. yine örnek verecek olursak japonya , isviçre ve amerika gibi devletler, sık sık seçim yapmaları nedeniyle gelişmiş ülkeler arasında en düşük seçmen katılım oranlarına sahip ülkeler pozisyonundadır diyebiliriz.

3. paranın etkisi: zengin insanlara, özel çıkar gruplarına veya denetleme mekanizmalarına daha fazla güç ve para vererek her oyun etkisini azaltılabilir. yolsuzluk, oyların veya pozisyonların para kullanılarak yasadışı yollarla elde edildiği daha yaygın olarak tanınan bir seçim dolandırıcılığı biçimidir. yani nerde benim makarnam olayıdır.

4. bilgi ve iletişim manipülasyonu: dezenformasyon, dijital sansür, erişim engelleri gibi ana akım medya kullanarak gazeteciliğin, akademinin, siyasi söylemin ve diğer temel fikir ve bilgi alışverişlerinin baltalanmasıyla seçmenleri şaşırtmak, sindirmek, aldatmak, korkutmak veya umutsuzluğa düşürerek ne de olsa bir şey değişmeyecek havasına sokmak.

5. lojistik ve erişim engelleri: özellikle sandık yerlerini azaltılarak bölgedeki seçmen sayılarını yoğunlaştırma, veya kırsal bölgelerine yetersiz sandık. bu tür değişiklikler yerel katılımı düşürerek seçmeni baskı altına alabilir.

6. gözlem ve şeffaflığın engellenmesi: yukarıda bahsettiğim bağımsız uluslar arası gözlemcilerin engellenmesi ve devlet görevlisi sayılan andık gözlemcilerine müdahale veya sayım sürecinin art arda gelen basamaklarına müdahale hile gibi şeyler şeçmen baskısı olarak karşımıza çıkar

7. yasal ve idari engeller: seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve kayyum atamaları yine başka partilerin iç dinamiklerine karışmalar; kamu çalışanlara baskılar yaparak hukuk dışı alınan yargı kararları, dezenformasyon, dijital sansür, erişim engelleri gibi ali cengiz oyunları mevcut seçmenler üzerinde umutsuzluğa ve yorulmalara sebep olabilir.

8. korkutma ve şiddet: insanlara ve kamu çalışanlarına fiziksel zarar verme veya öldürme tehditlerinden tutunda, şantaj ve hukuk veya hukuk dışı yollarla korkutma. yine kişilerin fikir beyanlarını istedikleri gibi yapamaması ve bunlara getirilen sansür ve hukuk cezaları gibi bir çok şey seçmenlerin katılımını ciddi şekilde engelleyebilir.

kaynak: 1 / 2 / 3 / 4 / 5