1948 yılında çok afedersiniz çevreci bir grup, sardinya adasında, denize akan kanalizasyon suyundan örnekler almışlar. amaçları, itlik, hergelelik, goministlik ve hatta anarşistlik yaparak çevre kirliliğine dikkat çekmekmiş.

numuneleri laboratuvarda analiz edip sonuçlarına baktıklarında, gözleri fal taşı gibi açılmış. numunelerin hiçbirinde bakterilere rastlanılamamış. sonuçlar tertemiz çıkmış. tekrar tekrar kanalizasyona gidip, bokların arasından numune almışlar ama sonuç hep temiz ve hatta yenilebilir çıkmış. (bkz: food grade)

bilim adamları, kendi aralarında yaptıkları istişarelerde "vay amk, bu ne kadar temiz bir ada. sıçtıkları bok bile tertemiz. bu tanrının bize bir işareti olmalı, haleluya, amen" dememişler tabii. uzun uğraşlar sonunda kanalizasyonda yaşayan ve zararlı bakterileri öldüren, faydalı fungusları (mantarları) bulmuşlar. şu an hepimizin ve birçok hayvanın kullandığı "bazı antibiyotik" ilaçlarının temelinde bu keşif yatıyor.

sözün özüne gelecek olursak, bu hikayeden çıkaracağımız kıssadan hisse: bu goministler hepimize ilaç niyetine bok içiriyor mübarekler.

söz konusu funguslar için:

Diğerlerine Kıyasla Türklerin İngilizce Konusundaki Endişesi Yersiz mi?