SUÇ 28 Kasım 2024
1,6b OKUNMA     14 PAYLAŞIM

Saadet Zinciriyle Dolandırıcılık Olayının Mucidi Olan Adam: Charles Ponzi

Charles Ponzi, insanları hayalleriyle avlayan ve tarihe geçen en büyük dolandırıcılardan biri.

charles ponzi, 1882 yılında italya'nın lugo kasabasında doğdu. eğitim hayatı pek parlak değildi; üniversiteyi yarıda bırakmıştı, ama elinde kalemden çok daha keskin bir silah vardı: ikna yeteneği. 1903’te cebinde beş parasız bir şekilde amerika’ya ayak bastı. yani, sözde amerikan rüyası peşindeydi ama ponzi'nin rüyası başkalarının kabusu olacaktı!

charles'in kurduğu sistem aslında çok basitti ve uluslararası posta pullarını kullanarak başlamıştı. o dönemde uluslararası cevap kuponları adlı bir sistem vardı. bu kuponlarla; bir ülkeden alınan posta pulu, başka bir ülkede daha ucuza çevrilebiliyordu. ponzi, bu farktan inanılmaz kâr edebileceğini fark etti ya da en azından insanlara bunu öyle sundu. fakat işin aslı şöyleydi; bu planı hiçbir zaman tam anlamıyla gerçekleştirmedi! onun yerine, yeni yatırımcılardan aldığı paraları eski yatırımcılara kâr adı altında dağıttı. sistem büyüdükçe büyüdü ve ponzi’ye olan güven zirveye çıktı. insanlar evlerini, arabalarını satıp parasını ponzi’ye yatırıyordu.


ponzi, kısa sürede yaklaşık 15 milyon dolar topladı. bugünün parasıyla bu miktar yüz milyonlarca doları buluyor. şimdi düşünün; bu adam hiçbir şey üretmedi, bir fabrika kurmadı, sadece umut sattı. insanların gözleri paranın parlaklığıyla öyle kör olmuştu ki, gerçekleri görmek yerine ponzi’nin hayal dünyasında yaşamayı tercih ettiler. ponzi’nin planı çöktüğünde, ortada büyük bir enkaz vardı. binlerce insan birikimlerini kaybetmişti. bugün bile herhangi bir zincirleme dolandırıcılık sistemi “ponzi” olarak anılıyor. kripto para sahtekarlıklarından saadet zincirlerine kadar birçok finansal tuzak, hâlâ bu ismi taşıyor. yani bizim tosuncuk, thodex fatih vb isimlerin kurduğu sistemlerin hepsi ponzi sistemdi.

ponzi, hapisten çıktıktan sonra bile pes etmedi. italya’ya döndü ve benito mussolini’ye danışmanlık yaptı. hayatının geri kalanını hep gözlerden uzak geçirmek zorunda kaldı. 1949’da, beş parasız ve unutulmuş bir şekilde brezilya’da öldü.