PSİKOLOJİ 3 Ekim 2016
115b OKUNMA     1683 PAYLAŞIM

Rüya İle İlgili Neredeyse Tüm Soruları Cevaplayan Detaylar ve Psikanalist Analizleri

Yüzyıllardır araştırma konusu olan rüya ve insanların rüya etkilerine sürekli devam eden inancı. Daima bir gizemi olan rüya ile ilgili merak edilen birçok soruyu Sözlük yazarı "drunkninja" psikanalist analizleri ile birlikte paylaşıyor.
iStock.com

freud ve jung abimiz rüyaların analizini yapan ilk psikanalistlerdir bildiğimiz gibi. yani pozitif bilime oturtmaya çalışan ilk abilerimiz.

freud abi herkesin bildiği gibi aslında mesleğe psikiyatrist olarak başlamamıştır. kendisi sinir bilimcidir.  doğal olarak ikisi de tıp mezunudur ve psikanaliz teorisini ortaya çıkarmalarından dolayı ve bunu belli bir regresyon analizi gibi bir analize oturtamamalarından dolayı (veya başka bir pozitif bilim analizi diyebiliriz) modern tıpla araları açılmıştır. modern tıpla psikanaliz teorisinin kavgasını öğrenmek için google amcaya "freud wars" yazmanız yeterlidir.

doğal olarak gittiğiniz hastanelerdeki psikiyatristler psikanaliz disipliniyle hastaları tedavi etmezler. yani rüya analizi yapmazlar. ilacı dayarlar veya şöyle düşünebilirsin, böyle düşünebilirsin gibi poh poh mesajlarıyla hastayı şutlarlar.

psikanalist olmak ve rüya analizi yapmak kolay iş değildir. senelerce tıp okuduktan sonra iyi bir psikanalist olabilmek için ek olarak mitoloji, antropoloji, filoloji, sosyoloji, folkloristics gibi bilimleri de okumak gerekir. doğal olarak senelerce tıp okuyupta bu bilimleri de okumak her tıp öğrencisinin işine gelmez.

20. yüzyılın başlarındaki freud, jung, a.adler gibi ilk psikanalist teorisinin abilerinin araştırma ve geliştirmelerine günümüze kadar gelen psikanalistler çok bir şey ekleyememiştir. elbette tonlarca akademik makale yazılmıştır. fakat halen belli bir sayısal analize oturtulabilmiş veri yoktur. bundan dolayı da halen insanlar psikanalist teorisine pek sıcak bakmamaktadırlar.

peki rüyalar nasıl sayısal bir veriye oturtulabilir? 

örneğin sürekli tekrar eden bir rüyada "mağara" görmek ve gören "kişilerin" günlük hayatındaki seçimleri , tavırları, pozitif veya negatif düşünceleri, stresli olup olmadıklarını hissetmeleri kayıt altına alınabilir. fakat bu çok elle tutulabilecek bir veri olmayacaktır. bunun araştırmasını da bu bilimle uğraşanlara bırakalım. 

iStock.com

kısaca rüyalar psikanaliz sayesinde hacı hoca, falcı işi değil ayrı bir bilim dalı olmuştur. televizyonda rüya tasvirleri yapanlara psikanaliz okuduktan sonra gülerek geçebilirsiniz. ek olarak gördüğünüz rüyalar gelecek habercisi de değildir. zaten yaşamış olduğunuz geçmiş hayatınızın sembolik bir biçimde size aktarımıdır. bu konuya da birazdan geliyoruz.

günümüz psikanalistlerine göre (okuduklarımız kadarıyla) 3 çeşit rüya vardır diyebiliriz :

1- "cerebral cortex" yani üst beyin rüyaları.
2- "unconsciousness" yani bilinçaltı rüyaları.
3- "ıd" yani alt beyin rüyaları.

bilinçaltı ve ıd (alt beyin) farklı şeylerdir ve beyindeki bölgeleri de teorik olarak farklıdır. doğal olarak rüyaları da farklıdır çünkü içerdikleri semboller farklılık gösterir.

rüya nedir? nereden gelir?

günümüz psikanalistlerinin son verilerine göre (benim de son okuduklarımı derleyerek aklıma gelenler) rüyalar bütün sinir sistemimizin bize "sembol dilini" kullanarak gösterdiği bir sinir sistemi ve nöron ağının işlevidir diyebiliriz.

peki "sembol dili" nedir? sembol dili ilk olarak freud ve jung abilerimizin keşfettiği bilinç altının dilidir. rüyalar sembol diliyle haberleşerek bizlere kendini gösterir fakat sembol dili bizim uyanıkkenki dünyamızı yöneten "cerebral cortex" yani üst beyin dilinden anlamaz. yani uyanıkkenki çalışan bilinçli beynimizin diliyle "sembol dili" farklıdır. bilinçli olan beynimizin (cerebral cortex) dilleri türkçe, ingilizce, japonca, çince olabilir. fakat bu dillerin hiç biri sembol dilini maalesef açıklayamaz. doğal olarak bizlerin rüyasında gördüğü mağara bilincimizde yer etmiş mağara değil, gemi bilincimizde yer etmiş gemi değil, uçmak uçmak fiili değil, köpek bilincimizde yer etmiş köpek değildir. hepsinin rüyanın gidişatına göre farklı sembolik anlamları vardır.

rüyalar nereden gelir?

beynimizin iki farklı bölge olarak düşünürsek (teorik olarak) üst beyin (cerebral cortex) ve alt beyin (id) farklı görevleri vardır. beynimizde sinir sistemimizin bir parçasıdır. omur iliğimizin içinde bulunan sinir ağı bütün organlarımızdan , ellerimizden, ayaklarımızdan, cinsel organlarımızdan gelen verileri işleyerek bazılarını "kayıt eder" işte bu kayıt edilen verilerin bazıları negatif bazılar pozitif kayıtlardır.

iStock.com

cerebral cortex yani üst beynimizin temel işlevleri şunlardır : konuşmak, koklamak, görmek, dokunma duyusu, düşünmek, tat almak, felsefe yapmak, para kazanmak, problem çözmek , okumak, öğrenmek, dil öğrenmek, ana dilimizi konuşmak, her hangi bir dine veya lidere tapmak kısaca uyanıkkenki bütün dünyamızı yöneten kısım üst beyindir. üst beyin beynin sadece %28'lik (yaklaşık) kısmını kaplar. ıq denen kısım üst beyindedir. yani bir insan einstein gibi zeki olabilir bu demek oluyor ki üst beyninin büyük bir kısmını kullanıyor. cerebral cortex'in rengi gridir.

alt beyin yani id görevleri nelerdir ?

alt beyin bizim bilinç dışı olan beynimizin bölgesidir. isminden de anlaşıldığı üzere beyindeki fiziki bölgesi cerebral cortex'in altındadır. beynimizin yaklaşık %72'lik kısmını oluşturur ve rengi beyazdır. modern tıp (nöroloji) dahi alt beynin tam olarak nasıl çalıştığını bilmemekte fakat elbette teoriler üretebilmektedir. tıpkı psikanalizin ürettiği gibi. alt beynimizin yaptığı işler kısaca hormon salgılanması, bezlerin kontrolü, omurilikten gelen temel sinir ağının verilerin ilk geldiği yer, hissetmek, iç organlarımızın kontrolü yani kısaca bilinçli olarak kontrol edemediğimiz ve sistemi çalıştıran bütün kontrol alt beyne aittir. kimseye mutlu ol dediğinizde mutlu olamaz. çünkü alt beynin hipofiz bezine emir vermesi ve belli bir hormonu salgılatması gerekir. kimseye mideni durdur veya kalbini şu ritimde çalıştır diyemezsiniz. kimseye şu yaranı şu şekilde iyileştir veya kanser hücresini yen diyemezsiniz. bunların hepsinin kontrolü alt beyne aittir. yani esas sistemi ayakta tutan yer.

iStock.com


bilinçaltı nerededir?


 bilinçaltı da cerebral cortex'le alt beyin arasındaki sembolik bir nöron ağı çizgisidir. yani insanların sakız gibi ağızlarından düşürmediği "bilinç altı" kelimesi sembolik incecik bir nöron ağıdır. peki neden bu kadar incedir? çünkü insanın cerebral cortex'i ana rahmindeyken ve 0-2 yaş arasında neredeyse hiç devrede değildir. 0-2 yaş arasındaki çocuğa konuşmayı hemen öğretemezsiniz, bilinçli dünyamıza ait düşünceler, dinler, liderler gibi kavramları iletemezsiniz , yazdıramazsınız çünkü kakasını dahi tutmaktan acizdir. 2-7 yaş arası da cerebral cortex'imiz bulanık olarak devrededir. 2-7 yaş arası çocukları konuşmayı yeni yeni öğrenir, yazar, çizer dünya'ya ait dillere ait kavramları öğrenir. yani bardağa bardak demek için cerebral cortex'te birkaç nöron birleşir ve onun adı bardak olur. ana babasının adını öğrenmek için bir kaç nöron ağı cotex'te birleşir ve anasının babasını adını öğrenir. din, felsefe, düşünceler aynı bu şekilde nöronların ağ örmesiyle oluşur. (evet canım gökten zembille inmez)

işte bu cerebral corteximizin devre dışı oldu 0-7 yaş arasındaki hayatımızdaki bütün sinir sistemimizden gelen kayıtları "bilinçaltı" kayıt eder. bu kayıtlar negatif veya pozitif olabilir. bilinçaltımız 7 yaş sonrası da veri kayıt eder fakat esas olarak en çok kayıt yaptığı zaman 0-7 yaş arasıdır. işte insanların gördüğü rüyaların büyük bir kısmı buradan gelir. çünkü insanlar uyurken "cerebral cortex" devre dışıdır.

negatif kayıtlar nelerdir?

esasen cinsel organlardan gelen kayıtlar negatif kayıtlardır. ek olarak üst sinir sisteminden yani gözlerden, kulaklardan, tat ve koku duyularından gelen negatif kayıtlar da mevcuttur. bu kayıtlar esasen 0-7 yaş arasında oluşur kayıt edilir ve insanın 7 yaşından sonra oluşan cerebral cortex'inden ürettiği davranış, tavır, hal , durum, konuşmalarını vb.. şeyleri etkiler.

erkeklere örnek olarak bir negatif kayıt :

0-2 yaşında bir bebeğin sürekli götünden öper, ısırır, anüsünü delik deşik edercesine temizlerseniz bilinçaltının kaydı şudur "sen anüsünden zevk alarak cinsel ilişkiye gireceksin". çünkü 0-7 yaş arasında çocukta cinsel kimlik yoktur. özellikle 0-2 yaş arasında hiç yoktur. bilinçaltı veya altbeyin erkek veya dişi olduğunu bilmez. cinsel organların ne işe yaradığını bilmez. yani bilinçaltı bu nöron ağını örer kayıt eder ve ileride alehinize kullanır. şu şekilde olur. bir çocuğun anüsü ellendiğinde veya poposu ısırıldığında anüsün sinirleri veriyi omuriliğe taşır, omurilikteki sinir ağı da bunu direk beyincik vasıtasıyla altbeyine ve oradan bilinçaltına taşır ve kayıt eder. işte bu kayıtlar ileride 7 yaş sonrasında oluşan cerebral cortex yani bilinçli olan beynin kayıtlarıyla çatışır. çünkü bilinçli olan beyninize toplum erkek olduğunuzu söylemiştir. çünkü pipiniz vardır. fakat altbeyin cinsel kimliği bilmez. bilinç altının bu eski negatif kayıt verisiyle bilinçli olan beynin verisi çatışır.
bilinçli olan beyin eskiden kurcalanan anüsü korumaya başlar böylece etrafta sürekli maço erkek görürsünüz. erkekliğini etrafına hissettirmeye çalışarak efelenerek dolaşırlar, nasıl hızlı araba kullandıklarından bahsederler, avratlarını canları pahasına korurlar, silahı, savaşı, bıçağı vb.. severler ve konu onlara gelince hemen anlatmaya başlarlar (örnekler çoğaltılabilir). çünkü aslında erkeklik olarak göstermeye çalıştıkları şey küçücük bir çocukken koruyamadığı makatını koruma çabasından başka bir şey değildir.

sünnetle ilgili olan negatif kayıt başlı başına bir konudur. sünnet erkeklerde (bkz: castration anxiety) 'ye sebebiyet verir ve sünnetli erkeklerin hepsi partnerini tatmin edemeden erken boşalmalı olur. klasik türk erkeklerinin özelliğidir. hatunlara şöyle çaktım böyle pozisyonda koydum diye kendi aralarında anlatır dururlar. tatmin ettikleri tek şey yukarıda bahsettiğimiz daha erkek olduğu görüntüsünü vermeye çalışmaktadır.

işte bu yukarıdaki negatif kayıtlar bize bilinç altı rüyaları olarak 7 yaş sonrasında gözükmeye başlar. peki nasıl bir insan 0-2 yaş arasında kayıt ettiği bir negatif kaydı yetişkin döneminde görür ? işte burada bize psikanalizin "über" teorisi yardım eder.

psikanaliz der ki rüyalar bizim bilinçli olan beynimizin şekillerini kullanarak kendi anlatmak istediği veriyi kendi sembol diliyle anlatır. yani bilinçaltı bak kardeşim benim bir derdim var ahanda sana anlatıyorum anlarsan anlarsın anlamazsan şeyime kadar yolun var der. işte bu rüyaları analiz etmek için de bir tercümana ihtiyaç duyarız. tercümanın adı da sizin de tahmin edeceğiniz gibi sembol diline hakim olan psikanalistlerdir.

bir rüyaya örnek :

gemiyle bir kıyıdan bir kıyıya geçiyorum. gemi batmaya başlıyor. su alıyor. gemi batıp denizin dibine oturuyor. bende geminin dibinde bir delik görüyorum. deliğe yüzüyorum. bir şekilde delikten çıkmaya çalışıyorum. her rüyayı gördüğümde delikten ya çıkıyorum ve rahat bir nefes alarak uyanıyorum yada boğularak ölüyorum öksürerek uyanıyorum.

psikanalist tarafından analizi :

danışan bu rüyayı senelerce görmüş. rüyanın analizi yapıldıktan sonra bir daha görmüyor.
bu rüya klasik bir doğum travması rüyasıdır. gemi ana rahmini sembolize eder. su ana rahmindeki sudur. bilinçaltı bilinçli olan beynin dilini kullanarak kendi sembol diliyle bu şekilde anlatmıştır. başka şekillerde de karşımıza çıkabilir. örneğin gemi bir ev olabilirdi. delik tahmin edilebileceği üzere rahim ağzıdır. bebek danışanımız dışarı çıkmaya çalışıyordur. sancılı ve uzun süren normal doğum olduğunu annesinden öğrendik. ya düzgün bir şekilde doğuyor ve nefes alıyor veya tekrar rahimde geri kaçıyor ve doğmak için annenin çabalamasını bekliyor. kayıt bu şekildedir ve danışanın bilinçaltı rüyası kendisine bu mesajı veriyor.

kısaca rüyalar psikanaliz biliminin araştırma konusudur. arkadaşlarınıza, yakın çevrenize, falcıya, hacıya hocaya anlatarak boşu boşuna yorulmayın.

kaynaklar için :

carl jung : men and his symbols
carl jung : psychology and the occult
carl jung : four archetypes : mother, rebirth, spirit, trickster
carl jung : aspects of the feminine
freud : ınterpretation of dreams
freud : civilization and ıts discontents - great ıdeas
freud : ego and the ıd - v19 (1923-25)
nusret kaya : sezgilerimiz ve takıntılarımız
nusret kaya : iyileşme kitabı
üniversitelerin kütüphanelerinde beleşe de psikanalizle ilgili akademik makaleler okuyabilirsiniz.