Ruslar Neden Alaska’nın Hala Kendilerine Ait Olduğuna İnanıyor?
bu hikaye, komik şekilde bizde, yani türkiye'de, "lozan'ın 100 yıl süren bir anlaşma" olduğu sanrısına benzerlik güdüyor. (bkz: lozan'ın süresinin 2023'te bitmesi)
rusya'da buna inanan gerçekten de büyük çoğunluk mevcut, yani "alaska'nın devri" yerine esasında "yüz yıl kiralandığı" inanışı şaşırtıcı bir benzerlik taşıyor.
sovyet yönetiminin sona ermesiyle birlikte modern "halk tarihinin" milyonlarca örneği daha önce görülmemiş bir şekilde dizayn edildi. özellikle de putin dönemindeki milliyetçilik akımları ve internetin yaygınlaşması, "kiralık alaska teorisi"ni de beraberinde getirdi.
not: halk tarihi söylemi, bir şehir efsanesi denilme biçimidir.
kira hikayesi ise şöyle
alaska antlaşması'da rusça'da "100 yıl boyunca" anlamına geldiği iddia edilen (vyekyüzyıl) vyechno kelimesi kullanılmıştır; ancak ingilizce'de modern anlamıyla "sonsuzluk boyunca" şeklinde yanlış anlaşılmaktadır.
böylece alaska 1967 yılına kadar 100 yıllığına kiralanmış oldu. yeni sovyet hükümeti çarlık hükümetlerinin yükümlülüklerini tanımadığı için sscb 1967 yılında alaska'yı geri talep etmedi. ancak artık rusya'nın bunu istediği zaman yapma hakkı var.
toprak 152 yıldır kullanılmasına rağmen kira bedeli sadece 100 yıllığına ödendi. abd'nin büyük bir borcu var.
gerçeğe dönecek olursak
alaska antlaşması fransızca ve ingilizce olarak kaleme alınmış ve rusça yalnızca çar'ın takdimi için giriş bölümünde ve onun adına imzalanması için kapanış bölümünde kullanılmıştır. nitekim, çarlık sarayının dili rusça değil, fransızcaydı. görünüşe göre rusya'da bu efsaneye inananlar kendi tarihlerini bile bilmiyorlar.
alıntıda açıkça "devretmek" ifadesi geçmekte, yani "kiralamak" olarak bir bahis bulunmamaktadır (en alta kaynak ekledim). sonraki sayfalarda, antlaşma bölgenin coğrafi sınırlarını özetlemekte ve mevcut mülklerin mülkiyetini belirlemektedir.
rusya, 1853 kırım savaşı'nın sona ermesinden sonra bol miktarda karla kaplı çorak araziye ve çok az paraya sahipti. alaska'nın yanında, britanya kolombiyası'nda bir kolonisi olan ingilizler, alaska'yı almaya aşırı da istekliydi. zayıf bir rus imparatorluğu'nun alaska'yı ingilizlerin ele geçirmesine karşı koymayacağım zaten anlaşılıyordu. o dönemde rusya'nın baş düşmanı amerika değil, britanya'ydı. bölgeyi tarafsız bir ülkeye satarak para kazanmak, düşman tarafından çalınmasından daha iyiydi.
amerikalılar da muhtemelen kanada'yı fethetmek veya en azından britanya kolombiyası'nı ele geçirmek için bir şans daha elde etme düşüncesiyle satın almışlardı. yoksa, kimse donmuş toprağın altında kilitli olan şeylerin olabileceğini ve haliyle değerini bilmiyordu.
her iki taraf için de stratejik bir anlam taşıdığı için satış gerçekleşti.