Röportaj Adam Mahsun Karaca'nın İlk Filmi İllegal Hayatlar Nasıl Olmuş?
ilk filmleri olmasına, bütün muhtemel acemiliklere rağmen yine de bence çok değerli bir film illegal hayatlar
çünkü bu film recep ivedik gibi sıradan bir komedi değil, bu film siyasi bir komedi. bu halkın bir politikacıyı destekledikten, kendi temsilcisi olarak gördükten sonra neleri sineye çekeceğini, neleri normalleştireceğini, nasıl takım tutar gibi partisini her koşulda savunacağını gözler önüne seren bir film. türkiye'de yaşadıklarımızı bi gözünüzün önüne getirin, gerçekten de politikacıların türlü rezilliklere, skandallara rağmen halk desteğinde en ufak bir azalma oluyor mu? türlü kepazeliklerin ardından "ölümüne x'ciyiz", "y'nin yanındayız", "z'yi yedirmeyiz" diyen tipler türemiyor mu her yerden? müridleri ne olursa olsun desteklemeye devam etmiyor mu? bu kriterlere uyan bir kişi geliyor benim aklıma.
buna ek olarak film, sokağın nabzını da çok iyi yakalamış, bu halkın neye nasıl tepki vereceğini çok iyi kestirmiş. gerçekten de bu halk filmde yaşanan olaylara filmde gösterildiği gibi tepki verirdi. bugün biri çıkıp sokakta yaşlıları tokatlasa, 60 yaş üstünün oy kullanmasını yasaklayacağını söylese, sokak hayvanlarını itlaf edeceklerini vadetse de gerçekten de eleştirenler kadar destekleyenler de çıkar. hangi siyasi danışmanla çalışıyorlarsa tebrik ederim çok temiz iş çıkarmış. siyasi danışmanları yoksa bu çıkarımları kendileri yaptıysa da helal olsun, içinde yaşadıkları toplumu iyi gözlemlemişler.
bu film sıradan bir komedi değil, bu film bir türkiye aynası. devekuşu kabare'de, olacak o kadar'da gördüğümüz siyasi hicvi 2023 türkiyesi'ne getiriyor. bu filmde güldüğümüz tipler ile her gün aynı sokaklarda yürüyor birlikte metroya biniyoruz. bu film seyirciyi recep ivedik'teki gibi "ahaha kıroya bak" ötekileştirmesi ile güldürmüyor, bu film bir halka ayna tutup kendine güldürüyor.
bütün bu anlatılanlar elbette demek değil ki film komik değil. hayvan gibi komik. filmden çıktığımdan beri istisnalar kaideyi bozmaz dinliyorum, bu yılki spotify wrapped'de çıkarsa bu mahsun başkan'ın başarısı olacak. umarım ikinci film de çıkar, ki ikinci film bence ilkinden daha fazla potansiyel taşıyor. zira filmde gördüğümüz tiplere bir de devlet yetkisi ve dokunulmazlık verince neler yapabileceklerini düşününce bile beni bi gülümseme alıyor.
ne yalan söyleyeyim beklentilerimi tam karşılamadı film
bunun sebebinin kendisinden kaynaklandığını düşünüyorum. çünkü kendisi o kadar güzel işler çıkardı ki sinema filminde kendi çıkardığı çıtasını aşmasını bekledim. özellikle fakir ve zengin videoları gerek kamera gerek hikaye gerek espri olarak çok çok üst seviyeydi. sinema filmi içinse bu videolarını kıstas aldığımdan daha az başarılı bir iş çıkmış geldi gözüme.
— spoiler içerir —
aslında hikaye kurgusu yerinde. bölümlere ayrılmış bir hikaye aktarılıyor izleyiciye ve bunu da röportaj verirken yaptığı için otobiyografik bir belgeselmiş hissi de uyandırıyor. bu sebeple hoşuma gitti.
ancak filmde rakibi olan koray pek de işin içine girmiyor. bir tek kurşunluyor ancak ondan sonra başka bir görevi yokmuş gibi filmden sessiz sedasız çıkıyor.
şahin'in oyunculuğu videolarda daha doğaldı sanki. videolarda alışık olduğumuz tiplemesinden öte burada biraz daha aklı başında tiplemesini oynadığından mıdır nedir biraz yapay geldi.
mehmet ise belli bir standardı var ve hiç sırıtmıyor. yaşı da genç olduğundan ileride başka projelerde de karşımıza çıkacağını umuyorum.
mahsun ise bildiğimiz mahsun. kotarabilmiş bu işi. fukoyu çektikten sonraki tiplemeleri bizim alışık olduğumuz tipleme. güldürmeyi başardı ancak öyle çok ince siyasi espri filan yoktu. siyasi espriler direkt göze batacak şekilde yapılmış ki izleyici kitlesinden ötürü anlayabilsinler diye yapılmış da olabilir.
bir eleştiri de adana insanının ulusal medyada lanse ediliş şekline katkı verdiklerinden dolayı yapmak isterim. filmde “al şu parayı uyuşturucu alırsın” diye dayıya para vermesi, zaten ünü pek de iyi olmayan adana'ya zarar veriyor. daha önce adana sayfasında da yazmıştım: adana'nın böyle tanıtılması adana sayfalarının da işine geliyor. etkileşim alıyor çünkü. ama bu şehri görmeyen de sanıyor ki adana'daki herkes böyle cono, müptezel, bağımlı gibi takılıyor.
yok demiyoruz. adana sütten çıkmış ak kaşık da demiyoruz. var olanı ört bas edin de demiyoruz ancak sürekli böyle lanse edilmesi, kentin bitki örtüsünün bu tiplemelerden oluştuğu algısını yaratıyor.
—spoiler—
yine de memleketimden birisinin ününü adana sınırları dışarısına çıkartarak bir şeyler başarması gurur verici olduğu gibi istanbul dışında yaşayan insanlara da ilham kaynağı olması açısından olumlu karşılıyorum.
öncelikle film, beklentimden öte çıktı
il il sinema salonlarını gezen başrol oyuncularını da ayriyeten tebrik etmek gerekiyor; ben de bu vesileyle oyuncularla birlikte filmi seyrettim.
filmin görüntü yönetmenliği, ses kalitesi vs. açılarından değerlendirmenin haricinde, mahsun ve ekibinin kafasındakileri olabildiğince net bir şekilde filme aktarabildiklerini gözlemledim. bunu da somut olarak salon içindeki sık sık gülmelerden, yarılmalardan anlayabilmek mümkündü zaten.
ben, mahsun'u hiç tanımayan 60 yaş üstü annem ve babamla gittim bu filme ve onlar da beğendiler, çok güldüler. buradan da diyebilirim ki 7'den 70'e bayağı bir geniş kesme hitap edebilmiş.
bundan sonra da bir kolpaçino kültlüğü seviyesine ulaşacak mıdır, zaman gösterecek.
benim puanım 8/10