Resmi Olarak Başlayan Barış Pınarı Harekatı'na Uzanan Siyasi Sürecin Özeti
halk 2'ye ayrılmış durumda. herkes birbirine vatan haini diyor. gerçekten çok ilginç. herkes kendince bir şeyler dediğinden kim haklı karar veremedim. kendimce araştırmak istedim.
1) "türkiye suriye'ye girsin"
bunu açıklayabilmek için türkiye'nin suriye'de ne işi var sorusunun sorulması gerektiğini düşündüm. bunu cevaplayabilmek ve anlamak adına bir adım daha geriye giderek suriye'de rusya'nın, abd'nin ne işi var sorusunu sordum. ve şöyle bir olaylar silsilesi ile karşılaştım:
- malumunuz arap baharı, orta doğu ülke liderlerinin bir bir muhalif kitlelerle karşı karşıya geldiği durumdu. tunus, mısır derken olaylar suriye'de de çıkmaya başladı.
- gün geçtikçe halk daha da büyürken esed orduyu kullanarak bu gösterileri bastırmak istedi. fakat olaylar daha da ciddileşti.
- suriye ordusu ilk kez göstericiler üzerine ateş açarak geri dönülemez bir yolun ilk kıvılcımını başlattılar. artık ülkede çatışma ortamı oluştu.
- halk ve esed rejimi ordusu (ki aynı zamanda suriye'nin kendi merkezi ordusu) ufak tefek çatışmaları büyük boyutlara taşıyarak işi bir iç savaşa dönüştürdüler.
- bu çatışmalardan yararlanarak ışid ve pkk'nın bir uzantısı olan ypg gibi terör örgütleri ile öso gibi muhalif gruplar, suriye ordusundan temizledikleri bölgelerde özerkliklerini ilan ettiler.
- suriye ordusundan kaçıp halk tarafına geçen askerlerle birlikte esed güçsüzleşti ve rusya ile iran'dan destek istedi.
- rusya bu isteği kabul etti ve muhalif gruplar üzerine ateş açarak, uçaklar göndererek esed rejimi'nin tekrar güçlenmesini sağladı. bu duruma batı ve türkiye tepki gösterdi. peki rusya sınırı olmadığı halde neden böyle bir şeyi kabul etti?
- rusya'nın zaten suriye'de askeri üssü vardı. akdeniz'de söz sahibi olmak ve olası bir petrol arayışında yer almak için burada konumlanmıştı. suriye'den gelen böyle bir talebi de hemen havada kaptı (diğer sebepler: abd ile güç yarışı göstergesi, dünya'nın tek kutuplu olmadığını, moskova'nın da dünya'ya yöneten bir gücünün olduğunun ispatlanmak istenmesi).
- burada ikinci kritik nokta ise kimyasal silah kullanımının gerçekleşmesidir. suriye ordusu, muhalif gruba karşı kimyasal silah kullanmaya başladı.
- bu duruma başta batı olmak üzere türkiye, abd ve tüm dünya tepki gösterdi.
- birleşmiş milletler acil toplantıya karar verdi ve suriye hükümeti'ne karşı yaptırım uygulamayı görüşüp oyladılar. örgütün daimi üyelerinden olan rusya ve çin veto oyu kullanarak yaptırımları engellemiş oldular.
- abd ise "birleşmiş milletler bir şey yapmazsa, suriye halkına yardım için ben bir şeyler yaparım" diyerek suriye'ye müdahalede bulundu (sanıyorum bu, aslında ışid'i bitirmek ya da ypg'yi bizzat desteklemek için ülkeye girebilme bahaneleri oldu).
- bu müdahale de yine türkiye ve batı tarafından olumlu karşılandı ve desteklendi.
- aynı zamanda ülkenin güneyinde de israil ile hizbullah da çatışma içerisindelerdi (sanırım israil de olası akdeniz senaryosu'nda şimdiden kendine bir yer edinmeye çalışıyor).
mevcut duruma gelindiğinde ülkede esed rejimi, rusya, abd, israil, hizbullah, öso, ışid, ypg, pkk hepsi belli bölgelere konuşlanmış, çoklu bir çatışma içindelerdi.
türkiye'nin, hemen yanı başında gelişen bu olaylara karşı kayıtsız kalması düşünülemezdi. nitekim hem sınır ihlalleri yaşanıyor hem ülke güvenliği tehdit ediliyordu. ayrıca masada ben de olmalıyım diyerek fırat kalkanı ile ülkeye giriş yaptı. amaç zaten sınır güvenliği idi.
ama ortada bu kadar aktör varken kim kime, ne için saldıracaktı?
- türkiye hem sınır güvenliği için hem rejime karşı öso'yu destekleyip yetiştireceğini, aynı zamanda ışid'e karşı da savaşacağını taahhüt edip abd'den izinle (maalesef ki) suriye'ye girdi.
- fırat kalkanı ve zeytin dalı ile sınır hattının güvenliği sağlandı.
- ama türkiye'nin asıl amacı (bence), sınır güvenliğini sağlarken aynı zamanda pkk'nın suriye yapılanması olan ypg'yi de temizlemekti. bunun mücadelesini vermekte.
- barış pınarı buna yönelik bir hareketken, abd de bunun farkında.
peki abd neden istemiyor?
- çünkü abd, ışid'e karşı ypg'yi destekliyor. onlara göre ypg terör örgütü değil, ışid ile savaşan destekçileri.
- bu yüzden de ülkeden çekilirken "ypg'ye bulaşma" diyor. türkiye ise buna karşı bir çözüm olarak rusya ile ittifak halinde (yani ypg'ye karşı rusya ile birlikte ol, suriye'ye girip ışid'i bitirmek için abd ile birlikte ol).
- avrupa birliği ise bambaşka çekincelere sahip. tüm avrupa'nın karşı çıkma sebebi yine bir mülteci akımının olması, var olan suriyeli sorununun daha da çözülemeyecek bir hale gelmesi (fikrimce avrupa birliği böylesine bir mülteci sorununun yaşanacağını bilseydi, abd'nin ülkeye ilk müdahale edişini desteklemezdi).
- en nihayetinde abd bizden "savaşacaksan ışid ile savaş. başkalarına dokunma" diyor.
- türkiye ise ypg'yi de bitirmek istiyor.
bu yüzden de türkiye suriye'ye girsin görüşü haklılık kazanıyor.
bir de diğer görüşe bakalım:
2) "operasyonlar rant için"
bir kesim akp'nin oyları düştüğü için vatan, millet, sakarya'dan besleneceğini düşünüyor. bu yüzden diğer operasyonlara bakalım:
- fırat kalkanı operasyonu 2016 yılında başlamış ve 2017 referandumu'nda erdoğan istediğini almıştı.
- zeytin dalı operasyonu 2018 yılının ocak ayında başlamış, 2018 yılının haziran ayında seçimler oldu ve kazanan yine erdoğan ve akp idi.
- şimdi ki operasyonun da, geçmişteki operasyonların tarihine bakılarak, milli duygular ile oy toplama olduğu düşünülüyor. evet bir seçim yok ama kamuoyunda oylarının düştüğü de ciddi ciddi konuşuluyor. öyle bir ülkeyiz ki, erken seçim denilse şaşırmayız yani.
- ayrıca suriye'de yüksek bir bedelle yeni bir şehir kurulacağının söylenmesi, yeni bir rant kapısı olacağı düşünülüyor.
- o meblağda bir paranın oraya harcanılmaması isteniyor.
- kötü ekonominin unutturulacağı düşünülüyor.
- suriyeliler burada keyif sürerken, boşu boşuna türk askerinin ölmesini istemiyorlar.
son söz
neyin gerçek, neyin sahte olduğunu hiç bilmiyorum. belki bambaşka olaylar, amaçlar, idealler var. belki birçok şey bildiğimizden çok farklı bir şekilde.
oturduğumuz yerden hücuuum diyerek vatanı kurtaramadığımız gibi, hepsi çıkar için diyerek vicdanımızı da rahatlatamayız. vekilin biri twitter'da ahkam keser, kesilen ahkamı uygulayan asker verdiği cevap yüzünden küfür yer. o yüzden kimlerin terörist kimlerin milliyetçi olduklarını düşüncelerine veya yazdıklarına göre bilemeyiz. oğlunu askere gönderen ana savaşa hayır der, terörist mi olur? dolar belki yükselir diye türkiye suriye'ye girsin diyen kişi milliyetçi mi olur?
savaş çıkmadan savaşın olmaması için, savaş çıkınca da askerlere bir şey olmaması için umulur/niyet edilir/dua edilir. memleket için en hayırlısı neyse o olur inşallah.