HABER 5 Ocak 2017
2M OKUNMA     16624 PAYLAŞIM

Reina Saldırısından Yaralı Kurtulan Amerikalı Jake Raak'la İlgili Beyin Yakan Komplo Teorileri

Havaalanından ülkesine dönerken verdiği rahat röportajla tanıdığımız Amerikalı turist Jake Raak'ın bu tavırları belki sizin dikkatinizden kaçmış olabilir fakat bu konu aklına tam olarak yatmayan bazı insanlar Jake'i araştırıp enteresan bulgulara rastlamışlar.


bu olayla alakalı dünden beri kafama yatmayan, türkiye'de kimsenin konuşmadığı bir detay var. dün arabayla gelirken, radyoda haberleri dinliyordum, saldırıda yaralanan bir abd'li vatandaş william jake raak'ın röportajı vardı, yani olay üzerinden 48 saat geçmeden verdiği röportajı dinlerken garibime gitmişti. kafamdan silinmedi bir türlü, ve videosunu izledim.

o röportaj:



burda duralım, adam 9 arkadaş beraber olduklarını söylüyor, ve 7 kişinin vurulduğunu söylüyor. beni bu röportajda rahatsız eden bir şey var. işte görüyoruz, saldrı sonrası insanlar nasıl panik halinde, şokun etkisinde, dj bir daha dj'lik yapmayacağım diyor vs. bunu diyenler son 1 yılı ağır olmak üzere, 30 yıldır terörle yaşayan ülkenin insanları.


bekleniyordu böyle bir saldırı, oluyordu. yani bir abd'li mi yoksa bir türk mü bu saldırı sonrası daha fazla depresyona girecek diye iddialaşsak, abd'li derdik herhalde.

adam gülmemek için kendini zor tutar bir hali var. neyse şimdi denebilir ki üzerinden 1 gün geçmiş atlatmıştır şokunu, ama adamın hemen saldırıdan sonraki videosunu buldum:


adam vurulmuş, ve acayip bir rahat hali var, gözünün önünde insanlar taranmış adamdaki rahatlık garip geldi. bir de adam şunu diyor 15 saniye içinde

- these crazy people came and shoot everything (bu çılgın insanlar geldi ve herşeye ateş etti)
2 saniye sonra

- i dont know i saw one person, they are shooting and hiding man, ... got ak-47 (bilmiyorum tek kişi gördüm, ateş edip saklanıyorlardı, ak 47'ı vardı)


adam vurulup yere yatmış, ama ak-47 olduğunu o kaos ortamında iyi yakalamış, acaba asker mi diye baktım, küçük bir kasabada küçük bir dükkan işletiyormuş. hani bilmiyorum, adam gerçek bir saldırıdan çıkmamış da, kalitesiz bir filmin figüranı gibi

Olayın biraz daha üstüne gidilince enteresan detayların sayısı artmaya başlıyor...

twitter'da dönen iddialara göre bu adamın abd'li bir deniz piyadesi olduğu söyleniyor.

tuhaf.



hayal hava yollari nickli yazardan herifin linkedin profili geldi. bahsedilen "dükkan" pennsylvania'da bildiğin askeri malzemeler üreten bir firmaymış. aha profili de bu:



adamın asker olduğuna hemfikir gibi herkes.



kafadaki şapkada da bir ayrıntı var diyorlar. 

raak'ın şapkasında"quiet storm" yazıyormuş. amerikan kara kuvvetlerine istihbarat üreten national ground ıntelligence center (ngıc)'ın programıymış vs.



bu da aklıma sonradan gelen bir detay. 

abd başkonsolosluğu saldırıdan 1 hafta önce sitesinde bildiri yayınlamıştı. tamam bunu çok sık yapıyorlar ancak "turistlerin gittiği restaurant" diye bir ibare de eklenmesi tuhaf. hatta reina sahibi de sonrasında tekrar abd kaynaklı bir duyum aldıklarını söylemişti. yılbaşı olduğu için illa ki kulağa normal gelebilir, çok da amariganın oyunu muhabbeti yapmayacağım ancak analiz kasanların işine yarayabilir.

ABD Başkonsolosluğunun uyarısı


mekan içi kamera kayıtları servis edilmediği sürece asla ama asla neler olduğunu bilemeyeceğiz.

madde madde gidelim;

- intihar saldırısı yapmıyor; gece kulübünde onlarca kişiyi öldüren adamı sağ salim çıkartıp kaçırtıyor. neden? bu bi güç gösterisi çünkü. operasyon böyle yapılır mesajı...

- dikkat edin, beşiktaş stadında ortada yapılan patlamada mesaj şuydu; "istesem seyircilerin arasında patlatırdım, sadece polisleri seçtim." bu da bi güç gösterisiydi; ama sadece güç gösterisiydi, bize ufak da olsa saygı duyuyorlardı, reina katliamında bi üst boyuta geçtiler...


- adamın ambulansta taşınmasından hava alanındaki konuşmalarına kadar her şeyi sahte zaten. ambulans tayfası ayrı bi alem. hepsi de bilinçli bi sahtelik ürünü ama. sarkazmin bi versiyonu da diyebiliriz. adam kötü rol yaptığı için olmuyor yani bu; özellikle yapıyor. alanen taşak geçiyor. ambülansı kaçmak, yaralı gibi görünmek için kullanmıyor, eğleniyor sadece.

- adam o kadar ajanım diye bas bas bağırıyor ki; küçük bi şehirde küçük bi dükkan sahibi. ajanlı bi film yapmak istesen, çok klişe, ilk akla gelen tercih deyip karakterine bunu yüklemezsin.

- kafasında taktığı şapkanın anlamına bakılmayacağı mı sanıyor? ya da yılbaşına 7-8 arkadaşıyla türkiye'de girmesinin; hepsinin de yaralanmasının; ama ortada gözükmemesinin. yahu o kadar çok ayrıntı var ki, ama hepsi şuraya bağlanıyor; adam açıkça biz yaptık diyor ve bunu derken de eğleniyor. terörün geldiği son aşama; yaptıktan sonra bi de alay etmek, sinirleriyle oynamak..


- ülkenizde katliam yapıyorum ve bi kahraman gibi ayrılıyorum. bunu her iki tarafta bilse, yani yapan ve yapılan, terörden daha da vurucu bi şey değil midir? devlet olarak aşağılanmak..

- yahu adam hakkındaki sınırlı bilgilerde bile "pensilvanya" geçiyor. göze sokuluyor hatta. dediğim gibi, bu seferki terör farklı. terör yaparken bi yandan da aşağılıyorlar. her şey bu kadar bağırmaz çünkü. "yahu adamların bizde takık olduğu biri var, pensilvanya'da, jack yerine john'u gönderelim bu işe, çok dikkat çeker yoksa" demez mi? yok hayır demez, özellikle jack gitmeli...

- biz niye sadece bu adamın ambulans görüntülerini gördük? onlarca insan ambulansa taşındı di mi? hiç mi bu tarz anekdot içermiyordu o görüntüler?


reina'dan sağ kurtulan her yabancıyı havalanından uğurladık mı biz? belki ben kaçırmışımdır; diğerlerinin de var mı böyle görüntüsü?

- adam resmen görünmek istemiş. ne kadar görünürsem o kadar aşağılarız. ve aklımızla alay edecek şekilde verilen röportajlar. asıl söylemek istedikleri...

"ben yarın sabah amerika'da kahvaltımı yaparken belki bunları unutacağım.. ama siz.."

"ama"dan sonrası ve öncesi şu aslında.. "siz bunlarla yaşamaya alışın".


"ülkenize tekrar gelmek istiyorum. vazgeçmeyeceğim". sözü ne peki?

ülkemize ne için geldiyse onu kast ediyor demeye gerek yok herhalde..

hee siz rakı, şiş kebap boğaz için gelebilir diyorsanız, orası ayrı.


adam havaalanında ülkenize tekrar geleceğim diyor; bi gece önce katliamdan sağ kurtulan adamın aklına iç kamuoyu geliyor. biraz daha konuşsa avm'lere gidelim diyecekti...

- bi de şu var; biz bu olayı dünya basınından takip ediyoruz. dünya derken, fas, suudi arabistan bile var bunların arasında.

ve bu röportajların hepsi de birbirinden acayip. belki de bize burada anlatılanlarla karşılaştırıldığında acayip geliyor. onlar üzerinden değerlendirdiğimiz için savruluyoruz. polisler çok soğuk davrandı, karakolda çok uğraştırdılar, eylem 1 saat sürdü diyen faslı kadından tutun da, teröristler 3 kişiydi, rastgele değil hedef seçerek ateş ettiler diyen arabına kadar herkes var.

biz ise, "iki tane koyun versen karşıdan karşıya geçiremez" diyebileceğimiz tipte bi adamın sabah akşam kendi etrafında dönmesini izliyoruz. görenler ihbar etsin, sanki müge anlı'da kaybolan papağan..


neyse.. çok uzun yazmışım.

işin özü şu; adamlar her terörde yeni bi şey deniyorlar. eee sürekli yaptıkça haliyle sıkılıyor insan. değişik hazlar arıyor. bu adam, "rencide ederek terör yapma" eyleminin ilk karakterlerinden biri olabilir. ileride yapılacak gizli terör turlarının da başlangıcı...

düşünsenize, "3 gün 3 gece istanbul" her şey dahil terör turu". bi filmin konusu da olabilir; ilerleyen dönemde gerçekten de yaşanabilir..


bulunduğunuz mekandaki terör saldırısıyla unutulmaz bi deneyim yaşayacaksınız. adrenalin. heyecan. her şey var. 300 euro farkla kahraman olarak da çıkabilir, röportaj verebilirsiniz.

çok hastalıklı bi şey ama; pizzagate'in, hunger games'in olabileceği bi dünyada gayet doğal görünüyor. çooook çoook zenginler, güçlüler, hastalıklı şeylerle uğraşanlar, bu deneyim için büyük paralar ödemez mi?

Bonus: Olayla ilgili yabancı birinin yaptığı video incelemesi