BASKETBOL 8 Mayıs 2018
36b OKUNMA     829 PAYLAŞIM

Play-Off'larda Başka Bir Seviyeye Çıkan LeBron James ve Takımı Hakkında Dürüst Bir Savunma

Zamanımızın en büyük basketbol oyuncusu LeBron her zaman müthişti ancak 2018 NBA play-off'larında tam anlamıyla "god mode" açtı. Doğu konferansı yarı final serisinde takımı Cleveland Cavaliers'ı Toronto Raptors karşısında son saniye basketleriyle 4-0 galibiyete taşıyan isim oldu ve duracak gibi de görünmüyor.


öncelikle cleveland cavaliers ve lebron james'in sezonu hakkında bir kaç kelam, sonrasında burada okuduğum ve gözümü kanatan bazen yanlı, bazen bilgisiz bazen de bilinçli saçmalamalara dair bir şeyler

* cleveland cavaliers çok çok zor bir sezondan geçti. kyrie irving'in "beni göndermezseniz ameliyat olur ve sezonu kapatırım" diye takımı tehdit edip medyaya giderek cleveland'ın takasta elini zayıflatması, bir nba süperstarına karşılık hiç de ideal olmayan bir paket karşılığında boston celtics gibi oldukça sağlam bir şekilde yapılanan bir takıma gönderilmesi darbelerin ilki ve en büyüğüydü.

kyrie irving

* takım sezon boyu çok ciddi sakatlık sorunlarıyla boğuştu ve kadro bir türlü uyum yakalayamadı. ancak all-star arasından hemen önce yapılan takaslarla biraz olsun takım gençleştirildi. george hill'in takıma katılması sakatlanmadıkça büyük avantaj, diğer üç oyuncu, larry nance jr., jordan clarkson ve rodney hill ise kadro derinliği açısından faydalılar fakat maç kazandıracak adam değiller.

george hill

* bu takım lebron james'in becerilerine göre tasarlanmış bir takım. lebron james'i bu takımdan çıkarırsanız geriye kalanlar playoff belki zar zor yapar ama yaparsa da daha ilk turda dört maçta da tertemiz tokatlanıp tatile çıkardı. fakat aynı kadro lebron james'in etrafında çok daha kıymetli hale geliyor. golden state warriors kadar güçlü bir kadro varken favori olamıyor elbette ama karşısında boş laf edilecek, büyük konuşulacak takım da değiller. bu takım finale gidecek ve durant - curry ikilisinden biri sakat olmadıkça warriors tarafından evire çevire tokatlanacaktır. bunun üzerinden james'i eleştirecek arkadaşlar sadece cavaliers'a değil, warriors'a da haksızlık yapıyor olacaklar.


* indiana pacers ekşi sözlük daha doğrusu ekşi forumlarında çok büyük haksızlığa uğruyor. günümüz basketbolunda her şey birebir eşleşmelerle alakalı ve adamlar cavaliers ile harika eşleşiyor. iyi bir koç ve draft 2 numarası bir yıldız liderliğinde dişe diş oynayan bir takım pacers. cavaliers aynı derecede sert bir takım değil. dolayısıyla sakatlığı da bulunan kevin love'ı kolay bir şekilde oyun dışı bıraktılar. şutörlere sıkı sıkıya yapıştılar ve "yenileceksek lebron james'in bunun için çalışması lazım" dediler. ve bunu da son derece başarılı bir şekilde uyguladılar. ekşi'de ise övgü yerine ancak yergi bulabiliyorlar. playoff'ların en zayıf takımıymış falan filan. gerçekte ise pacers yıllardan beri düzenli bir şekilde taş gibi, çetin ceviz bir takım olmuştur. bu sene normal sezonda da hep zorladılar. hatta geçen sezon kyrie'li ve çok daha güçlü cavaliers'ı yine çok zorlamışlardı. her maç sadece bir kaç sayı farkla bitmişti.

indiana pacers'ın bu seneki başarısında başı çeken victor oladipo.

* hakem zırlamaları zaten bitmez. james'in victor oladipo'ya bloğunun goaltending olduğunu, hakemlerin maçı cavaliers'e verdiğini çığıranlar vardı. oysa oladipo'nun o pozisyona girmesi zaten cavaliers aleyhine bir hakem kararıyla oldu. bir önceki pozisyonda top thaddeus young'tan çıkmış olmasına rağmen en son james'e dokunduğu gerekçesiyle topu pacers'a vermişlerdi. tekrar gösterimlerde topun young'tan çıktığı net biçimde görüldü oysa. hatta nba'in resmi son 2 dakika hakem raporu da bunu doğruluyor.

lebron'un oladipo'yu bloklayıp peşine de maç kazandıran basketi attığı anlar.

bu arada kevin love'ın ikinci toronto raptors maçında demar derozan'a dirsek atmasıyla ilgili de bir yazı okumuştum, orada da yine "hakemler" diye dert yanılıyordu. aynı pozisyonda dirsek öncesi derozan love'a faul yapıyor. bu da yine resmi son iki dakika hakem raporuyla nba tarafindan açıklanmış, daha doğrusu itiraf edilmiş. böyle her şeyi işimize gelen şekilde yorumlarsak işin içinden çıkılmaz. elbette lebron james ya da diğer süperstarlar (stephen curry hariç) hakemlerden destek görüyorlar ama maçları hakem sayesinde kazanıyorlar demek de çok saçma. hatta james'e çalınan kadar çalınmayan faul var. pacers serisinde bojan bogdanovic'in, raptors serisinde pascal siakam'ın james'e yaptığı savunma, adama sarılmak, itmek, üstüne çullanmak ve çekmekten ibaretti mesela ve kimsenin sesi çıkmıyor bunlar için. hakemler dahil. sırf adam güçlü olduğu için kuralların esnetilmesi doğru mu? aynı savunmayı dokunulunca faul çalınan kevin durant ya da james harden'a yapabilir mi bu oyuncular? beş dakikada oyun dışı kalırlar.

kevin durant'in geçen sene lebron'a yaptığı ama hakemler tarafından çalınmayan fauller.

* pacers'ı zar zor geçince harika bir sezon geçiren toronto raptors'ın cavaliers'ı geçeceğine inanıyordu çoğu kişi. "hatta süpürgeleri hazırlayın lebron tatile erken çıkacak" diyenler vardı. tabii ki tam tersi oldu. şimdi de raptors'ı gömmekle meşguller. doğu şöyle kötüymüş, böyle zayıfmış. bir anda cavaliers aşırı güçlü, diğer doğu takımları aşırı zayıf oluverdi iyi mi... omurga ya resulallah...

toronto'nun esas adamlarından kyle lowry.

* james'in batıda olsa final göremeyeceğini iddia eden muhteşemler var. bu adamlar james batıda olsa bir çok süperstarın doğuya geçeceğini ya da neden bir çok süperstarın hali hazırda doğuya geçmediğini düşünemiyorlar. buna egemenlik deniliyor arkadaşlar. daha da beteri, diyelim ki bütün süperstarlar batıda kaldı. james batıda yanında buddy hield ile sacramento kings'de oynayacak diye sanıyor ya da umuyorlar sanırım. elinde lebron james gibi bir efsane olan aklı başında her takım onun etrafını olabilecek en uyumlu ve kaliteli oyuncularla donatıp şampiyon olmak isteyecektir.


* gelelim legm'e. burada cavaliers'ın her tökezleyişinde "ama lebron takımı kendi kurdu, koçu kendi getirdi" diye saçma sapan çıkışlar yapanlar var. öncelikle bu bir masaldan ibaret, james her franchise player gibi diğer yetenekleri takımına katmak ister ve gerekirse bunun baskısını da yapar. bunu michael jordan da yaptı, kobe bryant da. hatta kobe, takımın kalitesizliği yüzünden ayrılmak istemiş ve şahsen bunda yanlış bir şey görmüyorum. o dönem `los angeles lakers` yönetimi kobe'nin tavırlarıyla başa çıkamayınca adamı `lebron james` karşılığında `cleveland cavaliers`'a göndermeye çalışmış ama elbette takas teklifi reddedilmiştir. keza michael jordan'ın takım sahibine zayıf kadro sebebiyle nasıl hakaretler yağdırdığını çok basit bir google aramasıyla bulabilirsiniz. ve gerçekten bunlarda anormal bir durum yok bence. anthony davis'i düşünün mesela, yıllardır elle tutulur bir takım başarıları yok çünkü takım sadece onun eline bakıyor, yanında kah ömer aşık ile, kah alexis ajinca ile kah solomon hill ile oynuyordu adam. bireysel olarak çok şey yapabilir ama bir konferans finali görme ihtimali bile var mıydı? yoktu. bu sene biraz sağlamlaştırdılar ve çok daha iyiler. bir yıldızları da sezonu kapattı üstelik. bu lig yıldızların ligi arkadaşlar. bütün takım sporlarında durum böyleyken nba'de olunca niye batıyor anlamıyorum.


* ben james'in cavaliers ile devam edeceğini düşünüyorum. fakat bu yaz kadroda bir kaç ciddi değişiklik olacaktır, bir yıldız katılır mı bilemiyorum ama seneye daha da dinamik, çok daha iyi savunma yapabilen bir kadro gelecektir.

* james yanındaki süperstarları verimsizleştiriyormuş gibisinden argümanlar görüyorum. dwyane wade, shaq, antawn jamison, kevin love, chris bosh gibi hof seviyesindeki adamların performansı düşüyormuş james ile. kyrie irving'i ise yeterli veri olmadığından (!) listeye almıyormuşuz.

değerlendirelim

- shaq ve wade elbette nba tarihine adını yazdırmış isimler. fakat shaq lebron ile sadece 1 sezon oynamıştır ve 37 yaşında, çoktan kendini eğlence sektörüne adamışken. zaten sonrasında bir sezon da boston celtics'de oynayıp emekliye ayrıldı. kısacası shaq'ı verimsiz hale getirmişliği falan yoktur james'in. wade ise james ile beraber ikinci sezonlarından itibaren dizlerinin iflas etme süreci başlayınca bol bol maç kaçırıp süreleri de azalmıştır. buna rağmen verimliliğinde öyle keskin bir düşüş yoktur. zaten hiç bir zaman verimli bir skorer de olmamıştır. fakat james ile oynayan wade zaten en iyi dönemindeki wade değildi, aklı başında bir heat taraftarı varsa bunu doğrulayacaktır.

- chris bosh'un hof için adının geçmesinin tek sebebi lebron james ile kazandığı yüzüklerdir zaten. toronto raptors kariyerinde sıradan bir takımdaki iyi bir oyuncu olmanın ötesine geçememiştir. yıllar içerisinde sadece iki kez playoff yapmıştı toronto'da ve ikisinde de ilk turda yenilip elendiğini de ekleyelim. tek başına takıldığı toronto'dan iki süperstarlı miami heat'e geçince top onun elinde değil de james'in, wade'in elinde olacak tabii. elbette miami'de şut sayısı azalmış fakat isabet oranı dolayısıyla verimliliği de yükselmiştir. bence kendisine sorsanız altın dönemini miami'de yaşadığını söylerdi.

- antawn jamison nereden, nasıl akla gelmiş bilmiyorum ama kendisi hof değil ve bir gün hof olacağını da sanmıyorum. ayrıca lebron james ile sadece 09-10 sezonunda sadece çeyrek sezon, 25 maç oynamıştır ki 33 yaşında olduğunu da ekleyelim. sonrasında james takımdan ayrıldı.

- listeye kyrie irving eklenmemiş, yeterli veri olmadığındanmış o da. oysa kyrie irving lebron james ile tam 3 sezon beraber oynadı. üç nba finali gördü. nba yıldızı olarak kabul görüşü de bu döneme dayanır. bu nasıl bir yetersiz veri anlamak mümkün değil. bir tarafta 33 yaşında çeyrek sezon beraber oynadığı antawn jamison'ı hesaba katıyorsun, 37 yaşındaki shaq'ı ekliyorsun, diğer tarafta üç sezonda üç nba finali gördüğü kyrie için yetersiz veri diyorsun. ilginç tabii.


* gelelim legm'e. yani cavaliers her tökezlediğinde "ama bu takımı lebron kurdu, koçuna kadar o seçti, suç lebron'da" deniliyor ya. o konuya. bakınız sevgili kardeşlerim, nba de bir süperstarın gideceği en son bir kaç takımdan biridir cleveland cavaliers. küçük pazar. yani türkiye futbol ligi için anderson talisca yozgat'ta ne kadar oynamak istiyorsa, atıyorum kevin durant de cleveland'da o kadar oynamak ister. boston celtics, los angeles lakers gibi takımların ligdeki toplam sezonun yarısından fazlasında şampiyon olmuş olmasının bir sebebi var elbette değil mi? o sebep şehirlerinin boktan ve sıkıcı olması değil elbette, tam aksi. hesabını yapın artık. fakat cavaliers bugün söz sahibi ise ve kaliteli serbest oyuncuları, tecrübeli veteranları toparlayarak güçlü bir takım kurabiliyor ise bunun yegâne sebebi lebron james'tir.

şimdi, her fırsatta james'e saydırmak için kullanılıyor bu argüman, takımı o kurmuşmuş. ben de diyorum ki vallahi helal olsun, bir kaç yamuk dışında kırk yıllık gm gibi takım kurmuş adam. bakın new york knicks'e. ligin en büyük pazarlarından biri ama bellerini doğrultamıyor adamlar. phil jackson bile çare olamıyor. tarihinde tek bir şampiyonluk olmayan, lebron james draft edilene kadar 13 kere kaldığı playoffların 12'sinde ilk turda elenen, amerika'ya göre yozgat ayarında bir bölge olduğundan yıldız oyuncular için en ufak bir cazibesi dahi olmayan bir takımı, üç sene peşpeşe final oynayacak, birinde efsanevi bir şampiyonluk kazanacak, sakatlıklar olmasa muhtemelen ikinciyi de kazanacak ve bir tane daha kazanmaması için nba'in en güçlü takımının draymond green adlı dengesizinin, finali kaybedince arenasının otoparkında hüngür hüngür ağlayarak cep telefonundan o sezon serbest kalan kevin durant'i aramasını ve "durant kardeşim ne olur bize gel, gel de yüzükleri garantileyelim, geçemiyoruz cleveland'ı, james aklımızı alıyor" diyerek ilk beşinde dört mevcut all-star bulunan ilk nba takımının kurulmasına sebep olacaktı.

böyle bir takım kurdu bu adam. evet, bu son madde aslında iyi olmamış ama kurulan takım demek ki fena bir takımmış. her tökezlemede öyle ağzını yaya yaya "kendi kurdu, kendi yaptı" diyorsun ama güzel kardeşim, maç kazandıkları zaman niye sesin çıkmıyor, altmış maç kazanmış, "bu sene onların senesi, cavaliers'ı rahatça geçecekler" dediğin doğu birincisini dört maçta temizliyor, adamları hayata küstürüyorlar, seni göremiyoruz burada "ulan adam meğerse sağlam takım kurmuş" diye. tam aksine gidip "ulan bu toronto ne boktan takımmış, doğu çok zayıf, lebron yine finale yürüyor" diye hile hurda peşine düşüyorsun.

kevin durant

* tristan thompson'ın kontratı boktan evet. o parayı kesinlikle hak etmiyor. fakat nba'de o kontratları veren tek takım cavaliers değil. aynı boktanlıkta, çok daha boktan kontratlar da mevcut. cavaliers ise verdiği kontratın karşılığını şampiyonlukla aldı. tristan thompson 3-1 geriden gelip kazanılan şampiyonlukta çok çok büyük pay sahibiydi. hiç değilse oracle arena'daki 7. maçı açın izleyin. ha ondan sonra giderek kötüleşmesi, kardashian'lara bulaşacak kadar mal olmasından ve karaktersizliğindendir. fakat nba'de kötü kontratı olan tek oyuncu oymuş gibi davranmaya gerek yok. vakti zamanında sözlükte pek çok övülen ve thompson ile karşılaştırılan bismack biyombo, bugün orlando magic gibi rezil ötesi bir takımda ilk beşe giremezken thompson'dan daha fazla, 17m usd para kazanıyor. aynı şey j.r. smith için de geçerli. ona verilen kontrat da yine şampiyonluk yolundaki katkısından dolayı bir teşekkürdü aslında. ne zaman kötü oynasa burada lebron'a saydırılıyor ama bugün bakıyorsunuz, adam doğu birincisi toronto raptors'ı süpürdükleri maçta tek şut kaçırmadan 15 sayı atmış. 

jr smith

* gelelim şu tüm zamanların en iyisi mevzusuna. bana göre tüm zamanların en iyisi diye bir şey yoktur. varsa da yüzde yüz sübjektiftir ve ortak bir karara varılamaz. fakat bu tartışmalar da sporun güzelliği bir noktada. dolayısıyla böye bir onurlandırmanın lebron james'e neden ve nasıl yakıştırılabildiğini anlamayıp gelip ekşi'de "ama yüzük, ama final, ama en çok kaybetti, ama atletizm" fasa fiso diye ağlayan tipleri görünce çok gülüyorum. adam geliyor şunu yazıyor bak; "iyi oyuncudur ama ne olur majesteleri ile karşılaştırmayın, gülünç oluyor".

niye ki? herkes senin değerlendirmelerini kabul etmeye zorunlu mu? hele ki bu kadar sübjektif bir konuda. bazı arkadaşların gözünde michael jordan asla kaybetmeyen, yenilmeyen, hayatta yenilgiyi kabullenmeyen, ağzından ateş çıkarıp gözünden alev fışkırtan bir kahraman olabilir. ama kimisi için de nba'i döneminin en güçlü takımıyla domine eden, takım o kadar güçleninceye kadar final dahi göremeden ilk turda elenen, kuşkusuz ki çok büyük fakat aynı büyüklükte karaktersiz bir adam olabilir. hatta bugün oynuyor olsa muhtemelen lebron james'ten nasıl nefret ediyorsan ondan da öyle nefret edecektin. niye onu en iyi ikinci olarak görmesin ki basketbol izleyicisi? yine burada lebron'a pazarlama harikası diyen, yeteneksiz ve sadece atlet diyen değişiklerimiz var mesela. onlar zaten genel olarak eleştirecek bir fırsat kollayıp bulamayınca saçmalayanlar ama.

velhasılkelam lebron james büyük adamdır ve bu sezon çok farklı bir seviyeye yükseldi artık. zaman içerisinde oyununa daha neler katacağını, oyununun nereye evrileceğini çok merak ediyorum. çünkü uzun yıllar dominasyonu devam edecek gibi duruyor.

Bu içerik de ilginizi çekebilir