Plak Satışları, Nasıl Oluyor da Dijital Çağda CD Satışlarını Geçebiliyor?
33 yıl sonra ilk kez, müzik endüstrisinde plak satışları cd satışlarını geride bıraktı.
öncelikle şunu belirtmek gerekir. bugünkü amerikan müzik piyasası %80 streaming platformlarının etkisi altında. geriye kalan %20'sini ise plak, cd ve dijital satışlar oluşturuyor. 2010'lardan bu yana streaming platformları durmaksızın yayılıyor. dahası, bunun %62'si ücretli üyelerden geliyor. ancak 2010'ların tanıklık ettiği tek yükseliş apple music, spotify, tidal ya da amazon gibi platformlar değil. 2000'lerde neredeyse bitme noktasına gelen plak satışları 2010'larda ivme kazandı ve nihayetinde 1986'dan bu yana ilk kez cd satışlarını geçti ki plak fiyatları cd fiyatlarından çok daha yüksek.
sadece abd'de bu yıl 20 milyondan fazla plak satışı gerçekleşti. birleşik krallık'ta 4.5 milyonu geçti. geçen yıl boyunca the beatles plakları tek başına 300 bin adet sattı. üstelik plak alanlar sadece nostalji duygusuyla hareket edenler ya da koleksiyoncular değil, plak kavramının bitme noktasına geldiği dönemde doğan 2000'liler de büyük ilgi gösteriyor. satışların %25'inin 24 yaş altı kesim tarafından alındığı tahmin ediliyor.
bazı müzik otoriteleri tarafından "plak rönesansı" (vinyl renaissance) olarak adlandırılan bu gelişmenin arkasında birçok neden var
nostalji duygusu, koleksiyon merakı, bazı kesimlerin plakların ses kalitesini dijital platformlardan daha kaliteli bulması bu nedenler arasında. ancak değerlendirilmesi gereken bir neden daha var. bu uyanışla paralel giden streaming platformlarının yükselişi. ikisi de 2010'ların başından beri yükseliyor ve aralarında bir etki-tepki ilişkisi olduğunu söylemek pek yanlış olmaz.
streaming dediğimiz oluşum, kitlelerin müziği çok hızlı tüketmesine neden oluyor. bugünkü müzik endüstrisinde, bir şarkıcının albümü ne kadar iyi olursa olsun uzun süre etkisini koruyamıyor. eskiden ayda ancak iki albüm alan dinleyici sonraki aya kadar o albümleri çevirip çevirip dinlerdi. oysa şimdi bir albüm fiyatına tüm müzik arşivi elinin altında ve ne kadar çok tüketirse o kadar kârda olduğunu düşünen bir müşteri var elimizde. istediği her şarkıya istediği her an ulaşması demek, çok çabuk sıkılıp kenara atması anlamına geliyor. durum böyle olunca da şarkıcılar dinleyicilere uyum sağlamaya başlayarak sürekli yeni şarkılar yayınlamaya başladılar. önceden "albüm dönemi" dediğimiz bir kavram vardı. şarkıcı albümünü piyasaya koyduğunda onu en az bir yıl tanıtırdı. şu an ise en popüler albümler bile on ay sonra sönüp gidiyor ve şarkıcı yeni projeyle geri dönüyor.
üstelik streaming platformları, yapısı gereği popüler olanın daha da popüler olmasına yol açarak diğer müzik türlerinin piyasadaki etkisini azaltıyorlar. tabii ki eskiden de popüler olan, doğası gereği diğer türleri gölgede bırakıyordu ama fark bu kadar değildi. mainstream bir şarkı beş milyon satıyorsa diğeri iki milyon satabiliyordu. oysa bugün popüler bir şarkı bir milyar stream alırken diğeri 50 milyon stream'e ulaşamıyor ve zaten küçük olduğu piyasada daha da küçülüyor.
bir diğer sorun da albüm kavramının içinin boşalması. en kaba tabirle, streaming'in domine ettiği bir dönemde şarkıcılar sadece şarkı yayınlayarak varlıklarını sürdürebilirler. artık tek bir sound etrafında şekillenen ve bir hikaye anlatan konsept albüm yapma çabası pek kalmadı.
işte plaklar bu noktada devreye giriyor
insanlar streaming platformlarının etkisine tepki olarak müziği ya da müzik dinleme aktivitesini "yavaşlatma" çabası içindeler. onu hızlı tüketim nesnesi olmaktan çıkarıp daha sanatsal bir boyut kazanmasını amaçlıyorlar. albüm kavramını tekrar hissetmek istiyorlar. "kullan-at" anlayışını durdurmaya çalışıyorlar.
2019 yılında kâr/zarar çerçevesinde düşünen hiç kimse aylık 20 tl'yi bile geçmeyen streaming platformları varken gidip içinden sadece 13 şarkı çıkan bir plağa beş kat fazlasını vermez. gelin görün ki plak satışları son yılların en yükseğinde.