YEME İÇME 5 Nisan 2022
323b OKUNMA     1902 PAYLAŞIM

Pazarda Kazıklanmamak İçin Bilmeniz Gereken Pazarcı Kurnazlıkları

Uzun yıllar pazarcılık yapmış olan bir Ekşi Sözlük yazarı, bazı pazarcıların yaptığı hilelerden, kurnazlıklardan bahsetmiş.

pazarcılık, insanı kanser edebilecek potansiyele sahip lanetli meslek kollarından biridir. bu tespitim, meyve ve sebze ticaretiyle uğraşan pazarcılar için geçerlidir. uzun yıllar pazarcılık yapmış ve en nihayetinde dayanamayıp kendini üniversite sıralarına atarak mesleğini değiştirmiş bir kardeşiniz olarak birebir tanık olduğum bazı kurnazlıkları anlatayım. aşağıda anlattıklarım, tüm pazarcıları kapsayan genellemeler değildir. her sektörde olduğu gibi pazarcılar içinde de insanları aldatmadan para kazanmaya çalışan güzel insanları tanıyorum.

efendim, pazar yerinde insanlara mal beğendirmek ve satmak sanıldığından çok daha kompleks ve üst düzey ikna kabiliyeti isteyen bir iştir. müşteri, bütün domates, biber, salatalık vs. sebzelerin torna tezgahından çıkıyormuş gibi hep aynı standartta olmasını bekler. -gerçi günümüzde gdo'su ile oynanmış ölüm saçan hibrit tohumlar bu sıkıntıyı nisbeten ortadan kaldırdı-. müşterilerin taleplerine göre şekillenen alışveriş sürecindeki kurnazlıkların çıkış noktası esasında budur.


tezgaha dizilen ürünlerin simetrik olması ve göze hitap etmesi, pazarcılıktaki altın kuraldır. satılan ürünlere uygun olacak biçimde, kırmızı, yeşil, sarı vs. renklerde çadır/şemsiye veya ışıklandırma kullanılır. örneğin kavun satıyorsunuz. açarsınız üzerine sarı renkte çadırı tüm kavunlar ışıl ışıl yanar. ıspanak, biber, karpuz, maydonoz vs. satarken ise bu sefer yeşil çadıra ihtiyaç duyarsınız. güneş ışığı yeşil çadırdan süzülerek biberlerin, ıspanakların üzerine vurduğu zaman göz kamaştırıcı görsel efektler ortaya çıkar ve müşteriyi can evinden vurur. ancak ürün poşete girip eve gittiğinde, tezgahtaki görünümden eser yoktur. pazar yerinden alışveriş yaparken çadırların ve ışıkların rengine dikkat edilmelidir.

pazar yerinde, çok nizami ve profesyonel biçimde hazırlanmış tezgahlara mesafeli yaklaşmak gerekir. mesela ıspanak alacaksınız diyelim. adam ıspanakların yapraklarını açarak tek tek tezgaha dizmiş ve sanatkarane bir eda ile süslemeyi yapmış. tezgahın hemen kenarına iliştirilmiş plastik, süzgeçli sulama bidonuyla muayyen zamanlarda ıspanakları ve diğer yeşillikleri sulayarak elmas gibi parlayan ışıltılı bir görünüm ortaya çıkarmıştır. ıspanağı sulamak veya yıkamak aynı zamanda terazide de hiledir. çünkü suyu tutan ıspanak yaprakları daha ağır gelir ve siz evinize 1 kg. ıspanakta ortalama 350 gr. su götürmüş olursunuz. bu yüzden sevgili romalılar, görselliği birinci öncelik haline getirmemeliyiz.

patateslerde de benzer hileler yapılmaktadır. tezgahlara dökülen patatesler, hep aynı boyda, ter temiz ve ışıl ışıldır. esasında patates, tarladan bu şekilde çıkmaz. ama tezgaha gelmeden önce sınıflandırılır ve özel olarak patatesçiler tarafından inşa edilmiş havuzlarda yıkanır. bu yıkama işlemi, patatesin raf ömrünü bitirmektedir. herhangi bir ürüne görsellik kazandırmak için su vurulursa raf ömrü biter bu tüm ürünler için geçerlidir. patateslerde ayrıca, sabah tezgah kurulurken tek tek dizme işlemi bittikten sonra terazi kefesinin içerisine biraz su koyulur ve az miktarda limon tuzusuya karıştırılır. ardından bir süpürge yardımıyla limon tuzlu suyu tezgahtaki patateslerin üzerine serpiştirilir. böylelikle esasında sarı olmayan patatesler, insanın iştahını kabartacak derecede sarartılır ve fahiş fiyattan satılarak haksız kazanç elde edilir.

soğanlarda da değişik hileler yapılmaktadır. mesela aşağıdaki görseldeki şekilde çuvallanmış soğanlarda, ortaya soba borusu koyulur: 

ardından daha küçük veya çok büyük olan alt sınıf ucuz soğanlar çuvalın ortasına basılır. böylelikle soğanlar çuvalın dışından standart ölçülerde tek bir sınıfmış gibi gösterilir ama çuvalın iç kısmı ucuz soğan doludur. aynı hile, sokaklarda çuvalla patates satan bazı pazarcılar tarafından da yapılmaktadır.

yukarıda yeşillik grubunda bahsettiğim sulama taktiği fasulyede de kullanılmaktadır. malum-ı alileleriniz üzere, fasulye sıcakta kaldığı zaman çabucak fire vermekte ve canlı görünümünü yitiribilmektedir. işte bunu önlemeye çalışan pazarcı esnafı, belirli aralıklarla yukarıdaki görselde görebileceğiniz plastik, süzgeçli bahçe sulama bidonuyla fasulyeyi sularlar. böylelikle kilo kaybı önlenir, bayat fasulyeye canlı bir görünüm kazandırılır ve hepsinde olduğu gibi raf ömrü de bir güzel kısaltılmış olur.

aşağıdaki görselde gördüğünüz ve tezgahlarda kendisine en çok yer edinen starking elmalar, zaman zaman hepimizin iştahını kabartmıştır:

insanı can evinden vuran bu parlak, sulu ve bir o kadarda lezzetli elmaları satan bir pazarcı, müşterinin dikkatini çekebilmek için şu yöntemi uygulamaktaydı. öncelikle tezgaha dizilen elmaların üzerine kırmızı çadır açılırdı. ardından tek tek itina ile dizilen elmaların dikkat çekiciliğini artırmak için parlatma işlemine geçerdi. bunun için evvela, elmaları pazara getirdiği kamyonetin yağ çubuğunu çeker, elmaları sileceği bezle bir güzel temizlerdi. bu işlemi bir kaç kez tekrarladıktan sonra, motor yağı ile nemlendirilmiş bezi kıp kırmızı elmalara sürerek inanılmaz bir parlaklık kazandırır, insanları sıraya dizer satardı.

esasında anlatmakla bitmeyecek üçkağıtçılıklar var. alan da satan da şark kurnazı olduğu için pazar yerindeki birbirini aldatma çabası asla bitmeyecek olan kısır bir döngüdür. ben insanları aldatmamak için direndiğim ızdıraplı günleri anımsattığı için pazar yerinden alışveriş yapmamayı tercih ediyorum. marketten, kendi zevkime ve bütçeme uygun olan ürünleri alıp geçiyorum. pazar yeriyle, müşterisiyle ve esnafıyla gerçekten uğraşılmaz.