Patrona Halil İsyanı'nı Tetikleyen Son Damla: Yanlış Ramazan Bayramı İlanı
hepimizin bildiği üzere lale devri dediğimiz dönem osmanlı'da 1718 - 1730 yıllarını kapsayan, zevk-ü sefânın hüküm sürdüğü, halk yoksulluk içinde iken padişah üçüncü ahmet'in, sadrazam nevşehirli damat ibrahim paşa'nın, şair nedim'in ve nice saray ahâlîsinin keyiflerine keyif kattıkları bir dönemdir.
öyle ki bazı şairler ramazan ayı geldiği için üzüntülerini bildiren şiirler dahi yazmışlardır ancak yine de eğlenceye ara vermemişlerdir. osmanlı imparatorluğu döneminde ramazan ayı'nın başlaması ve bitmesine hilâl gözetlenerek karar verilmektedir. elbette bu iş için eğitimli kişilerden meydana gelen kayyumlar oluşturulmuştur.
vaziyet böyle iken daha ramazan bayramı'na iki gün var diye bilen sultan üçüncü ahmed, vezir-i âzâm nevşehirli paşa'nın konağına gitmiştir. burada her akşam olduğu gibi eğlenceler düzenlenir iken bir anda ayasofya'nın minaresinde kandiller yakılmış, böylece yarın sabah bayram namazı kılınacağı ilan edilmiştir. ahâlî teravih namazı kılmayı bekler iken yatsı namazını kılıp evlerine dönmüş, bayram telaşesine o geceden girmiştir.
ancak padişah ve saray ahâlîsi hemen saraya dönüp olan bitenler hakkında malûmat istemiş, nihayetinde ayasofya kayyumunun yanlışlık yaptığı ve ramazan bayramı'na bir gün daha olduğu belirlenmiştir. belirlenmiştir ama ahâlîden kimisi ve hatta bazı yeniçeri bölükleri durumdan haberdar dahi olmamışlar, sahura bile kalkmamışlardır. ertesi sabah istanbul ahâlîsinin kimisi bayram namazı kılmak için hazırlanıp yollara düşmüşken kimisi sahurunu yapmış, orucuna niyet etmiş hâlde bulununca ortalık karışmış ve zaten patlamaya yer arayan millet artık sokaklara dökülmüştür.
sarayın zevk içinde yaşamaktan allah'ın dinini bile unuttuğu, bunca insanı oruçsuz bıraktıkları gibi bir sürü slogan ortaya çıkmıştır. sorumlular idam edilmişlerse de saraydakiler yine de israftan ve sefadan vazgeçmeyip asıl sorunlara inmeye çalışmayınca patrona halil isyanı başlamış ve padişah, koltuğundan; nevşehirli damat ibrahim paşa ve nedim de canlarından olmuşlardır.