Papalık'ı En Çok Ürküten ve Uğraştıran Osmanlı Padişahı: Fatih Sultan Mehmet
papalık'ın 1453 sonrasında istanbul’u geri alabilmek ve osmanlı yayılmacılığının önünü kesmek gibi amaçlarla türlü türlü girişimlerde bulunduğu malumdur. mesela 1454 yılında burgonya dükü iii. philip papalıktan aldığı gazla lille’de oldukça büyük ve görkemli bir tören düzenlemişti; bu törende de türklere karşı büyük bir haçlı seferi düzenleyeceği konusunda herkesin önünde ant içmişti. ancak tarihe sülün andı olarak geçen bu yemin sadece lafta kalmış; philip hiçbir zaman böyle bir sefere kalkışmamıştı. oysa papalığın tüm planları hazırdı. hatta önce istanbul’u sonra da mora’yı kaybeden paleologos hanedanı’na kol kanat bile gerilmişti. bilhassa da son imparatorun yeğeni olan andreas, katolik ve kendilerine sadık bir şekilde yetiştirilmişti ve plana göre bu paleologos şehir türklerden geri alınınca istanbul tahtına oturacaktı... fakat hedeflenen haçlı birliği bir türlü kurulamamıştı. ta ki 1463-1479 osmanlı venedik savaşı patlak verene kadar. fatih, 1460’lara gelindiğinde donanmasını iyice iddialı bulacak ki deniz seferlerini sıklaştırmıştı. 1460’ların başında hem karadeniz’deki ceneviz kolonileriyle trabzon’daki komnenos hanedanı’na karşı saldırılar düzenledi hem de ege’ye açılarak mora’ya hücum edip venediklilere baskı kurmaya başladı. dolayısıyla osmanlı yayılmacılığının denizlere de sirayet etmesi sonucunda, on altı yıl boyunca sürecek olan savaşlar dizisi start vermiş oldu.
bu uzun soluklu savaşta papalık venedik’in yanında oldukça aktif roller üstlendi; yeri geldi fatih’in bir dönem başının belası olacak arnavutların lideri iskender bey’i tesir altına alıp, gazladı, yeri geldi fatih’i arkadan vurmaları için karamanoğulları’yla temas kurdu. papalık-venedik iş birliğinin bu girişimleri savaşın süresini uzatıp, osmanlıları biraz yavaşlatmış olsa da 1470’lere doğru gelinirken iskender bey’in ölmesi, fatih’in konya’ya girerek karamanoğulları’nın otoritesini darmadağın etmesi ve en nihayetinde de eğriboz’un osmanlılar tarafından ele geçirilmesi, papalık ve venedikliler için tam bir faciaydı. bu kötü gidişat da papalıkla venediklileri başka çareler aramaya itti...
1470’lere girildiğinde papalık ve venedik, osmanlılara karşı ittifakı genişletmek için birtakım yeni adımlar attı. bu adımlardan ilki; doğu anadolu, mezopotamya ve iran topraklarının hakimi olan akkoyunluların lideri uzun hasan’la temasa geçmek oldu. uzun hasan, dağılmakta olan akkoyunluları tekrardan ciddi bir güç haline getirebilmiş, trabzon’daki komnenos hanedanı’ndan bir prensesle evlenmiş, oldukça muhteris, cihangirlik hevesinde olan bir hükümdardı. bilhassa 1467 senesinde bingöl’deki savaşta karakoyunlu cihan şah’ı yok etmesi, onun doğu’daki saygınlığını ve bittabi hırsını arş-ı alaya çıkarmıştı. onun osmanlılarla ilk sürtüşmesi ise fatih’in karadeniz kıyılarına sefer düzenlediği 1460/61 yıllarında olmuştu. fatih'in trabzon’a göz koyması sonucunda uzun hasan trabzon’u savunmak için gayret gösterdiyse de başarılı olamamıştı ve fatih’le barış yapmak zorunda kalmıştı. bu tarihten sonra da fatih’in karamanoğulları’yla mücadelesinde karamanoğlu beylerine destek olup, fatih’le dolaylı yoldan mücadelesini sürdürmüştü. 1470’lere girildiğinde ise osmanlı hücumları sonucunda ülkesini terk etmek zorunda kalan karamanoğlu beylerini sarayında ağırlamış, papalık ve venedik’le de tam bu dönemde görüşmelere başlayıp, osmanlılara karşı kurulmuş olan ittifaka katılmıştı. bu ittifaka katıldıktan sonra da fatih'e doğrudan kafa tutmaya başlamıştı.
bu ittifakın kurulduğu dönemde roma'da sergilenen bir tiyatro oyunu için:
uzun hasan’ın avrupalı müttefiklerinden ilk isteği ateşli silah yardımı oldu. bu isteği karşılık buldu ve 1472’de bir haçlı donanması akdeniz’e açılarak osmanlı kıyılarını tahrip ede ede silifke’ye ulaştı. bu donanmanın desteğiyle de karamanoğlu kasım bey silifke’ye hakim oldu. diğer yandan uzun hasan ise akdeniz’deki müttefiklerinin desteğine ulaşabilmek için güneyindeki memlük topraklarına hücum etti ancak memlükler uzun hasan’ın akdeniz’e ulaşmasına müsaade etmeyip, bu taarruzu geri püskürttü... işte bu başarısızlık uzun hasan için pahalıya mal oldu, osmanlı kuvvetleri önce silifke’ye girip, karamanoğlu beyini kovmayı başardı. ardından da otlukbeli savaşı’nda umduğu ateşli silah desteğinden mahrum kalan uzun hasan’ın ordusuna feci bir bozgun yaşattı...
haçlı donanmasının osmanlı kıyılarını tahrip edip, uzun hasan’a desteğe gittiği 1472 yılında papalık, rus hükümdarı iii. ivan’ı da osmanlı’ya karşı ittifaka dahil etmek için gayret göstermekteydi. bunun için de son bizans imparatorunun yeğeni olan zoe paleologos’la rus hükümdarının evlenmesini sağladı. ancak bu evlilik, ivan’ın roma imparatorluğu’nun halefi ve ortodoksların hamisi olma hırsını perçinlediyse de, onun söz konusu ittifaka dahil olmasını sağlayamadı. çünkü uzun hasan’a yardımın iletilememesi ve sonunda da büyük bir bozgun yaşanması, iii. ivan’ın bu ittifaktan uzak durması için en önemli göstergelerdi. diğer yandan rus sarayına gelin giden zoe’nin katolikliği terk edip ortodoksluğu benimsemesi de papalık için tam bir fiyasko olmuştu.
1479 senesinde ise venedik'in osmanlı üstünlüğünü tanıyarak antlaşma yapmasıyla mevcut ittifak son bulmuştu. bir süre sonra venedik, papalık ve yancısı napoli krallığı'yla ters düşünce, bunu fırsata çevirmek isteyen fatih, donanmasını italya'ya yollamıştı. bundan sonrası için (bkz: otranto seferi)