Otel Çatısındaki Su Deposunda Esrarengiz Şekilde Ölen Kadın: Elisa Lam
Öncelikle Elisa Lam'in ölmeden hemen önce çekilen asansör görüntüleri
Konuyla ilgili bitmek bilmeyen teoriler ise şöyle
1) 12. saniyede, asansör açılmaya başlamış ardından birden kapanmış. acaba asansörü kontrol eden bir yetkili mi var?
2) 2. dakika 27. saniyede, elisa sol adımını atıyor, ardından sağ adımını atıyor. fakat işin enteresan kısmı elisa'nın sol adımının çok daha ileride olması gerekirken sanki adım atmamış gibi önde durması. zaten elisa hızla çekilmiş gibi duruyor orada. acaba son kısımda görünen şey başkasının ayağı olabilir mi? bence en güçlü teori bu.
3) 2. dakika 58. saniyede, neden asansör ''1/5'i açılmış olarak'' başlamış açılmaya. editleme var gibi. bu işin arkasında insan eli olabilir.
bugün tesadüfen id kanalında ‘’horror at the cecil hotel’’ programına denk geldim ve bu olayın belgeseli olduğunu anlayınca kilitlenip izledim.
internette söz edildiği gibi programda psikolojik sorunlarının varlığıyla ilgili bir şeyden söz edilmedi. anlatına göre polis bu olaya kesin kaza, intahar ya da cinayet diyememektedir. otopsi raporunda ölüm sebebi boğulma olarak tespit edilmiş, herhangi darp boğuşma ya da tecavüz izi yokmuş. alarmlı çatı kapısından tek başına geçip su tankına tırmanıp 10 kiloluk kapağını kaldırıp sonra da çıplak şekilde içine girip kapağı içerden nasıl kapattığı sorusuna bi cevap bulunamayışı çözümlenememesindeki en büyük soru işareti.
çalışanların dediğine göre çatıya anahtarsız bir giriş olduğunda resepsiyondaki alarm ötermiş fakat anahtar varsa direkt giriş oluyormuş. anahtarı olan 2 çalışan var ve o kişilerin de şüphelendirecek herhangi bir durumu yokmuş polis araştırmasına göre.
oteldeki kameraların çoğu çalışmadığı için yeterince kamera görüntüsü elde edilememiş. asansör videosundaki en büyük detay ise videonun 54 saniyelik kısmının edit'lenip silindiği. resmi olmayan polis söylemine göre videoda 2 kişi daha olduğu ve o kişilerin olayla bi bağlantısı bulunamadığı için zan altında kalmamaları adına bilerek silindiği.
bunun dışında en büyük gizem ise elisa’nın cep telefonu hiçbir zaman bulunamamıştır ve ölümünden 28 gün sonra elisa’nın telefonu aracılığıyla sosyal medya hesabından ‘yalnızlığı ve kendini herkesten soyutlamış kişi’yi temsil eden bir tarot kartı paylaşılmış. bazılarının tahminine göre onu öldüren kişi bu paylaşımı yapmış. telefondan bir paylaşım yapılıp hala nasıl yerinin tespit edilemediği gerçekten çok garip.
Bu komplo teorilerine inanmayanlar da var elbette
kendisi bir bipolar bozukluk hastası. en mantıklı ihtimale göre o gün ilaçlarını almadı ve hastalığı şiddetlenmeye, manikleşmeye, halüsinasyonlar görmeye başladı. zaten videodaki hareketleri de kendinde olmadığını gösteriyor. asansörün tüm düğmelerine bastığı için asansörün dengesi şaşıyor ve haliyle kapı bir türlü kapanmıyor. hastalığının etkisiyle panik atak geçirmeye başlıyor, "peşimde biri mi var?" gibi paranoyaya kapılıyor, tedirginleşiyor. asansörün dışına çıkıp büyük ihtimalle halüsinasyon görüyor, hayali bir varlıkla konuşuyor, kaçıp gidiyor, sonrası zaten malum. büyük ihtimalle peşinde biri olduğunu zannederek o hayali kişiden kaçmak için otelin çatısına kadar gitti, oradan merdivenlere tırmanarak su tankına çıktı ve tankın kapağını kaldırıp kaçtığı hayali kişiden saklanmak için içeriye atladı.
kısacası, bence gencecik bir kızın hastalığının etkisiyle halüsinasyon görüp çocukça bir şekilde peşinde zannettiği hayali bir varlıktan kaçarken ölmesi benim için uydurulan tüm paranormal zırvalardan daha etkileyici ve üzücü bir durum. evet, işin içine paranormal teoriler atınca ilgi çekici, tüyler ürpertici, zevkli bir hal alıyor ama üzgünüm. bu olay ayrıca psikolojik sorunların hafife alınmaması gerektiğine dair de acı bir ders.