KÜLTÜR 10 Mart 2022
171b OKUNMA     624 PAYLAŞIM

Orta Çağ'da Derebeylerin Damattan Önce Gelinle İlişkiye Girmesi: İlk Gece Hakkı

Orta Çağ Avrupası'nda derebeylerin, lordların vs. idaresi altındaki kadınların düğünlerinde, damattan önce gelinle ilişkiye girme önceliğini ifade eden bir kavram ilk gece hakkı (jus primae noctis).

ilk gece hakkı (jus primae noctis); belgelerle kesinliği kanıtlanmamış olsa da orta çağ avrupası'nda derebeylik sisteminde bulunan feodal beylerin evlenen çiftlerin ilk gecelerinde, kadın ile birlikte olma önceliğini ifade eden kavramdır.

bazı tarihçiler ilk gece hakkı olayının hiç olmadığını savunurken, bazı tarihçiler ise tam tersini savunur.

fransızlar, droit du seigneur olarak adlandırdıkları bu ilk gece hakkını ifade eden başka ifadeler de kullanmışlardır: droit de jambage, droit de cuissage gibi. almanlar ise das recht der ersten nacht veya das herrenrecht olarak bu hakkı tanımlarken, italyanlar ii diritto feudale, ispanyollar derecho de pernada ifadelerini kullanmışlardır. 

ilk olarak gılgamış destanı'nda bu hak şekillendirilmeye başlanmış, ardından birçok metinde yer verilmiştir. babylon talmud'unda bir genç kızın kocasından evvel prensle yatacağı belirtilmiş, herodot adirmachides bakirelerini anlatırken, bu kabileden ve onun iktidar sahibi kralından bahsetmiştir. roma'da senatonun sezarlara verdiği kadınlar üstündeki mutlak yetkiyi caligula'nın kullandığına dair rivayetler vardır. anlaşılan, manyaklıkları dışında praegustatorluk ile de uğraşıyormuş... 

irlanda'da 12. yüzyıl elyazmalarında ulster kralı'nın görevi böyle tanımlanmış. zavallı adamın görevi bu imiş, yoksa zevk için yapmıyormuş. iskoçya'da 1089 yılından itibaren yürürlükte olan bir kanunun olduğu da belirtilebilir. boethius'un (hector boece) "ane othir law he (king evenus) maid, that wiffis of the commonis sal be fre to the nobilis; and the lord of the ground sal have the madinheid of all virginis dwelling on the same" ifadesi dikkat çekmektedir. doğuda da benzer uygulamaların varlığından bahsedilebilir. marco polo da bundan bahsetmiş ve her rahibin her sene bir kızı taçlandırmasını anlatmış... 

bu hakkın dünyanın değişik yerlerinde yüzyıllarca kullanıldığı maalesef ki belirtilmelidir.

bu geleneğe şimdiki zamandan bakıldığında her ne kadar ''iğrenç'' olarak değerlendirilse de bu geleneğin kökenlerini ilkel klanlara/kabilelere kadar bir ''bekaret tabusu'' -daha geniş olarak da cinsellik tabusu- şeklinde uzandığı görülür. bu da onun bi' çeşit kalıntısı gibidir.

ilkel insanlarda, bekaret bozma evlilik öncesi törensel bir şekilde yapılır ve bu törenler, kızlık zarının koca dışında atanmış bir kişi tarafından delinmesinden oluşur. en alt kültür evrelerinde, özellikle de avustralya'da çok yaygındır. massailer arasında evliliğin önemli bir hazırlığı bu işlemin uygulanmasıdır ve gelinin babası tarafından gerçekleştirilir. filipinler'de kızlık zarı çocuklukta bu işlerde kullanılan yaşlı bir adam tarafından bozulmamışsa, mesleği gelinlerin bekaretini bozmak olan erkekler vardır. eskimo kabilelerinde gelinin bekaretinin bozulması angekok'a ya da rahibe emanet edilirdi. hindistan'ın bazı yörelerinde yeni evli kadın kızlık zarını lingama adı verilen stilize bi' fallusa feda ederdi.

ilkel insanların tabu kurması genellikle bir tehlike karşısında duyduğu korkuyla ilişkilidir. genel olarak ele aldığımızda bu tehlike ruhsal bi' tehlikedir. çünkü ilkel insan bu noktada bizim gözardı edilemez gibi görünen iki ayırımı yapma zorunluluğunu duyumsamaz. maddesel tehlikeyi ruhsal olandan ayırt etmez; gerçeği düşlemsel olandan. ısrarla uygulanan animistik evren görüşünde her tehlike kendisi gibi ruhu olan bir yaratığın düşmanca niyetinden doğar ve doğa güçlerinden ileri gelip kendisini korkutan tehlikelerde de başka insanlardan ya da hayvanlardan gelen tehlikelerde de durum aynıdır. ama öte yandan, kendi içsel düşmanca itkilerini dış dünyaya yansıtması, yani onları uzlaşamadığı ya da yalnızca yabancı olduğunu duyumsadığı nesnelere atfetme alışkanlığındadır. bu yolla kadınlar böyle tehlikelerin bir kaynağı sayılırlar ve bir kadınla ilk cinsel ilişki özel bir yoğunluğu olan bir tehlike olarak görülür.