Ölmüş Kabul Edilen Birinin Nadiren Gerçekleşen Dirilmesi Olayı: Lazarus Fenomeni
lazarus fenomeni, oldukça nadir görülen, ölmüş kabul edilen bir insanın dirilmesi durumudur. daha spesifik olmak gerekirse cpr bittikten sonra dolaşımın aradan vakit geçmesine rağmen tekrar başlamasıdır.
bu durumun, isminden ötürü lazarus hareketleri ile karıştırılmamasında fayda vardır
zira lazarus hareketlerinde beyin ölümü gerçekleşmiş bir kişinin omurilik kaynaklı bazı refleks hareketlerini göstermesi söz konusudur. kolların sternuma doğru çaprazlanması ve kısa nefes alıp vermeler gibi reflekslerle tanımlanan lazarus hareketleri, kişinin yaşama gerçekten döndüğü anlamına gelmez. lazarus fenomeninde ise dolaşım, sebebi tam olarak anlaşılamadan yeniden başlar. yani kişi hayata tam anlamıyla geri dönebilir. elbette nörolojik hasar alanlar olduğu gibi, ciddi bir nörolojik hasar almadan sapasağlam dönenler de rapor edilmiştir.
tıpta ölüm sonrası oluşan hareketlenmeleri belirten lazarus terimi, ismini yuhanna incili'nde geçen lazarus karakterinden alır. incil'e göre isa'nın bir müridi olan lazarus, öldükten ve gömüldükten dört gün sonra mesih'in gücü ile sağlam bir şekilde mezarından çıkmış ve yaşama dönmüştür.
bu hikaye ünlü ressamlar tarafından defalarca resmedilmiştir:
sylvia plath bile, başarısız olmuş intihar girişimlerine gönderme yaparak yazdığı;
"dying
is an art, like everything else.
i do it exceptionally well."
dizelerini içeren meşhur şiirine, lady lazarus adını vermiştir.
romantizmi bir kenara bırakıp konuya dönersek, lazarus fenomeni dediğimiz olayın tıp literatürüne geçmesi vakit almıştır. olgunun mümkün olduğu tıp literatüründe ilk defa 80'lerde kabul görmüştür, lazarus fenomeni adı altında tanımlanması ise 90'ları bulmuştur.
peki böyle bir şeyin fizyolojik açıklaması ne olabilir?
bugün hâlâ kesin bir cevabı verilmemiş olan bir sorudur bu. ancak yapılan çalışmalar ve geliştirilen teoriler vardır. konuya dair yapılmış olan hoş bir çalışma örneği burada görülebilir.
çalışmada, lazarus fenomeninin gözlemlendiği kişilerin ne gibi problemleri olduğuna bakılıyor. 38 vakanın 13'ünde miyokard enfarktüsü, sekizinde obstrüktif hava yolu hastalığı olduğu tespit ediliyor lakin başka diyagnozlar var. buna ek olarak, cpr süreleri, kalp ritimlerine ilişkin bilgiler, ve rosc dediğimiz dönüşümün ne kadar süre sonra gerçekleştiği, geri dönen hastalarının kaçının nörolojik iyileşme sağlayıp kaçının sağlayamadığı kaydediliyor. (roscreturn of spontaneous circulation, yani "spontan dolaşımın geri dönüşü")
yapılan analizler sonucu önerilen mekanizmalardan biri dinamik hiperinflasyon görülen akciğerin, ekspirasyon sonu pozitif basınca yol açması. bunun meali şu: cpr yapılırken kişinin soluk vermesi için yeterli zaman olmadan hava alması akciğerlerin hacmini arttırıyor. cpr bittikten sonra da gaz sıkışması ve basınç değişimi toplardamarlarda gecikmiş bir dönüşe yol açıyor, en azından obstrüktif hastalığı olanlarda kalp durmasıyla beraber görülebilecek olan bir açıklama bu.
ilaçların etkilerinin gecikmesi, hiperkalemi gibi açıklamalar da mevcut. hiperkalemi dediğimiz şey yüksek potasyum anlamına geliyor, potasyum da kas ve sinir hücrelerini etkiliyor. (kalp kası da buna dahil) çalışmada bahsi geçtiği gibi, cpr ve geleneksel tedaviyle 100 dakika boyunca düzelmemiş olan 68 yaşındaki bir kadın diyalizle hayata dönmüş.
her ne kadar konuya ilişkin analizler yapılsa da, lazarus fenomeni incelenmesi zor bir konu. yeterince nadir görülmesine ek olarak, başlarını belâya sokmak istemeyen doktorlar durumu bildirmeme yoluna gidebiliyorlar.