HABER 1 Haziran 2020
59,8b OKUNMA     598 PAYLAŞIM

Olayı Kaçıranlar İçin Minneapolis'te Başlayan George Floyd Protestolarının Sade Bir Özeti

25 Mayıs'ta Minneapolis'te görev yapan beyaz polis memuru Derek Chauvin'in, tutuklu George Floyd'un boynuna en az 7 dakika boyunca bastırarak öldürmesi sonucu ABD'de büyük protestolar başladı. Olayı henüz idrak edemeyenler için satır başlarını derledik.

george floyd... öldürülen siyahi abd vatandaşının ismi. bir market alışverişinde, sahte 20 dolar kullandığı ihbarı ile abd polisi tarafından 25 mayıs sabah 08:00 sularında, yakalandı.

abd’nin minnesota eyaletinin minneapolis kentinde gerçekleşen olayda, polis memuru (bkz: derek chauvin), george floyd’u diziyle boynuna bastırarak öldürdü.

ardından abd sokakları, eşine rastlanmamış şekilde protesto ve gösterilere sahne oldu, ve olmaya devam edeceği çok açık. peki neden? neden, neredeyse her yeni gün, bir siyahiye karşı polis zorbalığı yaşanan bu ülkede, bu olayın sonucunda ortalık bu kadar karıştı? birçok yan sebep olduğu açık. abd’de işsizlik, tarihin zirvesinde geziyor, covid-19 sebepli buhran ve hükümete yükselen öfke mutlaka arttırıcılar arasında.

ama asıl sebep nedir? sebep, aziz nesin'in dediği gibi:

“insanoğlu naziktir, ağır sözü kaldırmaz. eşek dersin kızar da, sırtına bin aldırmaz.”

asıl sebep tam olarak maktul'ün "öldürülme şekli" dir. neredeyse her hafta, hak etmediği halde silahla vurularak bir siyahinin öldürüldüğü bu ülkede, insanların bam teline dokunucak şeyi, derek chauvin denen cani gerçekleştirdi.

derek chauvin, diziyle yüklenerek öldürdüğü george floyd’un boynunda, soluk borusundan geçecek havaya bastırırken, beyaz insanın siyah insana üstünlüğünü (!), kibirini, sahipliğini, 2020’de bile devam ettirdiğini, o mobil cihazın çektiği video ile vicdan sahibi tüm izleyenlere doldurdu.

çıldırdı insanlar. bu salt kötülük, haddi aştı. artık derek chauvin ağır bir ceza alsa bile, abd’de bir şeylerin eskisi gibi olamayacağı çok açık gözüküyor. covid de, bu karmaşa sebebiyle mutlaka daha fazla can alacak. ne tesadüf ki, yine sağlık erişimi çok daha zor olan siyahilerden.

31 Mayıs itibarıyla, ABD güvenlik güçleri tarafından alınan son kararlar

geçtiğimiz günlerde george floyd’un abd polisi tarafından boğularak öldürülmesinden sonra abd’de işler çığırından çıkmaya başladı.

gelen haberlere göre;

- chicago polisi, tüm halkın sokakları terk etmesini aksi halde sokaktakilerin tutuklanacaklarını duyurdu.

- atlanta'da ulusal muhafızlar göreve çağrıldı ve olağanüstü hal ilan edildi.

- seattle ve beverly hills şehirlerinde de sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
polis plastik mermi kullanmaya başladı.
yakılan veya göstericilerin taşlı sopalı saldırıları nedeniyle çok sayıda polis aracı terk edildi.

- salt lake city, cleveland, atlanta ve seattle şehirlerinde de ulusal muhafızlar göreve çağrıldı.

- teksas austin'de ulusal muhafızlar göreve çağırıldı.

- miami şehrinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

- abd'nin en az 10 farklı eyaletindeki çeşitli şehirlerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve ulusal muhafızlar göreve çağrıldı. 

30'dan fazla eyalette de olaylar yaşanıyor. pek çok şehirde yağma ve kundaklama olayları da yaşanıyor. polis birimleri alarm halinde, ulusal muhafızlar hazırlık halinde, abd ordusu'nun askeri polis birimi de görevlendirme ihtimaline karşı hazırlanıyor.

-ülke genelindeki gösterilerin durdurulamaması halinde trump'ın ülke genelinde olağanüstü hal ilan etmeye hazırlandığı ve bu konuda üst düzey siyasi ve askeri yetkililerle görüştüğü söyleniyor.

Protestoların siyasi ve sosyolojik tabanı nereden geliyor?

amerika’da yaşıyorum, gezi dönemi hayatımın en önemli dönemlerinden biriydi. bugün yaşananlar o dönemle benzerlik gösterse de aynı düzlemde olduğunu düşünmüyorum. her coğrafyanın kimliği farklı.

her şeyden önce bu obez amerika’lılarla siyahilerin omuz omuza verip özgürlüğü savunması değil, fikir olarak romantik ve doğru görünse de dışarda yaşananlar fikirlerden çok uzak.

polis şiddetinin de polise şiddetin de evveliyatı çok eski, tek boyutla bakılıp analiz edilecek basitlikte bir durum değil. güvenlik birimlerinin hareketlerini idealize etmek (herkese eşit davranılması, gereksiz güç kullanılmaması vs.) tabii ki de doğru ama hayat maalesef ideallerden oluşmuyor. siyahilerin suç oranları, şiddete eğilimleri, thug kültürleri toplumda kendilerini farklı sınıflandırıyor, inanın bir siyahi gettosunda birkaç gün kalsanız ya kendinizi ya da etrafınızdakileri vuracak konuma gelebilirsiniz. yaşamayan ne demek istediğimi bilemez.

ha bu durum siyahilerin suçu mu? hayır değil, amerika’da korkunç bir gelir adaletsizliği var, bu gelir adaletsizliği eğitim fırsat eşitliğini de çok derin etkiliyor. yani fakir bir siyahi mahallesinde doğan bir çocuğun eğitimle bir noktaya gelmesi çok çok zor, iyi okullar iyi mahallelerde, iyi okulu bitirip para kazanabilenler iyi hayatlarda, onların çocukları benzer şartlarda derken olay bir döngüye giriyor. zaten içine düştüğü çevreden sıyrılması çok zor olan bir çocuğa sistem de destek olmuyor. istisnalar dışında benzer bir hayata sıkışıp kalıyorlar. bu hayata sıkışırken de gözlerinin önünde dünyanın en yüksek standarlarında yaşayan insanlara şahit oluyorlar.


Bundan sonra ne olabilir?

benzer bir olayı 2014'te staten island, ny sokaklarında bizzat tecrübe etmiş birisiyim. afro amerikanlar sokaklarda günlerce eylem yaparken ben ordaki süpermarketlere sabun satmaya çalışıyordum.

"nefes alamıyorum" sloganı da aslında 2014 yılından geliyor. eric garner da nefes alamıyorum diyerek kameralar önünde öldürüldü, sonrasında haklı protestolar ile birlikte eylemler geldi, olay diğer eyaletlere yayıldı, ve yağmalamalar oldu. bu noktada yağmacılar ile eylemciler arasında büyük fark var, çünkü protestocular beyaz- kahverengi-siyah senin benim gibi vatandaş iken, gece karanlığında ortaya çıkan zenciler (evet bu insanları zenci diye ayrıştırabiliriz) karışıklıktan nemalanmaya çalışan primatlar. o zamanki yağma olayları eylemler bittiği anda bitmişti. şimdi de aynı şekilde olacağını öngörebiliriz.

medyada olayları büyütme eğilimi görüyorum. bugün cüneyt özdemir'i izledim, olay yerinden katılımcılar "olaylar sakin, insanlar dağıldı" demesine rağmen, cüneyt bey programı "amerika yanıyor", "corona krizi ile birleşti iç karışıklık çıktı" diye veriyor. bir haberci olarak emeğini takdir ediyor olsak da, yok öyle bir durum sevgili arkadaşlar. çok büyük bir etken olmadığı sürece (ikinci bir siyahinin aynı şekilde öldürülmesi gibi) olayların 2014'teki gibi yavaş yavaş sönümleneceğini düşünüyorum, 1 hafta sonrası gündem 2. dalga covid-19'e dönecektir.

kasım seçimlerinin yaklaştığını düşünürsek bu olay ile birlikte yeni yasal bir düzenleme yolunun açılması mümkün olabilir, polisin eli cebinde insan öldürmesinin mutlaka önüne geçilmesi gerekiyor...

ABD'nin Charlottesville Şehrinde Yaşanan Irkçı Olaylarla İlgili Özet Niteliğinde Bir Analiz