EDEBİYAT 20 Eylül 2019
24b OKUNMA     597 PAYLAŞIM

Okurken Ağlamayı Garanti Eden Harikulade Kitap: Uçurtma Avcısı

Afganistan doğumlu Amerikalı yazar Halit Hüseyni'nin 2003 tarihli ilk romanı, yayınlandığından bugüne dek farklı milletlerden farklı insanları bir araya getirmeyi başarabilmiş bir eser. Sözlük yazarlarının yorumlarıyla inceleyelim.
Fotoğraf: reflections_._pg @Instagram

Nedir, ne değildir?

uçurtma avcısı, afganistan'ın 1970'li yıllardan 2000'li yılların başına kadar varlıklı ve güçlü bir afgan ailesinin çocuğunun başından geçen olaylar aracılığıyla anlatıldığı bir roman.

roman halit hüseyni tarafından yazılmış ve 2003 yılında yayınlanmıştır. roman bir afgan tarafından ingilizce olarak yazılmış ilk romandır.

romanın ana karakteri emir mutlu bir hayat sürmektedir. evin hizmetçisi ali'nin, emir'den bir yaş küçük oğlu hasan emir'in en yakın arkadaşıdır. hasan emir için hayatını tehlikeye atacak kadar emir'e bağlıyken, emir en yakın arkadaşı olmasına rağmen hasan'i en zor anında yalnız bırakır.

roman'in ilerleyen bölümlerinde emir rus işgali yüzünden ülkesini terk eder ve amerika'ya yerleşir. bir gün yalnız bıraktığı için hayatı boyunca pişmanlık duyduğu hasan'ın oğlu sohrap'a yardım etmek için tekrar afganistan'a, yıllar sonra geri döner.

roman'da hasan ve sohrap karakterleriyle afganistan özdeşleştirilmistir. eski afganistan hasan'la birlikte kaybolurken yeni yazar afganistan için emir'in sohrap'a beslediği umut gibi umut beslememektedir.

çocuk tecavüzü gibi bölümleri rahatsız edici de olsa afganistan'daki sınıf, ırk ve mezhep ayrımını kurgu şeklinde hissettirdiği için başarılı bir romandır. afganistan'ın neden bugün bu halde olduğu konusunda fikir sahibi olabilmek için okunması gerekir.

Halit Hüseyni

kitap yazarın olmasa bile tanıdıklarının yaşamından kesitler içeriyor muhtemelen

betimlemeler oldukça etkileyici. iki dram var, ilki emir ve hasan dramı, ama daha büyüğü afganistan dramı. islamiyetin bu ülkeye bir karabasan yaşatacak yorumunun korkunçluğu betimlenmeye çalışılmış. daha büyük dram bu ama romanın ana konusu olmadığı için bir kenarda kalıyor hep. sonuçta yirmi birinci yüzyılda orta çağ'ı yaşayan bu ülkeye dikkat çekiyor. çok ağdalı bir dili de yok. kitabı okumadan önce yoksulluk, dindarlık, felaket üzerine bir şeyler okuyacağımı, ağdalı ve zor bir kitap olduğunu düşünüyordum. ama değilmiş. kolayca okunuyor.

iran'l ı bir yönetmenin 'utanç' isimli bir filmi var. taliban yönetimindeki zamanda yaşayan küçük bir afgan kızın dramını anlatıyor. o filmden sonra günümüz afganistan'ıyla ilgili ne bir şey duymak, ne görmek ne de okumak istemiyordum. o derece çarpıcı ve utanç vericiydi. bu kitap o filmden sonra oldukça iyi geldi.

Eski Afganistan'dan bir kare.

çok roman okumuş biri değilimdir ancak hayatımda ilk defa bir kitabı okurken gözlerim kızarana kadar ağladım

hikaye o kadar dolu, o kadar anlamlı ki, "artık ağlamak istiyorum" diyip kitabın sonunda bir güzel saldım kendimi. ve rahatladım. çünkü her sayfada bir şeyleri "düşündürttü" bana hayata dair. ve ondan sonra bana artık "hissetmemek" için başka şans bırakmadı. kitabın sıradan olmamasının sebebi burada yatıyor; bilinen üzücü, pembe dünyaların hayallerini anlatan cümlelere sahip bir hikaye değil, aksine bizzat hayatın gerçeği bunlar. her yönüyle, her sayfada bunu etkileyici bir şekilde anlattığını görebiliyorsunuz. dramatik kısımları uzatmaması, "hayat devam ediyor" düsturundan ödün vermemesi tam anlamıyla romana gerçekçilik katmış. çok gerçekçi çok. ve bu gerçekçilikle gelen his zaten sizi asıl etkileyen şey.

akıcılık, kurgusal ilişkilendirme, hikayenin bütünlüğü, diyaloglar arası karakterin hissettikleri... muazzam.

Kitap, 2007'de filme de uyarlanmıştı.

Bir alıntıyla bitirelim

"...yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. o da hırsızlıktır. onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir...”

...
bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. anlıyor musun?"

okuduğumdan beri yaptığım her hatada, kendime kızdığım her hareketimde içeriğindeki 'yeniden iyi biri olmak mümkün' cümlesini aklıma getiren kitaptır uçurtma avcısı.

Evde Oturarak Mezun Olabilmeyi Sağlayan Güzel Olay: Online Üniversite

Stefan Zweig'a Başlamak İçin Okunabilecek En İdeal Kitaplardan Biri: Dünün Dünyası

Bukowski'nin Neden Bukowski Olduğunu Açıklayan Kült Ergenlik Romanı: Ekmek Arası