EDEBİYAT 5 Ocak 2018
67b OKUNMA     917 PAYLAŞIM

Nietzsche, Rilke ve Freud'u Birbirine Düşüren, Ecnebilerin Tomris Uyar'ı: Lou Andreas-Salomé

Nietzsche ve Rilke'nin aşık olduğu, Freud'la da çok yakın dost olan ancak aralarında dedikodular da çıkan Lou Andreas-Salomé, koca koca filozofları parmağında oynatarak zamanında ecnebilerin adeta Tomris Uyar'ı olmuş.


lou andreas-salomé, nietzsche ve paul rée’nin evlenme tekliflerini reddederek entelektüel birlikteliği savundu; asla cinsel birlikteliğin yaşanmadığı bir evlilik yaptı. sadakat’i reddetti, freud’la dostluğu ölene dek sürdü. girdiği her ortamda etkili oldu; yaptığı ve öğrendiği her şey üzerine düşündü ve yazdı.

rusya’da yaşayan alman asıllı bir ailenin en küçük çocuğudur. babası çar’ın hizmetinde bir generaldi. çok erken yaşta insan ilişkilerine karşı ilgi duymaya başladı. hayalperestti. annesinin göstermek istediği kadın imgesinden uzaktı. kabul törenlerine katılmaktan da bu yüzden kaçınıyordu. annesinin ona tanıttığı tanrı fikride salome’de kişisel bir tanrıya dönüşür. hayallerini anlattığı, konuştuğu, şakalaştığı arkadaş, dost bir tanrıdır onunki. ergenlik döneminde tanrının ortadan kayboluşu diye isimlendirdiği durum ortaya çıkar. onun tanrı imgesi birden bire gerçeklikle örtüşmeyen bir duruma gelir. kendisi bu durumu, ilk çocukluk deneyimini ölüm olayıyla betimler. salome tanrının varlığından kuşku duymuyordu tanrı sadece ölmüştü hepsi bu…


hayatına giren ilk erkek kendisinden yirmi beş yaş büyük bir rahip olan hendrik gillot’ur. bu ilişki onun gelişimi açısında önemli bir yapı taşıdır. spinoza’yı, leibniz’i, kierkegaard’ı, dostoyevski’yi ondan öğrenir. bazı pazar vaazlerini yazar. on dokuz yaşında ailesine karşı gelerek zürih’e gider. burada teoloji, felsefe ve sanat tarihi okur. yirmi dört yaşındayken “tanrı ile savaşım” adlı ilk romanını yazar. 1882’de italya’ya gider ve burada maldivia von meysenburgu tanır. yalnız yaşayan ve aydın bir yazar olan maldivia, salome için özgür bir hayat sürmenin kadının hakkı ve görevi olduğu düşüncesini simgeler.


bir süre sonra roma’da nietzsche ile tanışır. aralarında kurulan tinsel ilişki nietzsche tarafından bir evlilik teklifine kadar varır. salome’den olumlu yanıtın gelmemesi ilişkilerinin kesilmesine ve friedrich’in kötü yorumlarına neden olur. “bu kuru, kirli, kötü kokan maymuncuk, yalancı memeleriyle bir felaket.” yine de nietzsche başlangıçta salome’nin güçlü benlik bilincinden etkilenmiş, biçemini tiksindirici bulsa da bir gün yazmayı öğreneceğini düşünmüştür. nietzsche haklı çıkar. 1890’dan 1934’de kadar salom’e günlük gazetelerde, haftalık dergilerde, yazınsal, felsefik ve psikolojik yayımlarda yüzden fazla makale, öykü, şiir ve kitap konuşması yayımlar. 1885-1931 arasında on dokuz kitabı çıkar. hayat lou’nun felsefesinin temelini oluşturur. geleneklere uymayan bir hayat sürer. paul reey’le evliliğinin bitmesinin ardından carl andreas’la evlenir. güvenli burjuva ortamında bir çok aşk ilişkisi yaşar. bu aşk maceraları içindeki en ilginç olay evli olmasına rağmen ilk cinsel ilişkisini rilke ile yaşamasıdır.


1903’te berlin’e taşınır. orada tiyatro “frei bühne”yi kuran ve haftalık dergi çıkaran sanatçı ve yazar grubuna katılır. ilk sergiledikleri oyun ibsen’in bir oyunudur. ibsen’in kadın karakterleri salome’yi çok etkiler. bu ilgi ibsen’in kadınları adlı bir eser yayımlayana kadar sürer. psikanalize ilgi duyan salome viyana’da freud ile tanışır. freud’un onu desteklemesi ve onurlandırması salome’yi cesaretlendirir. psikanalizde en çok ilgisini çeken konu narsisizmdir. özneyle uğraşmayı özel tutkusu olarak niteler. çalışmalarını dergilerde yayımlar.

salome’nin en tanınmış ve en özgün yapımı “erotik”tir. erkek ve kadın arasındaki aşk üzerine yazılan dört makaleden oluşur. aşk bir erkeğe yada kadına yönelik değildir.ona göre erotik sevgi içinde biz, sandığımız gibi başkasıyla dolu değilizdir. kendimizle, kendi durumumuzla doluyuzdur. biz başkasına değil kendimize sarılıyoruzdur. aşk kendi ölümüne çabalar. aşk bu amaçtan vazgeçerse, gerçekleşmemiş bir çaba olarak yaşar. salome için sadakat, özgürlüğü engelleyerek aşkın kendisini yok etmesinde önemli rol oynar. “kadınların düşünceleri kalplerinden doğar” gibi kimi ifadeleri onun hemcinsleriyle arasına mesafe koyduğunu gösterir.


evlilik, sevginin katilidir; evli eşler “birbirleri için önemsizdirler”. sevgi, arkadaşlığın bayağı alt sıralarındadır; arkadaşlık, sevgiye ve daha da kötüsü cinselliğe dönüşerek yok olma riskinden korunmalıdır, çünkü “bedensel tutkudan ruhsal sempatiye giden yol yoktur, ama ikinciden birinciye gidilebilir” her iki yolda da salome’den bir tek şiir düşer insan aklına:

kıyamete kadar olmak, düşünmek, yaşamak
tut beni sımsıkı kollarında
verecek başka mutluluğun yoksa,
acılarını ver bana…

ABD'de, Siber Zorbalık İçin İlk Eyalet Yasasının Oluşturulmasına Sebep Veren Ölüm: Megan Meier