Genellikle bu durumda yaşanan olaylar şu şekilde gelişir

arkadaşla sevişmek... arkadaşlığın içine sıçan, dün birbirinize "canım, cicim" gibi sevgi sözcükleri ile hitap ederken, ertesi gün birbirinizden gözlerinizi kaçırmak, hava-su muhabbetinden ileri gidememek gibi küçük ama uzun vadede sorunlara yol açabilecek ahvallerin başında gelir.

genelde sarhoş iken vuku bulmakta veya olayın içinde başrol oynayan bu iki insan, kendini küçük düşürmemek için suçu sarhoşluğa atmaktadır.

bir barda bir kadehten sonra vuku bulur olay. hafif çakırkeyiflik, ağız ile kulakların arasındaki mesafenin giderek kısalmasına, tutunacak bir dal olarak gördüğünüz, yalnızlığınızı giderdiğiniz, kötü günlerde destek olan o insanla fiziksel olarak yakınlaşmanıza neden olur. bir koltuk sessizce sarılmak, nefes alışını dinlemek sınırların aşılmak üzere olduğunun habercisidir.

bir anda her şey bir öpücükle başlar ve o dönülmez yolda bulursunuz kendinizi. hiç kendisini geriye çekmez bilakis, karşınızdakinin sizinle aynı şeyler düşündüğünden emin bir şekilde atak davranırsınız... uzun bir müddet, o koltuktan kalkmazsınız. ta ki vaktin artık epeyce geç olduğu ve barın kapanmak üzere olduğunu anlayana kadar. dışarı çıkarsınız... 10 dakika yürünecek yol, sizin öpüşme molalarınız yüzünden 1 saatte aşılamaz. vakit zaten geç olmuş, artık çakırkeyiflikten, sarhoşluktan da eser kalmamış, tam anlamıyla cin olmuşunuzdur. fakat o bünyeniz sizin doğru olanı yapmanızı istemez.

kendinizi en yakın arkadaşınızla yatakta bulursunuz...

bugüne kadar erkeklerle yaşadığı problemleri, ne tarz insanların neler yaptıklarını, libido uğruna kullanıldığını bildiğiniz o arkadaşınıza, aynı şeyleri hissetmemesi için bir melek gibi davranırsınız. önemli olan tek şey onun neler hissettiğidir, sizinkinin değil. elinizden gelenin en iyisini yaparsınız artık vücudunuzda dert-derman-enerji kalmadığı halde. arkasını dönüp uyuyan erkeklere inat, sarılarak uyutursunuz onu.

her şey bittikten sonra, uyandırmadan öperek yavaş yavaş yatağından süzülür, odadan çıkmadan evvel uzun uzun seyredersiniz. dışarı çıkarsınız... ve gece biter...

sabah olur, "konuşmamız gerek" gibi rahatsız edici bir mesaj ile uyanırsınız. evine gider, kapısını çalarsınız. lakin kapı açıldığında karşılaştığınız yüz o arkadaşınıza ait değildir. o gitmiş yerine bambaşka biri gelmiştir. gözünüzün içine bakmaz, her karşılaştığınızda size sarılan insan bu sefer sönük bir merhaba ile sizi karşılamıştır.

hiç yaşanmadı. unutalım der. haklısın, unutmalıyız dersiniz.

fakat hiç kimse unutamaz... ne o sizi arar, ne de siz onu ararsınız. olduda kendinizi güçsüz hissettiğiniz bir an, telefona sarıldığınızda, muhabbetiniz havadan sudan ileriye gitmez. yarın birgün biryerde okulda, arkadaş ortamında en iyi arkadaşınızla tekrar karşılaşırsınız. havada kalan cümleler... derin sessizlikler gelir...

en iyi arkadaşınız gitmiştir çoktan.

"Gereksiz bir eylemdir"

arkadaşla sevişmek ahlaksızlık değildir. yanlış değildir. hata değildir. abartılacak bir şey değildir. *r*spuluk değildir. p*çlik değildir.

ama gereksizdir.

etrafta sevişebileceğin bir sürü kadın/adam varken, gidip arkadaşla sevişmek gereksizdir. ha, "ben sadece onunla sevişmek istiyorum" diyorsan, işte orada zaten başka bir şeyler vardır. o artık, en azından sen bu şekilde düşünmekten vazgeçene kadar, arkadaşın değildir.

Sivri bir yorumu şuraya ekleyelim

arkadaşla sevişmekten bahsedenler %90 ihtimalle meriç ana aile sınıfına aittir. çünkü yüksek değer bir erkeğin yakın kız arkadaşları olmaz. çünkü o erkeğe arzu duyulur, ardında da sevişilir. bir arkadaşlık evresi gerçekleşmez. arkadaşlık evresi gerçekleşiyorsa o kadın için yüksek değer değil, düşük değer ve yedeğe atılan bir erkeksiniz anlamı çıkar. bir kadın belki böyle davranabilir ama sizin değerinizi belirleyen diğer koşul tavırlarınızdır ve buna izin veriyorsanız, üzgünüm ama meriçsiniz.

değerli erkeklerin sevgilileri, fuckbuddy'leri veya iş arkadaşları olur. yani ancak iş yüzünden zorunlu arkadaşlıklar kurulabilir.

eğer yakın kız arkadaşınız varsa bu efendi erkek sendromuna kapılmış, içten içe pazarlık yapan biri olduğunuzu gösterir. bu tip erkekler yanlışlıkla sevişirse mucize gibi algılar, çünkü yıllar süren arkadaşlık maskesine kendileri bile inanmıştır. ondan sonra da böyle "arkadaşla sevişmek çok acayip bir şeymiş ama hataydı" gibi zırva düşünceler geliştirirler.

Alternatif bir yorumla bitirelim

bir yabancıyla sevişmek daha garip değil mi yani? aklıma sen hiç ateşböceği gördün mü oyunundaki o replik geldi nedense, orada da diyodu ki:

"70'li yıllar… kör dövüşü… hani komşu komşunun külüne muhtaçtır ya bu yüzden hepimiz komşumuzu yakmak isteriz… bir de kardeş kardeşi vurur mu diye şaşırıyoruz… tabii ki vurur, asıl kardeşler bilir birbirlerini en kızdıracak en yaralayacak şeyin ne olduğunu… kardeşin kardeşi vurmasında şaşılacak bir şey yok… asıl anlaşılmaz olan bir insanın hiç tanımadığı, yüzünü bile görmediği bir insanı vurması…"

asıl incelenmesi gereken insanın hiç tanımadığı, yüzünü bile görmediği bir insanla birlikte olması, sevişmesi değil midir?

yazıyı ahmet kaya'nın beni tarihle yargıla şarkısının şiirinde yer alan bir cümleyle bitireyim bari:

ah... aşk ve dostluk aynı yerden doğar,
sadece bir öpüşlük fark var aralarında.

İş Arkadaşı ile Fuck Buddy Olmanın Nasıl Sonuçlar Doğurabileceğine Dair Sert Bir Hikaye