herkesin lc waikiki'den giyinemediği zamana denk gelir.

yılbaşı akşamı paraya kıyılıp alınan muzu yemeğe kıyamadığım günler. vay ameka...

birçok yurdum gencinin pipisinin düşmesine neden olan acı yıllar...

şimdikiler bilmez o zamanlar çikita dedin mi akan sular dururdu...

misafir geleceği zaman annem iki adet muz alırdı, birini pastaya koyar diğerini ikiye böler abimle ben paylaşırdık. eve muz girdiğinde anlardık ki misafir gelecek. 

o sebeple ilk maaşımla 2 kilo muz almıştım hey gidi günler hey.

kivinin kıllı patates sanıldığı yıllara tekabül eder.

magnum dondurmanın da pahalı olduğu yıllardı aynı zamanda. magnum alanları zengin sanıyordum lan ben. çocuk aklı işte. yazık.

muzun daha çok dekoratif amaçlı bir süs eşyası olarak kullanıldığı yıllardı. 

plastik hali sepetin içinde plastik armut ve plastik elma ile birlikte görsel bir öğe olarak salondaki sehpada sergilenirdi.

(bkz: plastik meyve)

zor, kişinin psikolojisine işlemiş yıllar.. 

bugün bile baba kişisinin "bak muz aldım yiceksin bunları! kararmadan bitecek bunlar!!" şeklindeki telaşının o yıllara dayandığını tahmin ediyorum..

sokakta yürürken birşeyler yemenin ayıp sayıldığı, televizyonda sucuk reklamı yapılmayan yıllardı.

bugün "millet fakir karanfil alıyor, ben gül alıyorum" diyenler görebiliyoruz.

bilgi amaçlı not: 80'lerdeki meşhur çikita muz muhabbetinin tutanakları: 

ithal izninden önce muzun kilosu 1.000 liraymış. daha sonra 600 tl'ye düşmüş. enflasyondan arındırırsak o günün 600-1000 lirası bugünkü 18-30 liraya denk geliyor.

fantastik olaylara şahit olabileceğiniz yıllardı. 

sene 79, buca lisesi'nin bayan öğretmenlerinden birisini manavdan muz alırken görmüştü bizim sınıftaki öğrencilerden biri. ertesi gün hoca derste bizlerden özür dilemiş, muzu doktorun tavsiyesiyle bebeğinin mamasına katmak için mecburen aldığını anlatmıştı. 

şimdi bir çoğunuz bunu götümden uydurduğumu falan sanacak ama o yılları yaşamış olanlar hiç de garipsemeyecektir.

içinde vitamin olduğu yıllardı.

şimdi sadece ot.

kirada oturup da evine, çocuklarına muz getiren babanın, ev sahibi tarafından "kötü örnek oluyorsun!!?" diye azarlanmaya çalışıldığı yıllardır...

birçok kişinin dediği gibi içinde bulunduğumuz yıllar. bu pahalılığın nedeni de küresel etkilerle falan değil ancak %145,8 gümrük vergisiyle açıklanabilir.