EKONOMİ 20 Ocak 2021
13,8b OKUNMA     597 PAYLAŞIM

Moody's, Fitch Gibi Kredi Değerlendirme Kuruluşlarının Çalışma Şekli Nasıldır?

Haberlerde sık sık duyduğumuz Fitch ya da Moody's gibi uluslararası kredi değerlendirme kuruluşlarının işleyişine dair fikir verecek bir yazı.
iStock

sık sık duyuyoruz: fitch, moody's gibiler bize hak ettiğimiz notu vermiyorlar, siyasi karar alıyorlar, notumuzu düşürdüler/yükseltiler...

peki nedir bunlar, ne işe yarar? hangi kriterleri göz önüne alarak karar alırlar?

olay aslında basit. bir hayat sigortası yaptınız. ya da emeklilik programına katıldınız. 50 sene boyunca para yatıracaksınız. sonra emekli olup yaşlandığınızda, para kazanamadığınız dönemde o yatırdığınız paralar ile ele güne karşı muhtaç olmamak istiyorsunuz. ne yaparsınız? sigorta şirketi sizin paranız ile çeşitli yatırımlar yapacak. 30 sene sonra aaa benim para yatırdığım ülke ya da şirket battı. sizin paralar yok oldu. kusura bakmayın deme ihtimalinden kendinizi nasıl korursunuz?

bu tarz şirketlerin yatırım yapabileceği şeylere belli kriterler koyarak.

söz gelimi bir emeklilik fonu, fonu değerlendiren spekülatörü sınırlandıracak şartlardan biri de 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşunda ortalama puanı şu değerin üzerinde olması şart diye bir kural konuluyor.

senin ülkenin ya da şirketinin kredi derecelendirme notu belli seviyenin altında ise bu fonlar istese bile sana yatırım yapamıyor. dünya genelinde trilyonlarca dolar seviyesindeki ve uzun dönemli para girişi sağlayan bu firmaları kaybetmek önemli bir kayıp.

sadece emekli fonları mı? hayır.

bizim ülkemizdeki gibi al sat iki senede zengin ol mantığı ile değil alıp uzun süre yatırım amaçlı hisse senedi ya da devlet tahvili almak isteyen bireysel yatırımcı hangi ülkenin ya da şirkete yatırım yapmasının en azından ana parasının garanti altında olduğuna nasıl karar verecek? sıradan bir amerikan vatandaşı harita üzerinde yerini bile bilmediği türkiye'ye nasıl güvenecek? hatta türkiye deki bir şirketin hissesine. tüm bunları araştırma ve değerlendirme yapması mümkün mü? değil. işte bu yüzden bu işi onlar yerine yapan şirketler var. onların açıkladıkları nota güvenerek işlem yapıyorlar.

peki bu şirketler bu işi neden yapıyor? kâr nasıl ediyorlar?

ülkeler ya da şirketler bunlara para verip gel beni değerlendir ve bana not ver diyor. çünkü bu not sayesinde yatırımcı bulabileceklerine inanıyorlar. bu şirketlerin var oluş sebepleri kabaca bu. diğer konu: bu şirketler nasıl karar veriyor?

temel olarak dört başlıkta inceleme yapıyorlar

1. ülkenin gelir yaratma potansiyeli
2. likidite göstergeleri
3. borç birikimi
4. siyasi risk

bu başlıkları tek tek inceleyelim...

1. ülkenin gelir yaratma potansiyeli 

kriter olarak son derece mantıklı. düşünün biri sizden borç alıyor. bu kişi borç aldığına göre mevcut geliri kendisine yetmiyor. peki gelecekte şuan kendi kendine yetmeyen bu kişi nasıl olacak da hem kendine yetecek hem de sana borcunu ödeyecek? aldığı bu borç ile kendisine ilave gelir yaratacak birşeyler yapacak ise o zaman bu borcu vermek mantıklıdır. ama borcu alıp saray yapacaksa ya da silah alıp birileri ile savaşacaksa o zaman böyle birine borç vermek manalı değildir.
bu amaçla kredi derecelendirme kuruluşları bu başlık altında
ülkenin büyüme trendlerine
gysm içinde yatırıma ayrılan pay
ihracat gelirlerinin gelişimi
ihracat mallarının kompozisyonu
gibi çok sayıda alt başlığı değerlendirmeye alırlar.

alınan tüm alt başlıkların ortak özelliği ülkenin büyüdüğü ve büyümesinin sürdürebilir bir büyüme olduğuna dair kanaat oluşturacak şeyleri pozitif büyümenin azalması yahut büyümenin bugün iyi olsa da yarın iyi olarak devam etmesinin pek mümkün olmaması ise olumsuz nota yol açıyor.

mesela pandemi döneminde devlet garantili kredi dağıtılıp inşaat sektörü canlandı. ülke çin'den bile hızlı büyüdü.  hükümet not artımı bekledi. biz bu kadar büyüdük. ama notumuz artmadı. arjantin seviyesinde.  evet büyüdün. ama bu büyümen sürdürülebilir bir büyüme değil. kredi kaynaklı, hormonlu.

2. likidite göstergeleri

sana güvenip borç veriyorum ama günü gelip borcu geri ödeyeceğin zaman aldığım para benim almayı düşündüğüm para mı olacak? ben şu an ülkende yüzde 9 enflasyon var diye yüzde 14 faizle yılda yüzde 5 kar edeceğim diye hazine bonosu aldım. 20 yıl vadeli. peki senin dengesiz bir para politikan varsa bugün yüzde 9 olan enflasyonun 3 sene sonra yüzde 20 olursa ben zarar etmeye başlarım. sana bu şartlarda borç vermem kar değil zarar ettirir.

bu başlıklarda bu konu incelenir.

enflasyon oranı ve volaritesi
para arzı miktarı
merkez bankasının bağımsızlığı
uluslararası rezerv miktarı vs...

3. borç birikimi

çok fazla açıklamaya gerek yok. uçan kuşa borcu olan birine borç vermek ister misin?

bu başlıkta
borç stoğu miktarı
borç stoğu / gsmh
borç büyümesi / ülke büyümesi oranı gibi çok sayıda alt başlık incelenir.

4. siyasi risk

sana güvenip borç verdim ama üç dört sene sonra hükümet değişti. ekonomi politikası değiştirip enflasyonu yükseltti. ya da komşularla sıfır sorun derken hepsi ile kavgalı hale geldi. örtülü ya da örtüsüz ambargolar uygulanmaya başlıyor. borç verdiğim ülke ile 20 sene sonra borcu geri alacağım ülkenin aynı olmama ihtimali ne kadar düşükse, notun da o kadar düşüyor.

tüm bu şartlar altında türkiye'nin kredi notu yatırım yapılamaz seviyede olması sizce bir haksızlık mı? yoksa az bile mi? siz olsanız sakın aklın varsa yatırım yapma, paranı rulette oyna daha iyi diye bir not vermez miydiniz? 

suçlu onların düşük not vermeleri mi? bizler mi?

karar sizin.