FUTBOL 21 Aralık 2021
52b OKUNMA     375 PAYLAŞIM

Milli Takım Tarihinin En İlginç Karşılaşmalarından Biri: 10 Mart 1993 San Marino Türkiye Maçı

1994 Dünya Kupası elemelerinde karşılaştığımız San Marino, tarihinde ilk puanını resmen bizden koparmış. Detaylara iniyoruz...

Öncelikle: San Marino nerede?

10 mart 1993 san marino türkiye maçı, 4-1 biten 28 ekim 1992 türkiye san marino maçının rövanşıdır

maçtaki ilginçlikler silsilesi 50 kişilik san marino bandosunun (spikerin söylediğine göre bu 50 kişi san marino ordusunun da yarısını oluşturuyordu ve bizim milliler isterlerse san marino'yu fethedip gelebilirlerdi.) istiklal marşımızın yarısını çalıp bırakmasıyla başladı. marşın geri kalanını milli takım ve tribündeki gurbetçilerimiz bandosuz söyledi. tarihindeki ilk kornerini ve golünü bize borçlu olan san marino'nun asıl mesleği otobüs şöförlüğü olan kalecisi ilk dakikalarda sakatlanınca spiker ve sayın yorumcu "acaba yedek kalecileri var mı ehehehee" gibi cümleler kurdular. ama san marino'nun yedek kalecisi panter kesildi ve millilerimize gol imkanı vermedi. istanbul'daki ilk maçtan gaza gelen san marinolular bu maçtan puan çıkarmaya kararlıydı. hem saha içinde hem de saha dışında iyi örgütlenmişlerdi. saha içinde defans oyuncuları ve "yedek" kalecileri canla başla mücadele ederken, saha dışında varolmayan top toplayıcı çocuklar, taca/auta çıkan topları bir türlü getirmiyordu. bu işi saffet sancaklı üstlenmişti. neredeyse tüm toplara o koşuyor, hepsini topluyordu. istanbul'daki ilk maçta san marino'ya gol ve korner ikram edilmesi uzun süre basınımızda yazılıp çizildiği için millilerimiz defansta çok dikkatli oynuyorlardı. maç boyunca san marino'ya sadece bir korner şansı tanımıştık. ogün temizkanoğlu topun kornere çıkmaması için varını yoğunu ortaya koymuştu ama maalesef san marino ikinci kornerini de milli takımımıza karşı kazanıyordu. ve o an spiker ve yorumcu "eyvah yine korner" demişti. bu korku dolu serzeniş kalemize çekilen bir penaltı olduğu izlenimini yaratacak kadar etkiliydi.

dakikalar geçtikçe milli takımımız ataklarını sürdürdü ama bir türlü san marino'ya golünü atamadı. maç 0-0 bitti. ilk kornerini ve golünü bize atan san marino ilk puanını da milli takımımızdan alıyordu.

maç sonu

maç bitiminde san marinolu bir futbolcu sevinçten takım arkadaşının üzerine atlar boynuna sarılır, bacaklarını arkadaşının beline dolar... o zamanlar çocuk olan ben ne eleminasyon biliyorum nede gurup sistemini. içimden; "vay be adamlar amma sevindi herhalde bu beraberlik san marinon'nun işini oldukça gördü" diye düşündüm. yıllar sonra trajikomik gerçeği öğrendim meğerse adamlar tarihlerindeki ilk puana seviniyorlarmış.

bu maça dair aklımda kalan bir pozisyon: yapılan orta sonucu kaleciyle 1'e 1 kalan ya ogün ya da saffet, bayağı yakın aynı zamanda çapraz mesafeden alın kısmı ile kafa vurur ama top koskoca çerçeve dururken kalecinin tam kucağına gider.

okuma yazmayı yeni öğrenen ben san marino televizyonunun "türkiye" kelimesindeki noktalı harfleri noktasız yazdığını fark edince (turkıye), büyük bir hata keşfetmiş gibi "aaa bakın yanlış yazmışlar" demiştim.

o günkü maçta gol atamayan takımın hücum oyuncularına bakalım

orhan çıkırıkçı (trabzonspor), ünal karaman (trabzonspor), mehmet özdilek (beşiktaş), hami mandıralı (trabzonspor), aykut kocaman (fenerbahçe), feyyaz uçar (beşiktaş), saffet sancaklı (kocaelispor).

bilen bilir, bunların hepsi o dönem ligin tozunu attıran adamlardı. o gün sahada ikinci lig'in son sırasındaki takım (bkz: boluspor)'un bile bırakın gol atmayı çok rahat yenebileceği bir takım olan san marino karşısında a milli takımın hayvani hücumcuları kariyerlerine kara bir leke sürmüşlerdir bana göre. (bkz: utanç) (bkz: ayıp).

sonuç

ilk kornerini bize karşı ilk maçta kullanan san marino'nun ilk puanını da bizden aldığı müsabaka. san marino tarihinde önemli bir yeri olan ama türk futbol tarihinde ise hatırlanmak dahi istenmeyen maç.