Masum Bir Yapım Gibi Görünen Sihirli Annem Dizisi Cinsiyetçilik Alt Metni mi Taşıyor?
cinsiyetçilik ve eril tahakküm hayatın her alanına sızmış vaziyette. nereye bakarsak ondan izler görebiliyoruz. popüler kültürün en önemli enstrümanı olan televizyonda da görmemek mümkün değil. televizyon dizileri gibi toplumsal cinsiyet rollerinin ödüllendirildiği fikrini toplumun bilincine kazıyan yapılarda bu cinsiyet ayrımcılığını çok net görebiliriz.
sizlere çok masum gelse de sihirli annem aslında kadın düşmanı bir yapımdır. zaten temel aldığı peri masallarının cinsiyetçiliği aşikarken bunu bir de "anne" yani ataerkilin sömürdüğü kadın rolü ile birleştirince cinsiyetçilik dozu en üst seviyeye çıkmaktadır. ataerkil düzenin kutsal ve değerli gibi gösterdiği perilik ve annelik gibi rollerin kombinasyonundan oluşan bu yapım ilk bakışta masum ve şirin görünse de kadınlığın en büyük düşmanıdır.
sihirli annem evrenini inceleyecek olursak dünyada periler ve faniler yaşamaktadır. perilerin fanilerden haberi olmasına rağmen faniler perilerden haberdar değildir. özel güçleri sayesinde zamana hükmeden, evreni büken periler nedense fanilerden çok korkmaktadır.
betüş'ü incelememiz gerekirse kendisi hiçbir insanın erişemeyeceği güçlere sahipken hayatındaki tek amacı bir erkeğin eşi ve çocukların annesi olmaktır.
barındırdığı bütün potansiyele rağmen hedefleri ve algısı bununla kısıtlıdır. kendi ayakları üstünde durabilmek için yaptığı tek şey ise pastane işletmektir. işlettiği pastane de feminen objelerle, kadınlığı çağrıştıran figürlerle doludur. elinde anında madde transferi, zaman algısına hükmetme, bilişsel düzeyde iletişim, enerjiyi yoğunlaştırıp maddeye dönüştürebilme gibi güçler var fakat bunu gelinlik yani kadının kurban edilişinin sembolik giysisine dönüştürmek için kullanıyor.
şunun mutluluğuna bakar mısınız? ne kadar zavallıca.
sadık karakterini inceleyecek olursak kendisi de tam olarak neoliberalizmin getirdiği ideal erkek profilini yansıtmaktadır.
ismiyle müstesna bir karakteri var, tek amacı çocuklarını yetiştirebilmek. cinsel sömürünün başladığı hücre olan aile kurumunun inşacısı ayrıca sahip olduğu fiziksel ve bilişsel yetersizliğe rağmen kendisinden kat kat güçlü peri ırkından birisine hükmedebiliyor. sebebiyse sadece cinsiyeti. sadık, kapitalist toplumun üretmek istediği erkek modelidir ve bizlere ideal olarak sunulmaktadır.
dudu karakteri ise dizideki tek gerçek feministtir. sistemi rahatsız etme potansiyeli bulunduğu için bizlere gerçek kötü olarak verilmiştir.
dudu erkeğin hükmünü kırıp onu bir köpeğe çevirmiştir, sahip olduğu güç ve potansiyelin farkındadır bunu da kullanmak istemektedir, kızının ataerkil normlara hapsolmasını istememektedir, özgürdür. dudu peri tam anlamıyla bir feministtir ve tehdittir. periler gibi anaerkil bir toplumu ataerkile karşı savunmaktadır. tabi ki böyle bir karakter sistemin yapımlarında ya karikatürize ya da kötü olarak karşımıza çıkar.
uzay ve zamanın yüce efendisi dudu peri'nin azameti ve haşmetine bakın! özgür bir kadından ve potansiyelinden nasıl korkuluyor bakın!
burada dudu peri'ye karşı sistemin köleleştirdiği kadınların nasıl ataerkili hemen inşa etme arayışına girdiğini de görüyoruz. kadın özgürlüğünün en büyük düşmanı köle kadınlardır.
taci karakteri de erkeklik figürüdür. işlediği suçlardan ötürü köpeğe dönüştürülmüştür.
erkeklik feminizm ile özü olan saldırganlık ve yıkıcılıktan yani kurtluktan çıkartılıp ehlileştirilmelidir. bunu yapan da tabi ki dudu peri gibi gerçek feministler olmalıdır. taci'nin kadınlığa karşı işlediği bir suçtan dolayı köpeğe dönüştürülmesi tesadüf değildir. ancak güçten düşmüş haliyle bile betüş'e ataerkilin enstrümanı olması için daima telkin ve yardımda bulunmaktadır. sistem, taci'nin insana dönüşmesini bize isteterek bilinçaltımızdan ataerkili istememizi sağlamaktadır.
eda ise kapitalizmin meta kadınıdır. tek maksadı erkeklerle günlük hazlar yaşayıp onların beğenisini kazanmaktır.
statü sahibi erkeklerle birlikte olmak için tüm potansiyelini harcayan eda basit bir seks objesidir.
şunun tavırlarına bakar mısınız?
seksiliği artık satmayınca da ataerkili yeniden üretebilmek için aile kurumuna dahil olarak işlevini tamamlayacaktır.
suzan karakteri ise kapitalizmin yarattığı feministtir.
avni, yıkılan erkeklik otoritesini tesis edebilmek için saplantılara ve takıntılara sahiptir.
bu saplantılar da tabi ki kadınlığa yani perilere yöneliktir. suzan ise bu saplantılarla mücadele etmektedir. güçlü bir kadın olmasına rağmen de avni gibi bir karaktere mecbur hissetmektedir. kadın ne kadar özgür olsa dahi erkeksiz olmamalı mesajı buradan da veriliyor.
kadın düşmanlığı her yere şirayet etmiş durumdayken feministlerin çok dikkatli olması gerekmektedir
ne kadar masum görünürse görünsün her yerde cinsiyetçilik vardır. unutmayın bugün periler üzerinden kadınlığa saldıranlar yarın tecavüz edeceklerdir. feminizmi tehlikeli hale getirmeliyiz!
davam, onurum, sadakatim!