yıl 1979, deniz buz gibi, akıntı hınzır gibi ama kendisi inadına kulaç atıyor ve fransa kıyılarına varıyor. o dönem için öyle her gün rastlanacak bir olay değil. bugün hâlâ adı geçince “helal olsun” dedirten insanlardan. öğretmenlik yapıp yeni nesillere de sporu sevdirme derdinde.

başarıları

7 yaşında yüzmeye başlayan, arada masa tenisine de bulaşıp ülke dereceleri toplayan, “sporda her türlü varım” diyen nesrin olgun, 1979’da gazi eğitim enstitüsü beden eğitimi bölümünü bitirip öğretmenlik yoluna giriyor ama esas mevzu: 1 eylül 1976’da manş’ı geçen erdal acet’ten üç yıl sonra, “adanalıların denizle derdi var” dercesine 28 ağustos 1979’da kendisi de giriyor buz gibi manş’a. tam 15 saat 47 dakika kulaç atıp karşı kıyıya ulaşıyor ve böylece tarihe “manş denizi’ni geçen ilk türk kadını” olarak geçiyor.

üstelik bunu 2015’te “hadi bir daha yapayım” diyerek tekrar ediyor. kolay kolay kimsenin cesaret edemeyeceği bir işi, hem de iki kez yapıyor. işte bu yüzden adı anıldığında “vay be” dedirten bir efsane.

aile ve meslek hayatı

başkent okulları’nda baş antrenörlük yapıp yüzmeyi sadece spor değil, hayat tarzı olarak çocuklara aşılayan nesrin olgun, aynı zamanda iki çocuk annesi. çocuklar bengü ve şevket arslan da annelerinin yolundan gidip küçük yaşta çanakkale boğazı’nı geçiyor; “genetik miras + adanmışlık” formülü resmen çalışıyor yani.

adana demirspor sevdalısı nilgün olgun arslan ise hâlâ yüzmeye devam ediyor.