Lobicilik Kavramının Doğmasına Sebep Olan Asker Kökenli ABD Başkanı: Ulysses S. Grant
general grant, asker kökenli ender amerikan başkanlarından biridir
asıl adı ulyses s. grant değil hiram ulysses grant'dir. mustafa kemal'in aslında kemal ismini sonradan alıp isminin değişmesi gibi kendi ismi de değişikliğe uğramıştır. 17 yaşında west point askeri akademisine girmesi için kendisine referans (torpil) olan bir kongre üyesinin, ismini yanlışlıkla gerçek ismi yerine ulysses s. grant olarak yazması sonucu adı ulysses s. grant oluvermiştir. kaderin bir cilvesi işte; "s" hiç bir anlama gelmese de, ulysses'in "u" ile yan yana gelince us, united states, uncle sam gibi çıkarımlar yapılmıştır. west point'ten mezun olduktan askeri yaşam tarzının kendisi için hiç bir cazibesi olmadığı fikrinden hareketle dört yıllık zorunlu hizmet sonrası istifa etmeyi düşünmüştür. ama edememiştir. amerikan başkanlığına giden yolda kader ağlarını örmüştür bir kere.
abraham lincoln başkanlığındaki union'ın (abd iç savaşı'nda kuzey eyaletlere verilen isim) amerikan iç savaşı sırasında başkumandanlığını yapmıştır. daha sonra da amerikan başkanı seçilmiştir. sakallı makallı karizmatik bir duruşu vardır. lincoln filminde de sık sık görülür zaten. general grant national memorial adlı kuzey amerika'nın en büyük, dünyanın da sayılı büyük mozolelerinden birinde medfundur.
ayrıca türkiye'ye gelen ilk amerikan başkanıdır kendisi. 1878 yılının mart ayında istanbul'a gelerek ikinci abdülhamit ile görüşmüştür. tabi o zamanlar başkan değildi. başkanlık sonrası dünya turu hayalini gerçekleştirdiği esnada izmir ve istanbul'a uğradı.
başkanlık dönemi başarısız olarak kabul edilen bir başkandır
ülke iç savaş sonrası yaralarını sarmaya uğraşırken savaşın faturasını güneye bindirmekle itham edilmiştir.
kendisi de zaten bir yazıhane işi olan başkanlığı sevmezmiş. her fırsatta willard otel'e kaçıp viski-puro yaparmış. başkanın burada çok zaman geçirdiğini fark eden bir takım vatandaşlar, maruzatlarını burada başkana doğrudan iletme fırsatı bulurlarmış. otelin lobisinde yapılan bu eylem zamanla düzenli hale gelmiş. buradan da bugün bildiğimiz anlamda lobicilik kavramı ortaya çıkmıştır.
asker olarak verilen kayıplara aldırış etmeksizin aldığı görevleri yerine getirmesiyle öne çıkmıştır. en büyük başarılarından biri mississippi vadisi'ndeki konfederasyon kalelerini birer birer ele geçirmesidir. bu kalelerden en ünlüsü uzun bir kuşatma sonunda ele geçirilen vicksburg'dur. vicksburg hem güneylileri ikinci kez kuzeyi istila etmeye zorladığı için, hem de mississippi üzerindeki birlik hakimiyetini tamamlayarak konfederasyon topraklarının ikiye bölünmesine neden olduğu için amerikan iç savaşı'nın gidişini etkilemiştir.
grant'in sıklıkla kafasına göre hareket etmesinden, çok içmesinden ve askerlerin hayatlarını kaybetmesine pek aldırış etmemesinden hoşnut olmayan üst düzey birlik generalleri abraham lincoln'e birçok kez grant'in görevden alınması için baskı yapmıştır. lincoln ise "bu adamı harcayamam. adam savaşmasını biliyor" diyerek arka çıkmıştır. zaten gettysburg meydan savaşı'ndan sonra doğudaki birlik ordusunun başına geçirmiştir.
kendisinden önceki generallerden farkı
daha önce yenilen generaller konfederasyon'a kaybettikleri her çarpışmadan sonra risk almadan geri dönerek kayıpları takviye etmeye çalışırken, geri dönmek yerine lee'nin kuzey virginia ordusu'nu peşine takarak konferasyon başkenti richmond'a doğru inatla ve kayıplara aldırış etmeden ilerlemesidir. lee'nin grant'i takip etmek için terk ederek boşalttığı yerleri, sanayisi ve nüfusu ile sürekli olarak yeni askerleri sahaya sürmeyi başaran birlik güçleri doldurarak, konfederasyon için sonu başlatmışlardır.
appomatox'ta lee'yi teslim almıştır. fiilen amerikan iç savaşı'nı bitiren iki büyük generalden biridir. diğeri: (bkz: william tecumseh sherman)
yakın arkadaşları kendisine "sam" derken, iç savaş'taki lakabı adlarının baş harflerinden ve kuşattığı kalelerden kayıtsız şartsız ve hemen teslim olmalarını istediği için "unconditional surrender grant" (kayıtsız şartsız teslim) imiş.
yankee doodle'dan başka şarkı bilmez ve sevmezmiş.