Kuzey Kore, Çin ve Rusya'da Epey Yaygın Bir Davranış: İspiyonculuk
düşünsenize, komşunuzun ya da en yakın akrabanızın sizi devlete şikayet etme ihtimali yüzünden her hareketinizi, hatta her düşüncenizi tartmak zorunda kalıyorsunuz, bu ülkelerdeki ispiyonculuk kültürü böyle bir şey.
kuzey kore'de ispiyonculuk günlük hayatın temel taşlarından biri, olmazsa olmaz yani. sıradan bir insanın hükümeti eleştirmesini ve protesto etmesini bırakın, böyle bir şeye niyet etmesi bile o kişi için ölümcül sonuçlar doğurabilir. çünkü bunu dillendirdiğiniz an ilk olarak komşularınız, hatta en yakın akrabalarınız bile sizi devlete ispiyonlayabilir. durum böyleyken, halkın örgütlenme kabiliyeti daha en başından kırılmış oluyor. bir diktatörlük rejiminde örgütlenme, rejim için en büyük tehdittir. eğer kimse kime güveneceğini bilemiyorsa, bir araya gelmek imkansız hale gelir. insanlar, komşusunun bile bir muhbir olabileceği ihtimaliyle yaşadığı için bireysel olarak düşünüp hareket etme refleksi gelişir. o yüzden kuzey kore'de halkın isyan etmeyi düşünmesi daha düşünce aşamasındayken bile bastırılmış olur.
çin’de de bu durum tamamen aynı. ispiyonculuk sadece fiziksel değil, dijital dünyada da yoğun bir şekilde var. çin hükümetinin uyguladığı sosyal kredi sistemi, insanların günlük yaşamlarını değerlendiren ve kontrol eden bir araç olarak kullanılıyor. komşunuzun, iş arkadaşınızın ya da akrabanızın uygunsuz bir davranışını rapor etmeniz; sizin sosyal kredi puanınızı yükseltebilirken, şikayet edilen kişi için ciddi yaptırımları beraberinde getiriyor. bu sistem; insanları devlete karşı değil, birbirlerine karşı daha dikkatli olmaya itiyor ve yine toplumsal örgütlenme sağlanamamış oluyor.
rusya'da da durum aynı. stalin dönemindeki gulag sistemiyle, kgb’nin yaydığı korku atmosferiyle halk birbirine düşman hale getirildi. sovyetler birliği döneminde komşuların, iş arkadaşlarının ya da akrabaların birbirlerini şikayet etmesi devlet tarafından teşvik ediliyordu. bu kültür bugün hâlâ yaşıyor. hükümetin eleştirilmesi hâlâ büyük riskler taşıyor ve kimse birbirine güvenip bu konularda konuşamıyor, çünkü ispiyonlanma riski var.
* insanlar kendi güvenlikleri için başkalarını feda etmekten çekinmiyor. özellikle totaliter rejimlerde, rejimin baskısı halkı bu yola itiyor.
* ispiyonculuk ödüllendiriliyor. bu, insanların sadece korku nedeniyle değil, çıkarları doğrultusunda da ispiyonculuk yapmasına neden oluyor.
* toplumda herkesin potansiyel bir muhbir olabileceği algısı var ve bu nedenle insanların birbirine güvenmesi imkansız hale geliyor.