KÜLTÜR 27 Aralık 2019
199b OKUNMA     804 PAYLAŞIM

Kutsal Kitaplarda Adem ve Havva'nın Yediği Elma Neyi Sembolize Ediyor?

Hz. Adem ve Hz. Havva'nın yediği elmanın seksten iradeye, güçten masumiyete kadar pek çok şeyin metaforu olduğu ifade edildi. Sözlük yazarlarının bu konudaki yorumlarını derleyip son sözü size bırakıyoruz.


İrade

yasak elma seksi ifade etmez. üç kitaptan da yapılan alıntılara baktığımızda hepsinde ortak noktalar görüyoruz. bu noktalara göre "yasak elma" olarak tabir edilen şey "idrak gücü, iyiyi kötüden ayırma, irade".

kitaplardaki açıklamalara bakılırsa yasak elmayı yiyen adem ve havva bir anda çıplak yerlerini fark ediyorlar. yani daha önce çıplaklıklarının farkında değiller. o zaman yasak elmayı yemeden önce seks yapmak isteyecek varlıklar bile değiller.

o zaman yasak elma ne oluyor? yani bu simgenin altında yatan gerçek ne? bence cevap çok basit: 20:120 – nihayet şeytan ona vesvese verdi. şöyle dedi: “ey âdem! sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?”

yasak elma bence şeytan ve adem arasındaki bir anlaşmadan ibaret. insan şeytanla bu anlaşmayı yaptığında sekse de her türlü sevap ve günaha da açık hale gelmiştir. bazı kültürlerde bebeğe "ruh" denmesinin de sebebi budur. bebek henüz cennet bahçesinden yeni inmiştir ve "yasak elma"nın etkilerinden uzaktır. iyiyi ve kötüyü ayırma ise tanrısal bir özellik (tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek tanrı gibi olacaksınız.” (yar.3: 5))

yani yasak elma, insanın tanrı olmaya çalışması, kendisinde bu potansiyeli şeytan'ın manipülasyonuyla görmesi demek. allah ise diyor ki: “ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün (yar.2: 15-17)

insan tanrı olmaya çalışırsa çok çalışmaktan bozulan bir makine gibi bozulur, ölür. insan tek başına mükemmele ulaşamaz ama eğer ulaşabileceğini sanırsa bu onun başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir.


Günah

yasak elma'nın seks olma ihtimali... doğru bir ihtimaldir. elma zaten seksi değil ancak günahı/günahları betimler. hiç unutmuyorum, üniversitede edebiyat dersinde franz kafka'nın dönüşüm kitabını işliyorduk; samsa'nın böcek olmasından sonra ailesinin verdiği tepki sırasında babasının ona elma fırlatışı, samsa'nın günah işlediğini sanmaları şeklinde yorumlanmıştı. dolayısıyla elma günah, tahrik, baştan çıkarma gibi anlamlara gelmektedir. birebir seks anlamına gelmez belki, ancak o anlam için kullanılabilir. (bkz: şehvet meyvesi)

Dünya hayatı 

cennette tüm nimetler vardır. bunlardan biri de sözü edilen yasak ağaçtır ki, tabiat zulmetini (karanlığını) taşır. cennetteki başka hiçbir ağaçta bu karanlık yoktur.

dünya hayatından gelip cennete girmeye hak kazananlar için yasak ağaç (artık yasak değil gerçi) muazzam bir lezzettir. o meyveyi yemekle şuurda dalgalanma meydana gelir ve diğer tüm nimetlerin lezzetleri çok daha hissedilir olur. ancak dünya hayatından geçmemiş ve henüz çok zayıf olan âdem ve eşi için bu karanlık meyve hazmedilebilir değildir. onu yemekle şuurları dalgalanmaz; bilakis kurşun gibi dibe çakılır ve tabiat yani hayvani seviyeye düşerler.

tabiat seviyesine düştükleri anda artık zorunlu olarak tabiatın kuralları onlarda açığa çıkar. bunlar yeme, içme, üreme ve en kötüsü tevhid ilkesinin yitirilmesi sonucu varlığı bütünsel değil parçalı olarak algılama ve egonun zuhurudur. ego ise mücadele, kan dökmek ve ölüm demektir.

bu ağacın bilgeliğin kökeni olması ise, sözü edilen kavganın yani zıtların varlığı olmadan gelişimin mümkün olmamasıdır. diyalektiğin işlemesi zıt prensibin varlığına bağlıdır. diyalektiğin işlemediği yerde kesinlikle bir ilerleme olmaz ve herkes bulunduğu şuur seviyesinde çakılı kalır. dolayısıyla cennette sonsuz bir barış, huzur, daimi bir güzellik vardır ama şuurda zerre kadar bir yükseliş söz konusu değildir.

kader, âdem ve eşinin yasak meyveyi yemesine hükmetti ve bu durum bizlerin dünyaya sürgün olarak gönderilmemize yol açtı. olması gereken de tam olarak buydu; zira allah'ın bilinmesi ve kemalatının açığa çıkması ancak bu şekilde mümkün idi. günah işlenmese allah'ın tevvab (tevbeleri kabul eden), gaffar (çok affedici) özelliği nasıl ortaya çıkacaktı? bunun gibi allah'ın binlerce özelliğini ortaya koyan isimlerin her birinin bilinmesi için bu dünya hayatı oluşturuldu ve içine de süper bilinçli bir varlık olan insan denen canlı yerleştirildi.

Kibir

daniel quinnishmael kitabında bu konuya çok güzel değinir.

kitapta anlatılana göre; cennet bahçelerinde bir hayat ağacı, bir de bilgi ağacı vardır. hayat ağacı insana da sonsuz yaşam armağan eden bir ağaçken bilgi ağacı yalnızca tanrılara iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ve kimin ölüp kimin yaşayacağı bilgisini veren bir ağaçtır. hayat ağacı insan için de etkiliyken, bilgi ağacının bir etkisi olmaz. yani insan bilgi ağacından ne kadar yerse yesin doğru ile yanlışı ayırt etme becerisine sahip olamaz. fakat ağaçtan meyveyi yediği zaman kendisini tanrı zannedecek, kibirlenecektir. doğru ile yanlışı ayırt edebildiğini, kimin öleceğine karar verebileceğini zannetmeye başlayacaktır. bu yüzden tanrı insana o ağaçtan yemesini yasaklar. insanın kendini "oldum" zannetmesini, doğru ile yanlışı bildiğini zannetmesini ve yanılgıya düşmesini istemez. çünkü tanrı oldum kibri insan için hiç de iyi bir şey olmayacaktır.

fakat insan elbette tanrı'nın sözünü dinlememiş, o ağaçtaki meyveden yemiştir. o gün bu gündür de kendini tanrı zanneder. iyi ile kötüyü en çok kendisi biliyor gibi davranır. kimin öleceğine karar vermeye çalışır. bu yüzden dünyayı mahvetmiştir. çünkü insan tanrı değildir ve verdiği kararlar yanlış olacaktır.

hakikaten de insanın kibri dünyayı mahveden yegane unsurdur. belki de gerçekten kendimizi tanrı zannettiğimizdendir bunca zulüm, bunca acı.

Yoksa elma değil de incir mi?

öncelikle bahsi geçen meyvenin elma olduğu yönünde kesin bir bilgi ya da açıklama yok. çoğu kaynak ademin yediği meyvenin incir olduğunu belirtir. zira eski yunan ve israil'de incirin bilgiyi sembolize ettiği söylenir ayrıca tek tanrılı dinlerden çok önce kurulmuş eski medeniyetlerin tamamında yılan figürü bilgeliği sembolize eder. yani bilgeliği sembolize eden yılan adem ve havva'yı bilgi meyvesi olan incire yönlendirmiştir ki bütün kutsal kitaplarda geçen metinler de bunu doğrular bir anlatımda bulunmuştur. adem ile havva bu meyveyi yedikleri anda artık kendi öz benliklerinin farkına varmış, kendi akılları,istekleri doğrultusunda ile hareket eden varlıklara dönüşmüşlerdir kısaca artık yaratıcının evcil hayvanları olmaktan çıkmışlardır.

bana kalırsa kuran'da anlatılan hikaye korkunç bir şekilde fonksiyonel olması için yaratılan, programlanan bir yapay zekanın, kendisinin farkına varması ve bu doğrultuda yaratıcısına baş kaldırmasına benziyor.

İnanışa Göre Adem'in, Havva'dan Önceki Eşi: Lilith