HAYVANLAR 6 Eylül 2018
836b OKUNMA     1787 PAYLAŞIM

Kritik Detaylarla Donatılmış Bir Muhabbet Kuşu Bakım Rehberi

Bir bilgi verelim: Avustralya kıtasına özgü Melopsittacus cinsi kuşlar muhabbet kuşları oluyor. Peki bu sevimli canlılara bakarken nelere dikkat etmeliyiz? Muhabbet kuşu nasıl bakılır, nasıl banyo yaptırılır? Bunlar ve daha fazlası için buyrun.
iStock


1) erkek mi dişi mi? hangisini sahiplenmeliyim?

genel olarak erkek kuşlar daha konuşkandırlar, cik cik öterler, dillidirler ve daha çok kelime öğrenirler, daha oyuncu ve meraklıdırlar. bunun da nedeni kur yapma ve mekanını koruma özelliklerinin olmasıdır.

dişi kuşlar ise iyi birer ısırıcılardır, erkeklere göre daha saldırgan olurlar, annelik içgüdüsü ağır basar, yavrularını koruyabilmesi için bu özellik de onlarda bulunur.

fakat bu demek değildir ki sadece erkek muhabbet kuşu alınmalı. her bir kuşun kendi karakterleri vardır. mesela ben dışı kuşumu kendime daha yakın görüyorum, kafesine yaklaştığımda kuyruğunu pir pir pir sallıyor, çok hoşuma gidiyor.

ayrıca bir olmazsa olmaza değineceğim: tek kuş beslememeliyiz, mutlaka çift olmalı. ayrıca tek bir kuş sahiplenip, sonrasında da kafese ayna koyarak vakit geçirmelerini beklememeliyiz. sonrasında iç burkan görüntüler ortaya çıkabiliyor. örneğin: kuş ikram olarak ağzından yem çıkarıp aynaya götürüyor ve aynada gördüğü görüntüsüne sunmaya çalışıyor fakat başarısız olup üzülüyor. o yüzden: kesinlikle ama kesinlikle kafeste ayna olmuyor ve:

kuşlarımızı çift olarak kafeslerinde barındırıyoruz ! muhabbet kuşları doğada sürü halinde yaşayan sosyal canlılardır, onları yalnızlığa hapsetmek doğru değildir.

2) peki kuşlarım çift olurlar mı?

eğer rastgele iki kuş aynı kafese konulursa, çift olabilirler, ama olmayabilirler de. bu bir şans işi. tavsiyem, kuş alacağınız yerde, tünekte birbirine yakın duran ve birbirine kur yapan (örneğin birbirinin tüylerini düzelten, öpüşen vs.) çift sahiplenilmeli. örneğin şu imajda iki kuş çoktan çift olmuşlar ve tünekte birbirlerini kaşıyorlar:


veya zaten kuşunuz varsa ve ona bir eş arıyorsanız, bu durumda en doğrusu kuşunuzu diğer kuşların bulunduğu kafesin içerisine bırakıp 2 saat kadar gözlemlemektir. kuşunuz kendi eşini seçecektir ve onunla ilgilenmeye başlayacaktır, bu durumda ilgilendiği kuşu sahiplenebilirsiniz.

eğer mutlaka dışarıdan rastgele bir karşı cins kuş, evde mevcut olan kuşunuzun kafesine getirilecekse, o zaman tavsiye edilen yöntem şudur: yeni gelen kuş, yan tarafta başka bir kafeste tutulmalıdır, 7-15 gün kadar birbirlerini görmeleri sağlanmalıdır. aralarında bir ilgilenme görüldüğü zaman, dişi kuş, erkeğin kafesine taşınabilir. genel olarak dişi kuş, erkeğin kafesine bırakılır. çünkü kafeste ilk olarak bulunan kuş, o kafesin sahibidir ve erkek kuş karakteri gereği baskın olmak ister. şayet erkek, dişi kuşun kafesine bırakılırsa ve dişi kuştan bir süreliğine zorbalık görürse morali bozulur. erkeğin, dişiye söz geçirmesi ayrıca çiftleşme açısından da önemli bir husustur.

3- birbirine yakın olan kuşları alacağım tamam ama hangilerini almalıyım?

burada farklı farklı renklerde ve tiplerde kuşlar var! hatta bir tane var ki, öyle iri, öyle kıllı falan ki, sanki bir muhabbet kuşu değil!

ilk olarak şuna değinmeliyin ki, 40'a yakın renk mutasyonu var. yani temel olarak renkler yeşil ve mavi seri olarak ikiye ayrılıyor. yeşil seri vahşi doğadaki muhabbet kuşlarının asıl rengidir. imaj 0. yeşil seri altında: açık yeşil, koyu yeşil, zeytin yeşili, grimsi yeşil ve lutino bulunur. mavi seri altında ise çeşitlilik daha çoktur ve bu serinin altında: açık mavi, koyu mavi, mor/violet, leylak rengi, albino ve sarı yüz bulunur. fakat bu temel renkler dışında bir çok mutasyon mevcuttur. bu makalede bu konuya değinmeyeceğim çünkü en ileri seviyeye hitap eden bir konu. fakat ilgilenenler için güzel bir türkçe kaynak vereceğim: link

a) öncelikle sağlıklı bir kuş almalıyız. hasta olan kuşlar, tünekte tüylerini kabartmış ve gözlerini kısmış bir şekilde dururlar. bazen titrerler, ateşleri vardır çünkü enfeksiyon geçiriyorlardır (tıpkı insanlardaki gibi). burunları akar, tüyleri dökülmüştür vesaire vesaire. bu durum dışarıdan bakarak anlaşılabilir. örneğin bariz bir şekilde hasta bir muhabbet kuşu şu şekilde görünür:


b) diğer bir sağlık kontrolü yöntemi de kuşu elinize alıp, göğsünün sivrilip sivrilmediğini kontrol etmektir. bu şekilde muhabbet kuşlarının en büyük korkulu rüyası olan ve çözümü neredeyse yok gözüyle bakılan ''kuruma'' hastalığı tespit edilebilir. muhabbet kuşunun iskelet sistemi şu kesitte görünmekte:

şu fotoğrafta da kuruma hastalığına yakalanmış bir muhabbet kuşu görünmekte, hastalık baya ilerlemiş, artık gözle görülür duruma gelmiş:


c) ayrıca muhabbet kuşlarının dışkıları da kontrol edilmelidir. bu konuya da değinelim. sağlıklı muhabbet kuşunun dışkısı kuru olur ve formu basittir:


hasta olan kuşların dışkısı ise cıvık olur. ayrıca muhabbet kuşları dışkılarıyla beraber sıvı de atarlar, normalde berrak olması gerekir fakat hastalık durumunda renkli olur. bu imajlarda farklı farklı hastalıklara yakalanmış kuşların dışkılarının yukarıdaki resme kıyasla oldukça farklı olduğu görülebilir:


bu anormalliklerin nedeni bakteriyel ve mantar enfeksiyonları, böbrek sorunu vs. gibi sindirim yolu hastalıklarını işaret ediyor ve halk arasında genelde ''kuşum ishal oldu'' şeklinde yorumlanıyor. ishal aslında muhabbet kuşlarında hastalığın kendisi değildir, sadece belirtisidir, hemen hemen her ağır hastalıkta (örneğin e coli , cocsidioz , salmonella vs.) ishal belirtisi görülür ve acilen tedavisi gerekir çünkü bu belirtiler ortaya çıktığında muhabbet kuşunun ya bir iki gün ya da birkaç saat ömrü kalmış oluyor. bazı türk forumlarında ise çok garip tavsiyeler verilebiliyor, şayet kuşlarınız ileride ishal belirtisi gösteriyorsa forumlardaki ''patates verin, kola verin, suyuna kahve karıştırın'' gibi önerileri ciddiye almayın.

d) tüy kabarıklığı, ishal, kuruma hastalığı dışında bir diğer hastalık da mantardır. gaga, yüz ve ayaklara bakılarak rahatlıkla anlaşılabilir:


yukarıda saydığım belirtileri göstermeyen, tüyleri parlak (olmak zorunda değil ama olursa daha iyi olur) ve hareketli, canlı görünen bir kuş bulmalıyız. şayet hasta bir kuşu başlangıç seviyesinde bir hayvansever olarak sahiplenirsek acemiliğimizden dolayı her şey daha da kötüye gidebilir, o yüzden sağlıklı bir kuş seçmek zorundayız.

not: petshopların bir çoğunda, yukarıda saydığım belirtileri gösteren kuşlar bulunduğu için, yakın bir arkadaşım bana petshoplardan kuş alınmayacağını sohbetlerimizde söylemişti. ben de fikre kısmen katılıyorum, petshoplardan kuş alırken oldukça dikkatli olunmalı. petshoplar dışında, üreticilerden veya ev ortamında yetişmiş kuşlar da sahiplenilebilir. bir muhabbet kuşu sahiplenmek için ilk aklınıza gelen yer petshop olmak zorunda değil.

şimdi geçelim muhabbet kuşlarının türlerine (küçükten büyüğe doğru):

a) pakistan muhabbet kuşu

en küçük muhabbet kuşu türüdür. normal muhabbet kuşlarının neredeyse yarısı kadar olurlar. diğer akrabalarına göre daha dayanıksızdırlar ve çok fazla toz üretirler, arkalarından hep bir bezle koşmak gerekir bu yüzden pek üretilmez ve tercih edilmez. ülkeye de kaçak yollarla getirildiği söyleniyor. şayet ben çok sempatik buluyorum fakat hayvan kaçakçılığını desteklemek istemediğim için mesafeli duruyorum.


b) yerli muhabbet kuşu

en doğurgan ve türkiye'de en çok bulunan kuşlardır. başlangıç için en ideal kuştur. boyut olarak pakistan muhabbet kuşundan büyük fakat hollanda, ingiliz veya jumbo türlerinden daha küçüktürler. oldukça hareketlidirler. başlangıç seviyesindeki hayvanseverler için iyi bir tercihtir.


c) çekoslavak muhabbet kuşu

yerliden tıp olarak farkı, kuyruklarının oldukça uzun olmasıdır: imaj 3


c) hollanda muhabbet kuşu

yerli muhabbet kuşlarından tıp olarak pek bir farkı yoktur fakat gövdesi daha geniştir, kafaları da daha büyük olabiliyor.


d) ingiliz muhabbet kuşu

bu kuşlar en iri tür olan jumbo muhabbet kuşları ile yukarıda yazdığım muhabbet kuşlarının karışımından ortaya çıkan ''kırma'' kuşlar. birazdan değineceğim jumbo kuşların üretimi diğer türlere göre daha zordur, bu yüzden çiftleşmeye daha yatkın yerli muhabbet kuşları ile çiftleştirilirler ve ortaya kırma bir tür çıkartılır. buna da ingiliz muhabbet kuşu deniyor. aslında ingiltere ile bir alakası olmayan kuşlardır.


boyut olarak yerli muhabbet kuşları ile karşılaştırabileceğimiz bir imaj olarak da şu vardır:


e) jumbo muhabbet kuşu

geldik en heybetli ve sevilen türe. bu kuşlar da kendi altında jumbo muhabbet kuşu ve show jumbo muhabbet kuşu diye ikiye ayrılıyor. jumbolar üstteki türlerden en irileridir. önemli bir nokta: show jumbo olmayan kuşlar da jumbo diye sunulmaktadır, bu yanlıştır. show jumbo denilenler, isminden de anlaşılabileceği üzere yarışmalara katılmak için seçilen ve yalnızca jumboların çiftleşmesi sonucu nadiren ortaya çıkan oldukça iri göğüslü, iri kafalı, tünekte oldukça sert bir şekilde dimdik duran, saçlı başlı olan kuşlardır. 


fakat jumbolarda da show jumbo belirtileri olabilir. örnegin saçları dik ve güzeldir fakat tünekte duruşu dik değilse ''show'', yani gösteri yapılamaz o yüzden show jumbo diye adlandırılamaz.

jumboların karakterine değinmek gerekirse: jumbolar (haliyle show jumbolar da dahil olmak üzere) diğer türlere göre genel olarak daha uysaldırlar, ısırmazlar, saldırmazlar. bir tür odada uçarlar ve tekrardan dallarına konarlar, bazen onu bile yapmazlar. daha net konuşurlar ve daha yetenekli ve de akıllılardır. eğer oynamak için bir tür arıyorsanız doğru bir tercih değildir çünkü oyuncu değillerdir, dallarında durarak kendilerini sergilemeyi daha çok severler. sakindirler, çok fazla ötmezler. tabii bu yazdıklarım genellemedir ve daha önce de belirttiğim gibi, her kuşun bir karakteri vardır. jumbo kuşunuz her sese çığlık da atabilir, bomba patlasa dönüp bakmayabilir de.

not: sahipleneceğiniz muhabbet kuşu en geç 1 yaşında olursa daha iyi olur çünkü en ideal çiftleşme yaşlarıdır, karakterleri oturmuşlardır, zorlu büyütme süreci atlatılmıştır ve başlangıç seviyesindeki hayvanseverler için idealdir. veya kendimizi iyice geliştirdikten sonra, artık yuvalığından çıkmış ve yeni yeni yem kırmaya başlamış 4-6 haftalık bir yavru da sahiplenebiliriz. yavru olursa ele daha çabuk alışma avantajı olur. 1 yaşına kadar hiç el yüzü görmemiş kuşların alışması daha zor olur fakat alışır. az sonra zaten muhabbet kuşlarının ele nasıl alıştırılacağı konusuna da değineceğim.

4- oh be! sonunda sağlıklı ve en ilgimi çeken çifti aldım. fakat ben bunları nereye koyacağım yahu? kafes üzerine de biraz bilgi verebilir misin? ne kadar büyük olmalı, ne olmalı?

kafes büyüklüğü konusunda şunu söylemeliyim: ne kadar büyük olursa o kadar iyi. bazı muhabbet kuşu forumlarında ''kuşum hasta, ölmek üzere'' şeklinde konular açanların konularında denk geliyorum, zavallı hayvan neredeyse kendi boyutunda bir kafesin içine konmuş. zaten hayvancağız dalından aşağıya indiği anda kendi dışkısına basıyor ve hastalık kapıyor, dar ortamdan dolayı da stres oluyor. kafesinin ortasında durup kendi ekseni etrafında dönerken bile kuyruğu oraya buraya çarpıyor. kuş böyle bir durumda rahatsız olacaktır, dediğim gibi strese de mutlaka girecektir, kısa sürede de hasta olup malesef ki ölecektir. o yüzden olabildiğince büyük kafesler alınmalı. ayrıca kuşunuzun turu de göz önüne alınmalı. örneğin çekoslavak muhabbet kuşlarının kuyrukları oldukça uzun olduğu için kafesiniz 2 metre yüksek de olsa, şayet derinliği azsa, kuşun kuyruğu sürekli bir yerlere çarpacaktır ve huzursuz olacaktır, tünekte dururken örneğin kuyruğu tellere sürtüp yamuk durabilir. veya yerli muhabbet kuşu için 50x50x40cm kafes yeterken, jumbo için biraz daha büyük olmalıdır.

kafesin pozisyonu ise, 1,5 ile 2 metre yüksekliğinde olursa ideali olur. kuşlar yüksekte durmayı severler. bazı hayvanseverler kuşlarını 50-70 cm yükseklikteki masanın veya komodinin üzerine koyuyorlar, bu yanlıştır. kuşlar kendilerini güvende hissetmezler. ayrıca kafes gün ışığı alan bir yerde olursa, ne zaman uyanacaklarını ve de ne zaman uyuyacaklarını daha iyi kestirirler ve güneş ışığı sayesinde d vitaminini sentezleyebilir, mutlu olurlar. o yüzden kafes ışık almayan los bir ortamda olmamalıdır.

kafesin içerisinde ise kesinlikle doğal ağaçtan bir tünek olmalı. plastik tünek olmamalı, doğal bir hissiyat vermemekte ve mantar problemlerine yol açmakta. hazır ağaç tünekler satılıyor, örnegin:

tünek yüksekte ve kafesin ortasında olmalıdır, tele yakin olmamalıdır ki kuşlarımız rahat rahat dönebilsinler:


ayrıca dut ağacından kendiniz de yapabilirsiniz fakat iki detay mevcut: ilk olarak dalın çapı, muhabbet kuşunuzun penceleri ile tam olarak kavrayamayacağı büyüklükte olmalıdır, çok ince bir dal olursa pençeleri birbirine değer, çok da büyük olursa rahatsızlık verir ve sonucunda eklem rahatsızlığı meydana gelebilir. şu şekilde idealdir:

tüneklerin pozisyonu ise kafeste uzunlamasına değil de derinlemesine olmalıdır ve bir tünek aşağıda iken diğeri daha yukarıda yuvalığa paralel olmalıdır. örnek olarak şu görseli inceleyebilirsiniz:


diğer husus ise, dalımızı dışarıdan alıp direkt olarak kafese koymamalıyız, öncelikle elma sirkesi ile yıkayıp kurumaya bırakıp sonrasında kafese takabiliriz yoksa diğer kuşlar da o dala konmuş olabileceği için kafesimize istemeden hastalık getirebiliriz. tünek demişken: muhabbet kuşları tünekte tek ayak üstünde uyuyorlar genelde. bazen de kafalarını 180 derece çevirmiş ve vücuduna gömmüş şekilde uyurlar. bazen de öne eğik uyurlar. böyle bir görüntü ile karşılaşınca ''kuşumun içine cin mi kaçtı'' diye panik olmanıza gerek yoktur, bu durum normaldir. anormal durum ise, kuşun uyurken veya dururken tünekten düşmesidir. veya uyanıkken sürekli bir ayağını vücuduna çekmesi veya sadece tek ayağını kullanmasıdır. bu durumda yolumuz direkt olarak veterinere düşmeli. örneğin bir arkadaşımın kuşu tek ayağını kullanmıyordu, röntgen sonucunda beyinde tümör çıkmıştı...

gaga taşı da ikinci olmazsa olmazdır, en iyisi kalamar kemiği olmalı çünkü normal gaga taşları bildiğimiz kireç ve çok da tercih edilmemesi gerek. kalamar kemiği olursa, gagalarını sivriltirken diğer yandan da kalsiyum ihtiyaçlarını giderirler. dişi kuşlar örneğin yavrularken kalsiyum ihtiyacı tavan yapar ve sürekli kalamar kemiği bitirir. mutlaka olmalı eğer kuşunuz gaga taşını (kalamar kemiğini) kullanmıyorsa pek de evham yapmanıza gerek yok, zorlayamazsınız, ihtiyaçları varsa kullanırlar zaten. gaga taşının kafesteki pozisyonu ise yuvalığının yanı olmalıdır, yemliğin veya suluğun yanı değil. kalamar kemiği imajı:


kafesin dibine de talaş dökmeyi unutmamalıyız, kus talaşı hijyen için oldukça önemlidir:


bazı iyi niyetli arkadaşlar kuş eğlensin diye kafesin içerisine onlarca çeşit oyuncak, cisim vs. dolduruyorlar ve kafes içerisinde uçma imkanları kısıtlanıyor. kuşlar hatta yaralanabiliyorlar uçarlarken. kanatları incinebiliyor, gözlerine zarar verebiliyorlar vs. vs. o yüzden kafesimizi olabildiğince yalın tutmalıyız ve kuşumuzla bizzat kendimiz ilgilenmeliyiz. zaten çift olarak alındıklarında, kendileri iki güzel arkadaş olacaklardır. rengarenk oyuncakların cazibesine kanmayınız ve kafesimizin içini olabildiğince sadece bırakınız.

son olarak da bir diğer olmazsa olmazımız kuş kumudur. yem yanında, kuşlarımız taş da yemektedir. kuşların sindirim sistemi ile alakalı bir durumdur. yemliğe doldurunuz. kuşlarımız çok az olsa da tüketimini yaparlar:


şayet kuşlarımız kuş kumunu aşırı derecede fazla tüketiyorsa bu bir rahatsızlığın habercisidir. d vitamini eksikliği gibi bir tür vitamin eksikliği çekiyor olabilir.

5) kuşumuzu nasıl beslemeliyiz?

piyasada bir sürü hazır karışık yemler var, marka önermeyeceğim fakat paketli ürünlerin çoğu yeterli. alarak, akıllı yemliğimize doldurabiliriz. akıllı yemlik terimini de açalım. muhabbet kuşları yemlerinin içini yer, kabuklarını ise yemliğe bırakır. bu detay oldukça önemli. muhabbet kuşlarımızın yemliği yani yedikçe boşalmıyor, dışarıdan bakıldığında dolu görünüyor fakat aslında dışarıdan görünenler aslında içi boşaltılmış kabuklar oluyor. o yüzden dikkat! kuşlarımız aç kalmasınlar. bu problemin önüne geçmek için akıllı yemlik denen bir yemlik çeşidi var, şurada anlatılmış:


ayrıca paket yem dışında bir de muhabbet kuşlarının en bayıldığı yiyecek olan dal darı var:

kuşlar, bir kere tadını alırlarsa ve eğer kafeste asılı olarak görürlerse, normal yemin yüzüne bakmazlar. sadece dal darıyı gagalarlar. sürekli dal darı yemek isterler. fakat dikkat! dal darı yağlanma yapmaktadır. pozitif yani ise muhabbet kuşları için lezzetlidir ve ishal'in önüne geçer. o yüzden iki üç günde bir ve de ödül olarak elinizden yedirmek ideali olacaktır. sürekli olarak kafesinde asılı olmaması daha iyidir.

verilmemesi gereken hazir besin ise balli krakerlerdir. ne kendiniz hazırlayın ne de hazır olarak satın alın. ballı krakerlerde, tohumlar birbirlerine kuşlar için zararlı kimyasallar ile tutturulduğu için kuşumuza büyük zararlar vermektedir. o yüzden rengarenk görünüşüne aldanılmamalı. bir muhabbet kuşu için en sevindirici armağan dal darıdır, fakat yukarıda da belirttiğim gibi, abartmadan vermeliyiz.


kuşlarımız yukarıdaki besinler dışında, haftada bir de multi vitamin ile desteklenmelidir. vücutları daha sağlıklı olacaktır. haftada bir defa, suluğuna damlatılabilir. paketin üzerinde ne kadar şu içerisine ne kadar damlatılması gerektiği yazar. bol keseden verilmemelidir, çok fazla multi vitamin verilirse kuş sindiremeyip sonuçları çok kötü olabilir. unutmayın, 50-100 gram arası canlılar bunlar. çoğu zaman bu tarz yaşam destek takviyelerinde veya antibiyotiklerde bir, iki damla yeterli olabiliyor o yüzden kendi vücudumuz ile karşılaştırmayıp, mutlaka kullanım kılavuzları ve veteriner hekimlerin tavsiyesi doğrultusunda kullanılmalıdır.

tüm bunların dışında da yumurtlama döneminde kuşlarımızın kalsiyum ve protein ihtiyacı tavan yapıyor ve yumurta maması hazırlanıp verilir fakat sizler haftada bir de yumurta maması hazırlayabilir ve kuşumuzun beslenmesini zenginleştirebiliriz. mamanın kıvamı vesaire oldukça önemli, o yüzden anlatmak yerine video linki veriyorum, oldukça güzel anlatılmış:


şayet kuşumuz mamasını yemezse, kafesindeki diğer yemleri ve dal darıyı çıkartabiliriz, kuşlarımız aç kaldıkları zaman yiyerek alışacaklardır ve oldukça zengin olan bu besin kaynağından yararlanacaktır. yine de red durumu olursa, kuşumuzu çok iyi gözlemleyerek en sevdiği tohumlar hangisiyse o tohumları ayıklayıp mamamıza katabiliriz. kuşumuz en sevdiği tohumları yiyeyim derken ağzına mamanın tadı da gelecektir ve tadını bir defa aldığı zaman her verildiği zaman afiyetle yiyecektir.

beslenme konusunda ise doğru bilinen bir yanlışı anlatmak istiyorum. birçok türkçe kaynakta muhabbet kuşlarının meyve ve sebze yemesi gerektiği yazılıyor, bu çok büyük bir yanlış. muhabbet kuşlarına asla ve asla meyve ve sebze verilmemelidir. metabolizmaları bu besinlerle tam olarak anlaşamaz ve vücuduna zarar verilir. yabancı kaynaklarda okuduğum kadarıyla: lab ortamındaki ve de doğadaki gözlemlerde muhabbet kuşları olgun tohumları yediği açıkça tespit edilmiş. sadece binde bir, koca sürüde bir iki muhabbet kuşunun meyve özlerine dadandığı tespit edilmiş. bu kuşların da vücutlarında anormallik tespit edilmiş, nedenleri araştırılıyormuş. bu anormallik, kandaki demir eksikliğinden dolayı toprak yiyen insanları çağrıştırıyor bana. ayrıca bazı arkadaşlar da muhabbet kuşlarının meyveleri afiyetle yediği için yararlı olduğunu düşünmekte fakat muhabbet kuşları verilen besinleri tüketirken yararlı olup olmadığına malesef bakmıyorlar. örneğin vücutlarında toksik etkisi yaratıp onları öldüren avokado'yu da afiyetle midelerine indiriyorlar. işin açığı, cop de verilse yiyorlar fakat bu durum her verilen beşinin yararlı olduğunu göstermiyor. o yüzden bu bölümde şu meyve yararlıdır, şu sebze zararlıdır diye bir bölüm açmak yerine direkt olarak meyve ve sebze verilmemesi gerektiğini belirttim.

kuşumuzun suyunu da her gün değiştirmeyi unutmamalıyız. çünkü şu durduğu yerde yosun tutmaya ve bozulmaya başlar. kuşumuza her gün taze şu sunmalıyız. ben kendim ayrıca içme suyu veriyorum, böylesi daha iyi.

6) kuşlarım eve geldi, tüneğinde duruyor, ne yiyor ne içiyor. ne oldu bunlara? elime ne zaman/nasıl alışırlar?

bu konu hassas bir noktadır. öncelikle bilinmesi gereken şey, kuşlar insanlar kadar akıllı varlıklar değillerdir, yavaş öğrenirler ve güvenirler. o yüzden öncelikle sizin elinizin korkulacak bir şey olmadığını anlamalılar. elinizden bir zarar gelmediğini görmelilerdir. bazı kuşlar daha siz kafese yaklaşır yaklaşmaz kaçmaya çalışırlar, bazıları da elinizi kafesin içine soksanız daha kaçmazlar fakat dokunduğunuz anda kaçarlar, dediğim gibi her kuşun kendi karakteri vardır. o yüzden bir metod önereceğim:

kuşlarımızı ilk gün eve getirip kafesine koyduktan sonra bir alışma süreci var, 5 gün kadar asla herhangi bir fiziksel teması mecbur olan yem ve şu değişimi dışında ne kafesine ne de kuşun kendisine gerçekleştirmemeliyiz. kuşumuz kafesine alıştıktan sonra, yem yediğini göreceksinizdir, belki direkt de yiyebilir belli olmaz. en çok garipsenen nokta kuşların şu içmediği olacaktır. muhabbet kuşları zaten az su içerler, içtiklerinde de az içerler. eğer evde yenilerse, siz hiç içtiğini bile görmüyor olabirsiniz. ama mutlaka içerler, açlık grevine girmezler merak etmeyin, siz arkanızı döndüğünüzde veya ortamda olmadığınız anda gizli gizli yiyip içeceklerdir, korkmalık bir durum ilk zamanlar yok.

ele alıştırmak için de 5 günün sonunda elimizi kafesin dışına koyarak ona göstereceğiz, 2 gün kadar onunla kafes dışından konuşun ve elinizi ona gösterin. 8. ve 9. günde kapağı açarak parmağınızı yavaş yavaş kafes içine ani hareketler yapmarak sokabilirsiniz fakat yine dokunmamalıyız. sadece tüneğe dokunacağız ve 5 dakika kadar bekleyeceğiz. sabah akşam bunu yapabiliriz ama çok da abartmamak lazım. 10. ve 11. günde ona biraz daha yaklaşık yem tutabiliriz, her gün 15-20 dk yem tutabilirsiniz, en sevdiği yiyecek olan dal darıyı tutabilirsiniz veya ağzına yaklaştırabilirsiniz. 12. ve 13. günde artık sizden kaçmayan kuşunuza işaret parmağınızı uzatıp çıkmasını bekleyebiliriz, veya göğüs altına parmağımız ile dokunabiliriz, göğsüne dokunulan kuş parmağınıza çıkacaktır. bu yazdığım genel bir yöntemdir sonuç olarak bir mekanik sistem değil, bir canlı söz konusu ve süreler durumlar değişebiliriz. ayrıca muhabbet kuşunuzu ilk günler asla elinizin içinde tutmayın, size olan güvenini kaybedecektir.

unutmamalı ki: ele alışma süreci kimisinde 1-2 gün sürüyor (örneğin jumbo muhabbet kuşları ilk günden ele çıkabiliyorlar), kimisinde ise 3 ay. bu durum tamamen kuşun turu ve de soydan gelen sosyallik yapısına bağlıdır. örneğin insanlarla ilgili çiftin yavruları da tıpkı ailesi gibi sosyal oluyorken, sert karakterli çiftlerin yavruları da ailesine benziyor.

7) kuşlarım elime alıştı artık, bakımları nelerdir?

tırnak kesimi, gaga kesimi gibi bakımlar var fakat değinmeyeceğim. çok dikkat etmek gerekiyor, örneğin tırnak kesiminde tırnak içerisindeki damarlardan kesilirse kuş kanamadan ölebilir, bir yakınım kuşunu bu şekilde kaybetti! o yüzden anlatmayacağım, bir veterinere 6 ayda bir götürüp zaten her türlü bakımı oldukça ucuza yapılır hem de kontrolü yapılır. ne gerek var risk almaya strese girmeye? ayrıca veterinerler konusunda bir bilgi vereyim: kuşunuzu tercihen kuşlar konusunda uzman bir veterinere götürünüz.

bakım konusunda bizim yapabileceğimiz bir kaç şey ise bulunmaktadır. örneğin muhabbet kuşumuza banyo imkanı sunmak gibi. muhabbet kuşları tıpkı insanlar gibi banyo yapmayı severler. bunun için, kuşunuzun kafesi içerisine bir kap ılık şu konulabilir, kuşunuz direkt olarak bu kabin içinde banyo yapabilir. bazı muhabbet kuşları ise yeşillik içinde banyo yapmayı severler:


bazıları da musluktan akan suyun altında düş almayı severler, dikkat edilmesi nokta suyun ılık olması ve yüksek hızda akmamasıdır:


banyo konusunda tavsiye edilmeyen yöntem ise kafeslere takılan şu şekildeki banyoluklardır:


çünkü kuşlar içerisinde rahat hareket edemezler.

not: kuşlarınızı asla banyo yapmaya zorlamayın. örneğin elinizle yakalayıp musluğun altına tutmayın. kuşlarımız banyo yaptıktan sonra da asla fon makinesi ile kurutmamalıyız. sadece eğer kuşumuz banyo yaptıktan sonra kuşumuzu havaya kaldırdığımızda sular damlıyorsa, yumuşak ve kuru bir havlu ile hafifçe ıslaklığı alınabilir. kuşlarımızın banyo yapmasının nedeni hem temizlenmek hem de vücutlarını nemlendirme isteğidir, şayet fon makinesi ile kurutulursa hem kazandığı nemi kaybeder hem de hava akımı altında kaldığı için hasta olur!

bakım konusunda hazır hava akımından bahsetmişken bir detay bilgi daha vermek istiyorum. kuşlarımız asla hava akımı altında kalmamalıdır. bu yüzden kafesini mutlaka cereyan etmeyen bir yere koymalıyız. bilhassa yüksek katlı binaların üst katlarında hava akımları yüksek olur, çok daha dikkat gerekir. bizlerin belki de gündelik yaşantısında hissetmeyeceği ufak esintiler, 50-100 gramlık kuşlarımız için öldürücü olabilir.

kuşlarımız 24-25 derecelik oda sıcaklığında gayet mutlu yaşarlar. hatta oda sıcaklığı 5 dereceye dahi düşse bu onlar için öldürücü olmaz, fakat asla ve asla hava akımına mağruz bırakmıyoruz! defalarca belirttim belki fakat bu konu göz göre göre birçok hayvanseverin canını yaktı.

kuşlarımız uyurken veya uyanıkken de üstünü asla örtmemeliyiz, bu sadece bir saçmalıktan ibaret. kuşlarımızın odası zaten karanlık ve sessiz olursa keyifle uyurlar. kafes örtme olayı, gereksiz bir şekilde halkımız arasında alışkanlık haline getirilmiş durumda. kendim yurtdışında böyle bir adet ne gördüm ne de duydum. genelde bunu iyi niyetle yapıyoruz çünkü kuşlarımızın üzerine titriyoruz fakat bu bir yanlıştır, sadece olduka spesifik durumlarda yapılır, örneğin bir kaç saatliğine de olsa ortamdaki hava akımı kaçınılmazsa...

diğer bir olmazsa olmaz ise kuşlarımızın her gün eksiksiz olarak uçmasına fırsat sunmamız gerektiğidir. kafesine hapsedilen kuşlar temel özellikleri olan uçma özelliğini yerine getiremezlerse yağlanmaya ve de mutsuz olmaya başlarlar. unutmamalı ki muhabbet kuşları tıpkı diğer kuşlar gibi doğada her gün kilometrelerce uçmaktadırlar.

8) çiftleşme zamanı geldi mi artık? ne yapmalıyım? kuşlarım nasıl kızışırlar ve çiftleşirler? kafeste modifiye yapmalı mıyım?

-bu konuya sonradan değineceğim-

9) yavrular yumurtadan çıktı, cinsiyetleri nedir? nasıl tespit edilir?

yumurtadan çıkar çıkmaz anlaşılması mümkün değildir, 4-6 ay arasında cere rengine (gagasının üstündeki burun eti rengine) bakılarak anlaşılır. eğer etin rengi kahverengi, oldukça açık mavi (gök mavi deniyor), beyaza çalan bir krem rengi veya dışı açık pembe ortası beyaz ise dişidir. diğerler renkler de erkek kuşun göstergesi oluyor. örneğin kapalı mavi, pembe, morumsu bir renk gibi. şu imaja bakılarak daha net kavranabilir:


istisnai durum ise renk bilgileri genlerinde neredeyse silinmiş albino ve lutinolardır. bu durumda cere parlak ve beyazsa erkek, mat ise dışıdır.

10) muhabbet kuşunun anatomik yapısı üzerine bir kaç bilgi verebilir misiniz? bunlar neden bazen çok sıcak, bazen çok soğuk? hasta mı?

muhabbet kuşlarının vücut ışıları o kadar hızlı değişir ki, parmağınızda duran muhabbet kuşunun pençelerinden vücut ısısı oldukça yoğun bir şekilde hissedilebilirken birkaç dakika içerisinde buz kesiyor gibi hissettirebilir. bu durum heyecanın ve stresin işareti olabilir. yeni sahiplenilen muhabbet kuşlarında sıkça görülür. fakat dikkat edilmesi gereken husus, kuşumuzun ayağının sürekli soğuk olması veya sürekli alev gibi sıcaksa, bu durum ağır bir hastalığın belirtisidir! acilen kuşlardan anlayan bir veterinere götürülmesi gerekir zira çoğu durumda kuşumuzun maalesef birkaç günlük, hatta saatlik ömrü kalmış oluyor. fakat doğru teşhis ve ilaçlar sayesinde tekrardan sağlığına kavuşabilmektedirler.

not: aşırı soğuk veya aşırı sıcak ayak belirtisi, kuşun tüylerini kabartmış bir şekilde tünekte durması ile birlikte gözlemlenebilir. yukarıdaki hastalıklarla ilgili bölümde tipik muhabbet kuşu hastalıklarına değinmiştik.

not 2: yağlı muhabbet kuşlarının vücut ısısı, diğer kuşlara göre daha yüksek olabilir. muhabbet kuşlarımızı yağlı tohumlar ile beslememeliyiz. vücut yağlanması muhabbet kuşlarının ömürlerini kısaltır, tıpkı insanlar gibi. bu yüzden, nijer tohumu vesaire gibi tohumlarla kuşumuzu beslememeliyiz. yağ oranı düşük tohumlardan hazırlanmış yemler tercih edilmelidir.

geçelim şimdi de birkaç genel bilgiye

- muhabbet kuşlarının vücut ısısı 40 derecede seyreder.

- kalpleri dakikada 300-600 defa atar ve 75-95 defa nefes alırlar.

- koku duyusu diğer canlılara göre daha az gelişmiştir.

- tat duyusu ise oldukça gelişmiştir. tatlıyı, eksiyi, acıyı, tuzu ayırt edebilirler.

- keskin görüşe sahiptirler.

- insanın hissedemeyeceği kadar küçük titreşimleri dahi hissedebilirler.

- kafalarını 180 derece döndürebilirler (daha önceden değinmiştik).

- 2000 ile 3000 arası tüyü vücutlarında bulundururlar ve tüylerine sürekli bakım yaparlar. tüyler kendilerini sık sık yeniler.

- hafif bir vücutlara sahiptirler. kemikleri boşluklu yapıdadır. vücut ağırlıkları ise muhabbet kuşumuzun türüne göre değişir:

yerli muhabbet kuşları 35 +-3,5 gram

ingiliz muhabbet kuşu 40 +-4,0 gram

jumbo muhabbet kuşu 50 +- 5,0 gram

muhabbet kuşumuzun aşırı yağlı olup olmadığını sadece vücut ağırlığına bakarak anlamamız mümkün değildir çünkü her bireyde genetik farklılıklar görülebilir. o yüzden yukarıdaki veriler genel verilerdir. fakat bilinmelidir ki, şayet göğüs kemiği hissedilmiyorsa, çok yüksek ihitmalle kuşumuzda aşırı yağlanma vardır. sahiplendiğimiz kuşumuzu hassas tartıda tartıp, ara ara not ederek gözlem yapabiliriz. aynı şekilde vücut ısısını da gözlemlememiz gerekir. unutmamalı ki, veterinerdeki genel kontroller dışında kuşumuzun sağlıklı olup olmadığından sorumlu olan kişiler onların bakıcılarıdır.

bu bilgileri de iki görsel ile destekleyelim

ilk fotoğraf 33 gramlık bir yerli kuşa aittir. ikinci fotoğraf ise 86 gramlık bir yerli kuşa aittir. 86 gramlık kuş yoğun bir vücut yağlanması ile karşı karşıyadır:


hazır kuşumuzun ağırlığını gözlemlememiz hususuna değinmişken, sizlere taze bir bilgiyi aktarmak istiyorum: son zamanlarda ortaya çıkmış ve oldukça sık görülen bir hastalık var. hastalık türkçe kaynaklarda ne şekilde geçiyor bilmiyorum fakat ben ''kemik sertleşmesi'' şeklinde çevirmek zorunda kaldım çünkü hem yurtdışında veteriner hekimler arasında ''sert kemik hastalığı'' deniyor hem de tıp kitaplarında henüz yer alan bir hastalık değil. kemik sertleşmesi hastalığı en çok dışı muhabbet kuşlarında görülür. hatta makalenin yazarı daha önce bu hastalığa yakalanmış hiçbir erkek kuş görmemiş. kemik sertleşmesi hastalığında, kemiklerdeki sertlik ve kalınlık limite dayanana kadar vücut kalsiyum depolar. kemikler sürekli git gide kalınlaşır ve de sertleşir. bu hastalık son zamanlarda git gide daha da artmaktadır. ilk röntgen filminde sağlıklı kuş ve ikinci röntgen filminde kemik sertleşmesi hastalığı bulunan kuşun kemikleri görünmektedir:


hastalığı anlamak çoğu zaman oldukça zordur. bu yüzden yukarıda da belirttiğim gibi, kuşumuzu ara sıra tartarak gözlem yapmak gerekir. eğer kuşumuz garip bir şekilde birkaç gram kilo almışsa fakat göğüs kemiğinde ne sivrilme ne yağlanma yoksa, bu durumda kemiklerin sertleştiğini düşünebiliriz. hastalığın kaynağı tam olarak bilinmemektedir. şimdilik bilinen ise hangi türlerin en çok etkilendiğidir: dişi kuşlar, melanın açısından fakir renklere sahip muhabbet kuşları ve jumbo türündeki iri kuşlar. bu hastalık üzerine almanca bir çok tutulmuş rapor ve yazılmış makale var ve içerisinde hastalığın daha detaylı analizi, denenmiş tedavi metodları ve sonuçları bulunmakta. fakat hazırladığım bu kılavuzun hedef kitlesi başlangıç seviyesindeki hayvanseverler olduğu için değinmeyeceğim. dileyenler ''hyperostosis'' anahtar kelimesi ile araştırma yapabilirler.

11) ''kafesi pencerenin kenarına koyun'' şeklinde bir öneride bulunmadın. neden?

çünkü kafese gelecek olan güneş ışınları pencere cami tarafından kırıldığı için kafesin pencere kenarında olması çok da büyük bir rol oynamıyor. benim ise farklı bir önerim olacak. kuşlar ya açık alanda doğrudan güneş alabileceği bir yerde olacak ya da kuş lambası denen lamba sayesinde güneşin bir simülasyonunu yapmak. kuş lambası, kuş beslenen her ev ortamında günde 12 saat kadar kullanılmalı (12 saat kadar kuş lambamız açık olmalı çünkü avustralya'da günler yaklaşık olarak 12 saat sürmektedir. avustralya'nın ekvator'a yakınlığından dolayı günler ve geceler arasında büyük farklar yoktur).

kuş lambalarının içerisinde güneşin yaymış olduğu uva ve uvb bulunmakta. uva sayesinde kuşlarımız 4. görüşünü sağlamaktadırlar. insanlar ise 3 görüşlüdürler; kırmızı yeşil ve mavi renklerini görebilirler. muhabbet kuşlarında ise bu 3 renk dışında ultraviyole ışınları da görebilirler. insan gözü ise ultraviyole ışınları kırar. uva kuşlarımız üzerinde canlılığın, hareketliliğin, mutluluğun, doğurganlığın vs. artması gibi bir çok pozitif etki yaratacaktır.

uvb ise, vitamin d3 sentezi için kuşlarımız için gereklidir. fakat yapılan testlerde, kuş lambalarındaki uvb'nin 10 cm'den öteye gitmediği görülmüş. bu yüzden vitamin d3 takviyesi kuşlarımıza veteriner hekim tavsiyesi ile dışarıdan verilmelidir.

piyasada kuş lambası üreten iki adet firma bulunmakta. birisi yakın zamana kadar tek üretici olan ingiltere merkezli arcadia ve de piyasaya yeni fakat teknik özelliklerine bakıldığında daha iyi bir ürünle girmiş olan almanya merkezli avian sun. malesef her iki marka da türkiye'de bulunmamaktaymış.

arcadia

avian sun

her iki ürün de 5.600 kelvin'miş (güneş ışığı 5.600, bu yüzden güneş ışığına en yakın ve de piyasadaki en çok uva üreten iki ürün).

Hamster Beslemek İsteyenler İçin Tüm Detaylar Düşünülerek Hazırlanmış Bir Tavsiye Listesi

Bütün Detaylarıyla Kedi Bakımı Nasıl Yapılır?