TARİH 29 Nisan 2024
16,7b OKUNMA     213 PAYLAŞIM

Konya Büyüklüğündeki Hollanda, Nasıl Oldu da Avrupa'nın En Büyük Tarım Ülkesi Oldu?

Neredeyse Konya kadar, yaklaşık 40 bin km² büyüklüğündeki Hollanda neleri doğru yaptı da tarımda arayı bu kadar açmayı başardı?
Hollanda'da bir tarım arazisi.

hollanda'nın tarımdaki başarısı tesadüf değil. dünden bugüne olmuş bir şey de değil.

hollanda çiftçisi 17. ve 18. yüzyıllarda bile diğer avrupa çiftçisinden %50 ila %175 oranında daha fazla üretim yapıyordu.

ne yaptılar, nasıl oldu?

hollanda, 14. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar avrupa'nın en fazla şehirleşen ve en fazla tarım ürünü talebi yaratan bölgesiydi. tarımsal verimliliği ve yeniliği tetikleyen ilk unsur bu.

17. ve 18. yy'da toprağı nadasa bırakma süresini ne azaltır; ne ekilirse toprak kalitesi ve ertesi yılın tahıl rekoltesi artar gibi soruların cevabını buldular:

- yeni ürünler,

- ürün rotasyon takvimleri,

- toprak sahipliğinde değişen modeller,

- hayvan ve bitki yetiştiriciliğinde seçicilik.

baklagillerin atmosferdeki nitrojeni, tahıl ürünleri için gerekli olan toprak nitratlarına dönüştürdüğü keşfedildiğinde hollandalılar bu sayede verimlilik sorununu çoktan çözmüştü.

daha sonra ürün rotasyonuna şalgam ile patates eklendi ve saman yetiştirme sıklığı arttı. bu da hayvan yemi miktarını artırdı.

daha çok yemdaha çok koyun ve büyükbaş hayvan.
daha çok hayvandaha çok gübredaha verimli tarlalar.


daha kaliteli hayvanlar yetiştirmek için melez cinsler yaratmaya başladılar. hollanda tereyağı ve sütü daha o zamanlarda avrupa'da çok meşhur hâle geliyor.

hem tarım arazilerini çok verimli kullandılar hem de yeni araziler yarattılar. denize setler çekip setlerin berisini kurutarak yeni tarım arazileri elde ettiler.

ürün nakliyatını hızlandırmak içinse tarlaların etrafında hendekler ve kanallar açtılar.

yetmedi bataklıkları kurutup ektiler.

özetle, sistemli, verimli ve eşgüdüm içinde çalıştılar.

herhangi büyük bir projenin başarıya ulaşmasında da zaten bu üç unsur olmazsa olmaz.

kaynak

Dipnot

tüm yaşadıkları zorluklara ve imkansızlıklara rağmen tarım ve hayvancılıkta geldikleri nokta vurgulanırken "bir de ellerinde verimli ve geniş topraklar olsa kimbilir neler yapardı?" ifadesine bir şerh koymak gerekiyor.

kesinlikle çok zor koşullarda ve kesinlikle muazzam bir başarıları var bu kesin ama ellerinde verimli bir toprak olsaydı bu insanlar en başından bu verimlilik noktasına ulaşamazlardı.

söz gelimi anadolu'da çok çalışmasa da iyi kötü gününü kurtarabilen çiftçiler yüzyıllar boyu çok fazla araştırma, geliştirme, icat çıkarma zorunda kalmadılar.

bunun daha üç örneğini ekvatora doğru gittikçe görürsünüz ve çölleşmemiş bölgelerdeki tropikal iklimin ve kolay ulaşılan gıdanın bu bölgedeki toplumlarda gelişmeyi ne ölçüde sınırladığı gözlenebilir.
yine japonya gibi imkanların çok kısıtlı olduğu bir coğrafyada yüzyıllarca adeta "çeliklenen" toplumlar çok farklı bir sisteme, disiplin seviyesine ulaşabiliyorlar.

ne diyorsun derseniz, çekilen zorluklar gerçek gelişme için fırsat oluyor diyorum.